Bülent Şahin Erdeğer/ TIMETURK
Ergenekon davası kapsamında ortaya çıkan Agarta efsanesi ve ulusalcılık ilişkisi Nur Serter gibi ruhçu-laikçi kişiliklerin de zihin yapısını ortaya koyuyor. Kamuoyunda 'Beyti Dost Tarikatı' ya da 'Sevgi Birliği' olarak bilinen bu elitist ruhçu yapılanma'nın temel özellikleri şöyle:
1- Batı merkezli Spritüalizm kaynaklı bir teoriye sahip olduklarından özde Materyalist/İdealist sentezi bir dünya görüşüne sahipler.
2-Materyalizm tabanlı Ruhçuluklarıyla Evrendeki enerjinin farklı yansımaları olduğuna inanıyorlar. Bu sebeple Ruhların/Evrendeki enerji dolaşımının dünyayı yönettiğini düşünüyorlar. Beyt-i Dost adı verilen Ruh (!) tarşkatın öğretisini şöyle ifade ediyor 1964'teki celsede:
'Her şey düşünceden doğar. İyi şeyler düşünün. İyilik yapmayı, insanlara iyilik yapmak için yeni şeyler yapmayı, büyültmeyi düşünün. Düşüne düşüne zirveye ulaşılır. (Zirve) Bütün kuvvetlerin toplandığı yer. Parlakların gittiği yerde en parlak yer. Dünyayı o parlaklar idare ediyor. Dünya kuvvetini (istikametini) oradan alıyor. Bu hareketleri parlaklar veriyor.' (5 Ekim 1964 )
3-Dünyadaki tüm peygamberlerin de aslında Ruhlarla iletişim kuran medyumlar olduklarını iddia ediyorlar.
4-Sadece peygamberler değil tarihte yaşamış ünlü kişiliklerin de aslında ruhlarla bağı olduğunu savunuyorlar. Bu sebeple Atatürk'ün de kozmik-kutsal bir kişilik olduğunu ileri sürüyorlar.
5-Kendi özel toplantılarına 'Celse' adını veriyorlar. Celselerde çağrılan ruhlar 'yeni vahiyler'le tarikat müridlerini yönlendiriyorlar.
6-Hz. Musa-Hz.İsa ve Hz. Muhammed'in ruhlarıyla konuştuklarını, hatta Hz. İsa'nın 'Beyti Dost' adıyla tekrar tekrar tarikata direktifler verdiğini iddia ediyorlar.
7-Tarikatta Atatürk kutsal-ilahi bir varlık olarak tanımlanıyor ve Atatürkçülük adı altında tarikat idealleri savunuluyor. Bu idealler içinde hukuk sahibi Dinlerin tasfiyesi, cinsel serbestliğin yayılması da mevcut.
8-Tarikat'ın liderleri Refet Kayserilioğlu da İhsan Güven de celse başkanlarıydı. Celselerde gelen ruhlar iddialarına göre onların içine girerek konuşuyordu.
9-Tarikatın temel söylemleri 'sevgi' 'kardeşlik' 'dünya barışı' gibi genel kavramlarla ifade ediliyor. Ancak Hümanizm adı altında dinlerin aslında gereksiz olduğu tüm insanlığın tek bir dine ihtiyaç kalmaksızın birleşebileceği bunun için de ruhların mesajlarına kulak verilmesi gerektiği öne sürülyor.
10-Tarikat laikçi yapısı sebebiyle derin devlet içinde de yer aldı. İhsan Güven 'Zihin kontrolü' çalışmaları yaptığı ve İBDA-C terör örgütü liderine işkence yaptığı için örgüt tarafından öldürüldü.
İşte Nur Serter'in ruhçu tarikatın müridi olduğunu yazan Murat Bardakçı'nın makalesi:
Hazreti İsa'dan sonra sıra Tandoğan'da mı?
Refet Kayserilioğlu
İstanbul'da, 1970'li ve 80'li senelerde Sevgi Birliği isimli bir grup vardı. Grup parapsikoloji ile yani hipnotizma, manyetizma, ruh çağırma ve bedensiz varlıklarla temas etme gibisinden işlerle uğraşırdı. Başlarında Refet Kayserilioğlu adında bundan birkaç sene önce vefat eden röntgen mütehassısı bir doktor bulunuyordu. Mürid sayısı yüksekti ve müridler o yılların İstanbul'unun kalburüstü isimleriydi.
Dr. Refet Kayserilioğlu 'Beyti Dost' isimli bir 'ruh' ile temas ettiklerini söyler, adı bir cins kebabı çağrıştıran Beyti Dost' tan medyum vasıtasıyla aldığı tebliğleri grup üyeleriyle paylaşır ve bunlarla ilgili kitaplar yayınlardı.
O senelerde parapsikoloji konularına merak duyuyor fakat hiçbir gruba girmiyor, sadece bazı toplantılara dışarıdan katılıyordum. Ama açık söyleyeyim: İstanbul, o yıllarda ruhçu gruplar bakımından gayet zengindi ve sıradan manyetizmacısından Altın Şafak mensubuna, tapınakçısından Gül ve Haç Kardeşi' ne kadar ne ararsanız vardı.
Bedri Rushelman
Refet Bey ile 1970'lerin sonunda ve 80'lerin başında, grubun Taksim'deki merkezinde iki defa röportaj yaptım. Hipnotizma işini Türkiye'de en iyi bilen birkaç kişiden biri olduğu söyleniyordu ama hakkında bir söylenti daha vardı: Hazreti İsa' nın ruhunu taşıdığını iddia ettiği, Beyti Dost' un da aslında Hazreti İsa olduğu ve talimatlarını Refet Bey vasıtasıyla yazdırdığı...
SON ÜÇ PEYGAMBER
Bu söylentileri Refet Bey' e açıkça sordum.
'Ne reddederim, ne de kabul ederim' dedi ve şaşırtıcı bir başka söz söyledi: 'Beyti Dost, son üç peygamberden birinin ruhudur'.
O senelerin meşhur sunucusu Cenk Koray da Sevgi Birliği grubunun üyelerindendi ve Beyti Dost'un son üç peygamberden biri olduğuna o da inanmıştı. 'Ama, peygamberleri dünyadaki halleriyle düşünmemek gerekir. Ölümlerinden sonra çok daha yücelmişler ve Yüce Yönetici Varlıklar' ın arasına katılmışlardır' diyordu.
Derken, ruhçu çevrelerde yeni bir söylenti çıktı. Bu defa Cenk Koray' ın da bir peygamberin, Şit Aleyhisselâm' ın reenkarnasyonu olduğu, yani peygamberin ruhunun Koray' ın bedenine girdiğine inanıldığı anlatılıyordu. Bu, her iki peygamberin haftanın birkaç günü Refet Bey' in Taksim'deki muayenehanesinde buluşup hâşâ mü'minlerini irşâd etmeleri demekti.
Koca koca adamlar işte böyle 'Ruh geldi, tebliğ verdi, yaratılışın sırrını anlattı' cinsinden işlerle uğraşıyor, üstelik kendilerinin kozmik görevli olduklarına inanıyorlardı.
Durup dururken çeyrek asır öncesinin bu tuhaf grubunu neden yazdığımı merak etmiş olabilirsiniz, söyleyeyim:
Dr. Refet Kayserilioğlu, 'Sevgi Dünyası' adında aylık bir dergi çıkartırdı. Dergide Beyti Dost' un tebliğleriyle beraber diğer mâlum konularda yazılmış yazılar vardı.
KİM BU YAZAR?
Derginin yazarlarından birinin ismi, 'Nur Serter' idi ve ruhçu Sevgi Dünyası' nda bilgelik, kehanet ve Nostradamus bahislerinde yazıları çıkıyordu. Yazar, Kemal Alemdaroğlu' nun İstanbul Üniversitesi Rektörü olduğu sırada yardımcılığında bulunan, sonra Atatürkçü Düşünce Derneği' nin başkan yardımcılığına gelen ve önceki gün Ankara'da yapılan Cumhuriyet Mitingi' nin düzenleyicilerinden olan Prof. Dr. Nur Serter ile aynı adı taşıyordu.
Şimdi hiçbir yorumda bulunmadan, Sevgi Birliği isimli grubu yakından bilenlere, hattâ Prof. Dr. Nur Serter' e, müsaadeleriyle kısaca soruyorum: 'Son üç peygamberden birinin', büyük bir ihtimalle de Hazreti İsa' nın ruhuyla yahut bizzat kendisiyle temas ettiklerine inananların çıkardığı Sevgi Dünyası dergisinin yazarı Nur Serter günümüz Türkiyesi'nin en sıkı Atatürkçülerinden olan Prof. Dr. Nur Serter midir, yoksa ortada sadece bir isim benzerliği mi vardır?
Konuyu yakından bilenlerden, özellikle de Prof. Dr. Nur Serter' den tatmin edici bir cevap gelirse, açıklamasını burada yayınlamaya hazırım. Ama cevap alamadığım takdirde ' Sükut, ıkrardan gelirmiş ' diye düşünmeden edemeyeceğim.
Kim bu tarikatın meşhur mensupları?
Medyum Bedri Rushelman
Medyum-Teorisyen Refet Kayseriloğlu
Mürid Şarkıcı Çelik ve Medyum/Lider İhsan Güven
Müride Nur Serter
Mürid Cenk Koray
Mürid Sanatçı Neco
Ergenekon Sanığı Tarikatın Orta kademe yetkilisi Ümit Sayın
'Beyti Dost'tan Doğru Yaşam Bilgileri: Dr. Refet Kayserilioğlu
Tüm hayatını ruhsal konuların tanınmasına, metapsişik olaylara, reenkarnasyon ve kendi deyimiyle 'Doğru Yaşam Bilgilerinin' yayılmasına adayan Dr. Refet Kayserilioğlu 13 Temmuz günü vefat etti. Nedeni bilinemeyen ve teşhis edilemeyen ateşli bir hastalıktan 82 yaşında hayatını kaybeden, Kayserilioğlu'nun cenazesinde tabutunun üzerindeki çiçekte, 'aldığını veren' anlamına gelen 'Şalûşez' yazılıydı.
Vasiyeti üzerine Heybeliada'da toprağa verilen Dr. Refet Kayserilioğlu'nun cenazesinde toplananlar el ele tutuşarak, musalla taşındaki tabuta sevgi enerjisi yolladı.
Ruh ve Maddeden Sevgi Dünyasına
Bundan yıllar öncesine gidersek Türkiye'de ilk olarak ruh dünyası ve metapsişik konularında araştırmalar yapan Dr. Bedri Ruhselman bu araştırmalar sonucu 1946'da üç cilt olarak 'Ruh ve Kainat' adlı en önemli eserini yayımladı. 1950 yılında bir grup arkadaşıyla beraber 'Türkiye Metapsişik Tetkikler ve İlmi Araştırmalar Cemiyeti'ni kurdu.
Dr. Bedri Ruhselman; Refet Kayserilioğlu, Macit Aray, Sevgi Çağıl, Hikmet Omay, Sebahat Abla gibi ruhçu medyumlar ile celselere katıldı. Kendilerini 'Mustafa Molla, Kadri Dost, Beyti Dost, Akın, Şihap' diye tanıtan rehber varlıklardan dünyayı ve üzerindekileri kurtarabilmek için çeşitli bilgiler aldılar ve bu yönde çalışma ve araştırmalar yaptılar.
1957 yılında derneğin başkanlığa Refet Kayserilioğlu geldi ve aynı yıl 'Ruh ve Madde'
isimli dergi yayımlanmaya başlandı. 1966 Dr.Bedri Ruhselman'ın ölümünden sonra dernek içindeki kişisel çatışmalardan dolayı bir süre sonra 'Dünya Sevgi Birliği' adlı derneği kurdu ve 'Ruh Dünyası'adlı başka bir dergi yayımlanamaya başladı.
Dr. Refet Kayserilioğlu daha sonları 'Dostluk Derneği'ni kurdu ve tüm grubunu bu dernek çevresinde topladı. Dergilerinin adı hâlâ yayınlanan 'Sevgi Dünyası' oldu.
Gönül Şarkılarımız
Uzun bir zaman bedensiz bir varlık olan 'Beyti Dost' diye ismini açıkladığı bir varlıktan, sevgi üzerine birtakım mesajlar aldı. Yapılan celselerde hipnoz edilen medyum kalanıyla 'Beyti Dost' isimli varlıktan doğru yaşam bilgileri adını verdikleri bilgiler aldılar. Daha sonra bütün bu bilgiler celselerimiz adlı birde kitapta toplandı İlkesi, 'sana bir tokat atana öbür yanağını uzat' idi.
Çevresine çok sayıda star sanatçı ve yazar toplamıştı. Derneğine gelen ünlüler arasında merhum Cenk Koray, Neco, Rüçhan Çamay, Gönül Akkor gibi isimler vardı; böylece fikirlerini bu çevrelerde yaymaya başladı.
Dr. Refet Kayserilioğlu müziğe oldukça meraklıydı. Kendisi biraz ud ve tambur çalmanın yanı sıra Türk Sanat musikisi formunda şarkılar söyleyip besteler yapmıştır. 1990 yılında 'Gönül Şarkılarımız' isimli albümü TRT denetim kuruluna göndermiş ama albümde prazodi hataları olduğu gerekçesiyle geri çevrilmiştir.
Aşkımızı Unuttun mu?
Bu ayrılık nereden çıktı
Gönlünü hangi söz yıktı
Darılttımmı incittimmi,yoksa benden usandınmı
Aşkımızı,akdimizi unuttunmu
Sessiz orman yollarında
Hünkar suyu yamacında
Aşkımızdan söz ederken,sonsuza dek biriz derdin
Hep bunları unuttunmu unuttun mu