Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

29 baskından kurtuldu kanserden öldü

İnterpol tarafından kırmızı bültenle aranan terör örgütü DHKP-C'nin lideri Dursun Karataş'ın kanserden tedavi gördüğü Hollanda'da öldüğü açıklandı.

18 Yıl Önce Güncellendi

2008-08-13 07:00:00

29 baskından kurtuldu kanserden öldü

Avukatı Taylan Tanay, Türkiye Makine Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi'nde düzenlediği basın toplantısıyla ölüm haberini verirken, Karataş'ın İstanbul'da defnedileceğini söyledi. Basın açıklamasına Dursun Karataş'ın ağabeyi Reşat Karataş da katıldı. 58 yaşında ölen Karataş, 'karanlığın sol eli' olarak adlandırıldı. PKK kırsalda Mehmetçik'e ateş ederken, Karataş'ın DHKP-C'si şehirleri kana buladı. Örgütü Avrupa'dan yöneten Karataş, yapılan 29 baskından son anda kurtuldu. Bu durum, onun karanlık bağlantılarıyla ilişkilendiriliyor. Nihat Erim, Gün Sazak, Özdemir Sabancı, Hiram Abas gibi yüzlerce suikastta ölüm emrini veren Dursun Karataş, son dönemde Ergenekon'la anılıyordu. Örgüt için yapılan yorumlar ise ortak: 'Ne Sabancı cinayeti ne de diğerleri sadece DHKP-C ile açıklanamaz.'

Dursun Karataş, 1953 yılında Elazığ'ın Kürdemlik köyünde doğdu. İkisi erkek dördü kız, 6 kardeşler. Karataş, örgütün yayın organlarında 'İsmail Baran, Halil Haydar, Haydar Dursun, Mehmet Bilgiç' gibi takma isimlerle yazılar yazdı. Bölünen örgütün Sünni kanadını oluşturan Bedri Yağan ve arkadaşlarını 1993 yılında İstanbul polisine ihbar edip 11 yoldaşının ölü ele geçirilmesini sağlayarak tasfiye ettikten sonra DHKP-C'yi mezhepsel bir örgüte dönüştürdü.

1970'lerin başında diğer Anadolu çocukları gibi üniversite imtihanını kazanıp geldiği İTÜ Orman Mühendisliği bölümünden Marksist-Leninist bir ideolojiyi benimsemiş ihtilalci komünist sol örgütlere kazandırılmış bir genç olarak çıktı. Orman Fakültesi'ni bitiremeden okulu bıraktı. 1977'de İstanbul Bakırköy Nikâh Dairesi'nde Sabahat Karataş ile evlendi. Sabahat Karataş, 17 Nisan 1992'de İstanbul Bostancı'daki örgüt evi operasyonunda polisle çatışarak öldü. Kendisi ise bu operasyondan kaçarak kurtuldu. Bundan sonra Avrupa'ya çıktı ve örgütü buradan yönetti. İddiaya göre, tam 29 kez baskından kurtulmuştu. Tabi olduğu karanlık derin bağlantılar onun gören gözü, işiten kulağı olmuştu. 1970 yılında yapılan Dev-Genç kurultayından sonra Milli Demokratik Devrim Stratejisi çizgisinde, Marksist-Leninist, proleter, devrimci bir savaş örgütü olan Türkiye Halk Kurtuluş Partisi ve Cephesi (THKP-C) kuruldu. Mahir Çayan'ın 'Politikleşmiş Askeri Savaş Stratejisi'ni benimseyen Karataş, örgütsel çalışmalarını bu doğrultuda devam ettirdi. 1973 yılında Dev-Yol bünyesinde çıkan görüş ayrılığı sebebiyle örgütten arkadaşlarıyla birlikte tasfiye edildi. Mart 1976 tarihinde THKP-C öncülüğünde Devrimci Gençlik Dernekleri Federasyonu (DGDF) oluşturuldu. Ancak 'Öncü Savaşı'nın başlatılması ve 'Direniş Komitelerinin Oluşturulması' konularında çıkan görüş ayrılığı nedeniyle örgüt Haziran 1978'de Ankara 'Devrimci Yol' (Dev-Yol) ve İstanbul 'Devrimci Sol' (Dev-Sol) olarak ikiye ayrıldı. Örgüt bölündükten sonra yayın çalışmalarına ve sempatizan kazanma faaliyetlerine ağırlık veren Karataş, İstanbul'daki örgüte mensup 40 kadar gencin desteğiyle 1978'de İstanbul Teknik Üniversitesi Derneği'nde Devrimci-Sol örgütünü kurdu.

12 Eylül 1980 askerî darbesinden sonra 30 Eylül 1980'de İstanbul'da yakalandı. 3 Kasım 1980'de İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı'na sevk edildi. Yargılanıp idama mahkum oldu. Cezası müebbet hapse çevrildi. Hapse girinceye dek örgütü İstanbul Harbiye'de İsmail Baran sahte adıyla kurduğu 'Baran Ticaret' adlı şirketten yönetti. Cezaevinde 9 yıl kaldıktan sonra, 25 Ekim 1989 günü gardiyan kıyafeti giydiği arkadaşlarıyla birlikte İstanbul'da Bayrampaşa Cezaevi'nden 'kolayca' firar etti. İstanbul'da kaldığı yıllarda da kılık değiştirerek dolaştı. Yurtdışına kaçtıktan sonra bulunduğu devletlerin gizli himayesinde yaşadığı iddia edildi.


Ergenekon bağlantısı

Örgütün 'Dayı' lakaplı yöneticisi Dursun Karataş, son dönemde Ergenekon terör örgütüyle birlikte anılır olmuştu. Özdemir Sabancı suikastını DHKP-C üstlenmişti. Ergenekon'a ismi karışan Aydınlık dergisindeki 1995'e ait bir ajandada, gerçekleşecek Özdemir Sabancı suikastı sanıkları Mustafa Duyar, Fehriye Erdal ve İsmail Akkol'un isimlerine rastlanması kafalarda yeni soru işaretleri oluşturdu. Aksiyon Dergisi, 1997 yılında mercek altına aldığı Dursun Karataş'la ilgili şu tahlili yapmıştı: 'Bu çelişki ve soru işaretleri ne Sabancı cinayetinin ne de DHKP-C'nin işlemiş olduğu birçok cinayetin sadece DHKP-C ile açıklanamayacağını daha da belirginleştiriyor. İdeolojik ayrım gözetmeksizin hemen her örgüt ve kurumda yapılanarak örgütlenen, kimi zaman devrim aşkı ile yanıp tutuşan Paşa Güven'i, Dursun Karataş'ı; kimi zaman da kalbi vatan sevgisi ile dolu Abdullah Çatlı gibi ülkücüleri kullanabilen, içinde askerlerin, emniyet müdürlerinin, profesörlerin, gazetecilerin bulunduğu bir güç bu. Adı ile ilgili rivayetler muhtelif: Gladio, Kontr-Gerilla ya da yeni ismiyle 'ERGENEKON'.


DHKP-C lideri Karataş, İstanbul'a defnedilecek

İnterpol tarafından kırmızı bültenle aranan terör örgütü DHKP-C'nin lideri Dursun Karataş'ın kanserden tedavi gördüğü Hollanda'da öldüğü, Karataş ailesinin avukatı tarafından Türkiye Makine Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi'nde düzenlenen basın toplantısıyla açıklandı. Karataş ailesinin avukatı Taylan Tanay, 'Dursun Karataş, 11 Ağustos tarihinde sabaha karşı 05.00 sıralarında Hollanda'da ölmüştür. Bu bilgi kesindir.' diye konuştu. Tayan, Karataş'ın adli işlerinin tamamlandıktan sonra İstanbul'da defnedileceğini belirtti. Tanay, 'Umarız bir gerilim yaşanmaz.' dedi. Ölüm nedeninin Hollanda'daki yetkililer tarafından kanser olarak açıklandığını kaydeden Tanay, Karataş'ın yaklaşık 10 yıldır tedavi gördüğünü aktardı. Emniyet teşkilatı ve vilayet makamının kendileriyle iade güvenliği ile ilgili herhangi bir temasının olmadığını da bildiren Tanay, diplomasi kanalıyla gelmesiyle alakalı bir sıkıntının olmadığını ileri sürdü. Basın açıklamasına Dursun Karataş'ın ağabeyi Reşat Karataş da katıldı. Bitkin olduğu gözlenen Reşat Karataş, kardeşiyle 18 yıldır görüşemediğini dile getirdi. Hüseyin Keleş, İstanbul


İki ayrı davada müebbet hapis talebiyle yargılanıyordu

Dursun Karataş, hakkında İstanbul ve Üsküdar adliyelerinde açılan 2 ayrı davada ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılanıyordu. Karataş, ilk olarak 1. Ordu Sıkıyönetim Mahkemesi'nce 1981'de açılan 'Yasa dışı Dev-Sol Ana Davası'nda 'sanık' sıfatıyla yer aldı. Yaklaşık 10 yıl süren yargılamanın sonunda Karataş'ın da aralarında bulunduğu bin 243 sanığa 'örgüt yöneticiliği yapmak', 'adam öldürmek', 'polise mukavemet etmek' gibi çeşitli suçlardan dolayı 'idam' ve çeşitli hapis cezaları veren mahkeme, sıkıyönetim kalktığı için dosyayı Üsküdar 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdi. Üsküdar 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin cezaları sanıklara tebliğ etmesinden sonra dosya Yargıtay'a gitti. Yargıtay, evrak eksiklikleri olduğu gerekçesiyle hükmü usul yönünden bozarak, dava dosyasını Üsküdar 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdi. Mahkemedeki yargılama sırasında mütalaasını açıklayan cumhuriyet savcısı, yasadışı Dev-Sol örgütünün lider kadrosunda bulunan Karataş'ın, eski TCK'nın 146/1. maddesi uyarınca 'anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye teşebbüs etmek'' suçundan müebbet ağır hapis cezasına çarptırılmasını istedi. Karataş, halen süren bu dava dışında, hakkında İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yine eski TCK'nın 146/1. maddesi uyarınca 'anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye teşebbüs etmek' suçundan 1993 yılında açılan davada da yargılanıyor.

 

Kaynak: Zaman ve Ajanslar

 

Haber Ara