Haber Merkezi / TİMETURK
Son bir ayda yaşanan terör saldırısı, global ekonomik kriz ve yolsuzluk iddiaları hakkında halkın görüş ve beklentilerini ölçmek amacıyla Metropol Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Sirketi tarafından yapılan araştırmanın sonuçları açıklandı.
GRAFİKLER İÇİN TIKLAYIN
Ayrıca ABD?deki başkanlık seçimi, Başbakan-Aydın Doğan tartışması, Deniz Feneri Davası, Kılıçdaroğlu-Fırat tartışması ve Ergenekon Davası zanlılarının TSK adına ziyaret edilmesi gibi konularıda halkın nabzı ölçüldü.
Diğer taraftan, her ay olduğu gibi bu ayda da hayattan memnuniyet, Türkiye?nin gidişatı, en beğenilen ve güvenilen lider ile siyasi partilerin oy potansiyelleri gibi konular da ölçülmeye çalışılmış.
Araştırma 30 ilde 1582 kişi ile yapılarak gerçekleştirilmiş.
HAYATTAN MEMNUNİYET VE YAŞAMA İLİŞKİN DEĞERLENDİRMELER
Yaşadığınız Tüm Şartları Dikkate Aldığınızda Hayatınızdan Ne Kadar Memnunsunuz?
Araştırmaya katılanların yüzde 63,9?unun hayatından memnun olduğu, yüzde 29,9?unun ise memnun olmadığı belirlenirken, Eylül 2008?de yüzde 58 olan memnuniyet oranı yüzde 6 civarında, yüzde 24,3 olan memnuniyetsizlik oranı ise yüzde 5,6 civarında artışlar göstermiş. Yaşanan tüm olumsuz olaylara rağmen memnuniyet oranında son 6 aydır kademeli olarak artış gözlenmesi ilginç olduğu kadar Türk halkının direncini ve sabrını da göstermesi açısından önemli. Global ekonomik krizin etkilerinin kişilerin özel yaşamlarına henüz etkilememiş olması ve terör olaylarında meydana gelen kayıplara karşı kişisel duyarlılıkların çabuk kaybolması hayattan memnuniyeti henüz etkilemediği görülüyor.
Türkiye iyiye mi kötüye mi gidiyor?
Hayattan memnuniyet oranında her ay kademeli bir artış gözlenmesine rağmen, geçen ay halkın yüzde 49,1?i Türkiye?nin durumunun iyiye gittiğini düşünmekte iken bu ay dramatik bir şekilde bu oran yüzde 24,9?a geriledi0. Benzer şekilde, Türkiye?nin iyiye gitmediğini düşünenlerin oranı ise geçen ay ki oran olan yüzde 45,2?den yüzde 70,2?ye yükselmiş. SP?li seçmenlerin dışındaki başta CHP ve MHP?liler olmak üzere bütün seçmen gruplarının yarısından fazlası Türkiye?nin kötüye gittiği endişesini taşıyor. Nisan ayından bu yana ölçülen en yüksek orandaki kötümserlik duygusunun son bir ay içerisinde yaşanan terör olaylarındaki büyük tırmanış, yolsuzluk olayları çevresinde yaşanan siyasi tartışmalar ve global krizin yavaş yavaş hissedilmesine bağlanabilir. İktidar partisine oy verdiğini söyleyen seçmenlerin bile yarısından fazlasının gelecek konusunda endişe belirtmesi dikkatle incelenmesi gereken bir durum. Ayrıca, kadınların erkeklere göre, çiftçiler ile ev hanımlarının diğer meslek gruplarına göre ve en alt gelir grubuna (0-500 YTL) mensup olanların diğer gelir gruplarına göre Türkiye?nin gidişatı konusunda daha karamsar.
PKK TERÖRÜ
Şemdinli saldırısında güvenlik güçlerinin ihmali var mı?
'Sizce PKK? nın Şemdinli?deki Aktütün Karakoluna yaptığı son baskında güvenlik güçlerinin ihmali veya kusuru var mıdır?' sorusuna verilen cevaplar şöyle:
Aktütün Karakolu?na gerçekleştirilen saldırı sonrasında güvenlik ihmali olup olmadığı yönündeki spekülasyonlar ilk kez medya tarafından yüksek sesle dile getirildi. Ekim ayının başlarında gündeme oturan Şemdinli Aktütün Karakolu?na gerçekleştirilen terörist saldırı araştırmaya damgasını vurdu. Askeri teknik ve stratejik bir konu olmakla birlikte halkın yarıdan fazlası (yüzde 51,4) PKK?nın Şemdinli?deki Aktütün Karakolu?na yaptığı son baskında güvenlik güçlerinin bir ihmali veya kusuru olduğuna inanıyor. Saldırıda güvenlik güçlerinin bir kusuru veya ihmali olmadığına inananların oranı ise yüzde 32,7. Bu sonuç, halkın her zaman yüksek sevgi ve güvenini belirttiği TSK tarafından iyi değerlendirilmesi gereken bir durum.
Türk Silahlı Kuvvetleri PKK Terörüne Karşı Başarılı mı?
'Türk Silahlı Kuvvetlerini PKK?ya karşı ne derece başarılı buluyorsunuz?' soruna verilen cevaplar şöyle:
200-300 civarında terörist bir grubun sınırı aşarak bir karakola saldırması ve onlarca şehit ve büyük zayiat verdirmesi kamuoyunda infiale neden oldu. Bu son saldırı ile yeniden ama daha yüksek sesle TSK?nın PKK ile mücadele stratejileri medya üzerinden tartışmaya açıldı. Nasıl olurda bu kadar çok sayıda terörist bir grup güpe gündüz büyük bir saldırı gerçekleştirebilir gibi temel bir soru üzerinden TSK bir takım eleştirilere maruz kaldı.
Halkın yüzde 56,4?ü TSK?nın PKK ile mücadelede başarılı olduğunu düşünürken, bu görüşe karşı olanların oranı yüzde 21,6 olarak belirlendi. TSK?yı ne başarılı ne de başarısız bulanların oranı ise yüzde 19,3. Bütün ölçümlerde halkın yüzde 90?ına yakınının güvendiğini belirttiği TSK?nın terörle mücadelede başarı oranının dikkatle incelenmesi gerekiyor.
Türk- Kürt çatışması ihtimalini görüyor musunuz?
'Altınova?da Yaşanan Olaydan ve Aktütün Karakolu?na Yapılan Baskından Sonra Türkiye?de Bir Türk- Kürt Çatışması İhtimalini Görüyor musunuz?' soruna verilen cevaplar şöyle:
Araştırmaya katılanların yüzde 39,6?sı Türkiye?de bir Türk-Kürt çatışması ihtimalinin olduğuna inanıyor. Bu azımsanmayacak kadar büyük bir oran. Aynı zamanda bir iç savaş anlamına da gelen olası Türk-Kürt çatışmasının önlenmesi için başta siyasi olmak üzere ekonomik, kültürel, sosyal ve askeri tedbirlerin cesaretle ve hızla alınması gerektiğini gösteriyor. Her ne olursa olsun bugün için bir Türk-Kürt çatışması ihtimalini uzak görenlerin oranı ise yüzde 54,7 olarak belirlendi.
Hükümet PKK ile mücadelede başarılı mı?
'Hükümeti PKK ile Mücadelede ne Derece Başarılı Buluyorsunuz?' soruna şu cevaplar verilmiş:
Terörle mücadele askeri tedbirlerden daha önce siyasi ve sosyo-ekonomik boyutu olan çok yönlü bir mesele. 25 yıldır terörle mücadele sürecinde harcanan ve resmi kaynaklarca açıklanan maddi ve manevi kaynaklar Türkiye?nin 1. sınıf devletler seviyesine çıkmasına yeterli değerde olduğunu gösteriyor. Pek çok hükümetin ve askeri kadronun mücadele etmesine ve hatta örgüt liderinin yakalanmasına rağmen PKK terörünün bitirilememesi veya asgari seviyeye çekilememesi halk nazarında da tepki ile karşılanıyor. Araştırmaya göre halkın yüzde 37,8?i mevcut hükümeti PKK ile mücadelesinde başarılı bulurken, yüzde 35?i başarısız olarak görüyor. Son seçimlerde AK Parti?ye oy verdiğini belirtenlerin de yüzde 19?u mevcut hükümeti terörle mücadelede başarısız buluyor.
GLOBAL EKONOMİK KRİZ VE ETKİLERİ
Mc Cain mi Obama mı?
'Amerika?da Kasım Ayında Yapılacak Olan Başkanlık Seçimlerini Cumhuriyetçi Aday Mc Cain?in mi Yoksa Demokrat Aday Obama?nın mı Kazanmasını İstersiniz?' sorusuna verilen cevaplar şöyle:
Önümüzdeki ay ABD?de yapılacak olan başkanlık seçimi, Amerika?nın seçimi olmasının ötesinde tüm dünyayı ilgilendiren bir seçim. Yeni seçilecek başkanın ve ekibinin politikaları ABD?ye olduğu kadar aynı zamanda dünyaya da şekil vermesi açısından önemli bir yer tutuyor.
Araştırmaya göre Türk halkının yüzde 39,8?i Obama?nın,yüzde 14,1?i ise Mc Cain?in kazanmasını arzu ettiği belirlenmiş. Her ikisinin de kazanmasının kendisi için bir önemi olmadığını belirtenlerin oranı ise yüzde 17,7.
ABD bu kriz sonunda gücünü yitirir mi?
'ABD?de Yaşanan Ekonomik Kriz, Bu Ülkenin Dünyada Gücünü Yitirmesine Neden Olur mu?' soruna verilen cevaplar şöyle:
ABD kaynaklı son büyük küresel ekonomik kriz, tüm dünyayı sararken etkisinin uzun yıllar devam edeceği benziyor. Bazı ekonomist ve stratejistler, bu krizle birlikte ABD?nin artık tek başına süper güç olamayacağını, ekonomik ve siyasi olarak gücünü yitireceğini varsaymakta. Araştırmada halkın büyük çoğunlu (yüzde 63,6) da bu görüşe katılmıyor. yine halkın yüzde 31,6?sı ise bu büyük finansal krize rağmen dünyada hala ABD?nin tek süper güç olarak kalmaya devam edeceğini düşünüyor.
ABD?nin zayıflaması iyi mi kötü mü?
'ABD'nin Dünyada Gücünü Yitirmesi Sizce İyi mi Olur Kötü mü Olur?' sorusu sorulmuş. İşte cevaplar:
ABD?nin ekonomik olarak zayıflaması ve mevcut siyasi gücünü yitirmesi halinde gerek Türkiye için gerekse de tüm dünya için yeni siyasal ve ekonomik senaryolar gündeme gelebilir. Başta Ortadoğu olmak üzere dünyanın hemen her bölgesi yeniden şekillenecek ve yeni güç dengeleri kurulacağı, olası yeni dünya düzeni bazılarına göre bir kaos bazılarına göre ise daha adil bir dünyanın başlangıcı olacağı öne sürülüyor.
Araştırmaya katılanların yarıdan biraz fazlası (yüzde 53,2) ABD?nin dünya gücünü yitirmesi halinde iyi şeyler olacağına inanırken, ABD?nin gücünü kaybetmesi durumunda kötü şeyler olacağını düşünenlerin oranı ise yüzde 38 olarak belirlendi. Parti farkı olmaksızın tüm seçmenlerin, erkek katılımcıların, genç yaştaki katılımcıların, yüksek eğitimlilerin ve yüksek gelir sahibi kimselerin yarıdan daha fazlası, ABD?nin gücünü yitirmesi halinde iyi sonuçlar ortaya çıkacağına inanıyor.
ABD Irak?tan çekilirse Türkiye?ye yarar mı?
'Dünyada Gücünü Yitiren ABD Irak ?tan Çekilebilir. Bu Türkiye İçin İyi mi Olur Kötü mü Olur?' soruna şu cevaplar verilmiş:
ABD?nin ekonomik olarak zayıflaması ve mevcut siyasi gücünü yitirmesi durumunda Irak işgalinden vazgeçmesi ve geri çekilmesi halinde Ortadoğu?nun dengeleri değişecek ve bölge yeni bir düzen arayışına girecek. Bu aşamada halkın yüzde 76,8?i böyle bir durumun Türkiye için olumlu sonuçlar doğuracağına, yüzde 12,3?ü ise olumsuz sonuçlara yol açacağına inanıyor.
İran bölgede güçlenirse?
'ABD ?nin Irak?tan Çekilmesi Durumunda Bölgede İran?ın Güçlenmesi Bekleniyor. Bu Durum Sizce Türkiye İçin İyi mi Olur Kötü mü Olur?' sorularına şu cevaplar verilmiş:
ABD?nin Irak ve Ortadoğu?dan çekilmesi durumunda bölgenin en güçlü devletlerinden biri olan İran?ın daha da güçlenmesi Türkiye?nin dış siyasetini de yakından ilgilendiriyor. Halkın yüzde 49?u böyle bir durumun Türkiye için iyi olacağını, yüzde 36,1?i ise kötü olacağını düşünüyor. Anlaşılan o ki, Ortadoğu bölgesinde İran?ın hakimiyetini artırması halkın yarıya yakını tarafından olumsuz bir gelişme olarak algılanmıyor.
ABD kökenli ekonomik kriz Türkiye?yi nasıl etkiler?
'ABD?deki ekonomik kriz Türk ekonomisini nasıl etkiler?' soruna verilen cevaplar şöyle:
ABD?de başlayan ve domino etkisi yaparak tüm dünyayı az veya çok etkileyen küresel ekonomik kriz Türkiye?yi de şimdilik az olmak kaydıyla etkilemekte. Krizin etkisi ilerde artar mı artmaz mı, krizden karlı mı çıkacağız zararlı mı çıkacağız gibi soruların cevabı ileriki zamanlarda netleşecek.
Araştırma bulgularına göre; ABD?de başlayan bu ekonomik kriz ?Türkiye?de ciddi bir sarsıntıya neden? olur diyenlerin oranı %24,8. Bu krizin ?Türkiye?yi etkileyeceğini ama üstesinden gelinebileceğini? düşünenlerin oranı da oldukça yüksek: %57,7. Dolayısıyla etkilerinin henüz yeterince hissedilmediği bir zamanda bile halkın yüzde 82,5?i gibi büyük bir çoğunluğu gelen krizden endişe duyuyor. Krizden endişe duymayanların oranı ise sadece yüzde 14,7 olarak belirlendi.
SİYASİ TARTIŞMALAR
Kim haklı?
'Başbakan Recep Tayyip Erdoğan İle Aydın Doğan Arasında Yaşanan Tartışmada, Sizin Kanaatinize Göre Kim Haklıydı?' sorusuna şu cevaplar verilmiş
Siyasi bir aktör olan Başbakan ile Türkiye?nin en büyük medya grubu başkanı ve işadamı Aydın Doğan arasında yaşanan ve şimdilik sakinleşen tartışma (halk jürisi tarafından) değerlendirildiğinde halkın yüzde 42?si Başbakan?ı haklı görürken, yüzde 19,6?sı da Aydın Doğan?ı haklı görüyor. yüzde 5 civarında AKP?li seçmen Aydın Doğan?ı, yüzde 10 civarında CHP?li seçmen de Başbakan?ı bu tartışmada haklı görüyor. Bu tartışmada taraf tutmayıp, her ikisini de haksız görenlerin oranı ise yüzde 11,3 olarak tespit edilmiş.
Başbakan?ın Doğan Grubu medyasına karşı boykot çağrısı
'Başbakan Erdoğan, Kendi Partisine Oy Verenlere ?Aydın Doğan?ın Sahip Olduğu Medya Grubunun Gazetelerini Almayın, Evinize Sokmayın? Çağrısı Yaptı. Bu Konu Hakkındaki Düşünceniz Nedir?' sorusuna verilen cevaplar şöyle:
Başbakan?ın kendi partisine oy verenlere ?Aydın Doğan?ın sahip olduğu medya grubunun gazetelerini almayın, evinize sokmayın? şeklinde bir boykot çağrısı yapması halkın büyük bir kesimi (yüzde 64,9) tarafından tasvip edilmemiş ve ?yanlış? bulunmuş. Başbakan?ın bu çağrısını destekleyen AKP?li seçmenlerin oranı yüzde 43,9 olurken toplamda 24,8?de kalmıştır. Araştırmaya katılanların eğitim seviyeleri arttıkça Başbakan?ın boykot çağrısını destekleyenlerin oranları da buna paralel olarak azaldığı gözlemlenmiş.
Aydın Doğan medyasına güven
'Aydın Doğan?ın Sahibi Olduğu Medya Grubunun Yayınlarını Genel Olarak Ele Aldığınızda, Bu Grubunun Yayınlarına Güveniyor musunuz?' sorusuna verilen cevaplar şöyle:
Başbakan?ın Aydın Doğan medyasına karşı boykot çağrısı halktan beklediği desteği görmemiş olsa da, halkın yüzde 51,9?u ?Aydın Doğan?ın sahibi olduğu medya grubunun yayınlarına genel olarak güvenmediğini? belirtmiş. En yüksek güvensizlik oranı Saadet Partililer ve AK Partililer arasından çıktı. Bu grubun yayınlarına güvenenlerin oranı ise yüzde 34,1 olarak belirlendi. Genç Partili ve CHP?li seçmenler diğer partililere göre Doğan Grubu medyasına daha yüksek oranlarda güveniyor.
Türkiye?de Medya tarafsız mı?
'Genel Olarak Değerlendirdiğinizde, Türkiye?de Yazılı ve Görsel Medyanın Tarafsız Yayın Yaptığına İnanıyor musunuz, İnanmıyor musunuz?' sorusuna verilen cevaplar şöyle:
Medyanın tarafsız olması ve basın etik ilkelerine uyması evrensel bir kural olarak yüzyıllardır var olan bir ilke. Türkiye?de de sıkça tartışılan medyanın tarafsızlığı konusu Başbakan-Aydın Doğan Çatışması ile bir kez daha gündeme geldi. Buna göre halkın büyük bir kesimi yüzde 73,9 genel olarak ?Türk medyasının taraflı yayın yaptığını? düşünürken, tarafsız olduğunu düşünenlerin oranı ise yalnızca yüzde 20,7?de kalmış.
Deniz Feneri davası
'Almanya?da Mahkûmiyetle Sonuçlanan Deniz Feneri Davası, Deniz Feneri ve Benzeri Yardım Kuruluşları Hakkındaki Düşüncenizi ne Yönde Etkiledi?' sorusuna verilen cevaplar şöyle:
Almanya?daki Deniz Feneri Davası?nın mahkumiyetle sonuçlanması ve bu Dava ile Türkiye?de siyasi, ekonomik, ticari ve medya bağlantılarının kurulması hem siyasi tartışmalara hem de benzeri yardım dernekleri hakkında olumsuz kanaatlerin oluşmasına sebebiyet verdi. Nitekim araştırma bulguları da bunu destekler nitelikte. Halkın yüzde 57,1?i, Almanya?da mahkumiyetle sonuçlanan Deniz Feneri Davası nedeniyle yardım derneklerine olan güveninin azaldığını belirtmiş.
Kılıçdaroğlu-Fırat tartışması-1
'CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu?nun, AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat hakkındaki iddialarını inandırıcı buldunuz mu?' sorusuna verilen cevaplar şöyle:
CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu?nun, AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat hakkındaki yolsuzluk ve uyuşturucu kaçakçılığı iddialarını inandırıcı bulanların oranı yüzde 29,6 iken, bu iddiaları inandırıcı bulmayanların oranı yüzde 51,3 olarak belirlendi. AKP?li seçmenlerin yüzde 14,6?sı kendi genel başkan yardımcıları hakkındaki bu iddiaları inandırıcı bulurken, CHP?li seçmenlerin yüzde 24,6?sı kendi partilerine mensup üst düzey bir yöneticinin iddialarını inandırıcı bulmadıklarını ifade etmiş.
Kılıçdaroğlu-Fırat Tartışması-2
'CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu?nun iddialarına karşın AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat?ın Yaptığı Açıklamalar Sizi İkna Etti mi?' sorusuna verilen cevaplar şöyle:
CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu?nun iddialarına karşın AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat?ın yaptığı açıklamalardan ikna olanların oranı yüzde 21 iken, bu açıklamalardan ikna olmadığını belirtenlerin oranı da yüzde 58,2 olarak belirlendi. Bu ikili arasında yaşanan polemik ve tartışmalardan halkın kafasının karışmış olduğu ve tartışmaların olayın özünün anlaşılmasına bir katkıda bulunmadığı anlaşılıyor. Ancak Kılıçdaroğlu?nu inandırıcı bulanların oranı Fırat?a göre daha yüksek...
Son zamanlarda Başbakan?ın üslubu
'Başbakan?ın Son Zamanlardaki Konuşma Tarzı ve Siyaset Üslubu Hakkındaki Düşünceniz nedir?' sorusuna verilen cevaplar şöyle:
Başbakan?ın son zamanlardaki konuşma tarzı ve siyaset üslubunun ?çok sert? olduğunu ve bunu onaylamadığını düşünenlerin oranı %47,5 olarak belirlendi. Başbakan?ın üslubunu ?normal? bulanların oranı ise yüzde 48. Başbakan?ın üslubu konusunda halk yarı yarıya karşı görüşleri paylaşmış gözüküyor.
AK Parti Hükümetleri yolsuzluklarla mücadele ediyor mu?
'AKP Hükümetinin Yolsuzluklara Karşı Etkin Bir Şekilde Mücadele Ettiğine İnanıyor musunuz?' sorusuna şu cevaplar verilmiş:
Başbakan?ın yolsuzlukla mücadele politikası çerçevesinde ısrarla meydanlarda dillendirdiği ?tüyü bitmemiş yetimin hakkını yedirmeyeceğiz? şeklindeki söylemi biraz demode olsa da, AK Parti hükümeti ve Başbakan yolsuzluklarla mücadele konusunda benzer vurguyu farklı şekillerde yapmaya devam ediyor.
Ancak halkın yarıdan biraz fazlası yüzde 51, 5'i AKP hükümetinin yolsuzluklara karşı etkin bir şekilde mücadele ettiğine inanıyor. Buna karşılık bu mücadelenin etkin bir şekilde verildiğine inananların oranı ise yüzde 43,4. AKP?li seçmenlerin de yüzde 28,8?i bu mücadelenin etkin biçimde verilmediğine inanıyor.
DİĞER GÜNDEM KONULARI
TSK Adına Ergenekon ziyareti-1
'Ergenekon Davası'nda Tutuklu Bulunan İki Emekli Orgeneralin Türk Ordusu Adına Cezaevinde Ziyaret Edilmesini Doğru mu Buluyorsunuz Yanlış mı Buluyorsunuz?' sorusuna verilen cevaplar şöyle:
Kamuoyunda Ergenekon Davası zanlılarına moral verme şeklinde yorumlanan ziyaretin halk tarafından nasıl algılandığı ve tasvip edilip edilmedi araştırıldığında, katılımcıların yaklaşık yarısı yüzde 49,7'si bu ziyareti ?doğru? buluyor. Halkın yüzde 35,8?i ise ?yanlış? buluyor.
TSK Adına Ergenekon ziyareti-2
'Ergenekon Davası Sanığı Olan İki Emekli Orgeneralin Türk Ordusu Adına Cezaevinde Ziyaret Edilmesi Yargı Sürecini Sizce nasıl Etkiler?' sorusuna verilen cevaplar şöyle:
?Ergenekon Davası sanığı olan iki emekli orgeneralin Türk Ordusu adına cezaevinde ziyaret edilmesi yargı sürecini olumsuz etkiler? diyenlerin oranı yüzde 42,9 ile etkilemez diyenlerin oranı yüzde 42,2 birbirine çok yakın. Ancak yüzde 42,9?luk bir kitle bu ziyaretin yargıyı olumsuz etkileyeceği endişesini taşıyor.
Bugün seçim olsa-1
'Önümüzdeki Pazar Bir Milletvekili Seçimi Yapılsa Hangi Partiye Oy Verirsiniz?' sorusuna verilen cevaplar şöyle:
Bugün seçim olsa kararsızlar ve sandığa tepki gösterenler dağıtılmaksızın halkın yüzde 35?inin AK Parti?ye, yüzde 15,5?inin CHP?ye ve yüzde 8,6?sının MHP?ye oy vereceği anlaşılıyor. Kararsız, siyasal tavrını açıklamayan ve tepkili seçmenlerin oranı ise yüzde 31,2 olarak belirlendi. Bir ay önceki araştırmamız ile karşılaştırdığımızda, AK Parti?nin büyük ölçüde (yüzde 16) oyunu düşürdüğü buna karşılık MHP?nin (yüzde 2) ve CHP?nin (yüzde 6) oylarını artırdığı belirlendi. Bunun yanında kararsız, cevap vermeyen ve oyunu iptal edeceğini söyleyen seçmenlerin oylarında yüzde 56?lık artış olduğu görülüyor.
Bugün seçim olsa kime oy verirsiniz sorusunun cevapları halkın yaşanan süreçte siyasi partilere, onların etkin yöneticileri ve liderlerine tepkilerini ve takdirlerini temsil ediyor.
Oy verdiği veya sempati duyduğu siyasi ekibe bir veya birçok nedenle kızan veya küsen seçmen bu soruya muhatap olduğunda bir başka partinin ismini vermek yerine kararsız olduğunu veya cevap vermek istemediğini söylüyor. Oy verdiği ekipten kendince olumlu eylem ve söylemler geldiğinde ise tekrar karasız konumdan çıkıp partisinin ismini veriyor. Dolayısıyla seçmenler yaşanan süreçteki olaylardan sonra hemen parti değiştirmek yerine araştırmalar vasıtasıyla siyasi partilere anlaşılır mesajlar veriyor. Bu mesajlara karşı hassasiyet göstermeyen siyasi ekiplerin sonuçta seçmenlerini kaybetmeleri mümkün.
Bugün Seçim Olsa-2
Siyasal ve ekonomik istikrarı bozacağını düşündüğü ve siyasi partilerin sandık dışı bir yolla cezalandırılmasına tepki duyan partili-partisiz seçmenlerin büyük çoğunluğu, Anayasa mahkemesinin kapatmama kararını memnuniyetle karşıladı. Ülkede oluşan bu olumlu hava siyasal istikrarın devamından yana olan kararsız kesimlerin de AKP?ye meyletmesine yol açmış ve Eylül ayı araştırmasında AKP oyları yüzde 50?lere ulaşmıştı. Aradan geçen kısa zaman sürecinde bu olumlu hava dağıldı, her biri AKP aleyhine gelişen olaylar ardı sıra yaşandı. Şaban Dişli hakkında ortaya atılan iddialar ve bu iddiaların arkasından partideki görevinden ayrılması, Fırat hakkında ileri sürülen iddiaların kamuoyunda geniş yer bulması ve Fırat?ın açıklamalarının halkı yeterince ikna edememesi, Deniz feneri olayında dernekle AKP arasında bağlantı bulunduğuna dair yapılan yayınlar AKP hakkında yerleşmiş imajın zedelenmesine yol açtı. Nitekim halkın yarısı AKP iktidarının yolsuzluklarla etkin bir şekilde mücadele etmediğini düşünmeye başladı.
AKP oylarındaki düşüşün en önemli nedenlerinden biri de, son zamanlarda artan şiddet ve terör olayları. Bu olayların önüne geçilememesi tüm toplumsal kesimlerde derin bir tepkiye neden oldu ve halk bu olayların önlenememesinde birinci derecede siyasal iktidarı sorumlu tuttu. Sonuçta kapatma davası sonrası AKP?ye destek veren seçmenlerin önemli bir kısmı kararsız, siyasi tercihini açıklamayan ve tepkili seçmen grubuna yöneldi
Son zamanlarda Kılıçdaroğlu vasıtasıyla CHP yöneticileri yolsuzluk iddialarını sürekli gündemde tutarak aktif politika izledi. Yürüttüğü politikalar ve liderinden dolayı, CHP?ye karşı tavır alıp kararsızlar arasına giden CHP?ye yakın seçmen tekrar partisini desteklemeye başladı ve CHP oyları 2008 yılının en yüksek değerine ulaştı.
En çok beğenilen siyasetçi
Araştırmaya katılanların en çok beğendiği siyasetçi yüzde 22,9 ile Recep Tayyip Erdoğan olurken, eylül?deyüzde 33,3 olan bu rakam bir ayda yaklaşık yüzde 10 puanlık bir gerileme göstermiş. Bu sonucun ortaya çıkmasındaki en önemli sebepler, başta terör olaylarının siyasi hükümete fatura edilmesi olmak üzere, son bir ayda yaşanan siyasi tartışmalar ve Başbakan?ın bazı partililer hakkında ve Deniz Feneri davası ile ortaya çıkan yolsuzluk iddialarına karşı gerekli tepkiyi vermemesi olarak sıralanabilir. İkinci sırada ise Cumhurbaşkanı (yüzde 8,7) gelmektedir. Geçmiş aya göre Gül?e yönelik beğenilirlik oranında da bir gerileme (yüzde 6) yaşandı. Daha sonra sırasıyla ana muhalefet lideri Deniz Baykal (yüzde 4), Demirel (yüzde 3,3), Devlet Bahçeli (yüzde 2,9) ve Ahmet Necdet Sezer (yüzde 2,8), geliyor.
Liderlere güven
Halkın en çok güvendiği siyasi parti lideri Recep Tayyip Erdoğan (yüzde 34,1) olarak görülüyor. Daha sonra ana muhalefet lideri Deniz Baykal (yüzde 10,2) ve MHP lideri Devlet Bahçeli (yüzde 4,4) geliyor. Bir ay önceki araştırma ile karşılaştırdığında Deniz Baykal?a olan güvenin büyük artış gösterdiği, Başbakan?a olan güvenin büyük bir oranda düştüğü ve Devlet Bahçeli?ye olan güven düzeyinde bir değişme olmadığı tespit edilmiş. Deniz Baykal?a olan güvenin artışı, son zamanlarda CHP?nin yolsuzluk iddiaları üzerinden yürüttüğü aktif politikaya bağlanabilir.