M. Hasan Uncular / TIMETURK
Patricia Sharief 1994 yılında Müslüman oldu. Evli ve üç çocuk annesi. 13 yıldan fazladır Müslüman olan Patricia Sharief, İslam'a geçişindeki en önemli etkenin kocası olduğunu söylüyor. Kocasının, kendisini din konusunda hiçbir zaman zorlamadığını söyleyen Patricia, kocasının İslami hayatı ve davranışlarından dolayı İslam'ı seçtiğini anlatıyor.
Particia, İslam'a giden yoldaki yaşadıkların anlatmaya başlıyor: Avusturya'da doğdum ve Hıristiyan bir ailenin çocuğu olarak, Hıristiyanlığı pek yaşamayan bir ortamda büyüdüm. Annem ve babam kiliseye gitmezdi ve evimizde dini konular pek konuşulmazdı.
Türklerin etkisi
Bu ortamda İslam'ı ilk olarak lise yıllarımda öğrenmeye başladım. Türk kökenli arkadaşlarımdan bazı şeyler öğrenmeye başladım. Daha sonra iş ortamında da birçok Türk meslektaşımdan çok şey öğrendim. İslam'la alakalı öğrendiklerim başka bir dini ve kültürü öğrenme merakımdandı, gerçekten de o dini öğrenip, o dine geçme niyetinde değildim.
İslam'la ilgili bazı şeyler öğrenme merakımın neticesi, kaderin bir cilvesi olarak, Mısırlı bir Müslüman'la evlendim. Evliliğimizin ilk gününden onun çok inançlı bir şekilde dini vecibelerini yerine getirdiğini gördüm. Fakirlere yardım ediyordu, namaz kılıyordu. Sormadıkça İslam'la alakalı konuşmuyordu.
Ramazan ayındaki büyük imtihan
Bu benim daha da çok ilgimi çekti ve daha çok soru sormama neden oldu. Eşimin düzgün ve sebatkâr tavrı, benim bu büyülü dine olan öğrenme isteğimi daha da arttırıyordu.
Evliliğimin bir imtihanı olarak ilk Ramazan'ı beraber geçirdik. Hayatımızın olağan çizgisindeki inanılmaz değişiklik beni çok şaşırtmıştı. Biz insanın nasıl olur da bütün bir gün boyunca aç ve susuz kalabildiğini görmek, evliliğimi bitirecek derecede beni çileden çıkarttı.
Kocam beni sakinleştirip, Ramazan'la alakalı uygulama ve kurallardan bahsetti. O zaman anlatılarından tam olarak ikna olmasam da İslam ve öğretilerine olan merakım daha da arttı.
Eşim en büyük vesile oldu
Kocamın yardımıyla İslam'a olan yakınlığım daha da arttı. Daha çok okuyordum ve bir problemim olduğunda kocama soruyordum. Kocam, yoğun çalışma temposuna rağmen, İslam'ı daha iyi anlamak için sorduğum her soruya cevap verip, bana bol bol vakit ayırıyordu.
Cevabını bilmediği bir soru sorduğum zaman, gidip Avusturya'daki Müslüman âlimlerden öğrenip geliyordu. İslam'a geçme isteğim gitgide büyüyordu. Bu durumu kocama anlattım. Bana vereceğim kararla ilgili iyice düşünmemi tavsiye etti. Bu durumu çok farklı açılardan ele almamı söyledi. Özellikle de ailemle olan ilişkilerimi bu tercihimin nasıl etkileyeceğini düşünmemi istedi.
Zamanla İslam'a geçme isteğim, özellikle Ramazan ayında Müslümanların birbirleriyle olan kibar ve samimi ilişkilerini gördükten sonra daha da arttı.
Mısır'da gelen şahadet
Kocam beni Mısır'daki El Ezher Camine götürdü. Orada Müslüman olmak için şahadet getirdim. Avusturya'ya döndükten sonra tüm inancımın değiştiğini ve İslam'a geçtiğimi belirtmek durumundaydım.
Ailemin ve arkadaşlarımın İslam'a geçtikten sonra ki tepkilerine gelince, seçtiğim dinle alakalı iniş ve çıkışlar yaşadık. Seçtiğim dinle alakalı fikirlerini, ilk çocuğum doğması etkiledi.
Avrupa'da Müslüman bayanlara kötü bakıyorlar
Ne yazık ki Avrupa'da başörtülü bayanlara aşağılayıcı bir bakış şekli vardır. Özellikle de sokaklarda ve iş yerlerinde başörtülü bir bayan gördüklerinde onu yabancı zannediyorlar. Bu nedenle benim Avusturyalı olduğumu gördüklerinde çok şaşırıyorlar. Niye Müslüman olduğumla, başörtülü olmamla ve kocamın bana din değiştirmem için baskı yapıp yapmamasıyla alakalı çok sorular soruyorlar.
Müslüman olduktan sonra hayatımda çok olumlu değişiklikler oldu. Hayatımın bir gayesinin olduğunu öğrendim. Hayatın gayesi Allah'a kulluk etmektir. Fiziksel lezzetleri de bir tarafa bırakan kalpleri ve ruhları arındıran bir hayat var.
Günde beş vakit namaz beni Allah'a daha da yaklaştırıyor. Bana hayatta daha da güçlü ve tutarlı olabilme gücü veriyor. Şimdi ben ve eşim, üç çocuğumuzun kalbine İslam güzelliğini yerleştirmeye çalışıyoruz.
Çocuklara dinle alakalı bir şeyler öğretmek her zaman sabır gerektiren zor ve zaman alan bir iştir. Batı medyası İslam'la alakalı yanlış bilgiler yansıtıyor, İslam'la alakalı olan insanları şüpheli gözüyle görüyorlar ve Müslümanları psikolojik baskı altına alıyorlar.