Soğuk Savaş sonrası 'tarihin sonunun geldiği' ve kazananın 'Batı' olduğu tezinin sonuna gelmiş bulunuyoruz. Rusya, Kızıl Ordu'nun 1989 yılında Afganistan'dan dönmesinden bu yana ilk kez bir başka ülke topraklarına operasyona kalkıştı.
On bin kişilik bir askeri birlik, yüzlerce tank, top ve ağır silahla Gürcistan'a girdi. Askeri ve diplomatik üstünlük elde eden Moskova savaş öncesine göre çok daha güçlü olarak masada oturuyor.
Kremlin'de Güvenlik Konseyi'ni toplayan Rusya Devlet Başkanı Dmitri Medvedev, Gürcü lider Mihail Saakaşvili'nin dün imzaladığı altı maddelik geçici ateşkes anlaşmasına imza koydu.
Buna göre Rusya askeri birliklerini özerk bölgeler dışındaki Gürcü topraklarından geri çekecek. Ancak, gerek gördüğünde Gürcü topraklarında operasyon hakkına sahip olacak. Gürcistan'ın toprak bütünlüğüne saygı ise anlaşmada yer almıyor. Güney Osetya ve Abhazya'nın statüsü ile ilgili uluslararası müzakereler kısa sürede başlayacak. Bu haliyle Rusya'nın Abhazya ve Güney Osetya halklarını Gürcü yönetimi altında zorlamaya çalışmanın gereksizliği tezinde bir adım daha attığı anlaşılıyor. Abhazya ve Güney Osetya'nın bağımsızlığı tartışılacak ve Kafkaslar'da harita yeniden çizilecek. Gürcistan'ı bölünme tehlikesi ile karşı karşıya getirecek muhtemel senaryolar şu şekilde:
Gürcistan için muhtemel üç senaryo:
1. İLHAK
Tiflis'e göre Moskova öteden beri Gürcistan'ı işgal etmek için fırsat kolluyordu. Rusya pasaportu taşıyan Abhazya ve Güney Osetya hakları da önce bağımsızlık, ardından da Rusya Federasyonu ile birleşmek istiyor. Rusya'da gerçekleştirilen son ankete göre Rus halkının yarısı ayrılıkçı bölgelerin Rusya'ya bağlanmasını istiyor. Üçte biri bağımsız bir devlet olarak tanınmalarını isterken, halkın sadece yüzde 4'ü bölgelerin Gürcistan'ın egemenliği altında kalması gerektiğini düşünüyor. Ancak Moskova tam bir ilhakın Rusya'nın uluslararası arenada etkisini kıracağının farkında.
2. BAĞIMSIZLIK
Abhazya ve Güney Osetya'nın bağımsızlıklarının Moskova tarafından tanınması. Konu ile ilgili hukuki süreç Kosova'nın bağımsızlığının ardından başlatılmıştı. İki özerk bölge de BM, AB ve Rusya'ya bağımsızlıklarının tanınması için başvuruda bulunmuştu. İlhaka göre daha iyi bir senaryo olarak bu alternatif gözükse de Moskova Çeçenistan, İnguşetya ve Dağıstan gibi Federasyon içinde yer alan bir kısım cumhuriyetlerin benzer bir yola girmesinden endişe ediyor.
3. ASKERİ KORUMA
En iyi senaryo bölgenin savaş öncesi konuma getirilmesi. Abhazya ve Güney Osetya Gürcistan'ın sınırları altında kalacak. Rus barış gücü askerleri ise bölgede öncekinden daha yoğun olarak yer alacak. Moskova bölgede uluslar arası barış misyonu adına görev üstlenecek. Barış gücünde başka uluslar arası birliklerin yer almasına müsaade edilecek. Ancak bu alternatifin de özellikle Kremlin'de yüz gününü yeni tamamlayan Rusya devlet başkanı Medvedev açısından risk taşıdığı kaydediliyor. Kremlin'in şahinlerinin elde edilen askeri ve siyasi kazanımdan sonra geriye dönülmesine sıcak bakması beklenmiyor.
KREMLİN'İN UYARILARI DİKKATE ALINMADI
Güney Osetya'da ete kemiğe bürünen sorunun temelinde kendini daha az güvende hisseden Rusya'nın artık savunma durumundan aktif duruma geçmeye zorlanması var. Rus uzmanların dediği gibi 'Rus ayısının ininden çıkmasına' neden olan olaylar zinciri uzun. Gürcistan'ın Gori şehrinde her yeri yıkan Rus tankları ile birlikte Rusya'nın yeni başbakanı Vladimir Putin'in Şubat 2007'de Münih'de düzenlenen güvenlik konferansında yaptığı tarihî konuşmayı hatırlamak gerekiyor. ABD'yi uluslararası hukuka aykırı davranmak ve kurduğu tek kutuplu yapı ile dünyayı daha az güvenli hale getirmekle suçlayan Putin, Franklin D. Roosevelt'in alıntı yaparak 'Bir yerde barış bozulduğunda, tüm ülkelerin barışı tehlikeye girer.' demişti.
Putin'in uyarısını dikkate almayan batı ülkelerine Moskova Aralık 2007'de ikinci uyarıda bulundu. İstanbul'da 1999 yılında yenilenen askeri güçlerin sınırlandırılmasına yönelik Avrupa Konvansiyonel Kuvvetler Anlaşması'nı askıya aldı. Gerekçesi NATO ülkelerinin bu anlaşmaya imza koymaması.
Moskova'ya kulaklarını kapatmakta ısrar eden Washington İran ve Kuzey Kore'yi bahane göstererek Doğu Avrupa'ya füze savunma sistemi kurma çabalarına hız verdi. Rusya'nın nükleer kapasitesini etkisiz hale getirecek sisteme Moskova'nın 'evet' demesi bekleniyordu. Washington-Moskova hattında sürdürülen müzakereler sonuçsuz kaldı.
NATO'nun Rusya'nın arka bahçesi olan Ukrayna ve Gürcistan'a doğru genişleme stratejisi Kremlin'i tedirgin etmeye yetti. Nisan Bükreş zirvesinde tehlikeyi savan Moskova Aralık NATO zirvesinden emin değil. Ardından Kosova'nın bağımsızlığının kabul edilmesi Rusya'ya rövanş için fırsat verdi. Moskova dondurulmuş sorunlu bölgeler olarak bilinen Gürcistan'ın Güney Osetya ve Abhazya cumhuriyetlerinde ayrılıkçı hareketleri teşvik etti.
Önce ekonomik yaptırımları kaldıran Moskova, siyasi ve ekonomik alanda her türlü desteğin sağlanmasını kararlaştırdı. Bölgede bulunan barış gücü askerlerinin sayısını artırdı. Gürcistan yönetiminin ayrılıkçı bölge Güney Osetya'ya yönelik operasyonu ve bin 600 siville birlikte 18 barış gücü askerinin ölümüne neden olması Kızıl Ordu'nun harekete geçmesi için yeter sebebi oluşturdu.
Bu eski Soğuk Savaş dönemi şartlarına geri dönülmeye başladığının miladı olacak öneme sahip bir gelişme. Artık Rusya'nın başka bölgelerde de benzer operasyonlar düzenlemeyeceğinden kimse emin değil. Ukrayna'nın Kırım özerk bölgesinde yaşayan Rus azınlığın ya da Moldova'nın ayrılıkçı Transdinyester bölgesinde yaşayan ve Rusya pasaportu taşıyan halkların Güney Osetya'lılara benzer bir gerekçe ile Moskova'dan askeri destek isteme ihtimalleri çatışma öncesine göre daha yüksek.
Rusya'nın Orta Asya enerji kaynakları ile bağını koparacak Gürcistan'ın enerji köprüsü olma hayali de yıkılmak üzere. Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattının güvenliğinin konuşulduğu bir süreçte Rusya'yı by-pass edecek Nabucco doğalgaz boru hattı projesi de bundan olumsuz etkilenebilir. Artık Kremlin'in nerede duracağını kestirmek zor.
Kaynak: Cihan