Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Kafkaslarda bundan sonra ne olacak?

Rusya ile Gürcistan arasındaki Güney Osetya krizinin sona ermesinin ardından, taraflar krizin bilançosunu çıkartıyor ve bundan sonra olabilecekler üzerine hesaplar yapıyor.

18 Yıl Önce Güncellendi

2008-08-13 13:46:00

Kafkaslarda bundan sonra ne olacak?

Güney Osetya krizinde arabuluculuk girişimlerini yürüten AB dönem başkanı Fransa'nın lideri Nicolas Sarkozy, Rusya ve Gürcistan'ın çözüm planı üzerinde anlaştığını açıkladı. Söz konusu plan, Gürcistan'ın başkenti Tiflis'te görüşen Sarkozy ve Mihail Saakaşvili tarafından ortak basın toplantısı ile duyuruldu.

Anlaşmada tüm taraflarının, çatışmaların başladığı geçen haftaki pozisyonlarına geri dönmesinin önemi vurgulanıyor. Rusya'nın da Güney Osetya'da, sadece daha önce olduğu gibi barış gücü askerlerini bırakması öngörülüyor. Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, bir anlaşma sağlanmış olmasına rağmen, önlerindeki zorlukların farkında olduklarını dile getirdi.

Gürcistan Cumhurbaşkanı Mihail Saakaşvili de, uluslararası gözlemcilerin durumu ve yaşanan felaketi yerinde incelemesi gerektiğini söyledi. Fransa lideri Sarkozy, dün Saakaşvili'den önce Rusya lideri Dimitri Medvedev ile bir araya gelmişti.

Rusya ve Fransa liderleri, Gürcistan'ın ayrılıkçı iki bölgesi Güney Osetya ve Abhazya'nın gelecekteki statüleriyle ilgili olarak uluslararası görüşmelere ihtiyaç duyulduğu noktasında anlaştıklarını açıklamıştı. Gürcistan geçen hafta yeniden kontrolü altına almak amacıyla ayrılıkçı Güney Osetya bölgesine saldırmış, saldırıda çok sayıda sivilin öldüğünü söyleyen Rusya buna askeri operasyonla yanıt vermişti.

AB Dışişleri bakanları toplandı

Öte yandan Avrupa Birliği üyesi ülkelerin dışişleri bakanları bugün olağanüstü bir toplantıda bir araya geldiler. Fransa, barış girişiminin tüm AB üyelerince resmen desteklenmesini istiyor. AB dışişleri bakanları ayrıca, Rusya ve Gürcistan arasındaki ateşkesin kalıcı olması ve insani yardımların sahiplerine sorunsuz olaşabilmesi için bölgeye barış gücü göndermeyi de değerlendirecekler.

İngiliz basınında Kafkaslar değerlendirmesi

İngiliz Financial Times gazetesi bugünkü başyazısında şu ifadelere yer veriyor: 'Son bir hafta içerisinde Rusya'nın gerçek lideri olarak tekrar sahneye çıkan Vladimir Putin, Batı'nın zayıf tepkisi karşısında ülkesinin savaştaki tüm hedeflerini gerçekleştirdi. Bu nedenle Moskova herhangi birşeyi müzakere edecek bir tavırda değil. Dolayısıyla yönetimi zor bir kriz olacak.'

'Rusya, Gürcistan'ın ayrılıkçı bölgeleri Güney Osetya ve Abhazya'da kontrolü tamamen ele geçirmiş durumda. ABD ve İsrail tarafından eğitilen Gürcistan ordusunu tahrip etti ve küçük düşürdü. Ayrıca Kafkaslar'daki gücünü yeniden inşa etti. Artık NATO'nun Gürcistan ve Ukrayna'yı kucaklama ve onları savunma kararlılığını sürdürme ihtimali ortadan kayboldu.'

Batı ne yapmalı?

Financial Times bu noktada, Batı'ya bundan sonra Rusya ile ilişkilerini nasıl düzenlemesi gerektiği konusunda da bazı önerilerde bulunuyor. Başyazı şöyle devam ediyor:

'Avrupa Birliği ve ABD'nin, Rusya'ya baskı yapma şansı sınırlı. Ancak Batı, Moskova ile ilişkilerine mesai harcamalı ve Kremlin'in niyetlerini test etmelidir. Rusya'nın G8 üyeliği, NATO ve Avrupa Birliği ile stratejik işbirliği konusundaki isteği ve Dünya Ticaret Örgütü'ne kabulü, koşullara bağlanmalıdır. O koşul da, Rusya'nın gücünü sorumlu bir şekilde kullanması olmalıdır.'

Bush'un hesap hatası

Financial Times Washington mahreçli bir analizinde de, Başkan George Bush'un Gürcistan ve bölge politikasının başarısızlığa uğradığını savunuyor. Bush'un 2005'te Tiflis'te yaptığı ve Gürcistan'ı bölgede demokrasinin işaret fişeği olarak gösterip ülkesinin güçlü desteğini ifade ettiği konuşmayı hatırlatıyor gazete.

Bugünse bu sözlerin kof çıktığını, Bush yönetiminin krizi çözmekte aciz kaldığını belirten Financial Times şöyle devam ediyor: 'Kriz, Amerika'nın Gürcistan ve diğer eski Sovyet cumhuriyetlerini Batı'nın nüfuz alanına dahil etme çabalarına darbe indirdi. Ayrıca zaten gergin olan ABD-Rusya ilişkilerini daha da bozdu.'

'Bazı yorumculara göre Amerikan yönetimi krizin tohumlarını kendisi ekti. Gürcistan'ın Batı kampına dahil edilmesi için aşırı baskı yaparak, üstelik bunu Rusya ile bölgedeki bazı güvenlik meseleleri nedeniyle sorun yaşadığı bir döneme denk getirerek...'

'Özgürleştirici müdahalecilik'

Guardian yazarlarından Simon Jenkins, Güney Osetya krizinde sorumluluğun kısmen Rusya'da olduğunu, ancak savaşı asıl körükleyenin, Batı'nın özgürleştirici müdahalecilik siyaseti olduğunu savunuyor. Yazıda dikkat çeken satırlar şöyle:

'Bir zamanlar bu türden sorunlar, Birleşmiş Milletler'in ulusal egemenliğe saygı koşulu ile tecrit edilebiliyordu. Ancak bu yöntem, George Bush ve Tony Blair'in özgürleştirici müdahalecilik doktrini ile yerle bir edildi. Bunun sonucunda da dünyanın dört bir tarafında ayrılıkçı hareketler yeniden su yüzüne çıktı.'

'Küçük devletler yaratılması başlı başına bir sorun değil aslında. Ancak bunların yaratılması süreci genelde acı ve kanlı oluyor. Batı'nın bölünme yanlısı mühadahaleleri, kendini Yugoslavya, Irak ve Sudan'da gösterdi. Baskı altındaki tüm halklar, büyük güçlere kafa tutma konusunda cesaretlendiler.'

'Birleşmiş Milletler'in eski gayrı müdahaleci tavrı ve buna eşlik eden, 'süper güç nüfuz alanlarının reelpolitik çerçevesinde kabulü'nün, uluslararası ilişkilerde hala en istikrarlı temeli oluşturduğuna inanıyorum. Özgürleştirici müdahalecilik ise, özellikle de askeri ve ekonomik saldırganlığa neden olduğunda, maliyetli bir macera olmaktan öteye gidemiyor ve genellikle de başarısızlıkla sonuçlanıyor.'

'Putin'in intikamı'

Bu manşetle çıkan Independent, 6 günlük savaşın sonuçlarını şöyle özetlemiş: Çok sayıda ölü, asi bir komşusunu mağlup eden ve yükselen bir Rusya, burnu sürtülen AB ve ABD, ve Moskova'nın korkulması gereken bir güç olduğunu tekrar göstermesi.

Gazete başyazısında ise krizin başlangıcı ile ilgili şu soruları soruyor: 'Bu kriz ardında birçok gizem bıraktı. Bunlardan en büyüğü de, Gürcistan'ın Rusya'nın karşısına dikilmeye neden şimdi karar verdiği.'

'Durum Gürcistan açısından tabii ki uzun süredir huzursuzluk vericiydi. Ülkenin iki bölgesi: Güney Osetya ve Abhazya, kontrolü dışındaydı ve Rusya'nın karışıklık çıkarması için gizli platformlar olma işlevi görüyordu. Ancak bu yeni değil, 15 senedir geçerli olan bir durum. Dolayısıyla anlaşmazlık pekala diplomatik yollardan çözülebilirdi.'

'Eğer Rusya, Gürcistan'ı kazanamayacağı bir savaşa çekmek için huzursuzluğu son zamanlarda bilerek artırdıysa, bu taktiğin mükemmelen başarılı olduğunu söyleyebiliriz.'

'Ancak durum böyle değilse, Mihail Saakaşvili'yi, Güney Osetya'yı güç kullanarak geri alabileceğine neyin ikna ettiğini sormak durumundayız ve tabii ki, Washington'dan nasıl güvenceler aldığını düşündüğünü de...'

NATO'nun geleceği

Times başyazısında, 'Rusya kısa vadeli amacına ulaştı ve Gürcistan'ın Güney Osetya'daki nüfuzunu sona erdirdi. Ancak bu eski Sovyet imparatorluğunu yeniden inşa etmeye devam edebileceği anlamına gelmiyor' demiş. Yazı şu öneri ile noktalanıyor:

'NATO, ABD ve Avrupalı müttefiklerine, o zamanki yaşamsal Sovyet nükleer tehdidine karşı ortak bir savunma sunmak için kurulmuştu. Sovyet ideolojisi öldü ve Putin bile bu tehdidi yeniden yaratamaz.'

'Dolayısıyla NATO uzun vadede, Rusya'yı rahatlatmak için misyonunu netleştirmelidir. Aynı zamanda Moskova da, dış politikasını modernize etmeli ve sınırlarında siyasi çeşitliliğe kucak açmalıdır.'

'Buradaki ironi şu: NATO'nun ilk olarak yapması gereken, kuruluş prensibini hatırlamak ve Rusya'ya: 'Buraya kadar, daha ileri gidemezsin' demektir.'


İlgili haberler:

Gürcistan'da kim kazandı?

'Soros 3. Dünya Savaşı çıkarmak istiyor'

5 günde 100 bin kişi göçmen oldu

Rusya'nın askeri kaybı: 74 ölü



Haber Ara