Can Atilla yeni albümünde Mevlana?nın düşüncesini ve hayatını ele alıyor.
Mevlana sizin için ne ifade eder?
Mevlana defalarca sufi müzikleriyle, ney doğaçlamalarının olduğu albümlerle, sema gösterileriyle ve daha birçok aktivite ile anıldı, anlatıldı. Ama bana, daha farklı ve evrensel bir çağrışımı oldu. Sema ise benim için kainatın minimal dönüşünün karşılığıdır. Mevlana ile ilgili eserlerimi bestelemeden önce bizden ve yabancı yazarlardan hayatını defalarca okudum. Mesnevi ve Divan-ı Kebir eserleri, onun görkemli ve sonsuza açılan mistik yolculuğunda konuya ilgi duyan herkesi derinden etkiler. Tabii ki beni de etkiledi. Ama o muhteşem cümleleri bir arya ve ya şarkı sözü olarak kullanmak kesinlikle etkilerini azaltıyordu, bu yüzden her iki eserimde de (800.Yıl Oratoryosu ve Mevlana?dan Çağrı albümünde) onun içe dönük hüzün ve yalnızlık dolu hayatını müzik sanatı aracılığıyla anlattım. Benim için ne ifade ettiğine gelince: mistizm, felsefe, içe dönüş, arayış, hoşgörü, sevgi, huzur, eşitlik gibi bugün insanoğlunun en çok ihtiyaç duyduğu duygular.
DÖNEM ALBÜMLERİ
Albümleriniz genellikle temalı oluyor ve bir öyküyü anlatıyor. Bunu neden tercih ediyorsunuz?
Ben sanatta, müzikte mutlaka bu kavramların ötesine geçmeyi hedeflerim. Yapılan müzik kendinden bağımsız alanlardaki konulara ilham vermeli, merak uyandıracak bir güce sahip olmalı diye düşünüyorum. Dönem albümleri yapıyorum, her birinin en ince ayrıntısına kadar kurgulanmış bir içeriği var. Albümün kitapçığı ile neredeyse albümün kayıtları kadar ilgileniyorum. Ülkemizde ne yazık ki sıradan birçok şeye olduğundan farklı, değerli anlamlar yükleyenler var. Müziği bir ticari pazarlama malzemesi olarak kullananlardan biri olmadığım için kalıcı ve zamana direnç gösteren albümler yapmayı hedefliyorum
-Mevlana?nın hayatından neyi öğrenebiliriz?
Mevlana bize, kendimizi görmemizi engelleyen birçok duruma karşı alternatif bir bakış açısı kazandırıyor. Bir kere mistizm ve felsefe var onda. Hayat hikayesinde hep bir yalnızlık, içe dönüş var. Şems-i Tebrizi?yi ararken kendini bulması ve sonunda her şeyi ?birleşme?ye dayandırması çok etkileyici.
Majestelerinin huzurunda
II. Elizabeth?in Türkiye?yi ziyaretinde Cumhurbaşkanlığı Köşkü?ndeki davette bir 8 kişilik orkestrayla konser verdim. Konser sonrasında kraliçenin sık sık müziğimin içeriği ile ilgili bilgi aldığını öğrendim. Gecenin sonunda Sayın Cumhurbaşkanı ve eşi hanımefendiyle birlikte, kraliçe ve eşiyle orkestranın önüne, sahneye doğru geldiler. Kraliçe ilk olarak oradaki çocuklarla sohbet etti ve sonrasında bana elini uzatarak bizi tebrik etti. Kraliçe?ye bir besteci olduğumdan, konser esnasında dinlediği parçalardan, albümlerimden ve içeriklerinden bahsettim. Eşi Edinburg dükü ekibimizle özel olarak ilgilendi. ey sesi onlara çok ilginç gelmiş. Mevlana?dan Çağrı?da bu enstrümanı orkestra ile birlikte kullandığımı ve albümü çıkar çıkmaz göndereceğimi söyledim, geçtiğimiz günlerde de konsolosluktan posta adresini alarak albümü gönderdim.
AYŞE DÜZKAN - Star