Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Kutan'dan Erbakan'ın affı için Gül'e övgü

SP Genel Başkanı Kutan, Erbakan'ın affıyla ilgili 'Cumhurbaşkanı, üç-beş 28 Şubat çığırtkanına değil, millete kulak vermiştir' dedi.

18 Yıl Önce Güncellendi

2008-08-30 13:49:00

Kutan'dan Erbakan'ın affı için Gül'e övgü

Saadet Partisi Genel Başkanı Recai Kutan, 54. Hükümet Başbakanı Necmettin Erbakan'ın ev hapsini kaldırılmasını, ''Sayın Cumhurbaşkanı üç-beş 28 Şubat çığırtkanına değil, millete kulak vermiştir'' sözleri ile değerlendirdi.

Kutan, Saadet Partisi'nin İl Başkanları ve İl Müfettişleri Toplantısı'nda yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, kapatılan Refah Partisi Genel Başkanı ve Milli Görüş Lideri Necmettin Erbakan'ın ev hapsini kaldırması ile ilgili olarak değerlendirmede bulundu.

Af kararını 'içimizi rahatlatan bir gelişme' sözleri ile değerlendiren Kutan, ''Hizmetleriyle milletimizin gönlünde taht kurmuş böylesine önemli bir şahsiyetin hapse mahkûm edilmesi, elbette tüm milletimizin vicdanını yaralamıştı. Milletimiz yürekten inanıyordu ki bu karar, 28 Şubat sürecinin antidemokratik ortamında verilmiştir. Bu nedenle zaten bu mahkûmiyet toplumun tüm kesimlerince, en basit ifadesiyle 'haksızlık' olarak değerlendirilmişti ve vicdan sahibi hiç kimse bu mahkûmiyeti kabul etmemişti. Bu yüzden Sayın Cumhurbaşkanı'nın takdiri, toplumun bu yöndeki beklentisine cevap verir niteliktedir. Sayın Cumhurbaşkanı toplum vicdanının sesini dinlemiştir. Üç-beş 28 Şubat çığırtkanına değil, millete kulak vermiştir. Bu kararıyla bir haksızlığın ortadan kaldırılmasını ve bir hatanın kısmen de olsa telafi edilmesini sağlamıştır'' diye konuştu.

Erbakan'ın ev hapsinin sona erdirilmesini, 'hukuki ve teknik terimi ne olursa 'af' olarak değerlendirilmesine karşı olduklarını da dile getiren Kutan, ''Çünkü af bir suçun karşılığıdır. Oysa ortada bir suç yoktur, sadece 28 Şubat'ın antidemokratik ortamında verilmiş bir karar vardır. O 28 Şubat'ın da nasıl bir süreç olduğunu bugün yaşadığımız Ergenekon operasyonuyla çok daha net bir şekilde görüyoruz. Komplolar, sahte belgeler, irtica senaryoları ve karanlık tezgâhlarla dolu bir süreçtir. Buna rağmen bazı 28 Şubat artıkları, bu kararı eleştirmekte ve 'Erbakan nasıl affedilir!' diye yaygara koparmaktadırlar. Dikkat edilirse bu yaygarayı koparanlarla, 28 Şubat sürecinde postal yalayanların aynı kesimler olduğu görülecektir'' sözlerini kullandı.

'DENGE UNSURU OLMA ÖZELLİĞİMİZİ KAYBETMEMELİYİZ'

Rusya ile Gürcistan arasında yaşanan savaş ve sonrasında meydana gelen gelişmelerle ilgili değerlendirmelerde bulun anan Saadet Partisi Genel Başkanı Recai Kutan, Türkiye'nin ABD'yi memnun etmek adına bölgesel dengeleri bozmaması gerektiğini belirterek, 'ABD ve Rusya arasındaki gerilimde denge unsuru olma özelliğimizi kaybetmemeliyiz' dedi.

Türkiye'nin tarihi bir süreçten geçmekte olduğunu kaydeden Kutan, ''Gürcistan'da yaşanan son gelişmeler, hemen akabinde Rusya ve ABD arasında yaşanan gerilim ve restleşme Türkiye'nin ne kadar stratejik, ne kadar önemli bir ülke olduğunu bütün dünyaya bir kez daha göstermiştir. Türkiye mihenk noktasıdır. Bu krizle birlikte, Türkiye'nin alacağı kararların sadece bölgeyi değil, tüm dünyayı etkileyeceği bir kez daha görülmüştür'' dedi.

Rusya ile Gürcistan arasında yaşanan krizin, Ortadoğu gibi, Kafkaslar ve Balkanlar'ın da büyük bir değişimden geçtiğini ve bölgede yeni dengelerin hızla kurulmakta olduğunu gösterdiğini kaydeden Kutan, ''Bu dönemde bölgede, bölgesel aktörler ve yöresel aktörler olacaktır. Bölgesel aktörlerin en önemlilerinden biri de Türkiye'dir. Türkiye'nin hem aktif, hem de etken olması şarttır. Ancak etken olacağım derken ABD ve Rusya arasındaki gerilimde denge unsuru olma özelliğimizi kaybetmemeliyiz. Hele hele ABD'yi memnun edeceğim diye, çok hassas bir yapı arz eden bölgesel dengeler bozulmamalıdır. Hükümet, bu krizde Türkiye gibi stratejik ve güçlü bir ülkeye yakışan kararlılık ve siyasi beceriyi gösterebilmelidir. Evet, Türkiye bu süreçte figüran rolü değil başrol oynamalıdır. Ancak, Küresel güçlerin Türkiye'ye biçmek istediği role göre değil, Türkiye'nin milli ve stratejik menfaatlerine göre hareket etmelidir'' dedi.

Türkiye'nin bunu yaparken, komşuları ile yeni ihtilaf ve kriz noktaları ortaya çıkaracak adımlar atmaktan kaçınması gerektiğine işaret eden Kutan, ''Bu uyarıyı yapmamızın elbette özel ve önemli bir nedeni var. Hepimizin malumu olduğu üzere krizin hemen ertesinde bazı NATO gemileri ve yardım amaçlı olduğu iddia edilen Amerikan askeri gemileri Boğazlardan Karadeniz'e geçmiştir. Ve bu geçişler kamuoyunda haklı endişe ve şüphelere neden olmuştur. Gemilerin kimliği ve içeriği konusunda basına yansıyan bazı haber ve değerlendirmeler bu şüpheleri arttıracak niteliktedir. Şu ana kadar ABD'ye ait 'MCFULL74' isimli savaş gemisi, 'DALLAS' isimli sahil güvenlik botu ve 'USS TAYLOR' isimli savaş gemisi Boğazlardan geçerek Karadeniz'e açılmıştır. Her ne kadar bu gemilerin yardım malzemesi taşıdığı ve tamamen insani amaçlı olduğu vurgulansa da, birçok dış politika uzmanına göre, bu girişimin altında başka nedenler bulunmaktadır.

Bu askeri gemilerden ikisi, ABD Deniz Kuvvetleri'nin en görkemli askeri gemileridir. Birçok uzmana göre bu gemilerin yardım amacıyla Karadeniz'de bulunmak istediği pek inandırıcı değildir. Amerika'nın, gerek NATO gemileri, gerek Amerikan deniz kuvvetlerine ait savaş gemileriyle asıl yapmak istediği Rusya'ya karşı bir gövde gösterisidir. Tekrarlamakta fayda görüyorum. Hükümet, bu krizde Türkiye gibi stratejik ve güçlü bir ülkeye yakışan kararlılık ve siyasi beceriyi gösterebilmelidir. Özellikle bölgede yeni ihtilaf ve kriz noktaları ortaya çıkaracak adımlar atmaktan kaçınmalıdır' diye konuştu.

Cihan

Haber Ara