Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

'İslami Edebiyat' mümkün mü?

İslamî Edebiyat? dergisinin Bayrampaşa Belediyesi Kültür Salonunda düzenlediği ?Dünya İslamî Edebiyat Birliği Kongresi?, bir tartışmayı da beraberinde getirdi.

18 Yıl Önce Güncellendi

2008-08-24 09:19:00

'İslami Edebiyat' mümkün mü?




İsmail Doğu/ TIMETURK

Geçtiğimiz günlerde, Genel Yayın Yönetmenliği?ni Ali Nar?ın üstlendiği ?İslamî Edebiyat? dergisinin Bayrampaşa Belediyesi Kültür Salonunda düzenlediği ?Dünya İslamî Edebiyat Birliği Kongresi?, bir tartışmayı da beraberinde getirdi.


İslamî edebiyat kavramının bugün ifade ettiği anlamı ve gelecekte nasıl geliştirilmesi gerektiğini tartışan toplantı, çok daha önceleri, bu terimin ilk kullanıldığı ve bu türden eserlerin kaleme alındığı dönemlerdeki tartışmayı da gün yüzüne çıkarmış oldu.

Taraftar olanlar: İslamî kelimesi, aidiyet kazandırıyor

Bir kelimenin sonuna î ekinin eklenmesi, o kelimeye aidiyetlik kazandırır. Bu anlamda İslamî demek, İslama ait olan demektir. Özellikle İslam kelimesi için bu tarz eklemeyi savunanlar ve kullananlar, bununla, hem bir aidiyet gösterisinde bulunmak istediklerini belirtmekte, hem de İslam dininin bizzat kendisine mal edilmesi noktasını bu yolla engellemiş olduğunu iddia etmektedirler. Yani yapılan işin adresi ve içeriği İslamdır; lakin gerçekleştirilen o iş, tümüyle İslama da mal edilmemelidir.

İslamî Edebiyat ile kastedilen, bu yaklaşım biçimine göre, Müslüman edebiyatçıların sunduğu örnekler kastedilmektedir ki, referanslarını İslam dairesi içinde aldıklarının bir göstergesi olarak kullanılmaktadır.

Karşıtlar: Her şeyin İslamisi olur mu?


Karşı itiraz ise, her kelimeye î ekinin verilmesinin, o kelimede ifadesini bulan çağrışımın gerçekte islamî olamayacağıdır. Her isim ve fiil için böylesi bir ek kullanılamayacağını, kullanmakla o aidiyeti kazanamayacağını iddia edenler göre böylesi bir uygulama biçimi, işi, çığırından çıkaran bir hale dönüştürecektir.

İşte bu karşı iddia sahipleri, edebiyatın kendi başına özel bir anlamının olduğunu ve ön eke ihtiyaç duymadığını belirterek İslamî Edebiyat tanımlamasını benimsememektedirler. Zira bu karşı anlayışa göre edebiyat, hiçbir ön eke ihtiyaç duymayacak kadar, başlı başına ismiyle müsemma bir ilimdir. Edeb yoksa, yazı yoktur zaten. Edeb varsa, zaten İslam oradadır. Bu tarz nitelemeler, her isim ve fiili İslam içinde görme gibi trajikomik bir durum meydana getirir. Üstelik, asli unsurların içinde zaten mündemiç olarak varolan ve asla kopmayan İslam?ın bizzat kendisinin, eğreti bir unsur gibi durmasına sebebiyet vereceği endişesini öne sürmekteler. Bunun yanında, edebiyat örneğinde olduğu gibi, ?İslamî? olmayan örnekleri de edebiyat kabilinden değerlendirmeye zemin hazırlayacağını da belirtmekteler.

Haber Ara