Mehmet Özay / Timeturk / Endonezya
230 milyonluk dev ülke Endonezya 2009 seçimlerine hazırlanıyor. Dünyanın dördüncü büyük demokrasisi olarak gösterilen Endonezya, nüfusunun %90?ının Müslüman olması nedeniyle de Batılı ülkelerin yakından takip ettiği bir ülke. Özellikle 1998 yılından itibaren başlayan ve bugüne kadar devam eden ülkenin demokratikleşme sürecine Avrupa Birliği?nin yanı sıra, Avustralya?nın büyük bir ilgi gösterdiğine tanık olunuyor. Öyle ki, bu ilgi zaman zaman ülkenin içişlerine müdaheleye kadar varıyor. Dünya politikalarında etkin bir yer edinmeye çalışan AB?nin, Endonezya?ya ilgisinin temelinde, yakın geçmişte ASEAN ile dış politika ve güvenlik alanlarında yaptığı anlaşma bulunuyor.
Siyasal Parti Enflasyonu
Suharto sonrasında başlayan siyasal reform döneminde on yıl geride kalırken, ülkede siyasal hayat renkgarenk bir havaya büründü. Onyıllar sonra gelen bu özgürlük ortamında, değişik eğilimlerden sayıları yüzleri bulan pek çok siyasal parti kuruldu. Ancak söz konusu siyasal partilerin şu ana kadar ülkenin kemikleşmiş sorunlarına çözüm bulmada başarılı olduklarını söylemek güç.
Genç bir nüfusa sahip olan ve kadınlar da politik yaşamda giderek artan bir şekilde aktif rol aldığı ülkede seçmen sayısı 150 milyonu aşıyor. Kadınların seçme seçilme hakkını 1945 yılında elde ettiği Endonezya?da 2003 yılında seçim yasasında yapılan değişiklik ile partilerin aday kontenjanının %30?unun kadınlara ayrılması uygun görüldü.
2009 yılı Nisan ayında yapılacak seçimlerde 34 ulusal parti mücadele verecek. Parlamentoya milletvekili gönderebilmek için partilerin %3?lük ülke barajını geçmesi gerekiyor. Parlamento?da şu anda temsil edilen parti sayısı ise 16.
Reform dönemi olarak adlandırılan 1998-2008 yılları arasında ülke yönetiminde görev alan devlet başkanları ve görev süreleri ise şöyle: B. J. Habibie, birbuçuk yıl; Abdurrahman Vahid (Gus Dur), iki yıl; Megawati üç yıl ve Susilo Bambang Yudyohono (SBY) beş yıl.
Bugün ülkenin siyasal yaşamında önemli rol oynayan beş büyük siyasal partisi ise şunlar: Golkar, Endonezya Milliyetçi Cephe Partisi (PDI-P), Ulusal Uyanış Partisi (PKB), Birleşik Kalkınma Partisi (PPP) ve Adalet ve Kalkınma Partisi (PKS).
Parlamento seçimlerinde partiler önemli rol oynasa da, devlet başkanlığı ayrı bir olgu. Parlamento seçimlerinden yaklaşık dört ay sonra gerçekleştirilen başkanlık seçimleri için partiler adaylarını belirliyorlar. İlk tura %50 çoğunluğu alan aday devlet başkanı seçiliyor. Aksi taktirde ikinci tura kalan seçimlerde en yüksek oyu olan aday başkan oluyor. Bu süreç, ülkedeki dengeler arasında büyük bir çekişmeye sahne oluyor. Partiler arasında kurulan ittifaklar, devlet başkanının ve yardımcısının belirlenmesinde büyük rol oynuyor.
Başkanlık Yarışı
2009 seçimlerinde devlet başkanlığına aday gösterilebilecek politikacılar arasında, -eski general ve güvenlik bakanı-, şu anki devlet başkanı ve Demokrat Parti başkanı Susilo Bambang Yudyohono?nun yanı sıra, Hanura?dan Wiranto (eski bir general), PBB?den Yusri Indra Mahandra, Adalet ve Kalkınma Partisi (PKS)den Hidayat Nur Vahid, (PDI-P)den Megawati ve ılımlı Müslüman lider Amien Rais ilk akla gelen isimler arasında. Golkar gibi büyük partilerin -tıpkı 2004 yılında olduğu gibi- birden fazla aday çıkartabileceklerini de akılda tutmakta fayda var. Bunlar arasında şimdiki devlet başkan yardımcısı Yusuf Kalla, Surya Palo Bağımsız adaylar arasında ise Cogcakarta Valisi Sultan X. Hamengkubuwono?nun adı geçiyor.
Ancak halkın yaşlı ve eski yüzler yerine ülke siyasetinde genç ve dinamik bir kadro arzusu bazı süprizleri gündeme getirebilir. Bu bağlamda, başkanlık yarışında isimleri geçen politikacılar arasında Fachrurrahman, Dita Sari, Ratna Serumpet, Tashari gibi isimleri saymak mümkün. Her ne kadar, orta yaşın üzerinde olsada güttükleri siyaset ve siyasi hareket olarak dikkat çeken PKS lideri Muhammed Nur Vahid de bu gruba dahil edilebilir.
Ülke siyasal yaşamına yeni giren partilerden Büyük Endonezya Hareket Partisi (Gerindra)?nin lideri, emekli general Prabowo Subianto karizmatik kişiliği ve son dönemde özellikle medya aracılığı ile yaptığı büyük tanıtımlarla seçmenlerin ilgi duyduğu adaylar arasında yer almaya başladı.
Devlet başkanlığı için yarışan adayların etnik kökeni ve geçmişi bu seçimlerde de belirleyici olma özelliğini devam ettirecek. Cava kökenli ve Cava geleneklerine sıkı sıkıya bağlı bir lider olan Megawati, başka özellikleri ile de dikkat çekiyor. Bunlar arasında, ilk devlet başkanı olan babası Sukarno?nun kızı olması ve onun mirasını üstlenmesi kadar, Suharto döneminde muhalefetin güçlü ismi olmasıyla da hâlâ popüler politikacılar arasında.
Yenilikçi ? Statükocu Çekişmesi: Susilo Bambang Yudyohono (SBY) ve Megawati
Bugüne kadar yapılan çeşitli anket sonuçlarında ilk iki isimde değişiklik yok. Yani şimdiki devlet başkanı Susilo Bambang Yudyohono (SBY) ve Megawati Soekarnoputri yarışı önde götürüyor. Ankete katılan seçmenlerin yaklaşık %15?inin kararsız olduğu görülüyor
Ülke genelinde Temmuz ayında yapılan son anketlere göre, şimdiki devlet başkanı SBY ile bir önceki devlet başkanı Megawati arasında çekişme olduğu görülüyor. Megawati?yi bu yarışta öne çıkmasını sağlayan unsurların başında yoğun nüfusu ile dikkat çeken Cava ve Bali Adaları?ndan alacağı destek. Bu bağlamda, Ankete göre Megawati?nin bu iki adadan yüzde ellinin üzerinde oy alacağı öngörülüyor. Son turda, Yudyohono?nun elini güçlendiren ise Megawati?ye muhalif kesimin kendisine oy vermesi olacak. Ayrıca, devlet başkan yardımcılığı için hangi parti lideri ile ittifak yapılacağı da Endonezya seçimlerinin gözardı edilmemesi gereken bir gerçeği. Seçmenlerin eğitim düzeyi dikkate alındığında ise düşük eğitim düzeyindeki seçmenlerin Megawati?yi, orta ve yüksek eğitimli seçmenlerin ise SBY?yi tercih ediyor. Bu durum, değişimden yana oy kullanan kesimin gözde isminin hala SBY olduğunu ortaya koyarken, kalıplaşmış siyasal düşüncenin yoğunlaştığı kırsal bölgede ise oyların ultra-milliyetçi Megawati?ye gitmesinde şaşılacak bir durum yok.
Ülke demokrasisinde seçmenlerin oyları kadar, hâlâ etkisini sürdüren başka güçlerin varlığı da biliniyor. Bu anlamda, ordunun özellikle kırsal bölgede emekli askerlerin desteklenmesi için baskı yaptığı dile getiriliyor.
Koalisyon Çabaları
Devlet başkanlığı seçiminde önemli unsurlardan biri devlet başkan yardımcılığı. Devletin iki numaralı mevkii için sıkı pazarlıkların yapıldığı geçen on yıl içerisinde yapılan iki seçimde görüldü. Bu durumun 2009 seçimleri için de geçerli olacağını tahmin etmek güç değil. Şimdilik devlet başkanlığı adaylığı için SBY ve Megawati iki güçlü isim olarak dikkat çekerken, yardımcılarının kimler olacağı üzerinde de spekülasyonlar başladı. Bu bağlamda devlet başkanlarının, kiminle veya hangi siyasal parti ile ittifak kurulacağı, aynı zamanda, hükümet kurulmasında da başat bir unsur. Bu anlamda, şu ana kadar dile getirilen ittifak arayışlarında ilginç ikililer oluştu. Mewagati ile PKS lideri Hidayat Nur Vahid; Megawati ile Muhammediyye lideri bin Shamsuddin ?. SBY?nin şu anki yardımcısı Yusuf Kalla ile yeniden ittifak yapması güç gözükmekle birlikte ihtimal dışı değil. Bu aynı zamanda, Golkar içerisindeki dengelerin değişip değişmemesiyle de doğru orantılı. Golkar?da liderlik hesaplarına taraf olan en az üç aday bulunuyor. SBY?nin bir diğer aday ortağının bir başka emekli general olan Prabowo Subianto olduğu görülüyor. Ancak hâlâ devam eden reform sürecinde iki emekli generali ülkenin en tepesini işgal etmeleri pek de gerçekçi değil. Yusuf Kalla, 2007 yılında Açe Eyaleti başkenti Banda Açe?de yaptığı bir resmi konuşmada ülkenin asker kökenli devlet başkanlarına değil, iş çevrelerinden başkanlara ihtiyacı olduğunu söyledi. SBY örneğinde, karar alma mekanizmasını gerektiği şekilde hızlı işletememesi, yakın geçmie kadar Endonezya ordusunun ülkenin dört bir yanında gerçekleştirdiği insan hakları ihlâli gibi olgular dikkate alındığında, bu beklentini, ülkede azınlık denemeyecek bir grup tarafından dillendirildiği görülür.
Çözülmeyi Bekleyen Acil Sorunlar
Ülkenin öncelikli halledilmesi gereken başlıca sorunları arasında yolsuzlukla mücadele, demokratik ve sivil toplumun yapılandırılması ve işlevsel hale getirilmesi, ordunun siyasal hayata müdahelesinin kısıtlanarak asli görev alanına dönmesi, insan hakları ihlâlleri, çeşitli bölgelerde süren etnik ve dini çatışmaların sona erdirilmesi ?bu bağlamda özellikle Açe Barışı?nın uzun erimli olması için gerekli gayretin gösterilmesi, ülkenin kurumuş temellerinden olan sosyal devlet olmanın bir gereği olarak ülke zenginliklerinin genel halk kesimleri lehine kullanılması geliyor. Özellikle yer altı ve yer üstü kaynakları bakımından son derece zengin olmasına rağmen, yoksulluk oranın yüksek olduğu Endonezya?da geniş halk kesimleri veya sessiz çoğunluk mevcut ekonomik durumdan hoşnut değil. Özellikle onyıllarca ülke kaynakları başta Cakarta olmak üzere Cava Adası?na aktarıldı. Başta Sumatra, Kalimantan, Sulawesi olmak üzere ülkenin diğer bölgelerinde yaşayan halkın bu zenginlikten istifade edememesine yol açtığı gibi, zamanla nüfusun Cava Adası?na yığılmasına neden oldu. Böylece Cava?daki büyük şehirlerde çarpık yapılaşma ve işsizlik gibi altından kalkılması güç sorunlar ortaya çıktı.
Halk, kendisini gözetecek bir siyasal ekibin ülkeyi yönetme umudunu yitirmiş değilse de, kimi zaman hayal kırıklığını ortaya koyduğuna da rastlanıyor. Kimi çevreler mevcut yönetim yapısının değişmeyeceğini, kim gelirse gelsin fakir halkın gene fakirliğine devam edeceği kaygısını dillendirmekten geri durmuyor.