BAYAN PAKSÜT YARGIYA GÜVENMİYOR MU?
Gelin sizinle birlikte bir uygulama yapalım.
İnternete girin.
Dünyanın en fazla kullanılan arama motoru olan 'Google'ı açın.
Arama kısmına tırnak içinde 'Nebahat Bumin' diye yazın.
Nebahat Bumin, bir önceki Anayasa Mahkemesi Başkanı Mustafa Bumin'n eşinin adı.
Google size şöyle diyor:
'Nebahat Bumin' için yaklaşık 84 sonuçtan...
***
Şimdi aynı arama işlemini, yıllardır Anayasa Mahkemesi'nde Başkanvekilliği yapan, hal-i hazırda da Başkan olan Haşim Kılıç'ın eşi 'Gönül Kılıç' için tekrarlayın.
Google bu kez de şu mesajı veriyor:
'Gönül Kılıç' için yaklaşık 2.830 sonuçtan...
***
Ne yapmaya çalıştığımı sorguladığınızın farkındayım.
Lütfen aynı işlemi son kez şu andaki Anayasa Mahkemesi Başkan Vekili Osman Paksüt'ün eşi Ferda Paksüt için deneyin.
Google'ın Bayan Paksüt için cevabı;
'Ferda Paksüt' için yaklaşık 64.000 sonuçtan...'
olarak görülüyor.
***
Türkiye Bayan Paksüt'e kadar, bu denli medyatik bir yüksek yargı mensubu eşiyle hiç karşılaşmamıştı.
Sanki Bay Osman Paksüt değil de Bayan Ferda Paksüt Anayasa mahkemesine üyesi oldu.
Bunu kalkıp, hakim Paksüt'ün Ak Parti hakkındaki tavır ve düşünceleriyle açıklamak mümkün değil. Çünkü kapatma davasında, Ak Parti aleyhinde oy kullanan Paksüt dışındaki diğer 5 üyenin hiçbirinin eşlerinin adı, kamuoyu tarafından bilinmiyor.
Bırakın eşlerinin adını, sokağa çıkıp vatandaşa 'Yüksek mahkeme üyelerinden hangisi AK Parti'nin kapanması yönünde oy verdi?' diye sorsanız, 'Paksüt' dışında bir isim hatırlayacak, pek az kişiye rastlarsınız.
***
Hatırlanmaması, bilinmemesi de çok normal. Zaten istenen de budur. Çünkü sadece bizde değil dünyanın her yerinde hakimler kararlarıyla konuşur. Medyatik olmaktan, sağda solda tartışılmaktan hiç mi hiç hoşlanmazlar.
Aksi bir durum onların güvenirliğine, tarafsızlığına gölge düşürebilir. Ve bir hakimin en değerli varlığı bilgisi, hür vicdanı kadar tarafsızlığı ve güvenilirliğidir.
***
Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunun en önemli göstergesi 'Anayasa mahkemesi' gibi yargı organlarının bağımsızlığıdır.
Nitekim ülkenin belki de en kritik davasında, Yüksek Mahkeme Üyeleri kararlarını yansıtan oyları vermiş, o günden bu yana da hayatlarının normal seyrine devam etmişlerdir.
Bir istisna ile.
***
Mahkeme üyelerinden birinin medyatik eşi bir başka mahkeme tarafından ifade vermeye çağırıldığı için ortalığı ayağa kaldırmış durumda.
Eğer bu kişi medya mensuplarına;
'Irak'ta bombalandık bu kadar tedirgin olmamıştım...' gibi sözler söylüyorsa, kimliği belirsiz kişilerin eşine istifa baskısı yaptığını öne sürüyorsa, dahası gayr-ı menkulleriyle ilgili olarak açılan izale-i şuyu davasını, eşinin yüksek mahkemede verdiği karara bağlıyorsa ortada çok ciddi bir problem var demektir.
Bu sözler Bayan Paksüt'ün eşinin de üyesi olduğu Türk Yargısı'na hiç güvenmediği anlamına gelir.
Böylesine büyük bir güvensizliğin, bu kadar üst seviyede bir hukukçunun hanesine hakim olması ise geçiştirilebilecek bir durum değildir.
Çünkü insanlar hadiseleri en yakınlarındaki örneklere bakarak anlar, ona göre değerlendirir.
Bu durum, Türkiye için çok kritik kararlar veren bir hakimin -eğer içinde bulunduğu sistemin güvenilirliğine inanıyorsa- evini inandıramadığının göstergesidir.
Yok inanmıyorsa...
İnsan inanmadığı bir yere, ne kadar faydalı olabilir? (Samanyoluhaber)