Türkiye, nükleer programı konusunda Altılarla hassas dönem yaşayan İran'ın Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad'ı ağırlamaya hazırlanırken, uzmanlar, Tahran'ın nükleer konuda geri adıma yanaşmasında ziyaretin ?hemen somut sonuç doğurmayacağını? düşünüyor.
?Batı'daki imajı parlak olmayan İran Cumhurbaşkanının, radikal söylemlerini Türkiye'de de devam ettirmesinin Ankara'nın, Batı ile ilişkilerinde sıkıntı yaratabileceği? görüşünü dile getiren Keskin, ?Ahmedinejad'ın Türkiye'deyken İsrail ile ilgili radikal bir açıklamasının, ikinci bir Halid Meşal (Hamas'ın siyasi lideri) olayını doğurabileceğini? iddia etti.
?Türkiye'nin iki risk arasında bir seçim yaptığını? savunan Keskin, ?Ankara'nın İran, ABD ve İsrail arasında çıkabilecek bir savaşı, Ahmedinejad'ın ziyaretinin taşıdığı riske göre çok daha büyük bir risk olarak gördüğünü, bu büyük riski önlemek için de küçük riski göğüslemeyi tercih ettiğini? ifade etti.
?ÇALIŞMA ZİYARETİ OLMASI BİR MANEVRA?
Görüşmenin, ?resmi? yerine ?çalışma ziyaretine? dönüştürülmesini de ABD, İsrail ve Avrupa'yla sorun yaşamak istemeyen Türkiye'nin ?akıllı ve bilinçli manevrası? olarak niteleyen Keskin, ?Ziyaretin Ankara'dan İstanbul'a kaydırılmasını, sadece Ahmedinejad'ın Anıtkabir'i ziyaret etmeyecek olmasına indirgemek hatalı. Birçok kişi bu manevrayı anlamıyor? yorumunda bulundu.
?Ahmedinejad'ın ziyaretinin, İran'ın nükleer dosyasından kaynaklanan sorunun çözümü yolunda yeni bir formülün ortaya çıkmasını sağlayabileceğini? kaydeden Keskin, ?bunun da Türk diplomasisinin büyük başarısı olacağına? dikkati çekti.
?Türkiye'nin, potansiyelini başarıya dönüştürebilmek için hem Batı'yı hem İran'ı tatmin edebilecek yaratıcı bir formül önermesi gerektiğini? ifade eden Keskin, ?Türkiye'nin, iki taraf arasındaki görüşmelere ev sahipliği yapabileceği? önerisini ortaya attı.
?TÜRKİYE AKTİF POLİTİKA İZLİYOR?
Keskin'e göre, ?Türkiye ile İran arasında son dönemdeki karşılıklı üst düzey ziyaretlerin fazlalılığı da sorunun sıcak bir çatışmaya dönüşmeden diplomatik biçimde çözülmesini amaçlayan ve bu doğrultuda kolaylaştırıcı rol oynayan Türkiye'nin bu yönde aktif bir politika izlediğinin? göstergesi.
Türkiye ile İran arasında son dönemde sık sık üst düzey ziyaretler düzenlendi. 17 Temmuz'da İran Dışişleri Bakanı Manuçehr Mutteki ve ondan 3 gün sonra İran Ulusal Yüksek Güvenlik Konseyi Genel Sekreteri ve nükleer enerji konusundaki baş müzakereci Said Celili Türkiye'ye gelerek temaslarda bulunmuş, Dışişleri Bakanı Ali Babacan da geçen ayın sonunda Tahran'ı ziyaret etmişti.
?ZİYARETTEN SOMUT SONUÇ ÇIKMAZ?
Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) araştırmacısı Dr. Nihat Ali Özcan da ?ziyaretten Türkiye ile İran'ın beklentilerinin farklı olduğuna? değindi.
Özcan, ?ABD ile İran arasında, bölgede büyük bir kaosa yol açacak bir gerilim ile nükleer kapasiteye sahip bir İran istemeyen Türkiye'nin, krizin önlenmesine katkı sunmak istediğini, İran'ın ise diplomatik alanda ince manevralarla ABD'deki başkanlık seçimlerine kadar ciddi yaptırımla karşılaşmadan süreci yönetme gayreti içinde olduğunu? söyledi.
Özcan, ?bu nedenle Ahmedinejad'ın Türkiye ziyaretinden somut bir sonucun çıkmayacağını ve İran'ın genel stratejisinde büyük bir değişiklik olmayacağını? savundu.
İsrail'in ziyarete gösterdiği tepkiye ilişkin de Özcan, ?bu ülkenin, uluslararası alanda meşruiyet kazandırdığı gerekçesiyle İran'ın farklı alanlarda diplomatik açılımlar yapmasından rahatsız olduğunu? söyledi.
?İSRAİL BU KONULARDA YAPICI TUTUM SERGİLEMİYOR?
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Genel Koordinatörü Dr. İbrahim Kalın da ?Ahmedinejad'ın ziyaretinin, daha önce çeşitli sebeplerle ertelenen gecikmiş bir ziyaret olduğuna? dikkati çekti. Kalın, ?önemli? olarak nitelendirdiği ziyaretin, ikili ilişkiler ve bölgesel gelişmeler konusunda iki ülke arasındaki ortak yaklaşımları daha da pekiştirmesini beklediğini söyledi.
?Türkiye'nin, ziyaret sırasında muhtemelen, İran'ı, nükleer faaliyetleriyle ilgili Altıların sunmuş olduğu paketi kabul etmeye ve ilişkileri koparmamaya çalışacağını? kaydeden Kalın da ?ziyaretten çok somut bir gelişme çıkmasını? beklemediğini ifade etti. Kalın, İsrail'in ziyarete tepkisiyle ilgili olarak, ?İsrail'den beklenecek bir açıklama. Maalesef İsrail bu konularda yapıcı bir tutum sergilemiyor. Barışa doğru hep beraber yürüyeceksek, İsrail'in bu tür ilişkileri desteklemesi ve daha barışçıl tutum sergilemesi gerekir? açıklamasında bulundu.
?TÜRKİYE-İRAN İLİŞKİLERİ EN İYİ DÖNEMİNDE?
İTÜ öğretim üyesi Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya da ?İslam devriminden bu yana çeşitli sebeplerle periyodik krizler yaşayan Türkiye-İran ilişkilerinin, İran'ın terör örgütü PKK konusunda Türkiye ile işbirliği yapmasından sonra düzelmeye başladığına ve şu anda en iyi dönemini geçirmekte olduğuna? dikkati çekti.
Çetinsaya da ?Ahmedinejad'ın ziyaretinde, ikili konuların yanı sıra özellikle İran'ın nükleer faaliyetlerinden kaynaklanan sorunun konuşulacağını? düşündüğünü belirtti.
?ABD'de yeni başkanın göreve başlayacağı tarihe kadar, Başkan George Bush'a İran'a saldırması yönünde baskılar gelebileceğini? belirten Çetinsaya, ?bu nedenle bu dönemin kritik? olduğu görüşünü dile getirdi. ?Sürecin barışçıl şekilde atlatılabilmesi için Türkiye de dahil olmak üzere, uluslararası toplumun yoğun diplomasi trafiği yürüttüğüne? işaret eden Çetinsaya, ?Türkiye'nin, etkin bölgesel aktör ve komşusu olarak İran tarafında etkili ve krizin çözülmesinde kolaylaştırıcı rol oynayabileceğini? ifade etti.
Çetinsaya, ?Türkiye'nin iki tarafın da iyi niyetinden kuşku duymadığı bir ülke olarak, ABD ve İran arasındaki mesajların iletilmesinde yardımcı olabileceğini? kaydetti.
?Ahmedinejad'ın Türkiye ziyaretinin hemen sonrasında nükleer konuda mucizevi bir kararın ya da sonucun çıkacağını zannetmediğini? belirten Çetinsaya, ?Ama en azından Türkiye'nin çabalarının etkili olabileceğini düşünüyorum? dedi.
?Türkiye'nin, Orta Doğu'daki mevcut dengeleri değiştirebileceği ve yeni çatışmalara yol açabileceği endişesiyle İran'ın nükleer silah elde etmesini istemediğini? söyleyen Çetinsaya, ?bu bakımdan Ankara'nın Tahran yönetimine, rasyonel davranmasını, geri adım atmasını, uluslararası toplumu ve bölgeyi krize sürüklememesini telkin ettiğini? bildirdi.
Çetinsaya, ?Ahmedinejad'ın ziyaretinin, Türkiye'nin ABD, İsrail ve AB ile ilişkilerinde sıkıntı yaratmayacağını? ifade ederek, ?Son 5 yıllık dönemde tüm bu taraflarca Türk dış politikasının aslında ne yapmak istediği, Türkiye'nin iyi niyeti, bölgede barış ve istikrarın sağlanmasından başka derdi olmadığı anlaşılmıştır diye düşünüyorum? dedi. Çetinsaya, ?Türkiye'nin İran'a tavsiyelerinin zaten İsrail'in de ABD'nin de ve AB'nin beklentileriyle uyuştuğunu? sözlerine ekledi.
AA / Yeni Şafak