ANKARA Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, 'öğrenci affı'na ilişkin tasarı taslağı hazırladıklarını ve son şeklini vereceklerini açıkladı. Çelik, 'Ekim ayında Meclis açılır açılmaz af Meclis'in gündeminde olacak' dedi. Her fırsatta affa karşı olduğunu dile getiren Bakan Çelik, gelen yoğun baskılara fazla diremedi ve af için kapıyı araladı.
Milli Eğitim Bakanlığı, YÖK'ten talep ettiği 'Af Raporu'nun gelmesi üzerine afla ilgili çalışmalarda son noktaya geldi. YÖK raporunun affı, 'istatistik', 'pedagojik', 'kapasite' ve 'toplumsal boyut' başlıkları altında değerlendirdiği öğrenildi. Raporda üniversitelerden ayrılan toplam öğrenci sayısının 400 bini açıköğretim okulları olmak üzere toplam 600 bin olduğu belirtildi. Bu sayının tamamı 'af kapsamında' değerlendirildi. Raporun istatistik bölümünde bu sayının hangi üniversiteden, hangi fakülteden ve hangi bölümden kaç öğrenci olduğu bilgisi verildi.
YÖK'ten 'kapsamı dar tutulsun' ricası
Raporun ikinci kısmında pedagojik yönden öğrenci affının sonuçları, öğrencilerin birbiriyle uyumu ve üniversitelerdeki sisteme etkisi incelendi. Üçüncü bölümde YÖK üniversitelerin kapasitesini ve durumlarını değerlendirdi. Bu bölümde afla birlikte bazı üniversitelere fazla yük binebileceği ve kaynak aktarılması gerekliliği dile getirildi. Son bölümdeyse öğrenci affının toplumsal boyutunu ortaya koyan YÖK, okullarla ilişiği kesilmiş olan öğrencilerin psikolojik durumu, ailelerin durumu ve bu boyutuyla affın gerekip gerekmediği konuları gündeme getirildi. YÖK'ün raporunda, affın kapsamının dar tutulmasının daha sağlıklı olacağı görüşünün yer aldığı öğrenildi.
3 yıl sınırı istendi MEB tarafından hazırlanan taslaktaysa af kapsamının son 3 yılla sınırlandırılması öngörüldü. Tasarı, MEB'in istediği şekilde kabul edilirse aftan yararlanacak öğrenci sayısı yaklaşık 50 bin olacak. Ancak Meclis'te tasarının 1990'lı yılların başına çekilmesi istenirse 28 Şubat sürecinde üniversitelerden uzaklaştırılan 80 bin öğrencinin de üniversiteye yeniden dönme ihtimali gündeme gelecek.
'Tartışıyoruz' Bakan Çelik, bir tasarı taslağı hazırladıklarını belirterek, 'Biz onun tasarı taslağını hazırladık, ancak paylaşımcı konumunda olan diğer kuruluşlarla paylaşıyoruz. Son şeklini veriyoruz. Hangi tarihten itibaren af çıkarılması gerekiyor, kimleri kapsaması gerekiyor, bunları tartışıyoruz. Yani vazgeçme söz konusu değil' açıklamasında bulundu. Çelik, genel olarak aflara sıcak bakmadığını yineleyerek, '(Kaç kişinin af beklediği, hangi gerekçelerden dolayı af beklediği benim için önemlidir) dedim. Bununla ilgili gerekli dokümanlar geldikten sonra, ben de böyle bir affın ama kapsamı, zamanı, şekli tartışıldıktan sonra çıkarılması gerektiğini düşündüğüm için bu tasarıyı hazırladık' dedi.
ODTÜ rektörü sıcak bakmıyor
ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Acar ise üniversiteleri ilgilendiren bir konuda, dış müdahaleleri doğru bulmadığını belirterek, şu değerlendirmeyi yaptı:
'Yükseköğretimle ilgili bir af konusuna dış müdahale yanlış. Üniversiteler kendi dinamikleriyle bu konuyu çözsün. Dışarıdan müdahale sağlıklı olmaz. AB ülkelerinde ben böyle aflar görmedim. Bu tarz aflar ve bizlere danışılmadan alınan kararlar üniversitelerin kendi rüştünü ispatlamasını zorlaştırıyor. Biz de bir af kültürü var. Büyüklüğü göstermek isteği. Ancak. bunu yapanlar kendi cebinden çıkarıp hayır yapıyor gibi davranmamalı, sonuçta böyle bir konuda bedel toplumun cebinden ödeniyor. Bu yüzden üniversitelerden, YÖK'ten görüş alınmalı. Aflarla yükseköğretim sorunları çözülmez.'
