Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Türkiye, Azerbaycan ve Ermenistan'da sorunları çözmek için güçlü bir irade bulunduğunu belirterek, ''Üç dışişleri bakanı olarak cuma günü biraraya geleceğiz''dedi.
Babacan, 63. dönem BM Genel Kurulu yüksek düzeyli toplantılarına katılmak için geldiği New York'ta, ABD'nin önemli düşünce kuruluşlarından Dış İlişkiler Konseyi'nde Türkiye'nin dış politika önceliklerini ve bakış açısını anlatan bir konuşma yaptı.
-Ermenistan ziyareti-
Konuşmasında, Ermenistan ziyaretine de değinen Babacan, ziyaretin hem ikili hem de bölgesel güvenliği etkileyen konularda önemli görüş alışverişi yapılmasına imkan tanıdığını belirtti.
''Umarım Ermenistan ile başlattığımız diyaloğun üzerine birşeyler inşa edebiliriz'' diyen Babacan, Kafkaslar'daki tüm ülkelerle birlikte çalışmanın önemli olduğunu söyledi.
-ABD ile ilişkiler ve Rice görüşmesi-
ABD ile ilişkilerin ''dostluk, karşılıklı güven ve müttefiklik'' ilişkilerine dayalı olduğunu belirten Babacan, ''Batı pazarlarına güvenli enerji tedariği, küresel düzeyde terörizmle mücadele, Balkanlar ve Kafkaslar'da istikrarı sağlama, Afganistan, Irak, Pakistan, Lübnan ve Orta Doğu'ya istikrar getirme'' gibi konuların Türkiye ve ABD için son derece önemli olduğunu bildirdi.
Babacan, ABD Dışişleri Bakanı Condolezza Rice ile görüşmesinde her iki ülkenin en çok önem verdiği ilk 10 konunun çoğunluğunun neredeyse aynı konular olduğunun görüldüğünü, ortak vizyon ve kararlılığın iki ülke arasındaki stratejik ortaklığı güçlendirdiğini belirtti.
-AB üyeliği-
Türkiye'nin AB üyeliği hedefinde Türkiye'de siyasi iradenin bulunduğunu, ancak bu konuda AB'nin son AB genişlemesinde gösterdiği kararlılığı pek göstermediğini düşündüklerini belirten Babacan, AB'nin sağlıklı ve canlı bir ekonomiyle gerçek bir küresel oyuncu olabilmek için Türkiye'yi mutlaka kabul etmesi gerektiğini söyledi.
-Kıbrıs-
Kıbrıs sorununa adil ve kalıcı bir çözüm bulunmasının son derece önemli olduğunu ifade eden Babacan, 2008 yılının ''fırsat penceresi'' olduğuna inandıklarını, bu kapsamda Kıbrıs Türk tarafının kapsamlı görüşmelere başlaması yönündeki olumlu yaklaşımını desteklediklerini bildirdi.
Adada, 3 Eylülde kapsamlı görüşmelerin başlamasını son derece memnuniyetle karşıladıklarını belirten Babacan, umutlarının bunun neticesinde ''1960 garanti sisteminin korunduğu, iki-bölgeli ve siyasi eşitlik temelinde iki eşit kurucu devlet tarafından bir ortaklık devleti kurulması'' olduğunu söyledi.
Babacan, bu kapsamda Kıbrıs Türklerine 40 yıldır uygulanan izolasyonun kaldırılması yönünde eski BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın BM Güvenlik Konseyi'ne verdiği raporun uluslararası toplum tarafından uygulanmasını da istedi.
Konuşmasında, Türkiye'nin Afrika'ya verdiği önemi de vurgulayan Babacan, bu ülkelerle yapılan işbirliğinde gelinen son aşamaları anlattı.
-Türkiye-Azerbaycan-Ermenistan görüşmesi-
Babacan, katılımcılardan birinin Cumhurbaşkanı ABDullah Gül'ün Ermenistan'a yaptığı ziyaretle ilgili bir sorusu üzerine ise Kafkaslar'da yaşanan son krizin bölgedeki ülkeleri tutumlarını gözden geçirmeye ittiğini ve bu durumun Ermenistan ve Azerbaycan için de geçerli olduğunu belirtti.
Bu yeni durumu iyi bir fırsat olarak değerlendirerek, Cumhurbaşkanı Gül'le birlikte Ermenistan'a gittiklerini, ancak bunun sadece 90 dakikalık bir maç izlemek için olmadığını belirten Babacan, Cumhurbaşkanının ayrılmasının ardından kendisinin bir süre daha kalarak Ermenistan dışişleri bakanıyla görüşmelerine devam ettiğini söyledi.
Babacan, ''Ermeniler çözüm konusunda içten gibi görünüyorlardı ve çözümü sadece Ermenistan ve Türkiye için değil Azerbaycan ve Ermenistan için de istediklerini söylediler'' dedi.
Türk ve Ermeni diplomatlar arasında da bir süredir bazı temasların bulunduğunu, Azeri ve Ermeni tarafları arasında da önce devlet başkanları arkasından dışişleri bakanları düzeyinde temaslar olduğunu anımsatan Babacan, 3 ülkede de sorunları çözmek için güçlü bir irade olduğunu söyledi.
Üç ülkeyi ilgilendiren tüm sorunların birbiriyle ilgili olduğunu bu kapsamda da 3 ülkenin temsilcilerinin bu Cuma günü biraraya geleceğini belirten Babacan, bu kapsamda ikili görüşmelerden çok üçlü toplantının önemli olduğunu bildirdi.
Türkiye olarak sorunların çözümünde bir ''çıkış'' için ellerinden geleni yapacaklarını, bunun bölgenin güvenliği ve istikrarı için önemli olduğunu ifade eden Babacan, özellikle Azerbaycan'daki seçimlerin ardından sürecin daha da hızlanmasını beklediğini söyledi.
-Türkiye'nin konsey adaylığı-
Babacan, Türkiye'nin BM Güvenlik Konseyi'ne üyeliğiyle konseye neler getirebileceği ve önceliklerinin neler olabileceğiyle ilgili bir soru üzerine ise dünyanın pekçok bölgesinde barış ve istikrar için son derece aktif çaba harcayan Türkiye'nin, neredeyse yarım asırdan bu yana Güvenlik Konseyi'nde temsil edilmediğini söyledi. Babacan, adaylık sürecinin iyi gittiğini, ancak son ana kadar çalışmak gerektiğini belirtti.
Güvenlik Konseyi'nde bulunmanın zor bir görev olduğunu, ancak Türkiye'nin demokratik ve ekonomik başarısının ve uluslararası ilişkilerde tecrübesinin diğer ülkeler açısından iyi bir örnek oluşturacağına ve Konsey'e katkı sağlayacağına inandığını bildiren Babacan, bu kapsamda Türkiye'nin temel haklar, demokrasi gibi değerleri ilke edindiğini ve dünyada pekçok ülke tarafından güvenilen bir ülke olarak görüldüğünü vurguladı.
-Kıbrıs-
Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Kıbrıs konusunda hükümet ve asker arasında bir bakış açısı farklılığı olup olmadığının sorulması üzerine, bunun son dönemde daha çok duyulmaya başlayan bir 'retorik' olduğunu, gerçeği yansıtmadığını belirtti.
Babacan, bu çerçevede 2004 yılında oylanan Annan Planı'nın hiçbir farklılık olmadan Türkiye'nin desteğini aldığını ve KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ve Kıbrıs Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas arasında son dönemde başlayan müzakereleri de Türkiye Cumhuriyeti'nin desteklediğini söyledi.
''Her şeyi, birçok şeyi önce kendi içimizde tartışıyoruz'' diyen Babacan, 2004 yılındaki Annan Planı'na verilen desteğin Türkiye'nin çözüm istediğinin kanıtı olduğunu, Annan Planı'nın KKTC tarafından kabul edildiğini, ancak Rum kesiminin planı kabul etmediğini hatırlattı.
Babacan, Kıbrıs'taki müzakereler konusunda, ''son derece samimi olduklarını ve bu süreci başarılı bir sonuç alana kadar, sonuna kadar götürmek'' konusundaki kararlıklıklarını da ifade etti.
Bakan Babacan, Kıbrıs konusuyla ilgili başka bir soru üzerine de, Türkiye'nin Kıbrıs'ta garantör bir devlet olduğunu ve bu konumunun resmi bir konum olduğunu anlattı.
Kıbrıs'taki TSK varlığına ilişkin olarak da KKTC halkının ''başı dertte olduğunda orada olmaları gerektiğini ve gerektiği sürecede olmaya devam edeceklerini'' belirten Babacan, eğer Kıbrıslı Rumlar Annan Planı'nı kabul etmiş olsalardı adadaki Türk askeri sayısının azalacağına da dikkati çekti.
''Eğer bugünkü durum bir çıkmaz olmaya devam ediyorsa, bunun nedeninin BM'nin barış planının reddedilmesi olduğunu'' vurgulayan Annan, ''Türkiye bölgede barış ve istikrarın temel bir oyuncusudur ve Kıbrıs Akdeniz'de barış ve istikrar için önemlidir'' diye konuştu.
AA