Rami George Khouri*
Bölgesel ve uluslararası oyuncular binlerce yıldır Şam?da şu iki şey için toplanıyorlar: savaş yapmak veya anlaşma yapmak. Türkiye, Katar, Suriye ve Fransa liderlerinin katıldığı bu haftanın Şam?daki dörtlü zirvesi anlaşmalar yapmanın asırlık geleneğini devam ettiriyor, bu defa güzel işlemeli halılar yerine stratejik varlıklar ve mevkiler üzerinde pazarlıklar yapılıyor.
Ticaret veya siyaset dünyası olsun, Şam?da bir anlaşma yapmada pazarlık birkaç basit kural ile tanımlanıyor: süreç zaman alır, genellikle bir kimyasal denklemdeki katalizatörler gibi fotoğrafa girmesi ve çıkması için üçüncü taraflara ihtiyaç duyar, bazı kazanımlar hemen hesaba katılmaz; fakat sonrasında gerçekleştirilirler. Ve eğer tüm taraflar bir başarı durumunda (win-win: kazan-kazan) kilit taleplerini elde ederlerse bir anlaşma tamama ermiş olur.
Bu haftanın Şam Zirvesi çarpıcı bir şekilde şimdi tek bir geniş bölgesel dinamikte karmakarışık olan birçok anlaşmazlıktan dolayı inanılmaz şekilde keşmekeşleşen değişen Ortadoğu?ya şahitlik ediyor. Yine bu, aynı zamanda gelecekte Suriye?nin İran, Lübnan ve İsrail ile ilgili bazı esas mevzulardaki ikircikli tutumu nedeniyle daha büyük değişikliklerin olduğuna işaret ediyor.
Bu buluşmadaki en göz alıcı ortak müşterek nokta şahsi hataları ve önyargıları ile kendisini artan bir şekilde marjinalleştiren Amerika?nın bıraktığı büyük boşluğu dolduran ve Ortadoğu?da önemli yeni diplomatik uzlaştırıcılar olarak Fransa, Katar ve Türkiye?nin rollerini ihtiva ediyor.
ABD, Avrupa ve Birleşmiş Milletler daha küçük bir ölçekte İsrail ve Filistin, Suriye, Lübnan ve İran üzerinde diplomaside nüfuz kurdular; ancak onlar nizami bir şekilde harekâtları başarmada başarısız oldular. 2006 yaz mevsiminde Lübnan?a açılan savaş herkese, galeyana gelen gerilimin savaş yönünde patlak verdiğinde yaşanan korkunç katliamı hatırlattı. Irak savaşı bir alandaki anlaşmazlığın nasıl bölgedeki diğer alanlara yayılarak oraları istikrarsızlaştırabileceğini gözler önüne serdi. Geçen yıl Lübnan Ordusu ile Fethü'l İslam Selefi grubu arasındaki kısa savaş tüm bölgenin yüzleştiği yeni terör tehditlerine işaret etti.
Amerikan diplomatik oto-rütbe tenzilatıyla oluşan boşluk, bölgesel ihtilaflar aktif bir savaş haline dönüşmesin diye hemen dolduruluyor. Katar, Türkiye ve Fransa uzlaşma öneren başlıca oyuncular iken; Suudi Arabistan, Mısır ve Ürdün dâhil olmak üzere diğerleri de rollerin peşinde koşuyor. Şam üzerindeki odak noktası şimdi bir tek hale geliyor; çünkü Suriye?nin neredeyse bölgedeki ? Lübnan, Irak, İran, Filistin ve İsrail, ilk olarak hemen her önemli anlaşmazlıkta parmağı var. Suriye bir ölçüde geniş ölçekli savaş ve yıkımla sonuçlanan bir bozulmayı engellemek için yer tutmalı ve yatıştırılmalıdır.
Rejimin hayatta kalması, toprak bütünlüğü, işgal edilmiş Golan Tepelerinin iade edilmesi, İsrail ve Lübnan?dan yayılan askeri tehditler ve siyasi entrikaların bulunmaması gibi Suriye?nin makul talepleri karşılanabilmelidir. Lübnan ve Ürdün?e tahakküm etmek makul olmayıp buna karşı çıkılacaktır. Birçok Lübnanlı anlaşır bir şekilde başlıca uluslararası ve bölgesel oyuncuların Lübnan?ın egemenliğini ne kadar muhafaza edecekleri, Suriye?nin oradaki temel nüfuzunu veya kontrolünü yeniden ele geçirmeye çalışıp çalışmaması hususunda mütereddit kalıyorlar.
Şam?daki konuşmaları izlemekte olan iki büyük oyuncu İran ve Hizbullah. İşte bu da Suriye?nin konumunun müdafaası imkânsız göründüğü yer. Suriye gerçekçi olarak hem İran ve Hizbullah ile güçlü ittifaklarını devam ettirirken hem de İsrail ile daimi barış müzakerelerine istekli olduğu iddiasında bulunamaz. Bir Suriye-İsrail barışı gelecek iki yılda güçlü bir ihtimal. Eğer yaşanırsa bu, Lübnan-İsrail barış konuşmalarını ve Hizbullah?ın Lübnan?daki davranışında ve stratejisinde önemli değişikler yapmasını tetikleyecektir. Suriye İsrail?e karşı direnen ve savaşanları desteklerken inandırıcı bir şekilde İsrail ile bir barış anlaşması yapamaz.
Mevcut uluslararası görüntü bugünün diplomasinin Suriye?yi İran?dan ayırmayı hedeflediği yönünde. Kısa sürede bunun yaşanması pek ihtimal dahilinde değil; fakat bu uzun sürede mutlaka gerçekleşecek. Suriye-İran stratejik ilişkisi doğal olmayan bir ilişki ve aynı zamanda muhtemel Suriye-İsrail ilişkilerinin karşısında da çok uzun sürede savunulamaz.
Suriye anlaşmayı kendi garanti kilidi olarak tutmaktan ziyade, Arap dünyasının kalbinde kendi toprağı ve kendi yeri olarak yeniden kazanmanın pazarlığını yapıyor. İsrail ile anlaşma ihtimalleri, güvencede bir Essad-güdümlü rejim, başlıca Batılı ve Arap devletler ile normal ilişkiler, geniş kalkınma yardım girdileri gibi tüm şeyler Şam?ı cezp etmesi gereken bir anlaşmanın tezyinatı. Suriye tutarsızlık yapmaksızın ve önemli ödünler vermeksizin veyahut birçok ortağını aşağılamaksızın, nizami pazar görüşmesi (alaşağı ver yukarı pazarlık) kurallarına göre bu hedefe doğru yavaşça ve muntazaman çalışacaktır. Suriye yavaşça değişecektir ve aynı zamanda diğerlerinin de onunla birlikte değişmesi için uğraşacaktır.
Şam?da devam etmekte olan en ilgi çekici şey sadece Suriye hakkında değil; bu daha ziyade Şam?daki hadiselerin çok geçmeden İran?da da yaşanacak olanların müjdecisi olabilir. Ki İran?dakiler de halıları ayırt ediyorlar ve mal satın almadan önce mantıklı bir anlaşmanın ne zaman gelip çatacağını ve sizin pazarlık gücünüzün gözden kaybolacağını biliyorlar.
*Rami George Khouri: Ürdün Filistinlilerinden olup Amerika vatandaşıdır. Ailesi Beyrut, Amman ve Nasıra?da ikame etmektedir. Kendisi Beyrut?taki Amerikan Üniversitesi?nde İsam Faris Kamu Düzeni ve Uluslararası İlişkiler Enstitütüsünü direktörü olup aynı zamanda Ortadoğu?da International Herald Tribune ile basılmakta olan Beyrut merkezli the Daily Star adlı gazetenin de editörlüğünü yapmaktadır. Lübnan?dan yayın yapmakta olan The Daily Star gazetesinde haftada iki kez yazmaktadır. Khouri uluslararası bir politik köşe yazarı ve yazar olarak tanınmıştır.
Bu makale Ömer Saitoğlu tarafından TİMETURK için tercüme edilmiştir.