Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Modern ?Nasheed? Hareketi

Ahlaksızlığa ve kötülüğe yönlendiren Batı müzik tarzlarına karşı bir alternatif olarak ortaya çıkan İslami müzik tarzı 'Nasheed' olarak tanımlanıyor.

18 Yıl Önce Güncellendi

2008-08-22 15:16:00

Modern ?Nasheed? Hareketi

 

Mustafa Burak Sezer/ Gerçek Hayat

 

İslam ülkeleri ve ötelerinde yeni bir müzik hareketi, geleneğin ve teknolojinin evliliğiyle doğarak, adeta vahşi bir ateş gibi hızla büyüyerek yayılıyor. Şeytani bir icat ve kuvvetli bir sese sahip olmasıyla yerilen, şeriatın karşı olduğu eğlence caddesinde, son iki üç senedir modern nasheed sanatçılarının görkemli büyüyüşü inkâr edilemeyecek nitelikte.

Nasheed sanatı, büyük bir popüler kültür hareketi olarak Müslüman ülkelerde ve Batıda ?fırtına gibi esti? desek yeridir. Nasheed, kaba olarak, İslam ahlâkı ve kültürüyle harmanlanmış, pek çok modern popüler kültür müziğinin niteliği olan terbiyesiz sözlerden,  hovardalık ve boş materyalizmden sakınan şarkılar olarak çevrilebilir. Ezgilerindeki lirik içerik, Yaratıcı?ya yaklaşmayı hedeflerken aynı zamanda Allah Resulü?ne övgü, aşk ve muhabbeti ifade edip, günümüz sosyal meselelerine karşı da bir bilinç ve farkındalık yükselmesine vesile oluyor. 

İslam fıkhıyla yönetilen ülkelerde, pesimistçe algılanan, riskli bir konu olan müzik, fikir olarak çizginin iki tarafına ayrılmış durumda. Nasheed haram mıdır? Müzikle birlikte mi icra edilmelidir? Bir cappella (çalgısız söylenen müzik) gibi mi olmalıdır? Defe müsaade var mıdır? Modern enstrümanlar, mesela gitar, sintisayzır (sentezör), örnekleyici vesairenin, medh ve sena şarkılarına eşlik etmesi mi gerekiyor?

ALİMLERİN MÜZİK HAKKINDAKİ İHTİLAFLARI

İslam alimlerinin konu üzerine farklı iddia ve görüşleri var. İslam dünyasının farklı mezheplerine mensup, Sünni ve Şii alimler, konu hakkında birbirinden değişik beyanat veriyorlar. Mesela biri, ?Hangi türü olursa olsun, ister sözlü ister enstrümantal, nasheed veya değil, müzik şiddetle yasaklanmıştır? diyor ve savunma olarak Kur?anı Kerim?den farklı ayetleri ve hadisleri gösteriyorlar.

Alimlerin başka bir grubu ise şarkılar gayrıİslami olmadıkça müziğin yasak olmadığını savunuyor; müstehcenlik, alkol tüketimi gibi konulardan sakınan şarkıları mubah görüyorlar. Onlar da savunmalarını yaparken yine hadisleri öne sürüp, diğer fıkıh okullarının sunduğu kaynakları, ravisi veya hadisin kendisi zayıf olduğundan veya hadislerin yanlış yorumlandığı gerekçesiyle eleştiriyorlar. Her şeye rağmen, bütün alimler, sefahat ve çapkınlığı, zulmü, toplumsal kötülükleri öven şarkılara kesinlikle ?hayır? diyor.

 

NASHEED?İN İLK ÖRNEĞİ 'TALAEL BEDRU ALEYNA'?DIR

Bu karmaşıklığın içinde nasheed hareketi yükseliyor. Onlar yeni, modaya uygun, modern ve İslami. Ya da onlar böyle iddia ediyor. Nasheed?in ana fikri yeni bir şey değil; ilahi olana yaklaşmak için İslam?ın doğuşundan beri mistik bir müzik var oldu. Ve hatta insanın manevi yolculuğundan beri... Mesela Arap dünyasındaki çocuklar nasheed?e yabancı değil: Talael Bedru Aleyna, Allah?ın Resulü Mekke?den hicretinde, ufukta görüldüğü zaman, Medinei Münevveri?nin çocukları tarafından Hazreti Muhammed?i (S.A.S) karşılamak için söylendi!

Çok eski zamanlardan beri Müslüman sufiler ve tefekkür insanları, tüm yaşama yayılan tanrıyı arama yolculuğunda, müziği bir araç olarak kullandılar. Bu ahlâk ve kültür zikrin farklı türlerinin keşfine yol açarak, sema, kavvali ve naat gibi geleneklerin doğmasına vesile oldu. Müzik, yüzyıllarca tasavvuf ya da sufizm ile birlikte hareket etti. İlmin üstatları olarak, denizlerin ve kıtaların ötesinde müziği kalpleri yumuşatmak ve tanrıya doğru iç kıblelerine yöneltmek amacıyla kullandılar.

 

İMANLARI, SANATLARININ BENZİNİ

Bugün, bu zengin müzik geleneğini miras alan nasheed sanatçıları hünerlerini bu kültürü günümüze göre yeniden biçimlendirmeyi denediler. Adanmanın ve inancın bu şarkıları şimdi profesyonelce hazırlanmış albümlerle, flaş müzik videoları ve canlı şovlarla desteklendi ki artık popüler sansasyon yaratan şarkılarla yarışabilecek konumdalar. 

New York, Londra ve Cape Town?da yaşayan Müslüman diasporadan, Kahire?nin geleneksel iç bölgelerine, İstanbul ve Cidde?ye, Sami Yusuf, Raihan, Dawud Wharnsby Ali ve diğer pek çok genç icracı, milyonlar satarak, yaşıtlarının ve modern seyircinin beğenisini topladı. Bu adamlar ve kült müzisyenler arasındaki fark ise bu icracıların ve dinleyicilerinin geneli sanatları için maneviyatlarından boşanmayan, adanmış, inançlı, dini pratize eden Müslümanlar olmaları. Aksine, imanları, sanatlarının benzini konumunda. Şimdi nasheed hareketinin önde gelen değerlerinden kısaca bahsedebiliriz.

 

MALEZYA?NIN GÜZEL KOKUSU: Reyhan

Malezya?dan seslenen Raihan, kendi ülkelerinde en çok sevilen nasheed guruplarından birisi. Hızla yurt dışında popüler olmaya başlıyorlar. 1996?da Nazrey Johani, Azhari Ahmad, Che Amran Idris, Abu Bakar Md Yatim ve Amran Ibrahim tarafından kuruldu. Bu nasheed ustalarının kemerlerinin altında 11 albümleri bulunuyor. İlk albümleri Puji Pujian (En Yüksek Sena). Daha çok kendi yerel dilleri Bahasa Malayu ile şarkılarını söylemekle birlikte, yüzeysel olarak Arapça ve İngilizce de söylüyorlar. Onları özel yapan zengin harmoni ve  samimiyetleri.

Raihan?ın son kayıtları ?Tawakkal? TalaEl Bedru?yu Malay telafuzuyla farklı bir tavırla seslendiriyor. Kariyerleri boyunca grup üyelerinde değişimler olsa da popülariteleri sürmeye devam ediyor. Malezya?da çeşitli ödüller kazanan grup, son zamanlarda Dubai?de, sanatlarında İslamiyet?i destekleyenlere verilen Mahabba Ödülü?nü kazandı.

 

 

 

HİPHOP SOUNDLARIYLA İSLAMCI MÜZİK

Şaşırtıcı bir şekilde, kentli nasheed?in alttürü olarak bir grup Danimarka?dan yükseldi. Outlandish?in elamanları Isam Bachiri Azouaoui, Waqas Ali Qadri ve Lenny Martinez bütün listeleri alt üst ederek, sadece Müslüman dinleyiciler tarafından değil, genel müzik fanları tarafından da beğeniyle takip ediliyor. Bu grubun, son zamanlarda aşağılık ve iğrenç karikatür olayından sonra dünyanın kinini ve nefretini üzerine çeken Danimarka?da doğması ise ironik bir panaroma arz ediyor.

 

Outlandish bir çok ödüle sahip, daha çok hiphop tarzı müzik yapan Danimarka menşeli bir grup.  1997 yılında Danimarka?da kuruldu. Outlandish, Fas asıllı olup Danimarka?da doğan Isam Bachiri, Pakistan asıllı, Danimarka doğumlu Wakas Ali Qadri ve Honduras?lı Lenny Martinez?den oluşuyor. İsam ve  Vakkas Müslüman olarak, Lenny Katolik olarak, grubun her üç üyesi de kendilerini inandıkları dine son derece adamış insanlar.

Kopenhag?ın çok kültürlü varoşlarından Brondby Strand?da büyüyen grup üyeleri ilk gençlik yıllarından beri tanışıyorlar. Outlandish?in hiphop/R&B/soul music türünde yaptıkları parçaları kaynağını Fas, Arap, Pakistan/Pencabi, Avrupa, Hint ve Latin Amerika gibi farklı, çok kültürlü ritim ve tınılardan alır. Şarkılarının çoğu İngilizce olmakla birlikte zaman zaman İspanyolca, Urdu/Pençapça, Danca ve Arapça liriklerle de şarkılarını besleyerek çok sesli bir müziğe ulaşabiliyorlar. Tüm bu etkiler, Outlandish?i ender bulunan ve diğer müzik fraksiyonlarından farklı olarak hemen ayırt edilebilir kılıyor. Grup, sık sık İslami temalara ve Batı?da yaşayan Müslümanların karşılaştığı günümüz problemlerine değiniyor.  

'İSLAMCI GENÇ KIZLARIN İDOLÜ!!?'

Belki de nasheed hareketi hakkında insanların en sık adını duyduğu isimlerden birisi de Sami Yusuf. Genç, sempatik görünümlü, hoş sesli ve yüksek satışlı albümlere imza atan Sami Yusuf?un konser biletleri de yok satıyor. Normal şartlarda bu olay popüler poster resimleriyle filan sonuçlanabilecek bir formül çıkarabilirdi. Fakat Sami bu tür bir analojiyle örnek olmak konusunda son derece rahatsız olan bir karaktere sahip; müziği ?hayallerinin kızını tavlama? konusunda bir araç olarak kullananlardan değil.

 

Azeri kökenli, müzisyen bir ailede doğdu, İngiltere?de yetişiyor. Müzik kabiliyeti ölçüsünde Sami Yusuf acemi bir çaylak değil, derin makam ve Orta Doğu?nun ezgilerinin de bilgisiyle 18 yaşında garantilediği bursla, Londra?nın prestijli müzik akademisi Royal Academy of Music?te müzik kompozisyonları eğitimi aldı.  İngilizce, Arapça ve Türkçe dillerinde şarkılarını söylüyor.

 

 

AFRİKA?NIN GÜLÜ

Nasheed dünyasında kendisine yer edinen bir diğer isim de Güney Afrika?dan Zain Bhikha. Pretoria şehrinden seslenen Zain, ilk olarak 20 yaşındayken bir radyo yarışmasında birinci olarak dikkatleri üzerine çekiyor. Bu hadise, Yusuf İslam?ın da dikkatinden kaçmıyor ve Zain?i 2004?te Londra, Royal Albert Hall?da gerçekleşen Mountain of Ligt (Nur Dağı) adlı  projesine davet ediyor. O zamandan beri Yusuf İslam?ı rehberi kabul eden Zain bir daha arkaya bakmıyor.

Amerika, Birleşik Arap Emirlikleri ve Malezya gibi ülkelerde konserler veren Zain Bhikha, modern nasheed hareketinin öncüleriyle pek çok işe imza attı. 2005?te, Güney Afrika?da Zain Bhikha stüdyolarını kurdu ve çocuklar için oyunlar yazıp, yönetti.

 

SON VİDEO HABER

Iğdır'da AK Parti İl Başkanlığı binasına molotoflu saldırı

Haber Ara