Sonbaharla birlikte içinizi bir hüzün kapladıysa, baş ağrısı, kronik yorgunluk ve tatlıya düşkünlük alışkanlık haline dönüştüyse mevsimsel depresyon kapınızı çalmış olabilir...
İşte depresyona teslim olmamanın yöntemleri.Güneşin üstünü örten kara bulutların ve puslu havanın, sıcak neşeli yaz günlerinin yerini almasıyla ortaya çıkan depresif ruh hali mevsimsel depresyonun tetikleyicileri arasında yer alıyor. Mevsimsel depresyon, modern yaşamın yaygın hastalığı olan depresyon vakalarının ancak %10unu kapsıyor.
Her yaş grubunda görülse de ağırlıklı olarak kadınlar da 35- 45 erkeklerde 45- 65 yaşları arasında ortaya çıkan depresyon, enerjide azalma hayattan zevk alamamak, kaygı, korku, çaresizlik, özgüvende azalma, uyku düzensizliği ve karamsarlık gibi belirtiler gösteren ruhsal bozukluklar olarak tanımlanmaktadır. Duygu, düşünce ve davranışlarımızı şekillendiren beyinin ön bölgesi ile diğer bölgeleri arasındaki iletişimi kuran sistemin çalışmasında bir bozukluk varsa depresyon ortaya çıkabilir.
DEPRESYON BELiRTiLERi
Depresyon sadece ruhsal değil aynı zamanda fiziksel aktivitelerde bozukluklarla kendini gösterir. Fiziksel bozukluklar;Uyku bozuklukları
Baş ağrısı
Sürekli yorgunluk
İştah artışı ya da iştahsızlık
Sırt ve bel ağrısı
Enerjide azalama Ruhsal belirtiler ise;
Üzüntü n Melankoli
İlgisizlik
Zevk alamamaGeçmişe dönük pişmanlık, kendini önemsiz ve değersiz hissetme, güvensizlik, umursamazlık, her konuda kendini suçlama, öz güvende azalma
Konsantrasyon eksikliği
Kaygı,korku,endişe
Sıkıntılı, çaresiz, neşesiz, sinirli ruh hali olarak özetlenebilir.
BUNLARDAN KAÇINI HİSSEDİYORSUNUZ?
Sürekli yorgunluk hissi ve uyku hali ya da uyku bozuklukları
Aşırı kilo alma ya da kaybetme
Belli bir konuya odaklanamamak
İnsanlardan uzaklaşma, yalnız kalma isteği
Nedeni belli olmayan ağrılar,
İntihar düşüncesi, daha fazla yaşamanın anlamsız olduğu düşüncesi
Sık başağrısı
Hiçbir şeyden zevk alamamak
Karar vermede zorlanma
Şekerli gıdalara düşkünlük
EndişeYukarıda saydığımız fiziki ve ruhsal belirtilerin en az beşini hissediyorsanız bir uzman desteğini almalısınız. Bu belirtilerden bazıları zaman zaman herkeste görülebilir ancak buradaki kriterimiz bu durumun görülme sıklığı ve süresi olmalıdır. Depresyon tedavisinin ertelenmesiyle hastalığın boyutunun büyüyeceğini unutmamak gerekir.
HANIMLAR DAHA MEYiLLi
Hanımların toplum ve aile içindeki görev ve sorumlulukları onların erkeklere oranla daha sık depresyona girmesine neden oluyor. Adet gören hanımlar her ay adet öncesi ve süresince premenstürel sendromla karşı karşıyadır. Yoğunluğu artan fiziksel ve ruhsal değişimler yaşarlar. Adetten çoğunlukla 1 hafta önce başlayan şiddetli duygusallık, agresiflik ya da depresif ruh hali sık rastlanan durumdur. Bu dönemde hanımlar özel beslenme prensipleri benimsemeli, kola, kahve ve kafeinden uzak durarak egzersiz yapmalıdırlar.
BESLENME DÜZENİ NASIL OLMALI?
'Un şeker ve rafine ürünlerden uzak durulmalıdır. Şeker ve undan fakir diyet (taş devri diyeti) l 'Ağırlıklı olarak yeşil yapraklı sebze ve meyve tüketilmeli, l 'Omega- 6 yağ asitleri (ayçiçek, mısır ve soya gibi) ve margarinlerden uzak durulmalı l 'Mandıra sütü, kefir, ekşiyebilen yoğurt tüketilmesi l 'Aspartam ve içerikli gıdalardan ve tatlandırıcılardan uzak durulmalısı önerilir.
MENOPOZ DÖNEMi
Hanımların en çok depresyonla karşılaştığı bir diğer dönem ise menopoz dönemidir. Ateş basmaları, terleme ve kilo alma ile seyreden fiziki değişimlerin yanında uyku bozuklukları, kaygı ve diğer ruhsal değişimler depresyonun tetikleyicisi olabilmektedir. Ancak unutulmamalıdır ki bu dönem hanımların hayatında farklı ve keyifli bir başka döneme kapı açacaktır. Bunun adı yaşlanmak değildir.
Fiziksel değişimler karşısında bugün tıbbın ilerleyişine paralel olarak pek çok tedavi yöntemi gelişmiştir. Bu sayede hanımlar menopoz dönemini rahatlıkla atlatabilir, korku endişe ve kaygılardan sıyrılarak kendilerine kaliteli bir yaşam tablosu hazırlayabilirler. Özellikle anti-agıng gibi uygulamaların gelişerek yaygınlaştığı günümüz tedavileri hanımlarımızın endişelerini ortadan kaldırmaya hizmet ediyor.
KALSiYUM, MAGNEZYUM, ÇiNKO
Magnezyum, çinko ve kalsiyum eksikliğinde ruhsal bozukluklar ve depresyon görülebilmektedir. Magnezyum eksikliğinde görülen iştah kaybı, bitkinlik, yorgunluk, endişe çoğu zaman depresyon ile karıştırılmaktadır. Özellikle doğum sonrası ve hamilelerin çinko eksikliğine bağlı depresyon ihtimaline karşı dikkatli olması gerekir.
Mutluluk hormonu: MELATONiN
Melatonini artıran gıdalarDoğal gıdalar alınarak, vücut hormonu düzenli hale getirilebiliniyor. Bunun için; Muz, vişne, lahana, badem, fındık, papatya çayı, sarı kantaron, yulaf unu, ceviz, yaban mersini ve üzüm gibi melatonin içeren gıdalar doğal melatonin salgılanmasına büyük katkı sağlayarak vücut direncini artırmaktadır.
SERATONiN
Açlık, yorgunluk, stres, yemek, ışık ve ilaç gibi faktörlerin tamamı insan vücudundaki seratonin düzeyini etkilemektedir. Seratoninin depresyon oluşumu üzerinde etkisi vardır. Stres ve düşük kan şekeri seratonin düzeyini düşürürken, peynir çikolata portakal, mandalina, domates gibi içinde aminler bulunan besinlerle ve içinde triptofan bulunan süt, hindi eti gibi gıdalar seratonin düzeyini yükseltmektedir.
OMEGA 3 MUTLU EDİYOR
Beynin yaklaşık %60'ı yağdan oluşmakta ve işini etkili şekilde yapabilmesi için omega-3 desteğine ihtiyaç duymaktadır. Omega 3 asitleri en çok deniz ürünlerinde bulunmaktadır, yapılan araştırmalarsa omega 3 asitlerinin seratonin hormonunu arttırdığını, Omega 3 açısından zengin balıkların tüketiminin depresyon belirtilerini azalttğını gösteriyor. Omega 3 aynı zamanda ceviz, fındık, soya fasulyesi, kanola bitkisi ve yeşil sebzelerde de bulunuyor.
Dr. İsmail Ağar
BUGÜN