Haber Merkezi / TİMETURK
Avrupalı Türk Demokratlar Birliği ?UETD Hollanda? Başbakan Recep Tayyip Erdoğan?a, Dısişleri Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan?a ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay?a birer mektup gönderdi.
Almanya?da yayınlanan Der Spiegel dergisinde ünlü Alman düşünür Habemas?ın yayınladığı Avrupalılık yazısına binaen gönderilen mektupla ilgili UETD Hollanda başkanı Veyis Güngör aşağıdaki açıklamayı yaptı. Güngör'ün açıklamasının tamamı aşağıya alıntılanmıştır:
UETD Hollanda: Türkiye Avrupa Birliği ilişkilerinde yeni bir dönem başlatılmalıdır. Yeni dönemde Avrupa?daki Türk ve Avrupalı sivil toplum örgütleri harekete geçirilmelidir. Kültür, sanat, gençlik projelerine önem verilmelidir?
Sosyal Bilimlerde Frankfurt Okulu olarak bilinen düşünce ekolünün yaşayan en önemli temsilcilerinden bir olan Alman düşünür Jurgen Habermas bu hafta Der Spiegel gazetesinde 'Avrupalılık' tartışması üzerine önemli bir yazı kaleme aldı. Sözkonusu yazı Avrupa Birliği projesinin geleceği ile yakından ilgilidir. Uzun zamandır tartışılan 'Nasıl Bir Avrupa' sorusuna Avrupa hükümetlerinin doyurucu bir cevap veremediklerini belirten, Habermas 'Artık hükümetlerinin bu durumu kabul etmesi lazım. Avrupa Birliği'nin geleceğini elit kesimler değil, halk belirleyecek. Yetkilerin ve söz hakkının halka devredilmesi lazım' diyor.
Devamla Habermas, 'Seçmenler politikacılara güvenmiyor ve genellikle onların sözünü dinlemiyor' derken şu tesbitleri yapıyor: 'Ve en kötüsü halk siyasi elitin kendilerine tepeden baktıklarını, kendilerini gütmeye çalıştıklarını düşünüyor. Kendilerine sürü gibi davranılmasını istemiyor. Üst üste fire veren referandumlar baştan beri elit bir proje olan Avrupa Birliği projesinin sınırlarına dayandığını, yolun sonuna vardığını gösteriyor.' Ünlü düsünce adamı Habermas işte bu sebeplerden dolayı artık Avrupa Birliği projesinin geleceğine 'Bundan sonrasını elit değil, halk belirleyecek' diyor.
Eğer Avrupa Birliği Projesinin geleceğine halk karar verirse, -ki böyle bir tartışma artık başlamıştır- durum Türkiye açısından bir hayli zor olur. Zira Avrupa halklarında Türkiye hakkında, ne yazıkki tarihsel önyargılar, korkular, yalan yanlış, basma kalıp düşünceler hakimdir.
Bu durumda ne yapmak gerekir? Türkiye Avrupa Birliği ilişkilerinde yeni bir dönemin başlaması zorunludur. Yeni dönemde bir taraftan Türkiye destekli kültür, sanat, gençlik projeleri hızla harekete geçirilmeli, var olanlar desteklenmelidir. Türklerle Avrupa halkları çeşitli vesilelerle biraraya getirilmeli ve birbirlerini yakından tanımalarına zemin hazırlanmalıdır. Avrupa Birliği Erasmus değişim projesine çok daha önem verilmelidir.
Diğer taraftan Avrupalı Türklerin kurmuş oldukları Sivil Toplum Kuruluşları ve medya organları daha bilinçli etkinlikler yaparak Türkiye?nin Avrupa Birliğinin onurlu ve eşit bir üyesi olması yolunda Türkiye?nin tanıtımına katkıda bulunmalıdırlar. Avrupa Türkleri; Türkiye-AB ilişkilerinin ?sivil boyut?unu oluşturmalıdırlar. Bu sivil boyut, ekonomik işbirliği, bilgi birliği, kültürel ve sosyal çalışmalarda da mobilize edilebilir. Avrupa Türkleri, Türkiye için, bugüne kadar Avrupa Birliğine üye olan hiç bir devlete nasip olmamış büyük bir şanstır. Sosyal sermayedir.
Devamla Avrupa Türkleri bulundukları ülkelerin sivil toplum kuruluşlarıyla ortak projeler geliştirip Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerine ve Türklerle Avrupalıların daha yakından tanışmalarına katkıda bulunabilirler. Avrupalı sivil toplum örgütlerinin tecrübelerinin, bilgi birikimlerinin ve ortak çalışma kültürünün Türkiye?ye taşınmasına vesile olabilirler.
Avrupalılığı tanımlayan ortak değerlerin ?demokrasi, - insan hakları, - hukukun üstünlüğü, - kişisel haklar ve özgürlükler, - pazar ekonomisi? tarih içerisinde çeşitli Avrupa ve Asya toplumlarıyla yüzyıllarca birlikte yaşamış olan Türkiye?ye yeniden yerleşmesi, Türkiye?nin tarihi ve sosyal mirası da göz önüne alındığında Avrupa?nın oluşturmak istediği çok kültürlü Avrupa kimliği için başarılı bir örnek olacaktır. Bu örnek şüphesiz Avrupa kimliğini zenginleştirecektir.