Dünya genelinde yaşanan gıda krizi yoksul ve gelişmekte olan ülkeleri vurmaya devam ediyor. Gıda krizi nedeniyle insanlar gıda tüketimlerini ciddi oranda azaltmak zorunda kaldı, sadece Afrika'da 100 milyon insan hızla fakirleşiyor.
Birleşmiş Milletler kayıtlarına göre, gıda fiyatları geçen yılın başından ocak ayının sonuna kadarki dönemde yüzde 35, 2002'den bu yana ise yüzde 65 arttı. 37 ülkede gıda fiyatlarındaki artışlar nedeniyle ayaklanmalar çıktı. Pirinç fiyatları ton başına 400 dolardan bin dolara kadar çıktıktan sonra şu anda 720 dolar civarında. Bir ton buğdayın fiyatı mart ayında 454 dolara yükselerek rekor kırdı. 2007 ortasından bu yılın mart ayına kadar fiyatlar 2 katın üzerinde artış gösterdi. Kamboçya, Vietnam, Hindistan ve Çin gibi pirinç ihraç eden ülkeler ihracat kısıtlamasına gidiyor. Avustralya'da gerçekleştirilen tarım ve iklim değişikliği konulu bir konferansta gıda kıtlığının önüne geçilebilmesi için genetiği değiştirilmiş ürünlere desteğin artırılması gerektiği dile getirildi. Dünya Bankası Sürdürülebilir Kalkınma Programı Başkan Yardımcısı Katherine Sierra, küresel gıda kıtlıklarının sona ermediğini ve erecekmiş gibi de görünmediğini, buna ek olarak iklim değişikliği, enerji ve su yokluğu kaynaklı krizlerin sesi duyulmayan bir kıtlık gibi olduğunu belirterek, yüksek gıda fiyatlarının yakın gelecekte süreceğinin altını çizdi.
53 günlük tahıl kaldı Sierra'ya göre hükümetler tarım araştırmalarına gereken miktarda yatırım yapma ve artan talebin karşılanması için farklı türdeki gıdaların üretimini artırma konusunda başarısız oldu. Sierra kuraklığa, yüksek sıcaklık ve tuz oranına dayanıklı tohum üretimine yönelik araştırmalara odaklanılması gerektiğini dile getirdi. Sierra, Avustralya'da 117 yılın en kötü kuraklık döneminin yaşandığına dikkat çekti. Avustralya Tarım Bakanı Tony Burke de yaptığı konuşmada, küresel gıda krizini aşabilmek için genetiği değiştirilmiş ürünleri kullanmanın gerekli olduğunu savundu.
Uluslararası Buğday ve Mısır Geliştirme Merkezin Başkanı Thomas Lumpkin ise Japonya ve Avrupa'nın yoksul ülkelerdeki gıda krizi ile savaşabilmek için tüketicilerin korkularını artırmak yerine genetiği değiştirilmiş ürünlere sıkı sıkı sarılmaları gerektiğini söyledi. Genetiği değiştirilmiş ürünler ise insan sağlığı açısından ristli bulunuyor. Avustralya, Kanada ve ABD gibi ülkelerde kamuoyu ve tüketici gruplarının direnişinin genleri değiştirilen gıda ürünlerinin yaygınlaşmasını engellediğini söyleyen Lumpkin, 'Bu teknolojinin ink?r edilmesi yoksulların aç kalmasına ve ölmelerine neden oluyor' iddiasında bulundu. BM Gıda ve Tarım Örgütü'nün hesaplamalarına göre ise buğday ve mısır dünyadaki gıdaların yüzde 40'ını oluştururken, gelişen ülkelerde yaşayanların tükettiği kalorilerin yüzde 25'i bu ürünlerden sağlanıyor. Dünyanın büyük bir bölümünde tüketicilerin ve çevreci grupların muhalefeti nedeniyle genetiği değiştirilmiş ürünler büyük çaplı bir ticaret hacmine sahip değil. AB, 10 yıldır insan sağlığını tehdit ettiği için genetiği değiştirilmiş ürünlere onay vermiyor. Ancak dünya genelinde tahıl stoklarında yaşanan daralma bu ürünlere bakışı değiştirebilir. Bu yılki verilere göre dünya genelinde 53 günlük tahıl stoku bulunuyor. Yedi yıl önce bu rakam 115 gündü. Stoklardaki azalma şirketleri genetiği değiştirilmiş gıdalar konusundaki araştırmaları hızlandırmaya itiyor.
ANF