Sımon Tısdall*
ABD Başkanı son aylarında Afganistan ve Pakistan?ı ?yola getirmeye? çalışarak kendini haklı çıkarmaya kararlı. Bush?un ABD özel kuvvetlerine Pakistan içinde saldırı düzenleme emri üzerine Afganistan?daki savaşın bu ülkeye de sıçraması, parçalayıcı bir iç savaş tehlikesi yaratır
ABD Başkanı George W. Bush ve Pakistan Devlet Başkanı Asıf Ali Zerdari?nin çok ortak noktası olduğu düşünülebilir. Gençken her ikisi de başbelası playboylar gibi şöhretlere sahipti. Şu anda kendi ülkelerinin daha ağırbaşlı liderleri olarak ikisi de vatandaşları arasında hiç popüler değil. Kendi açısından Bush, yolun sonuna gelmiş durumda. Ve eğer Mariott Oteli hafta sonu bombalayan İslamcılar, merhume Benazir Butto?nun eşi Zerdari?ye yönelirse öyle ya da böyle o da şüphesiz Bush?un arkasından gidecek.
Bu garip ikili için risk epey yüksek. Zerdari sadece iktidarı kaybetmemek için değil, ülkeyi demokratik, laik yönetime dönük bir tehdit karşısında bir arada tutmak için giderek rahatsız edici hale gelen siyasi ve askeri bir kampanya yürütüyor. Afganistan?daki savaş Pakistan?da da kök saldı ve şimdi aşiret bölgelerinin ve kuzeybatı sınırının ötesine yayılıyor. Doğu Afganistan ve ötesinde Afgan Taliban ve Kunan?dan yabancı cihadçıların geçici olarak NATO?yla savaşı bırakıp Pakistan ordusuyla savaşa katılmak üzere Becur, Kohat ve Svat?a akın ettiği bildiriliyor.
Bir yılda 300 kişi bomba kurbanı
Pakistanlı askeri uzmanlar ve yorumcular ülkenin bütünlüğüne yönelik tehdidin, her ne kadar görünüşte tanıdık olsa da, her geçen hafta daha zorlu hale gelerek büyüdüğü uyarısı yapıyor. Beş yıl öncesine dek bilinmeyen intihar bombaları, bu yıl 300 cana mal oldu. Son günler, ordunun 60 direnişçinin öldürüldüğünü söylediği şiddetli çatışmalara sahne oldu. Ekonomi dipte, istikrarsızlık rahatsız edici boyutlarda. Bu arada BM bugün batı sınır bölgelerinde ülke içinde mülteci durumuna düşen çeyrek milyondan fazla insanın imdadına koşmak için 17 milyon dolarlık bir acil yardım süreci başlattı.
Bush yönetiminin Marriott bombalamasından sonraki analizi hiç dramatik değildi: Onların (direnişçilerin) hedefi hükümet kurumlarını savunmasız bırakmak ve zayıflatmak; böylece hoşgörüsüzlüklerini yayarken serbestçe hareket edebilirler. ABD Pakistan halkı ve onların demokratik yollarla seçilmiş hükümetine bu belayla mücadele ederken destek olmaya devam edecektir.
Zerdari?nin ordu komutanı General Eşfak Pervez Kiyani?ye temmuzda İslamcılara karşı sınırsız operasyon yürütmesi yönünde yeşil ışık yakmasından beri, Pakistanlı yetkililer arasında bir defalık zaferin kâfi gelmeyeceği yönündeki inanç büyüdü. Ama başka bir nedenleri de var. Temmuz aynı zamanda Bush?un gizlice ABD özel kuvvetlerine Pakistan içinde görev yetkisi verdiği ay. Militanları kararlı bir biçimde püskürtmeye girişmek, belki de Pakistanlıların çoğu için hakaret olarak algılanan ABD?nin doğrudan müdahalesini frenlemenin tek yolu olarak görüldü. Bu düşünce yeni ortaya çıkan ortak Pakistan-Afgan sınır devriyeleri planı için elverişsiz bir koşul yaratıyor.
İslamabad, ABD kuvvetlerinin 3 Eylül?de Pakistan?a sivillerin ölümüyle sonuçlanan ve sonra aşiret üyeleri ya da Pakistan askerleri veya her ikisi tarafından geri püskürtüldüğü iddia edilen savaş helikopterleriyle düzenlediği saldırıların ardından tamamen toparlanabilmiş değil. Şimdiki iddia Pakistan?ın topraklarına yıkılmış bir savaşın ?sahipliğini? bir derece eline almak zorunda olduğu. ABD?nin teşvik ettiği Zerdari ve Kiyani?nin böyle yapması, ülkeyi parçalayacak bir iç savaşı tetikleyecek tehlikenin ta kendisini yaratır.
Pakistan?a, ?terör ağları?na ve bunların barındığı güvenli bölgelere karşı kararlı bir şekilde harekete geçmesi ve böylece Afganistan?daki koalisyon askerlerinin korunmasına yardım etmesi yönünde artan askeri baskı, Bush?un, BM Genel Kurulu?nda Zerdari?yle yapacağı görüşme boyunca peşinde olması beklenen kendi oyun finalinin bir parçası. Görüşme öncesinde konuşan ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Stephen Hadley Pakistan?ı 3 Eylül?deki hakaretin bir daha tekrarlanmayacağına temin etme yönündeki fırsatları baypas etti.
Hadley, ?Bence (Pakistan) hükümet, terörist tehditle yüzleşmenin Afganistan?a ya da bize iyilik etmek olmadığını, bunun kendilerinin hayatta kalması için gerekli bir şey olduğunu giderek kabul ediyor. Onlarla bu zor durumla başa çıkmaları için yakın bir biçimde çalışıyoruz. Ve gerçekten tüm söyleyebileceğim bunlar? diye konuştu. Hadley?nin tereddüdü geride, Pakistan gelecekte ne yaparsa yapsın, karar verildiği takdirde ABD kuvvetleri tarafından daha çok saldırının düzenleneceği yönünde bariz bir izlenim bıraktı.
Gates gayet açık sözlü konuştu
ABD Savunma Bakanı Robert Gates de, dün Kongre?ye ifadesinde açık sözlüydü: ?İsyancılar güvenli sığınaklarından yoksun kalıncaya dek güvensizlik ve şiddet devam edecek. İslamabad ve Kabil daha yakın işbirliği içinde olmalı. Terörle savaş bu bölgede başladı. Burada bitmeli.?
Bush fazla zamanı kalmasa da, bitmekte olan bir başkanlığın son miskin aylarını Afganistan ve Pakistan?ı ?doğru yola? getirmeye harcayarak kendini haklı çıkarmaya kararlı. Dün Washington?dan gelen bilgilere göre bu çabalar arasında yolda olan ?kapsamlı bir stratejik gözden geçirme? de bulunuyor. Önerilerden biri Afganistan?daki ABD muharip birliklerinin sayısının 15 bin takviye askerle artırılması, ayrıca Britanya gibi NATO ülkelerinden 10 yıllık süreçte askeri takviyeyi içeren kampanyanın parçası olarak zaten duyurulan 8 bin askerin gönderilmesi.
Bu kulağa riskli, Irak?taki takviyeye benzer bir kızışma gibi geliyorsa, hiç şaşırtıcı değil. Kabul edilirse olacak olan bu. Diğer politika alanlarındaki gibi, Bush?un son bir miras bırakma çabasının bedelini bahtsız Zerdari gibileri ödeyecek.
*The Guardian gazetesi yazarı.
Kaynak: Radikal