Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

11 Eylül ve 'Amerikan Engizisyonu'

Bugünün ?terörizme karşı küresel savaşı? kadim İspanyol engizisyonun modern bir biçimidir.

18 Yıl Önce Güncellendi

2008-10-06 07:56:00

11 Eylül ve 'Amerikan Engizisyonu'

 

Michel Chossudovsky*

Bugünün ?terörizme karşı küresel savaşı? engizisyonun modern bir biçimidir. Bu, Fransız ve İspanyol engizisyonlarının gerekli tüm muhteviyatını içeriyor.

?İslami teröristleri? yakalamada ?vatanı korumak? için küresel bir önleyici savaş yürütmek askeri bir gündemi meşrulaştırmada kullanıldı.

?Terörizme karşı küresel savaş? (GWOT-TKKS) bir ?Medeniyetler Çatışması?, rakip değerler ve dinler arasında bir savaş, gerçekte stratejik ve ekonomik gayeler ile rehberlik edinen düpedüz bir fetih savaşı olarak takdim edilmektedir.

GWOT Amerikan İmparatorluğunun ideolojik belkemiğidir. Bu, terörizmin ?devlet sponsorlarına? karşı nükleer silahların önleyici kullanımı da dâhil ABD askeri ilkesini tanımlamaktadır.

El Kaide?ye karşı önleyici ?savunma savaşı? ilkesi ve ?terörizme karşı savaş? 2002?in başlarında şekillendirildiği gibi Amerika?nın Milli Güvenlik Stratejisinin köklü yapı taşlarını teşkil etmektedir. Hedef ikisinin de kitle imha silahlarına sahip oldukları söylenen ?haydut devletler? ile ?İslami teröristler? kategorisindeki iki düşmana karşı bir ?meşru müdafaa? eylemi olarak savaş anlamında ?önleyi askeri eylemini? sahneye koymaktır.

Sivil ölümlerinden sorumlu olduğu iddia edilen ?dış düşman? ve şerir?in mantığı aklıselim üzerine galebe çalmaktadır. Amerikalıların öz bilincinde 11 Eylül 2001 saldırıları savaş nedenlerini ve zapt etmeyi meşrulaştırmaktadır.

?11 Eylül 2001?deki kayıplarla gösterildiği gibi, kitlesel sivil kayıpları teröristlerin belirli hedefidir ve bu kayıplar eğer teröristler kitle imha silahlarını ele geçirir ve kullanılar ise git gide hızlanarak daha sert olabilecektir.? (National Security Strategy, Milli Güvenlik Stratejisi, Beyaz Saray, Washington, 2002)

Amerika?nın Engizisyonu

Engizisyonun meşruiyeti sorgulanmamaktadır. ?Teröre karşı küresel savaş? sadece sağlık ve eğitim değil, hemen hemen kamu harcamalarındaki her bir kategorinin hesabına dev gibi bir savunma bütçesini meşrulaştırmaktadır.

?terörizme karşı küresel savaş? ileri silah sistemlerini kullanarak teröristlerin ?peşine düşmeyi? icap ettirmektedir. Bu, askeri eylemin gerçek hedeflerini örtbas etmeye hizmet eden kötüye karşı bir önleyici din-benzeri haçlı seferini onaylamaktadır/desteklemektedir.

11 Eylül?ün altında yatan yalanlar biliniyor ve belgelendi. Amerikan halkının kötüye karşı bu haçlı seferini kabulü herhangi mantıki bir anlayışa veya gerçeklerin analizine dayanmamaktadır.

Amerikan engizisyonu ?İslami teröristlere? karşı bir uluslararası kampanyanın parçası olarak askeri müdahalesini meşrulaştırmak ve Amerikan nüfuz alanını genişletmeye matuf olarak kullanılmaktadır. Onun, basın haberlerinde hiçbir zaman bahsedilmeyen, nihai gayesi stratejik kaynaklar üzerinde kontrol sağlama ve toprak fethidir.

GWOT dogması Washington?un yeni muhafazakâr (neoconservative) think tank kuruluşlarınca ileri sürülmekte ve şekillendirilmektedir. Bu, askeri-istihbarat yapılanması tarafından yürütülmektedir ve başkanlık konuşmalarıyla basın toplantılarında tecessüm etmektedir:

?Bizler bu dünyada şerir insanların olduğu hususunda uyarıldık. Bizler oldukça yalın bir şekilde uyarıldık?Ve bizler müteyakkız olacağız. Sizin hükümetiniz müteyakkızdır. Valiler ve belediye başkanları şerir halklar halen orada pusuda diye gözünü dört açmaktadırlar. Dün söylediğim gibi, elalem Amerika?ya karşı savaş ilan etti ve onlar çok büyük bir hata yaptılar? Hükümetimin (yönetimim) yapması gereken bir işi var ve bizler onu yapacağız. Bizler dünyayı kötülük-ehlinden kurtaracağız. (George W. Bush, CNN, Eylül 16, 2001)

2001 Eylül ayında başlatılan ?Terörizme karşı Küresel Savaş?ın hedefi delalete/sapkınlığa karşı küresel bir kampanya için halk desteğini canlandırmaktır. Kamuoyu nazarında savaş başlatmak için bir ?adil davaya? sahip olmak önde gelmektedir. Bir savaş eğer ahlaki, dini veya etik temellerde başlatılmış ise o zaman onun adil olduğu söylenebilir.




Müslümanların Şeytanlaştırılması ve Petrol için Savaş

Geniş Orta Batı Merkez Asya bölgesindeki ABD güdümlü savaş geniş petrol ve doğal gaz rezervleri üzerinde kontrol elde etmekten ibarettir. Anglo-Amerikan petrol devleri aynı zamanda bölge dışında petrol ve gaz boru hatları güzergahları üzerinde kontrol sağlamaya çabalamaktadır. (Aşağıdaki tablo ve haritalara bakınız.)

Müslüman ülkeler toplam petrol rezervlerinin yüzde 66?ısını elinde tutmaktadırlar. (Michel Chossudovsky, The 'Demonization' of Muslims and the Battle for Oil, Müslümanların Şeytanlaştırılması ve Petrol için Savaş,Global Research, Ocak 4, 2007). Bunun aksine Amerika sadece toplam petrol rezervlerinin yüzde 2?sine sahiptir. Irak, Amerikadan beş kez daha fazla petrole sahiptir.

Şeytanlaştırma dünya petrol rezervlerinin yüzde altmışını elinde bulunduran bir düşmana uygulanmaktadır. ?Şer Ekseni?, ?Haydut Devletler?, ?Yenik Milletler?, ?İslami Teröristler?: şeytanlaştırma ve iftira Amerikan Engizisyonunun idelojik rükünleridir. Bunlar, petrol için savaşın başlatılmasında bir savaş nedeni (casus belli) olarak hizmet görmektedirler.

Petrol için Savaş petrole sahip olanların şeytanlaştırılmasına ihtiyaç duymaktadır. Düşman, askeri eylemlerin sivillerin kitlesel olarak öldürülmeleri de dahil meşrulaştırılması yönünde bir bakışla uğursuz olarak tavsif edilmektedir. (aynı yer)

Engizisyonun Tarihi Kökenleri

Gaye, el Kaide tarafından ?Amerika saldırı altında? aldatmayı devam ettirmektir. Amerikan engizisyonu etkisi altında Washington tüm dünya genelinde İslami köktenciliğin kökünü kazımak ve ?demokrasiyi yaymak? için kendinden menkul bir kutsal vekalete sahip.

?Bin Ladin?in Peşinden Gitmek? bir fikir birliğinin parçasıdır. Korku ve güvensizlik sağduyuya galebe çalmaktadır. Delile rağmen, Beyaz Saray, Dışişleri Bakanlığı, iki partili sistem, Amerikalıların zihinlerinde, Amerikalı sivillerin ölümüyle sonuçlanan bir 11 Eylül suç eyleminden dolayı sorumlu tutulamayabilir.

Üstesinden gelmeye çalıştığımız / uğraştığımız şey: güç yapısının ve siyasal otoritenin düpedüz ve kör bir kabülüdür.

Bu bağlamda, bir ideolojik inşa olarak Amerikan Engizisyonu, birçok bakımdan, Ortaçağlar boyunca Fransa ve İspanya?da yürürlükte olan engizisyonel toplumsal düzene benzemektedir. 12. yüzyılda Fransa?da başlayan engizisyon fetih ve askeri müdahalenin meşrulaştırılması olarak kullanıldı.   

Evvel emirde bu Roma Katolik Kilisesi?nin öğretilerine kafa tutan Waldensiyalılar ile Catharlara karşı güney Fransa?da bir kampanya şeklini aldı. Cathar Hareketi Katolik Kilisesi ve Paris?teki Fransız krallığının hakimiyetine karşı güney Fransa?daki bölgesel feodal düzen tarafından korunan dini bir tarikat idi. ?Catarlar kendilerinin gerçek Hıristiyanlar olduklarına ve Katolik Kilisesinin ise şeytan tarafından kurulan uydurma bir kilise olduğuna inanmaktaydılar.?

13. yüzyıl başlarında Fransız Kraliyet Ailesinin emrinde ?Masum Papa III Catarlara karşı bir haçlı savaşı ilan etti.? Haçlı Seferi aslında sapıklığa karşı bir kampanya maskesi altında bir fetih savaşıydı.  

Sapıklığa karşı yöneltilen engizisyon Kraliyet bölgesinin kontrolünü pekiştirmeye matuf idi.  Bu, Katolik Kilisesinin otoritesini aldatıcı bir yüz olarak kullanarak güney ve güneybatı Fransa?ya askeri olarak müdahaleye gerekçe teşkil etti.

Yönetici feodal düzen tarafından zorlanan ve askeri olarak desteklenen, Kilise engizisyoncuları tarafından da yürütülen engizisyon siyasal uzlaşısının bir parçası haline geldi. Bunun gayesi ?savaş başlatmak için bir meşrulaştırma? olarak sapkınlığa karşı kampanyayı kullanarak, Fransa?da bölgesel güçlere boyun eğdirmek, merkezi devletin güçlerini genişletmek, sosyal ve siyasal düzeni devam ettirmek ve korumaktı. Aşina geliyor mu?

Bugünün Engizisyon Düzeni

Amerikan engizisyonunun (11 Eylül ve ?terörizme karşı küresel savaş? meşruiyetinden şüphe duyan herhangi bir kişi sapkın bir komplo teorisyeni veya teröristlerin bir suç ortağıdır.

Amerikan Engizisyonu iki tarafı da tutan bir uzlaşmanın parçasıdır. Hem Demokratlar hem de Cumhuriyetçiler Amerikan Engizisyonunu desteklemektedirler.  

?Usame bin Ladini Kovalamak? her iki siyasi partinin seçim platformunun bir parçasıdır. Aslında bu, seçim kampanyalarının merkezi bir unsurudur:  

Ben (Barack Obama) 11 Eylülde bize gerçekte saldıran teröristler karşı savaşı bitirmek için daha fazla asker ve daha fazla kaynak lehinde konuştum. Şunu açığa kavuşturdum: eğer onlar görüş menzilimizde iseler bizler Usame bin Ladin ve onun yardımcılarını yok etmeliyiz. (Barack Obama, Acceptance Speech / Tasdik Konuşması, National Democratic Convention, Denver, 2008 Ağustos)

Son yıllarda bizler el Kaide?ye ciddi bir şamar indirdik. Fakar onlar yenilmediler ve onlar eğer yapabilirlerse bizi tekrar vuracaklardır. (John McCain, Acceptance Speech, Republican National Convention, St Paul, 2008 Eylül)

Orada bir ?dış düşman? mevcuttur. Vatan saldırı altındadır. İslami teröristler ?hayat tarzımızı tehdit etmektedirler.? Usame ve yardımcılarına karşı öncelikle ?kendimizi korumalıyız.?

Colorado?daki Petersen Hava Üssündeki karargahıyla ABD Kuzey Komutası (Northcom) 2002 yılının başlarına Amerika?yı bir terör saldırısına karşı korumak için kuruldu. Kamuoyuna 11 Eylül saldırılarına karşı bir cevap olarak kurulmuş gibi lanse edildi. Nükleer savaş başlıkları da dahil gelişmiş hava savunma sistemlerini kullanan Güney Komutasının gerçek stratejik hedeflerinden bahsedilmemektedir.

Siyasal Uzlaşma

Amerikan Engizisyon Düzeninin sözcüsü Batı birleşik medyasıdır.

Bu demeçlerin herhangi birinin geçerliliğini sorgulayan insanlar veya 11 Eylül saldırılarının arkasındakiler hakkında şüphesi olanlar Amerika Vatanını tehdit edenlerin suç ortağı olarak düşünülmektedirler.

1232 yılında Papa IX Gregory engizisyon olarak isimlendirilen özel dini mahkemeler sistemi tesis etti. Dominik Keşişleri sapmışları bulmak ve soruşturmak için yollandı:

?Delalet, sapkınlar yok edilmediği müddetçe yok edilemez ve? onların savunucuları ve (destekçileri) yok edilmedikçe, ve bu iki şekilde etkilenmektedir? onlar gerçek Katolik imanına dönüştürülmelidirler, veya? yakılmalıdırlar. (Henry Charles Lea, A History of the Inquisition of the Middle Ages, Orta Çağ Engizisyon Tarihi, p. 535, 1887)

Sözünden cayan (tövbe etmeyen); yani delaleti terk etmeyen kişiler canlı canlı yakıldı.

Bugünün Vatanseverlik Anlaşması, askeri mahkemeler, CIA gözaltı kampları, Ebu Gureyb ve diğerleri gelişmiş bir engizisyon sisteminin parçalarıdır. Terörist şüpheliler kimseyle görüştürülmüyor. İşkenceye uğruyorlar, askeri mahkemelerce sorgulanıp hüküm giyiyorlar. Onların fikrini değiştirme hakkı yok.

Hedef bu teröristleri parmaklıklar arkasına koyarak ?dünyayı daha emin? kılmak değil.

Sözümona teröristlerin mahkemeleri önemli bir sosyal fonksiyon icra etmektedir. Onlar ?İslami teröristlerin? gerçek bir tehdit teşkil ettiklerine dair Amerikalıların ruhi bilinçlerindeki illizyonu devam ettirmektedir.

?İslami teröristlerin? tutuklanmaları, yargılanmaları ve hüküm giymeleri Amerikan Devleti?nin, onun engizisyoncu yasal ve kanun yaptırım aygıtlarının meşruiyetini uzun süre korumaktadır.

Nihai gaye; kamuoyunu düşmanın gerçek olduğuna ve ABD Yönetiminin kendi vatandaşlarının hayatını koruduğuna ikna etmektir.

Muhalefet İmalatı

Washington kendisine yönelik savaş karşıtı eleştirilere karşı sessiz kalmamaktadır. Tam aksine. Engizisyoncu sosyal düzen belirli ihtilaf biçimlerine izin vermektedir. Bir ?demokrasi? altında ABD dış politikasını en sert ifadelerle eleştirmek siyaseten doğrudur.

Müsaade edilmeyen ise engizisyonun sorguya çekilmesidir.

ABD Yönetimine karşı çıkanlar sapmışlar şeklinde damgalanmamaktadır. Önde gelen entelektüellerin idare ettiği birçok ?yenilikçiler?, liberaller ve savaş karşıtı aktivistler kesin olarak 11 Eylül saldırılarının arkasında Müslümanların olduğuna inanmaktadırlar. ?Bizler savaşa karşıyız; lakin terörizme karşı savaşı destekliyoruz.?

Yeni Dünya Düzeni bir politik ve medya ittifakı inşa etmektedir (diğer bir deyişle GWOT ? TKKS);  fakat aynı esnada kendi şahsi muhalefetini de oluşturmakta ve kalıba dökmektedir. O ihtilafın sınırlarını belirlemektedir. O ?ihtilaf üretmektedir.?

İki partili yarıştaki başkanlık adayları petrol şirketleri, Wall Street ve savunma mütahhitleri de dahil güçlü birleşik çıkarlar tarafından desteklenmektedir.

Aynı zamanda, bu benzer birleşik menfaatlar, kendilerinin muhtelif vakıfları (Ford, Rockefeller, Gates ve diğerleri dahil) bir çok Liberal / Çağdaş kuruluşları ve alternatif medyayı desteklemekte ve finanse etmektedirler.

11 Eylül Amerikan Engizisyonunun temel taşıdır.

11 Eylül?ün altında yatan yalanlar başlıca savaş karşı hareketler tarafından kabul edilmektedir.   

ABD Dış Politikası kınanmaktadır; lakin ?Terörizme karşı Küresel Savaş? tasdik edilmektedir. Bile bile veya bilmeyerek, ABD Yönetimine karşı çıktıklarını iddia edenler tarafından GWOT-TKKS?un bu onayı ABD Dış Politikasının gerçek uygulamasının altında yatmakta olan engizisyoncu düzene bir meşruiyet sağlamaktadır.

Öte yandan, 11 Eylül Gerçeği Hareketi de dahil resmi 11 Eylül söylemiyle ilgili ciddi şüpheleri olanlar ise sapkınlar ve inançsızlar olarak damgalanmaktadırlar.  

?Adil Savaş? Teorisi


?Adil Savaş? (justum bellum) teorisi epeydir devam eden bir gelenektir. Tarih boyunca bu baskın sosyal düzeni sürdürmek ve savaşın meşrulaştırılmasını sağlamak için kullanıldı.

Afganistan olayında, 11 Eylül işgalin meşrulaştırılmasında kilit bir rol oynadı. Afganistana karşı savaş insani temeller üzerinde açılmış ?Adil bir Savaş? olarak göz önünde tutuldu.

12 Eylül 2001?de NATO tarihinde ilk kez Washington Anlaşmasının 5. Maddesini ? toplu savunma fıkrasını ? yürürlüğe sokarak Dünya Ticaret Merkezine ve Pentagon?a yönelik 11 Eylül saldırılarını ?tüm NATO üyelerine karşı bir savaş olarak? deklare etti. 

Afganistan bir araştırmanın rehberliğinden önce ve bir parça delil olmaksızın 11 Eylül saldırılarının ?devlet sponsoru? olarak etkilendi. 2001 Kasım ayının başlarında Afganistan?ın işgali 11 Eylül faillerine ve onlarınd devlet destekçilerine karşı direk bir terörizm-karşıtı operasyon olarak takdim edildi.

Sendikalar, STKlar ve birçok ?çağdaş? entelektüeller ABD-NATO güdümlü işgali desteklediler. 11 Eylül hadiseleri Bush Yönetimi?nin dış politikasını eleştirenler ve muhalifler de dahil Amerikan toplumunun muhtelif kısımlarının desteğini kazanmada kilit rol oynadı.

Afganistan?a karşı savaş 11 Eylül?den evvel hazırlandı. Savaş hazırlıkları bir ileri safha hazırlığında çoktan mevcuttu.  Afganistan?a karşı ABD ve NATO tarafından açılacak savaşa yeşil ışık yakılması 11 Eylül saldırılarının 24 saati içinde temin edildi.

askeri analizciler tarafından bilinen ve doğrulanan bir gerçeği açığa çıkarmada basın haberleri başarısız oldu: başlıca bir savaş bölgesi, hiçbir şart altında, 4-5 haftada planlanacak ve yürütülecek bir mesele değildir.

11 Eylül ?insani bir savaş? yürütülmesini meşrulaştırma olarak kullanıldı. Askeri analizcilere malum olan, Afganistan?a karşı savaş 11 Eylül 2001 trajik olaylarının öncesinde son derece iyi bir şekilde planlanmış idi.

İspanyol Engizisyonu

14 ve 15. yüzyıllarda Engizisyon Avrupa?nın diğer kısımlarına sıçradı. İtalya?da engizisyon kuzeydeki Lombardy, Venedik ve Sicilya gibi diğer bölgelerdeki milliyetçi hareketlerin peşinde oldu, bu siyasal hareketleri bastırmak için kullanıldı. Kuzey Fransa ve Almanya?da engizisyon küçük mistik tarikatlar iddiasıyla siyasal ve askeri müdahalede bulunmak için kullanıldı. Yerel prenslikler dahil bölgesel güçler engizisiyonla işbirliği yapmayı reddetti. Bugünün dünyasında, bu şekil müdahalecilik terörizme karşı savaşta ?hükümetlere yardım etmek? için ABD Özel Kuvvetlerini göndererek yürütülmektedir.

Müslümanlar tarafından fethedilen ve 13. yüzyılda Hıristiyanlarca kısmen geri alınan İspanya; ?dini olarak heterojen, Müslümanlar, Hıristiyanlar ve Yahudilerin birlikte nispeten barış içinde yaşabildikleri bir hoşgörü ortamı geliştirmişti.? 15. yüzyılın sonlarına doğru, siyasal ve bölgesel bütünleşmeyle aynı zamana denk gelen İspanyol hoşgörüsü birdenbire değişti. İspanya bir engizisyon biçiminin yükselişini Avrupa?daki herhangi bir yerden daha merhametsiz ve yıkıcı olarak gördü. (Bill of Rights in Action)

İspanyol engizisyonu aynı zamanda sapmışlar ve inançsızların peşinde olmak noktasındaki bir konsensus teşkil etme süreciyle tavsif edildi. Engizisyon İberya yarımadasında bölgesel bütünleşme sürecini desteklemek için kullanıldı. Hedef Müslüman ve Yahudi tüccar sınıflarına karşı arazi sahibi aristokratların güçlerini ve mutlak monarşiyi sağlamlaştırmaktı.

İspanyol Engizisyonu Kraliçe İsabel, Reina Catolica?nın buyruğu altında yürütüldü. 1483 yılında, Reyes Catolicos, Isabel de Castilla ve Ferdinando de Aragon engizisyonu idare etmek için bir konsey oluşturdu. İsabel?in bir danışmanı olan Tomas de Torquemada ilk genel engizisyoncu oldu. Torquemado daha öncesinde Yahudi ve Müslüman din değiştirenlere (Conversos) karşı vaaz vermişti. Hedef meydana gelmekte olan tüccar sınıfını bastırmaktı.
'Tek ülke, tek hükümdar, tek inanç? Genel One country, one ruler, one faith' Engizisyon Şefinin fermanı oldu.   


Goya'nın Engizisyonu


Papa engizisyona arka çıktı, gizli gündem feodal düzen ve İspanya güdümlü sömürge savaşlarıydı.

Bugün Amerika?daki Engizisyon Şefi, Sivil Savunma Departmanı Sorumlusudur.

Yasal Organlar

Ortaçağlardaki engizisyon, ithamları bir araya getirmekteydi: 

'Eğer iki şahit birini sapkınlıkla suçlayıp yemin ederse, suçlanan şahsın ortaya çıkma çağrısı yapılırdı. Görüşler, önyargılar, rivayetlr ve dedikoduların delil olarak kabul edilirdi. Suçlanana hiçbir zaman suçlayanların adı, hatta tam olarak suçlamalar bile söylenmezdi.

Engizisyoncular suçlanan şahsı gizlilik içinde soruştururdu. İtiraf etmeyi reddeden herhangi biri hemencecik suçlu olarak farz edilirdi. Engizisyoncular sadece dinde eğitilmişlerdi ve onlar suçlananı dini sorularla tuzağa düşürmeye çalışırlardı. Mesela; bir engizisyoncu şunu sorabilirdi: ?Sen kutsal kilisenin inandıklarına iman eder misin??

?Ben imanlı bir Hıristiyanım?, cevabı gelebilirdi ürkek şüpheliden.

?Öyleyse!? diye bağırabilirdi engizisyoncu. ?Bizler zaten çoktan senin sapıklıklara inandığını biliyoruz! Sen inandıklarının gerçek Hıristiyanlık olduğunu ve kiliseninkinin ise yanlış olduğunu söylüyorsun!? (Bill of Rights in Action)

Hiçbir avukata izin verilmezdi; zira bir sapmışı savunmanın sapkınlık olduğu düşünülmekteydi:

?Sözünü geri almaktan (tevbeden) vazgeçenlere işkence etmekteydiler. İşkence süresince, dini engizisyoncular itirafları kaydetmek veya diğer sapmışların isimlerini not etmek için orada hazır bulunmaktaydılar. Aynı zamanda hükümet de tutuklanma veya ölüm yönündeki kesin hükmü yürütmekteydi. 

Hemen tevbe edenler ise hemen daha hafif bir hüküm giyebilir; dualar okuyabilir, oruç tutabilir, halk önünde kırbaçlanabilir veya bir hac yapabilirdi. Bazı tövbekarlar tüm elbiselerine dikilerek tutturulan sarı bir haç giymeye zorlandılar. Haç onların eski bir sapkın olduğunu göstermekteydi ve birçok insan korku içinde onlardan uzak kaçmaktaydı.

Tevbe etmeyi reddeden birçokları ömür boyu hapse mahkum edildiler. Eğer onlar kesinlikle tevbe etmeyi reddederlerse, Engizisyon onları canlı olarak yakılmaları içi hükümet yetkililerine teslim etti. Bazı engizisyoncular öyle kusursuzdular ki ölünün peşindeydiler. Eğer bir ölü şahıs delaletle itham ediliyorsa, onun kemikleri toprak kazılıp çıkartılarak yakılabiliyordu.

Çoğu suçlanan sapmışlar için temyiz sözkonusu değildi. Birkaç zengin veyahut güçlü insan belki de Papa?ya hükmü değiştirmesi için yalvarabilirdi; ancak çoğu suçlanan için hüküm son karardı. Cezaevine ya da işkence kazığına gönderilenlerin aileleri malvarlıklarını kaybetti. (Bill of Rights in Action, aynı zamanda bakınız History of the inquisition ? Engizisyon Tarihi)

Amerika?daki bugünün yasal sistemi bir engizisyon düzeninin elzem vasıflarını içermektedir. 2002 Ağustos ayındaki bir Adalet Bakanlığı ?yasal görüşüne? göre ?belirli şartlar muvacehesinde? işkenceye izin verilmiştir:

?Eğer bir hükümet çalışanı tutuklu bir şüpheliye işkence yapacaksa o bunu; el Kaide terörist şebekesince Amerika Birleşik Devletlerine daha fazla saldırıları önlemek için yapıyor olacaktır.? denmektedir Adalet Bakanlığı Yasal Danışma Ofisinden CIA?nın yasal danışmanlık için istediği bir dilekçeye verilen cevabi bildiride.  Bildiri tartışmaların şuraya odaklaştığını ekledi: ?zorunluluk ve meşru müdafaa herhangi bir suçlu eğilimini yok edebilecek gerekçeleri sonrasında temin edebilir.? (Bakınız Washington Post, Haziran 7, 2004)

?bir sorgulama metodu tartışmalı olarak Birimde çizilen sınırları aşsa ve itibar kullanımı Başkanın genelkurmay otoritesinin anayasa aykırı bir ihlali olarak tutulmazsa bile bizler; mevcut şartlar altında (terörizme karşı savaş) potansiyel olarak suç eğilimini yok edebilecek belirli savunma gerekçelerinin kullanışlı olabileceğine inanmaktayız. (Tamamı, 2 Ağustos 2002 Adalet Bakanlığı Memorandumu Pdf dosyası)

İşkence

'İspanyol Engizisyonu kendine mahsus vasıfları itibariyle özellikle dehşet vericiydi. Suçlananlar hiçbir zaman kendilerini suçlayanların kimler olduğunu bilemezdi. Bir kere tutuklandı mı suçlanan sapkının malvarlığını el konulmaktaydı.?

?Bu mallar da akabinde ilk olarak Kraliyet ve ardından da engizisyon şefi tarafından idare edilmekteydi?

Suçlanan şimdi adanmış bir Hıristiyan olsa bile, kökenleri itibariyle mümkün olduğunca şiddetli bir şekilde yargılanmaktaydı. Suçlananın aynı zamanda savunma için bir avukat veya bir dava vekiline ulaşmasına izin verilmezdi ve tüm şahitlerin isimleri kendisinden gizlenirdi. (Jason L. Slade, The Spanish Inquisition ? İspanyol Engizisyonu, Ağustos 6, 1996)

İşkence zamanın usulüydü. Suçlananın bir avukata sahip olmasına izin verilmezdi. 



Bugün?ün CIAsi tarafından uygulanan işkence metotları, CIA jargonunda genellikle ?water boarding (sorgulanan kişide boğulma hissi oluşturan ve su kullanarak yapılan bir işkence türü) olarak ima edilen, su işkencesi veya aselli de dahil olmak üzere orta çağlarda engizisyon tarafından uygulanan işkence teknikleriyle zarif bir benzerlik taşımaktadır

 ?Yargılamalar manevi meseleler olması hasebiyle Kilise onları ele almaktaydı. Bununla birlikte, cezalar genellikle daha çok fiziksel idi, bu nedenle de onlar devlet tarafından ele alınmaktaydı. Günah çıkarma için bu fiziksel işkencenin birçok usulü var idi. Bunlardan en meşhurları ya da rezilleri strappado veya palanga ve aselli veya su işkencesi idi. (Jason L. Slade, The Spanish Inquisition (İspanyol Engizisyonu) , Ağustos 6, 1996)





Water-boarding o zaman ve şimdi 

Alfred McCoy bu bağlamda şunları rapor ediyor. CIA: 'sıklıkla dokunulmaz repertuarlarına Engizisyon?un marka işkenceleri olan ---strappado,  question de l'eau, 'crippling stork ? felce uğratan leylek've 'masks of mockery ? taklit maskeleri.' adlı işkenceleri andıran fiziksel metotları ekledi. Örneğin 2002?de Kabil yakınlarındaki CIA merkezinde, Amerikan sorgulayıcıları, tutukları strappado?ya benzer bir tesirle ?elleri kelepçeli olarak tavana asılı ve ayakları da zincirli olarak durmaya? zorladı. Engizisyonun kurbanın vücuduna saptırılan demir çerçeveli 'crippling stork ? felce uğratan leylek' aletinin yerine CIA sorgulayıcıları, kurbanlarını öze tesir eden acının fizyolojik etkisini hedefleyerek tekrar herhangi harici bir mekanizma olmaksızın benzer bir ?acı verici pozisyonlara? tabi tuttu... (Alfred McCoy, The Hidden History of CIA Torture: America's Road to Abu Ghraib ? CIA İşkencesinin Gizli Tarihi: Amerika?nın Ebu Gureyb?e giden yolu, Global Research, Kasım 2004) 

16. yüzyılda İspanya?da, engizisyon kabul edildi. Bu bir ortak karardı. Ahali bunun iyi bir şey olduğu ve işkencenin ?toplumu arındırmaya hizmet ettiği? yönünde inanmaya yönlendirildi.

?Bir piskopoz ortaya çıktı ve hükümlerinin adını haykırdı. Ardından kırmızı iblisler ve alevlerle süslenip püslenmiş siyah kaftanlar giyinmiş sapmışlar dışarı atıldı. Hükümet yetkilileri onları direklere bağladı.

?Kutsal Kiliseye karşı sapkınlığınızı terk edecek misiniz?? diye meydan okudu bir rahip.

Tövbe eden herhangi birisi alevler tutuşturulmazdan evvel boğazlanarak öldürülecekti. Bununla birlikte çoğu ya sessiz kaldı ya da karşı koydu. Alevler tutuşturuldu ve meydan sapkınların çığlıkları ve kalabalığın sevinç çığlıklarıyla yankılandı. (Bill of Rights in Action?dan alıntı, adı geçen eser) 

Bu ?terörizme karşı savaşın? geçerliliğini sorgulamaya cüret eden herhangi bir şahsın kendisi bir terörist ve anti-terör yasalarına tabi biri olarak olarak damgalandı. Ki bu o zamanlar İspanya?da ölümdü.

Bugünün engizisyoncu ortamında, çoğu insan resmi 11 Eylül söylevi hakkında kuşkucu; fakat kimse ?terörizme karşı savaş?ın geçerliliği sorusuna cesaret edemiyor.

?Bunlar kötü insanlar ve bizler peşlerinden giderek onları ele geçirmeliyiz.? Söylem hemen hemen aynı.

Nihai hedef vatandaşlara boyun eğdirmek, Amerika?daki sosyal hayatı tamamiyle depolitize etmek; insanları Amerika?yı yöneten engizisyoncu sosyal düzeninin meşruiyetine meydan okuyan ve tahlil eden tasavvur ve kavramsallaştırmadan men etmektir.

Koca Yalan Gerçek haline gelmektedir. Hakikatler tepetaklak olur.

Savaş; barış, zahmete değer bir ?insani girişim?  haline gelir,

Barışçı muhalefet delalet halini alır.  

Gaye Yeni Dünya Düzenini sürdürme beklentisiyle bir güvensizlik ve korku ortamı oluşturmaktır.  

Monthy Pyton?un ifadeleriyle:

?KİMSE İspanyol Engizisyonu beklemez!

Bizim ana silahımız sürprizdir?sürpriz ve korku?korku ve sürpriz? 

Bizlerin iki silahı korku ve sürprizdir?ve merhametsiz etki?

Bizlerin ?üç? silahı korku, sürpriz ve merhametsiz etkidir?ve neredeye Papa?ya fanatikçe bir adanıştır?

Bizlerin ?dört??hayır?silahlarımız ?arasında??bizlerin silahları arasında?korku, sürpriz gibi unsurlar vardır?

Tekrar geleceğim.? (Monthy Python, The Spanish Inquisition ? İspanyol Engizisyonu)


Medcezir tersine nasıl çevrilir?

Engizisyonu sars;

11 Eylül?ün arkasındaki yalanları deşifre et;

Konsensusu parçala;

Yüksek Makamlardakilerce işlenen suçları ifşa et;

Engizisyoncuları koltuklarından et:

?Milyonlarca insan 11 Eylül?ün sonuçları ve sebepleriyle ilgili olarak yanlış yönlendirildi.

Ülke boyunca, bir ?harici düşman? imajı Amerikalıların zihinlerine aşılandı. El Kaide Amerika ve dünyayı tehdit ediyor. Vatansever Mevzuatı altındaki demokrasinin yürürlükten kaldırılması ?iç güvenlik? ve insan haklarını sürdürmeyi temin etme aracı olarak tasvir ediliyor. 

Amerika?daki ve Dünya genelindeki halk el Kaide?nin harici bir düşman değil de Amerikan Dış Politikası ve CIA?nın bir eseri olduğunun farkına vardıklarında, iki partili savaş gündeminin meşruiyeti bir iskambil destesi gibi tepetaklak olacaktır?

 

* Michel Chossudovsky Kanadalı bir iktisatçıdır.  Kendisi Ottowa Üniversitesinde İktisat Profesörüdür. Michel Chossudovsky globalresearch.ca adlı siteyi yürüten Küreselleşme Üzerine Araştırma Merkezi editörüdür. Merkez kendisini ?Yeni Dünya Düzenini? ?silahsızlandırmak? ve ?Küreselleşmenin? medcezirlerini zapt etmeye adamak? şeklinde ifade etmektedir.  

 

Bu makale Ömer Saitoğlu tarafından TİMETURK için tercüme edilmiştir.

 

 

 

Haber Ara