Ramazan'ı coşku ile ihya edenlerin neşesi gözlerinden okunuyor, eksiği olanlar için ise vakit hâlâ geçmiş değil. Şöyle bir daha düşünelim; Ramazan'ı layıkınca ihya edebiliyor muyuz acaba? 'Başı rahmet ortası mağfiret sonu da cehennem azabından kurtuluş' olarak tanımlanan Ramazan'ın 'ortası mağfiret' kısmındayız. 'Merhaba Ey Şehr-i Rahmet' nidaları çok değil yarından sonra müezzinlerin güzel sesleriyle 'Elveda bizden sana'lara dönecek? Ne yapıyoruz, nasıl gidiyor? İmkanımız var ve hâlâ bir mukabele halkasına dahil olamadık mı? İmkanımız varken ezanları evde dinleyip, namazları yine evde kılmaya devam mı ediyoruz? Teravihlerde aksamalar var mı acaba? Ramazan'ı çok seviyoruz, övüyoruz ama bu yetmiyor. Aslolan bu neş'eyi cemaat halinde, müslümanlarla birlikte kaynaşarak yaşamaktır. Aksi takdirde bilen ama bildiğini yaşamayan 'negatif' insan konumuna düşülür ki, bu da İslâm'ın kabul etmediği bir şeydir.
İmkanımız varken hâlâ çeşitli bahaneler ileri sürüp evimizde mütevazı komşularımızı ağırlayamadıysak kapımıza gelmiş hazineyi elimizin tersiyle usul usul itiyoruz demektir. Daha iki haftadan fazla bir süre var. Henüz hiçbir şey geçmiş değil. Can boğaza gelene kadar tövbe kapılarını açık tutan Rabbimiz'in her gece seher vakti yaptığı çağrı sahur vakitlerinde bizi de davet ediyor: 'Allah Tebâreke ve Teâlâ, her gece, gecenin son üçte biri kalınca (seher vaktinde) dünya semasına tecelli eder ve şöyle buyurur: 'Mülkün sahibi benim! Kim ki bana duâ ederse, ona icabet ederim. Kim ki benden isterse ona veririm. Kim ki bana istiğfar ederse onu bağışlarım.' Tan yeri ağarıncaya kadar bu böylece devam eder.' (Tirmizî, Namaz, 326)
Ramazan gecelerinin ihyasıyla ilgili Ebu Hureyre'den rivayet edilen şu hadis de dikkat çekicidir: 'Resulullah Ramazan gecelerini ihya etmeye teşvik eder, fakat kesin olarak emretmezdi. Her kim inanarak ve karşılığını Allah'tan bekleyerek Ramazan'ı ihya ederse, geçmiş günahları bağışlanır.' (R. Salihin, c.II, s: 489) Bir başka hadis-i şerifte de Peygamberimiz: 'Şüphesiz Allah Ramazan orucunu farz kıldı, ben de Ramazan gecelerini ihya etmeyi sünnet kıldım. Her kim inanarak ve sevabını Allah'tan bekleyerek Ramazan'ı oruçla, gecelerini de namazla ihya ederse anasından doğduğu gibi günahlarından temizlenmiş olur.' buyuruyor. Görüldüğü gibi Ramazan gecelerini ihya etmek, Müslüman için son derece menfaatli bir durum.
Sevabımız geceleri silinmesin!
Ramazan ayı, Kur'an ve ibadet ayı olduğundan, gündüzleri oruçlu insanların, gecelerini de malayani işlerle geçirmeden, gündüzki orucun sevabını yok edici davranışlarda bulunmaması gerekir. Onun için de insan, Ramazan ayında her yönüyle kendini hesaba çekmeli. Yaptığı güzelliklere devam etmeli, yapmaması gerekip de yaptığı yanlışlardan da vazgeçip, bir daha yapmamak üzere söz vermeli, 'tevbe-i nasuh' yapmalıdır. Bir kul olarak 'yeniden doğmak' için Ramazan ayını fırsat bilmeliyiz.
Vakit geçmiş değil, neler yapabiliriz?
Sanki Kur'an yeniden indiriliyormuş gibi onunla ciddi muhatap olup, mukabelelere devam edip önceki hallerimizi bir kenara atmalıyız.
Aksatmalarımız varsa bu ay, namaza ciddi anlamda başlama milâdımız olmalı.
Üzerimize farzsa zekâtımızı hakkıyla vermeliyiz.
Tüm Müslümanların dertleriyle dertlenmeyi istemeliyiz. Dualarımıza samimiyet ve kalbilik hakim olmalı. Küçük ihtilafları önemsemeyip, İslâm ahlakının yükselişi ve Müslümanların birliği için sürekli dua etmeli, yakarmalıyız.
Bu son günler, evimizde ve ailemizde Peygamberane bir hayatı yaşamanın başlangıç noktası olmalı. Ramazan bizim için sadece bir 'açlık ayı' değil, dünyada fakirlerin, çaresizlerin de olduğunun hatırlandığı bir dönem olmalı.
Zaman
Ramazan nasıl gidiyor?
Mübarek ayın yarısına geldik. Sanki daha dün başlamıştı değil mi? Hadisi şerife Ama bir bakacağız ki, Kadir'de konaklamış, bayrama erivermişiz.
18 Yıl Önce Güncellendi
2008-09-14 07:14:00
SON VİDEO HABER
Haber Ara