Oğuz ESER / TIMETURK
Cumhurbaşkanı olduktan sonra, ilk kez yabancı bir gazeteye, Guardian?dan Stephen Kinzer?e röportaj veren Abdullah Gül, Gürcistan?daki savaşın yeni çok kutuplu bir dünya çıkardığını ve ABD?nin gücü paylaşması gerektiğini söyledi.
Türkiye?de demokratikleşme sürecine de sıkça atıfta bulunan Gül, sorunların demokrasiyle çözüleceğinin altını çizdi. Gül?ün, Kürt sorunundan, Avrupa Birliğine ve bölge istikrarına ilişkin söyleşisini TIMETURK okuyucuları için tercüme ettik.
ABD YENİDÜNYA DÜZENİNDE GÜCÜ PAYLAŞMALI
Stephen Kinzer
Rusya?nın Kafkaslarda kazandığı jeopolitik zaferinden birkaç gün sonra, Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, savaşın yıkıntıları arasından yeni çok kutuplu bir dünyanın çıktığını söyledi.
Gül, Gürcistan?daki savaşın, Birleşik Devletler?in artık küresel politikaları tek başına belirleyemeyeceğini ve artık diğer ülkelerle güç paylaşmaya başlaması gerektiğini gösterdiğini öne sürdü.
?Dünyayı tek bir merkezden kontrol edemezsiniz? diyen Gül şöyle devam etti: ?Çok büyük uluslar var, büyük nüfuslar. Dünyanın bazı köşelerinde inanılmaz ekonomik kalkınmalar vuku buluyor. Yapmamız gereken, tek taraflı hareket etmek yerine, birlikte davranmak, ortak kararlar almak ve dünya çapında istişare yapmak. Yenidünya düzeni, eğer söyleyebilirsem, ortaya çıkmalı?.
Gül?le, boğazın eşsiz manzarasında bir otel odasında dinlenirken ziyarete gelen İran Cumhurbaşkanı Mahmut Ahmedinecat?la görüşmeden sadece saatler öncesinde konuştuk.
TÜRKİYE NÜKLEER İRAN İSTEMİYOR
Birleşik Devletler ve İsrail?in öncülük ettiği İran?la baş etmenin en iyi yolunun yaptırımlar ve cezalar olduğu fikrini reddeden Gül, ?Birçok önemli konu var, nükleer sorun, Irak, Kafkaslar ve Afganistan. İran?ın bu konular üzerinde ciddi etkileri var- ki konuşuyoruz? dedi.
Gül, İran?ın nükleer enerji geliştirmeye hakkı olduğunu ancak nükleer silahlara sahip olmaması gerektiğini söyledi. Gül şöyle konuştu: ?Bu bölgede kitle imha silahları görmek istemiyoruz. Eğer bu komşumuzda olacaksa, kesinlikle istemiyoruz?.
İran?a olası Amerikan saldırısıyla ilgili Gül şu yanıtı verdi: ?Bunu düşünmek bile istemiyorum. Herkes Irak?ta olanlardan bir ders çıkarmalı. Diplomatik çözüm sert çözümlerden her zaman daha iyidir.?
'TÜRKİYE'NİN 85 YILLIK TARİHİNDE EN DEMOKRATİK REJİM'
Son on yılda Türkiye kadar az sayıda ülke bu kadar değişmiştir ve Gül, bu dönemde yıldızı parlayan en şaşırtıcı yeni politikacılardan.
İlk seçildiğinde, tahkim laik devlete meydan okuyan yeni bir İslami akımın bir parçası gibi görünüyordu. Eşi 15 yaşındayken evlenen inancını yaşayan bir Müslüman olması; eşinin, bazı laik Türklerin İslami bir sembol olarak nitelediği başörtüsünü takması. Dahası o ve en yakın siyasi müttefiki, başbakan Recep Tayip Erdoğan, modern Türkiye?yi, 85 yıllık tarihindeki herhangi bir rejimden daha çok demokrasiye yakın hale getirdiler.
TÜRKİYE'NİN BÖLGEYE ETKİLERİ
Gül, Türkiye?nin batıyla daha fazla çalkantılı bölgeleri ayıran uçurumda köprü görevinde kararlı bir rol oynayabileceğini söyledi. Ülkesinin Avrupa Birliği?ne katılma çabasının ?ana ajandaları? olduğunu belirtti. Gül şöyle konuştu: ?Türkiye?yi Avrupa standartlarında demokrasinin yaşandığı ve serbest pazar ekonomisinin uygulandığı bir ada olarak görmek istiyorum. Bu bölgeye, dünyaya, barışa büyük bir hediyedir. Ve bu Türkiye birçokları için esin kaynağı olacaktır.?
Akıcı İngilizcesiyle Gül şöyle devam etti: ?Bu yönde kendimizi dönüştürürken, Müslüman, Orta Asya, Kafkas ve diğer ülkelerle doğal bağlarımızı, ilişkilerimi ve avantajlarımızı es geçmeyeceğiz. Türkiye?nin onların üzerinde olumlu etkileri vardır, demokrasi, hukukun, özgürlüğün değerlerinin yayılmasında. Buradaki ekonomik kalkınma da takdir edilmektedir. Belki de bu, bu ülkenin doğrudan olmayan etkisidir. ?
'TÜM SORUNLAR DEMOKRASİYLE ÇÖZÜLECEK'
Bu senenin neredeyse tamamında Türkiye?nin siyasi hayatı anayasa mahkemesine Adalet ve Kalkınma Partisi?nin ?laiklik karşıtı eylemlerin odağı? olduğu gerekçesiyle başsavcının açtığı dava nedeniyle kilitlenmişti. Geçtiğimi ay mahkeme bu iddiayı reddetti.
Şimdi Gül, Türkiye?nin önceliğinin geciktirilen politik reforma sürecine geri dönmesi olduğunu söyledi. Gül, ?Son iki senedir, enerjimizi iç meselelere harcadık ve reformlar yavaşladı? dedi. Gül, ?Şimdi, davanın ardından yeni bir dönem başladı. Bu Türkiye için büyük bir şans. Herkes bu reformların gerekli olduğunun farkında?.
Gül?e göre, bazı Avrupalı liderler, Türkiye?nin dünyanın en hassas bölgesinin dengesi için Türkiye?nin yaptığı katkıyı görmezden geldiğini söyledi. ?Bu Avrupa için çok önemli bir kazanımdır? diyen Gül şöyle devam etti: ?Türkiye?nin bölge üzerinde etki için büyük bir kapasitesi vardır, doğrudan olmada, çok barışçıl, değişim için bir esin kaynağı olarak. Türkiye halihazırda bu rolünü zaten oynuyor. Ancak bu hiçbir zaman yeterince takdir edilmedi?.
Türkiye?nin AB üyeliğine karşı olanlar yıllarca ülkenin demokratik standartları sağlamadığını savundular. Yakın zamanda, bazı Avrupa ülkelerindeki politikacılar, Türkiye?nin demokrasi yolundaki gelişmesiyle ilgisiz olarak AB?nin dışında bırakılmasını istediler. Gül?e göre bu kampanyalar Avrupa?nın uzun soluklu çıkarlarına zarar veriyor.
Gül şöyle anlattı: ?Avrupa, Türkiye?nin bölgenin kararlılığı için daha fazlasını yapabileceğini ayması gerek. Örneğin Kafkasya ele alalım, geçen ay sorun ciddi değildi, ancak birden kendimizi savaşın içinde bulduk. Avrupa Türkiye?yi desteklemeli ve üyelik görüşmelerinde bizlere suni problemler yaratmamalı. Bazı üye ülkeler ve bazı politikacılar, yerel konuları stratejik olanlarla karıştırmamalı. Yerel konular konjonktüre dayalıdır: bugün varlardır yarın yoktur. Ancak stratejik konular her zaman vardır ve yerel konular için stratejik konulardan feragat edemeyiz. Ne yazık ki, bugünlerde bazı ülkelerde bu tarz dar görüşlü politikalar izliyoruz.?
Gül, sürekli olarak Türkiye?nin demokratikleşme sürecine atıfta bulundu. Güney doğu bölgesindeki uzun zamandır Kürt milliyetçileriyle yaşananlar dahil ülkenin tüm yerel sorunlarını çözeceğini söyledi. Gül, ?Bazıları terör, bazıları güney-doğu, bazıları da Kürt sorunu diyor. Adı ne olursa olsun, bir çözüm bulacağız? dedi. Gül şöyle devam etti: ?Diğer başka sorunlar da var, laiklik ve anti-laiklik. Bunlara da bu iklimde çözüm bulacağız. Bu nedenle reform sürecine odaklanıyorum. Problem şudur: demokrasi eksikliği, demokrasinin standardı. Bu sorunlar yaratıyor, sadece güney doğuda değil başka konularda da. Ne zaman bu standartları yükseltiriz, bu sorunlar çözüme kavuşur?.
Bununla birlikte, birazdan buluşacağı Ahmedinecat?la ilgili olarak Gül, gülerek, ?Değerlerimiz farklı, ancak iyi ilişkiler bölgenin kararlığına yardımcı oluyor? ifadesini kullandı.