Mary Dejevsky*
Küçük, dağlık bir bölge olan Güney Osetya'da Rusya ile Gürcistan arasında patlak veren askerî çatışmalar gökten düşüvermiş gibi görünebilir. Ancak iki ülke arasında sıcak bir savaşın çıkmasından yıllardır korkuluyordu.
İki ülke sınırındaki bir yerleşim bölgesi olan ve nüfusunun çoğunluğunu etnik Ruslar ile Gürcü olmayan başka toplulukların oluşturduğu Güney Osetya, Sovyetler Birliği'nin dağılmasından ve 1991'de Gürcistan'ın bağımsızlığını kazanmasından bu yana -hatta daha öncesinde- kaynayan kazan. Güney Osetya, Gürcistan'da olan, ama tam olarak ona ait olmayan üç azınlık bölgesinden biri (diğerleri Acaristan ve Abhazya). Sovyet döneminde neredeyse her alanda özerk olan söz konusu bölgeler, 1992'de, kısa ama yoğun iç savaşlar yoluyla Gürcistan'a bağlanmaya karşı koydular.
Milliyetçi ve Batı yanlısı bir dalgayı arkasına alarak ABD'de eğitim görmüş olan Mihail Saakaşvili'yi iktidara getiren 2003'teki 'pembe devrim', Gürcistan'ın toprak bütünlüğü konusunu tekrar gündeme taşıdı. Gürcistan'ın tekrar güç kullanarak iktidarını dayatmasından çekinen Acaristan barışı tercih ederken, Güney Osetya ve Abhazya, düzenledikleri referandumların ardından bağımsızlıklarını tek yanlı olarak ilan ettiler. Uluslararası alanda tanınmadıklarından, desteği sadece Rusya'dan beklediler ve 'barış güçleri' adı altında buldular. Bu güçlerin resmî amacı, Gürcistan tarafından asimile olmaya zorlanacaklarından korkulan ve bugün birçoğu Rus pasaportuna sahip olan etnik Rusları korumaktı. Tanınırlığa sahip olmayan bu bağımsız birimlerin varlığı, Gürcü hükümeti açısından son derece rahatsız ediciydi. Ama aynısı, Batı yanlısı bir tutumla Rusya'ya kafa tutan, ve Rusya tarafından, Çeçenistan'da savaşan ayrılıkçıları desteklemekle suçlanan Gürcistan için de geçerli. Son aylarda, Gürcistan ile Rusya arasında, tonu gittikçe sertleşen söz düellosunun yanı sıra izinsiz uçuşlar ve hedefini şaşırmış füzeler sebebiyle aralıklı gerginlikler yaşanıyordu.
Bombalar, tanklar ve savaş uçakları ile dün patlayan çatışmayı, Gürcistan'ın bağımsızlığını ve Batı ile gitgide yakınlaşmasını hazmedemeyen büyük ve kötü Rusya'nın, dünyanın Pekin olimpiyatları ile meşgul olmasından faydalanarak güney komşusunu cezalandırmaya girişmesi olarak görmek kolaycılık olur. Gürcistan'ın emelleri açısından, zamanlama mükemmeldi. Dünyanın ilgisi, Rusya'nın başbakanı olan ve gerçek gücü hâlâ elinde bulunduran eski Cumhurbaşkanı Putin'in George Bush ve diğer tüm liderlerle birlikte onur konuğu olduğu Pekin'deydi. Yeni Başkan Dimitri Medvedev, Rusya'da görev başında olmakla birlikte, otoritesi hâlen test edilmiş değil.
Eğer Gürcistan kaybettiği topraklar olarak gördüğü yerlerde kısa ve kesin bir zafer kazanacağını umduysa, ciddi şekilde yanılmış olabilir. Harekete geçmesi için Gürcistan'a gayet avantajlı koşullar sunmuş olan bu özel dönem, aynı zamanda bazı riskleri de beraberinde getiriyor. Petrol ve gaz zenginliğine rağmen, Rusya siyasî ve askerî açılardan bir hayli zayıf. Medvedev ile Putin'in işi bir hayli zor. Tiflis'e saldırmak gibi eylemlerle çatışmayı Güney Osetya'nın ötesine taşımak, savaş ateşini Kafkaslar'a sürükleyerek, Moskova'nın, sahip olabileceği her türlü manevî avantajı kaybetmesine yol açacaktır. Çekilmek ise Güney Osetya'yı, birçok acı kayıptan bir başkası haline getirir. Moskova, ABD'nin, sınırlarına yakın yerlere füzesavarlar inşa etme planlarının önüne geçemedi. Batılıların, Rusya'nın Sırbistan'daki Slav kardeşlerine karşı bağımsız Kosova'yı hayata geçirmek konusundaki fikir birliğini de seyretmekle yetinmek zorunda kaldı. Şimdi de Gürcistan'daki etnik Rusların kuşatma altında olmasıyla birlikte, Kremlin yeni bir yenilgi riskiyle karşı karşıya.
* İngiliz The Independent gazetesi yazarı.
Kaynak: Zaman
Kremlin yenilgi riskiyle karşı karşıya
Küçük, dağlık bir bölge olan Güney Osetya'da Rusya ile Gürcistan arasında patlak veren savaşın çıkmasından yıllardır korkuluyordu zaten.
18 Yıl Önce Güncellendi
2008-08-10 07:49:00
SON VİDEO HABER
Haber Ara