Dolar

34,8810

Euro

36,6999

Altın

3.008,29

Bist

10.058,63

Osmanlı?nın Hint Okyanusu hâkimiyeti - 3

Osmanlı Devleti, Hint Okyanusu?nda Katolik Portekizlilere karşı verdiği mücadele ile küresel bir güç olduğunu ortaya koymuştur.

18 Yıl Önce Güncellendi

2008-10-20 11:44:00

Osmanlı?nın Hint Okyanusu hâkimiyeti - 3

 

9. Sonuç 

Osmanlı Devleti?nin, Mısır?ı ele geçirmesiyle başlayan Hint Okyanusu politikası, sırasıyla Selman Reis, Hadım Süleyman Paşa, Piri Reis, Seydi Ali Reis komutasındaki Süveyş ve Hint Donanmalarının Portekizlilerle önemli mücadelesine sahne oldu. Bu süreçte, Selman Reis?in Cidde?nin savunulmasındaki başarısı, Aden?i alması olumlu bir başlangıç sayılabilir. Hadım Süleyman Paşa?nın Diu önlerinden geri dönmesi; Piri Reis?in Hürmüz?de başarısız olması ve Umman Denizi?ne hakim olma çabalarının Portekizlilerce engellenmesi, Seydi Ali Reis?in Portekizliler karşısında mağlubiyeti başarısızlık olarak telakki edilebilir. Bunun sonucu olarak, Osmanlı Devleti sadece Süveyş?in ve Kızıldeniz?in kontrolünü elinde tutarken, Hint Okyanusu?nda Portekizlilerin etkin olduğu görülür.0 

Portekizlilerin yaklaşık 150 yıl süren Hint Okyanusu macerasının başarısızlıkla sonuçlanıp, yerini Hollanda Krallığı?na bırakmasında, Açe Darusselam Sultanlığın?ın Osmanlı Devleti ile ittifak kurmak suretiyle verdiği mücadelenin önemli bir payı olduğu düşünülebilir. Söz konusu sultanlık, kurucusu Ali Mughayat Şah?dan başlayarak Portekizlilerle girilen mücadelenin boyutları zamanla genişleme gösterirken, Sultanlık ihtiyaç duyduğu nitelikli ordu ve teçhizatın temini için başta Osmanlı Devleti olmak üzere Hindistan?daki Müslüman sultanlıkları gibi bölge ülkeleri ile çeşitli defalar temaslar ve ittifaklar kurma yoluna gitti. Bu süreçte özellikle üçüncü sultan Ali Riayat Şah el-Kahhar, Portekiz tehdidinin büyümesi üzerine çok daha nitelikli bir ordu ve donanma ihtiyacının farkındaydı ve bunu geçrekleştirme yollarını arıyordu. Osmanlı?ya yaptığı talep kabul görmesi üzerine Açe?ye gönderilen Türk askeri uzmanları Açe kara ve deniz birliklerinin eğitiminde önemli rol aldılar.92  Türk askerlerinin Açe devletinin gerek bizzat savaşarak orduda gerekse ordu teşkilatının yenilenmesinde önemli rol oynaması Türklerin İslam dünyasının askeri alt yapısını oluşturmasının bir başka örneğini teşkil eder.93 

Meseleye uzun vadede bakıldığında, 16. yüzyıl başlarından itibaren Kızıldeniz ve Basra Körfezi?nde Osmanlı Devleti?nin, aynı yüzyılın her iki diliminde de Açe Darusselam Sultanlığı?nın Malaka Boğazı civarında Portekizlilere karşı verdiği mücadele sadece Hint Okyanusu?da değil, aynı zamanda, Avrupa?da da Portekiz?in sonunu getirdi. Gerek doğu?da gerekse batı?da Portekizlilere karşı girişilen mücadelede Gücerat Sultanlığı anahtar rol oynadı. Gücerat, sadece askeri alanda değil, ticari ilişkiler bakımından da Açe ile Osmanlı arasında bir köprü vazifesi gördü.0 Hint Okyanusu?nda yaşanan bu gelişmelerin yanı sıra, Portekiz?in Hint sularında yüzyılı aşkın devam eden varlığını sona erdiren temel amillerden biri, Osmanlı?nın Fas?ı Portekiz?den alması oldu. Portekiz, doğudaki ticari faaliyetinden elde ettiği geliri, Atlas Okyanusu?nda Osmanlı ile mücadelesinde harcamak durumunda kaldı. Portekiz?in buradaki mağlubiyetinin akabinde İspanya, Portekiz topraklarında hâkimiyeti ele geçirdi.0  

Osmanlı?nın Hint Okyanusu?da vermiş olduğu mücadelede arzu edilen başarının yakalanamamasında, Akdeniz?e uygun inşa edilen kadırgaların Hint Okyanusu?nda etkisiz kalışının bir rolü olduğunu söylemek mümkün.0 Osmanlı Devleti, görünürde Hint Okyanusu?nda başarılı olmamış olsa da, doğu-batı ticaretinde tekel olmayı hedefleyen Portekiz?i sonunda bu bölgeden çekilmesinin temel nedenlerinden biri Osmanlı ile girdiği mücadele oldu. 

16. yüzyıl ilk yarısı boyunca Hint Okyanusu?nda Osmanlı-Portekiz karşılaşmasının en önemli sonucu, Portekiz?in deniz imparatorluğu?nun Hint Okyanusu?nda hâkimiyeti sağlayamaması oldu. Yakın döneme kadar, Portekiz?in Hint Okyanusu?na gelişi ile birlikte Doğu-Batı ticaretinde Ortadoğu bağlantısının bütünüyle sona erdiği görüşü artık etkisini yitirdi. Özellikle Amerikalı tarihçi Frederic C. Lane, Baruadel, Magalhaes Godinho ve C. R. Boxer gibi tarihçilerin çalışmaları bu gerçeği ortaya koymaktadır. Örneğin, Lane, dönemin Vatikan?daki Portekiz elçisinin verdiği bilgiye dayanarak Ortadoğu?ya baharat girişindeki artışa değinir. Yukarıda da değinildiği üzere, Açe Darusselam Sultanlığı?nın yüzyıl ortalarında Ortadoğu ile kurduğu ticari ve siyasii ilişkiler bunun kanıtıdır. Bununla birlikte, sömürgeciliğin Hint Okyanusu?ndaki varlığının uzun vadeli sonuçlar doğurması bakımından son derece önemli olduğu da unutulmamalıdır. Bu süreçte, Ortadoğu?nun ekonomik zararı bir yüzyıl sonra ortaya çıkmaya başladı. Asıl büyük gelişme ise Hollandalıların bölgeye gelmesi ile başladı. 0 

SON VİDEO HABER

İHH'dan Suriye'deki fırınlar için un desteği çağrısı

Haber Ara