1. Kadir Gecesi, Kadir Sûresi'nde de ifade edildiği üzere, 'Kur'an'ın indirildiği; bin aydan daha hayırlı olan; Rab'lerinin izniyle Ruh ve meleklerin her türlü iş için indiği; tan yeri ağarıncaya kadar esenlik, huzur ve güven kaynağı olan' (Kadir, 97/1-5) bir gecedir.
Mademki, bu geceyi bin aydan hayırlı yapan şey, Kur'an'ın bu gecede indirilmesidir; öyleyse bizler bu geceyi Kur'an'ı okuma, anlama, yaşama ve yaşatma ziyafeti yapmalıyız. Kur'an'ın manasına ve tefsirine ağırlık vererek onu idrak etmeli ve yaşamalıyız. Anladıkça ve yaşadıkça onu yaşatmanın aşkını ve şevkini yaşamalıyız. Ayrıca bu geceyi, nafile namaz ve duayla geçirmemiz tavsiye edilmiştir. Çünkü Sevgili Peygamberimiz: 'Kim inanarak ve Hak rızası için Kadir Gecesi'nde kalkarsa, (namaz kılar, ibadet ederse) onun geçmiş günahları affedilir.' (Buhari, Leyletü'l-Kadr, 1) buyurur.
2. Bu gece maddi ve manevi bütün nimetlerin müminin gönlüne yağdığı, iki cihanın bayram oluş müjdesinin müminin gönlünde hissedildiği, Kur'an, ibadet ve oruçla ruhun yükselişini zihnin de müşahede ettiği bir gecedir. Böylesine bir gecede, ilahi yardım ve manevi fetihler sağanak yağmur gibi müminin gönlünü ve zihnini serinletir. Dünya kaygılarından ve dertlerinden özgürleştirir. Kur'an-ı Kerim'de Rabb'imizin bizlere çok büyük nimetler ikram ettiğini gördüğümüzde, Allah'tan hatalarımız için bağışlanma dilememiz emredilmiştir. Bu hakikati Rabb'imiz, 'Allah'ın yardımı ve fethi geldiği zaman, insanların bölük bölük Allah'ın dinine girdiğini gördüğün zaman, Allah'ı hamd ile tesbih et. O'ndan af dile. Şüphesiz ki Allah tevbeleri kabul edendir.' (Nasr, 110/1-3) ayetleriyle vurgulamıştır. Çünkü istiğfar, (Allah'tan bağışlanma dileme) 'Ben başardım...' cümleleriyle başlayan insanın içindeki başarı hırsına ve her şeyi sahiplenme meyline engel olur. İnsanın bütün başarı ve zaferleri kendinden bilerek Allah'ı devreden çıkarma durumunu ortadan kaldırır. Bu nedenle bu gecede hatalarımız için af dileyerek yüceliyoruz.
3. Başarıyı ve nimeti kendinden bilme, insanı kibre düşürür. Kibir ise küfre götüren bir zehirdir. Kibrin baş düşmanı, tevazudur. Huşu Hakk'a boyun eğmek, tevazu Hakk'a teslim olmak, Hakk'ın hükmüne itirazdan vazgeçmektir. Bu iki kavramın da en güzel halleri namaz ve oruçla yaşanır. Bu dua, Kadir Gecesi'nde bizi Kur'an, namaz ve orucun bu güzel iklimine davet eder; bu iklimi ruhumuza hissettirir.
4. Bu duada Rabb'imizin sonsuz ikramlarını ve affediciliğini hissederiz. Tevbenin güzelliğini ve affedilmenin vazgeçilmezliğini bir nefes gibi içimize çekeriz. Tevbe ve istiğfar, Allah hariç her şeyden dönmek ve yüz çevirmektir. Sıradan insanların tevbesi, günahları içindir. Allah dostlarının tevbesi ise Rabb'lerini unutarak geçirdikleri her an içindir. Mevlânâ Hazretleri tevbe hakkında şunları söyler: 'Ecel akşamı gittikçe yaklaşmada. Bu oyun, ne vakte kadar? Gel artık, onu terk et, yeter. Tevbe atına binip hırsıza yetiş, ondan elbiselerini geri al.' Biz de bu duayla istiğfar ve tevbe atına binip ulvi âlemlere yükseldikçe Kur'an'ın ve Ramazan'ın himmet ve hikmetini hissederek bayramı karşılıyoruz.
5. Ecel akşamı kapımızı çalmadan tevbe atıyla bizleri manevi miraçlarımıza, Seni sevmenin doruklarına çıkar. Senin zikrinle ve şükrünle coşan, rızanla Sana koşan, Senin için ağlayan, cennet ve Cemalullah'ta Seninle huzuru bulan, bütün kapıları Senin sevgine kapı ve vesile yapan, helallerine ve emirlerine sımsıkı yapışmakla mutluluğu yakalayan kullarından eyle bizi...
Allah'ım Sen affedicisin, affı seversin, beni de affet
Hz. Aişe, Kadir Gecesi'ne ermenin şükrünü ve şevkini idrak etmek için Rasûlullah'a yönelip şöyle bir soru soruyor: Ya Rasûllallah, Kadir Gecesi'ne erme şerefine nail olursam nasıl dua edeyim, dedim: Rasûlullah da şu duayı okumamı söyledi: 'Allah'ım Sen affedicisin, affı seversin, beni de affet. (Allahümme inneke afüvvün, tuhibbu'l-afve, fa'fü annî)' Tirmizi, Da'avât, 89
Zaman