Dolar

34,8748

Euro

36,7125

Altın

3.040,66

Bist

10.115,82

Mevlânâ'nın ruhunu inciten sahneler

Uygun olmayan yerlerde sema yapılması, semazenler ve akademisyenler tarafından farklı yorumlanıyor.

18 Yıl Önce Güncellendi

2008-09-22 11:01:00

Mevlânâ'nın ruhunu inciten sahneler

Kimileri semanın gerçek anlamıyla icra edilebilmesi için Mevlevihanelerin yeniden açılması gerektiğini söylüyor; kimileri de semanın devlet kontrolünde yapılması gerektiğini...

Zaman'ın cumaERTESİ ekinde yayımlanan 'Bu semazenler aşk ile değil, para için dönüyor' haberi yeni bir tartışma başlattı. Bu konuda görüş belirtenler arasında semanın gerçek anlamıyla icra edilebilmesi için Mevlevihanelerin yeniden açılması gerektiğini söyleyenler de var, devlet kontrolünde yapılması gerektiğini savunanlar da...

Semazen P. K., semanın dinî bir ayin olarak yapılabilmesi için Mevlevi tekkelerinin açılması gerektiğini söylüyor. Kendisi de ücret karşılığında sema yapan P. K. 'Günümüzde de Mevlevihanelerde sema yapılıyor; ama buradaki amaç da gösteri. Aslına uygun sema yaptığını söyleyenlerden kaçı Mevlevi virdini okuyor Allah aşkına?' diyor. 'Ben kendimin ve benim gibi para karşılığı dönenlerin eleştirisini yapıyorum.' diyen P. K. sözlerine şöyle devam ediyor: 'Türkiye'de 300'e yakın semazen var. Semayı gerçek mânâda yapanlar bir elin parmaklarını geçmez. Semazen abdestini de alsa, namazını da kılsa yaptığı şovun ötesine geçemez; çünkü virdini okumuyor, üstelik para alıyor.'

Konya Selçuk Üniversitesi Mevlânâ Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Nuri Şimşekler'e göre ise semanın aslına uygun icra edilebilmesi için tekkelerin açılması gerekmiyor. Şimşekler, bu görüşünün nedenini şu sözlerle temellendiriyor: 'Semanın açılacak Mevlevihanelerde yapılması da farklı sebeplere dayanabilir. Oralarda da maddiyat ön plana çıkabilir, para için sağa sola gidilebilir. 1925'te dergahlar kapatıldıktan sonra Mevlevilik kültürü devlet eline teslim edilmiş. Mevlevilikle ilgili ne olursa olsun bunu devletin yapması lazım.'

Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Tasavvuf Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Sezai Küçük ise semanın aslî haliyle yapılabilmesi için kendisinden önceki nesilden icazet almış bir sema dedesinin olması gerektiğini söylüyor. Küçük, 'Bugün bu olmadığı için kafasına sikkeyi geçiren sema yaptığını sanıyor.' diyor. Uluorta her yerde semazen kıyafetleriyle dönen insanların, semanın adabını, erkânını, aşkını yok ettiğini belirten Küçük, bu konuda yapılması gerekeni şu sözlerle ifade ediyor: 'Tasavvuf geleneğinin çizgisi sağlam bir şekilde takip edilmeli.'

İstanbul ve Konya'da sema ayini icra eden iki resmî koro mevcut. Nuri Şimşekler, bu koroların yoğun talebe yetişemediği için, semayı kendi etrafında dönmek zanneden ve çevresindekilere 'Ben dervişim, semazenim' diyen insanların çoğaldığını söylüyor. 'Leylim Ley' şarkısında sema edenleri bile duyduğunu belirten Nuri Şimşekler, 'Bazılarının başlarında sikke bile yok. Keçeyi ikiye dürüp başlarına takıyorlar. Manavgat'ta ayaklarında adeta kovboy çizmesi olan semazenler gördüm. Semayı farklı müzikler eşliğinde ve aslına uygun olmayan yerlerde icra etmek Hz. Mevlânâ'nın ruhunu ve onu sevenleri incitir. Semanın yapılabilmesi için Ayin-i Şerif'in okunması gerekir. Mevlânâ bir tıkırtıdan, bir satıcının sesinden etkilenerek Allah'a yönelmiş. Ama o Hz. Mevlânâ'dır. Kimse kendini onunla kıyaslamasın.' diyor.

Semazenlerin maddi pazarlığa girmesinin adaba aykırı olduğunu söyleyen Şimşekler, şöyle konuşuyor: 'Mevlevilik geleneğinde 'niyaz' usûlü vardır. İnsanlar gelirler, semayı seyrederler ve niyaz olarak oraya bir şey bırakırlar. Yine bir yere davetli iseler davet eden kişi niyaz kabilinden bir miktar para verir. Ama kesinlikle pazarlık yapılmaz. 1 YTL de verseler 1.000 YTL de verseler itiraz etmez. Çünkü Mevleviliğe göre o niyazın biri bindir.'

'Sahil yerlerinde animatörler bile sema yapıyor.' diyen Nuri Şimşekler, bu işin aşk işi olduğunu söylüyor: 'Sema yapan kişiler, bir bakıyorsunuz ki başka kostümler giymiş kılıç kalkan oynuyor. Nasıl kot pantolonla, farklı yerlerde bale yapılamazsa Mevleviliğin seması da sikkesiyle, tennuresiyle, hırkasıyla ve mutlaka Ayin-i Şerif eşliğinde yapılmalı. Dönmeyi öğrenmekle semazen olunmaz. Semazen dönüşle değil, Allah için yanışla olur!'

Serkan Kara - Zaman

 

Haber Ara