Dolar

34,8613

Euro

36,7629

Altın

3.042,55

Bist

10.141,62

'Atamalarda ideolojik davranmadım'

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, cumhurbaşkanlığında geçen bir yılını değerlendirdi. Cumhurbaşkanı Gül, tartışmalara neden olan birçok konuya da açıklık getirdi...

18 Yıl Önce Güncellendi

2008-08-27 15:17:00

'Atamalarda ideolojik davranmadım'



 
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, NTV'nin canlı yayınında Çankaya Köşk'ünde geçen bir yıllık görev süresini değerlendiriyor. Cumhurbaşkanlığı Köşk'ünde soruları cevaplayan Gül hiç kimseye karşı bir önyargı içerisinde olmadığını söyleyerek herkese eşit mesafede olduğunu ve toplumun tüm kesimlerini kucakladığını ifade etti.

Bir yıl içerisinde sadece iki yasayı veto ettiği konusundaki eleştirilere de katılmadığını söyleyen Cumhurbaşkanı Gül, kendisinden önceki dönemlerde yapılan vetoların bir kısmının siyasi amaçlı olduğunu iddia etti.

İşte Abdullah Gül'ün canlı yayındaki açıklamaları;

Atamalarda ideolojik davranmadık: Üniversite atamalarında da ideolojik davranmadık. Bana bırakılan bir rapor ve üniversiteler konusunda ben onları çok iyi inceledim. Üniversitelerin ülkenin kalkınmasında lokomotif olmalıdır. Gelişmiş ülkelerdeki üniversiteler nasılsa bizde de aynı olması gerekmektedir. Düşünceleri fikirleri ne olursa olsun benim için hiç önemli değildir.

27 üniversite rektörü atadım bunlardan 22 tanesi bana YÖK tarafından gönderilen rektörleri atadım. Ayrıca bunlara bakarsanız, eleştiriler yapılırken önyargılı olmamalıdır. Bir rektörün Adalet ve Kalkınma Partisi'nden aday olduğu doğru ancak bazı rektörlerde farklı partilerden aday olmuşlardır. Bunlar niye söylenmiyor.

Rektörleri benim seçmem doğru değil!: Şöyle düşünüyorum. Gerçekten bu konuya epey bir zaman harcadım. Rektörlerin seçimleri konusunda yeni bir yöntem belirlenmelidir. Ayrıca bir rektörün milletvekili seçer gibi bir seçimle iş başına gelmesine de karşıyım. Bana göre daha farklı bir model benimsenmeli. Bu açıdan yeni bir sistemin getirilmesi ve Cumhurbaşkanı'nın bu işe hiç karışmamasını istiyorum. Bu konu sağ duyuyla çözülmelidir. Bu konuda hükümete ve Meclis'e de çağrıda bulunuyorum.

Ben tatillerimin ücretini kendim ödedim: Beş yıl bu ülkede Dışişleri Bakanlığı görevini yürüttüm ama bu dönemde hiç tatil yapmadım. Sadece iki yıl içerisinde iki gün tatil yaptım ve ücretini kendim ödedim. Son tatilde de bu öyle oldu bana kalan kısmını ben ödedim.

Başörtüsü konusunda benim bir misyonum yok! Benim eşim neyse şu anda da öyle. Bunlar halkın içerisine girerseniz öyle bir sorun olmadığını göreceksiniz. Ben şekilde ilgilenmiyorum açıkçası.

Necmettin Erbakan affı: Ben bu konuda açıklama yaptım; ancak bazıları önyargılı olarak davranıyor. Sayın Erbakan'ın, cezasının bir bölümü kaldırılırken sadece yükümlülüğü kaldırılmıştır. Devam eden ya da süren davaları devam etmektedir. Ben, sadece yükümlülüğü sabit olanların yani davası bitmiş olan hükümlülerin dosyalarına bakabilirim. Bu konuda kaldı ki önce kişinin başvurması sonra Adalet Bakanlığı'nın bana bu ilgili dosyayı göndermesi gerekir.

Bu olay çıktıktan sonra, bir çok kişi hakkında dediler ki bu insanlar rahatsız. Benim en önem verdiğim konu adil davranmaktır. Bu isimlerin bir çoğunun tutukluluğu devam etmekte ve mahkeme süreçleri sürüyor.

Bu isimleri zaten affedemem. Benim Anayasa'da böyle benim önüme gelmeyen dosyayı incelemem mümkün değil. Bu durumda bazı isimleri söyleyerek adil davranmıyorsunuz sözü bana haksızlık anlamı taşır.

Bana şu ana kadar beş dosya geldi bunlardan üçünü değerlendirdim. Bunlardan birisi de tereddütte kaldık ve tekrar incelenmesi için gönderdim.

Çukurambar görüşmesi: Ben şunu söyliyeyim tabiki hepimizin konumlarımız var ve insanı bir yönümüzde var. O toplantıda benim olduğumu kim biliyordu, ve bunu biz söyledik. Ev sahibi açıkladı ve o dedi ki Sayın Cumhurbaşkanı da var dedi. Biz söylemeseydik bu haberde olmayacaktı. Bu nedenle gizli saklı bir açıklama değil.

Kendi aramızda konuştuk, dördüncü bir isim de söz konusu değil. O konuda Anayasa Mahkemesi Başkanı da söyledi.

Ergenekon davası: Önemli olan bu iddialar olduğuna göre bunların savcılar tarafından toparlanıp ve bunu mahkeme safhasında mahkemeye bırakmaktır. Bir kez daha söyleyeyim biz kimseyi şu anda suçlu ilan edemeyiz. Böyle bir davanın Türk mahkemelerine bırakılmasını ben Türkiye açısından bir aşama olduğunu söyleyebilirim.


Haber Ara