2008-2009 eğitim-öğretim yılı bugün başladı. Tüm Türkiye'de okullar, teneffüs zilleri ve öğrencilerin heyecanlı nidaları ile inlerken Bitlis Merkez ve bağlı ilçelerinde okullarda aynı telaşı görmek mümkün olmadı.
Özellikle toprağa dayalı tarımsal faaliyetlerin yoğun olduğu Bitlis'in Güroymak, Hizan ve Ahlat ilçelerinde okullar hasadın tamamlanmasının ardından tam anlamıyla hizmete girecek. Tarımsal etkinliklerin kısa bir sezon içerisinde sürdürülebildiği Bitlis'in Güroymak, Hizan ve Ahlat ilçelerinde zamanı en iyi şekilde kullanarak, 3 aylık ekim-dikim mevsimini 1 yıllık ihtiyaçlarını karşılayacak biçimde kullanmak isteyen aileler çocuklarını hasat takvimine göre okula yolluyor. Tarlalarda tütün, yonca, arpa, patates ve kışlık saman işlerinde çalışan çocuklar, bütün bir ev halkının katıldığı ortak yaşam tarzına kendilerince katkıda bulunuyor. Hasat takvimi ile eğitim takviminin bir türlü örtüşmemesi yüzünden her yıl okula 1 ila 3 hafta arasında geç başlayan çocuklar, akranları gibi ellerinin kalem yerine tırpan tutmasından şikayetçi.
Okullarda, sınıflarında sıralarında oturmaları gereken ancak yakıcı güneş altında tarlalarda çalışmak zorunda kalan öğrencilerden biri olan 6 sınıf öğrencisi Musa İpek (13) her yıl yaşanan acı nakaratı akranlarının şartlarına olan özlemiyle anlattı.
Okulun sıcaklığıyla tarlanın sıcaklığının bir olmadığını belirterek içindeki okul özlemini anlatan Musa İpek şunları söyledi: 'Okullar açılınca 2 ya da 3 hafta okullara geç başlıyoruz. Okulların açıldığı bu günlerde işlerimiz daha bitmiyor ve bizler de mecburen işleri bitirip, harçlıklarımızı alıp o şekil okula gidiyoruz. Eğer işler bitmeden okula gidersek hem okulda büyük sıkıntılar çekeriz hem de ailemiz kış hazırlılarında zor günler yaşar. Havanın iyi olduğu bugünlerde çalışıp kendimizin ve ailemizin ihtiyaçlarını gidermek zorundayız. İşlerlimizin çoğu bitti sadece tütün işi kaldı. Onu da tarladan alıp eve getirip kurutursak işler biter ve bizde okulumuza gidebiliriz.'
'OKULLAR AÇILINCA DİNLENİYORUZ'
8'inci sınıf öğrencisi Nazan Elik (15) ise okulların tatil olmasının yöredeki okul çağındaki çocukların üzülmesine neden olduğunu söyledi.
Tüm Türkiye'nin aksine okulların kapanarak tatil olmasına sevinemediklerini belirten Elik şöyle konuştu: 'Okulun açılmasını o kadar çok istiyorum ki hiçbir zaman tatil olmasını istemiyorum. Okuldayken sadece ders çalışıyoruz, başka hiçbir iş yapmıyoruz. Bizim gerçek tatilimiz okul zamanıdır. Okullar açıkken bizim tatilimiz de başlıyor. Okullar kapanınca bizim de işlerimiz artıyor. Saman, ot, patates çıkarma, tütün kırma gibi birçok iş var ve hepsini yapıyoruz. Bu işler bizi çok yoruyor. Keşke okullar hiç tatil olmasa ve biz hep okula gitseydik. Okula gittiğimiz dönemlerde hiç yorulmuyoruz. Bizim tatilimiz, okulun olduğu dönem. Okulun tatil olduğu dönem işe bizim iş başı yaptığız dönem oluyor. 1 ya da 2 haftalık bir işimiz kaldı, onları da bitirdik mi en büyük tatili biz yapacağız.'
5. sınıf öğrencisi Fatma Yağız ise okulların açılmasını dört gözle beklediğini söyledi. Henüz okul için alışveriş yapma telaşının yaşanmadığını belirten Yağız, alışveriş telaşının hasat telaşından sonra yaşanacağını ifade etti.
CHA