Haber Merkezi / TİMETURK
İslam dünyası 1 Eylül?de Ramazan orucuna başlıyor. İslam?ın beş şartından biri olan oruç, bu ayda akıllı, buluğ çağına ermiş ve Müslüman olan her kadın ve erkek üzerine zaruri bir kulluk borcudur.
Türkçede oruç diye tabir ettiğimiz bu ibadetin Arap dilindeki karşılığı ?savm? ve ?sıyâm? kelimeleridir. Savm ve sıyâm, kelime manaları itibariyle, bir şeyden el çekmek, geri durma, nefsi meylettiği şeylerden uzak tutmak demektir. ?İmsak? bu anlamda kullanılmaktadır. Oruçlu yerine de ?sâim? kelimeleri kullanılır. Kur?an-ı Kerim?de oruç anlamında ?sıyâm? (el-Bakara /183, 187, 196; en-Nisâ /92; el-Mâide /89, 95; el-Mücâdele /4) ve oruçlular anlamında da ?sâimîn? ve ?sâimât? (el-Ahzâb /35) geçer.
Dini terim olarak oruç, ilahi emirlerle mükellef (yükümlü) olan bir insanın tan yerinin ağarmasından güneşin batmasına kadar geçen zaman içinde yemekten, içmekten ve cinsel ilişkiden ibadet niyetiyle uzak durmasıdır. Oruç, Peygamberimiz (as)?ın Medine?ye hicretinden bir buçuk yıl sonra Şaban ayının 10. günü (Şubat 624) farz kılındı.
Takvimlerde imsak olarak belirtilen vakti, fecr-i sadığın doğuş vaktidir. İkinci fecir de denen fecr-i sadık, ufkun altındaki güneşin aşığının ufukta fark edildiği andan itibaren başlar. Doğu ufkunda beliren bu beyazlık, zamanla kuvvetlenerek ve alanını genişleterek devam eder ve sonunda güneş doğar. İmsak ile başlayan oruç yasakları, güneş batana kadar sürer ve güneşin batımından imsake kadar geçen vakit içinde bu yasaklar tamamen kalkar.
Oruç, sadece bu ümmete has bir ibadet değildir. Orucu farz kıldığı ayet-i celilede Cenab-ı Hak, bunu şu şekilde beyan buyurmuştur: ?Ey iman edenler! Oruç sizden önceki gelip geçmiş ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki korunursunuz.? (el-Bakara / 183)
Gelmiş geçmiş ümmetlere de farz olan oruç ibadetinden maksat, insanın kendisini tezkiye etmesi, takva sahibi olmasıdır ki, yukarıdaki ayetin son kısmı bunu ifade etmektedir. Onun için oruç tutan kimse, mümkün mertebe dünya muhabbetinden uzaklaşmaya ve bütün azalarını fenalıklardan korumaya çalışmalıdır.
Diğer dinlerde oruç
Oruç tutmak (Ramazan ayı orucu), İslam dinin 5 temel şartından birisi olmakla birlikte, özellikle Yahudilik ve Hıristiyanlık gibi temeli semavî olan diğer dinlerde de mevcuttur. Ancak Oruç tutmak, sadece semavî dinlere mahsus değil. İnsanların inandığı pek çok dinde şöyle veya böyle oruç denilebilecek uygulama ve ibadet şekilleri vardır.
Yahudilikte en önemli oruç Yom Kippur denilen Tevbe gününde tutulan oruçtur. Yom Kippur, Yahudi takviminde, sonbahara rastlayan aylarda başlayan yeni yılın ilk gününden 10 gün sonraki gündür. İkinci önemli Oruç günü ise, Yahudi takvimindeki Av ayının 9. Gününde tutulan oruçtur. Bu oruca 9. Av günü anlamında Tişa ba Av orucu denilir. Pesah (Fısıh) günü orucu da önemli bir oruçtur. Fısıh gününde, anne veya babanın 13 yaşından gün almış, yani Yahudiliğe göre akil ve baliğ olmuş her erkek çocuk oruç tutmakla yükümlüdür. Bununla birlikte her yeni Kamerî ayın başlangıcından bir gün önce tutulan oruç ile evlilik yıl dönümü ve ebeveynin vefat günü oruçları da bulunur. Ancak bu oruçlar nafile oruçlar kapsamındadır.
Kipur gününde, yemek, içmek, kirlilik hariç yıkanmak, ferahlatıcı bir şeyler sürmek, deri ayakkabı ya da terlik giymek ve eşlerarası ilişkide bulunmak yasaktır. 12 yaşını doldurmuş bir kız ve 13 yaşını doldurmuş bir erkek çocuk ise, akil ve baliğ hükmündedir, büyüklerle aynı kategoridedir.
Yahudilikte oruç gün batımı ile başlar ve ertesi gün akşam ilk iki yıldızın çıkmasıyla sona erer. Bu süre yaklaşık 25 saattir.
Hristiyanlıkta ise oruç daha önemli bir yer tutar. Çarşamba ve özellikle Cuma günleri önemli oruç günleridir. Ancak, 1966 yılındaki Papalık kararına göre oruç tutmak biraz gevşetilmiş, Kül Çarşambası denilen Paskalya öncesi orucu ile İyi Cuma orucuna önem verilmiştir. Önceki dönemlerde, Noel?den 40 gün önceden başlayan oruç var iken, şimdi bu dönemde tutulan oruç önemini kaybetmiş ve paskalya öncesinde tutulan 40 gün orucuna devam edilmiştir. Protestan kilisesi bu 40 güne 7 gün daha ilave etmiştir. Ortodoks kilisesi de Paskalya öncesinde 50 günlük oruç önerirken, ayrıca, Noel öncesi hafif ve ağırlaştırılmış oruca önem verir.
Hristiyanlıkta evlilik, iş, göç, gibi önemli kararlarla, günahlardan tövbe ve dua ve dilek için de istenildiğinde oruç tutulabilir. Kiliseler de zaman zaman oruç günleri düzenleyebilir.
Genelde oruç, akşam bir kez yemek yedikten sonra ertesi akşama kadar devam eder. Oruç tutan kişiler gün boyunca bir şey yemez ve içmezler ise de bunda bazı istisnalar vardır. Özellikle et ile birlikte süt, peynir, yumurta gibi hayvansal gıdalar ve alkol, sigara kullanılmaz. Eğlence yapılmaz. Ortodoks kilisesi ise orucu, maddî olmaktan ziyade manevî olarak değerlendirdiği için, yeme ve içme yasağını önermekle birlikte bunu kesin kural olarak kabul etmez. Katoliklerde oruç tutma yaşı 21'de başlar, 60 yaşında sona erer.
Doğu dinlerinde de oruç önemli bir yer tutar. Hinduizmde, bazı besinleri yememe şeklinde oruç tutulur ise de uzun süre yememek ve içmemek şeklinde tutulan oruçlar da vardır. Bir Hindu mezhebi sayılabilecek olan Yogalarda ise oruç daha önemli bir yer tutar ve neredeyse nefes almamaya kadar varabilir. Brahmanlarda, hasta ve çocuklar dâhil herkes oruç tutmakla yükümlüdür. Her ayın 12 ve 13. Günleri oruç tutulur. Ancak nefsi yenmek için, 15 gün süren bir oruç daha tutulur ki bu süre içinde sadece her gün bir yudum su içilir.
Budizm?de de oruç önemli bir yer tutar. Buda'ya göre, ne dünyaya bağlanmak ne de dünyadan vazgeçmek gerekir. Bu amaca ulaşmak için koyduğu kuralların birincisi ise, her iki ayda bir oruç tutmak ve bu süre içinde de toplum içinde tüm günahlarını itiraf etmektir.
Ramazan ayı (Şehru Ramazan)
Kameri aylardan olan Ramazan ayı, Arapça ?Remd? kökünden türemiştir. Güneşin yakıcı sıcaklığı anlamındadır. Oruç ayına bu ismin verilmesi, ateşin herhangi bir şeyi yakıp bitirmesi gibi, orucun da insanların günahını yok ettiği içindir. (bk. Müfredat, Ragıp el-Isfahani)
Ünlü İslam müfessiri Zamahşeri ise, ?Araplar, ayların isimlerini yeni adlarla değiştirdikleri zaman, her ayın ismini o ayın bulunduğu mevsime uygun olarak koyarlardı. Bu değişikliği yaptıkları sırada oruç, sıcağın en şiddetli mevsimine rastgeldiğinden ona Ramazan adını vermişlerdi? demektedir.
İlgili haberler:
Teravih namazı nedir, nasıl kılınır?
Ramazan'da kimler oruç tutmayabilir?