Haber Merkezi / TIMETURK
Paha biçilmez Irak?ın zengin tarihinin başyapıtları çocuklar dahil birçok deneyimsiz ve cahil kişilerinin ellerinde karaborsada satılıyor. Hükümet için çalışan Irak kazı uzmanı Faysal Velet, ?Ürdün?deyken binlerce yıllık bazı mühürler gösterildi, Iraklı bir arkadaştan satın alınmış. 50 bin dolardan fazla edecek eserleri 1.000 dolardan daha aza satın aldım. Bana satan kişiyse 10 dolar civarına almış? diye konuştu.
Asurlulara, Babillilere, Sümerlere ve diğer kadim uygarlıklara ev sahipliği yapmış Irak?ın 10 binden fazla arkeolojik sit alanın çoğu henüz yasal olarak incelenmedi. Bu alanlar organize çeteler tarafından talan ediliyor.
Babil?deki hükümet arkeologu Mustafa Suphi, ?Mezopotamya?nın henüz keşfedilmemiş tarihi hırsızların elleri altında yok olma riskiyle karşı karşıya. Bu eserlerin çıkarılması için çocuklar bile kullanılıyor? diyor ve ekliyor: ?Hükümet bu gibi yerlerin altında milyonlarca dolar yattığını unutmuş gibi. Irak tarihinin ve kültürünü yitirmemek için acil önlemler almalı.?
UNESCO?ya göre, bu sit alanlarından yağmalanan ve satılan eserlerin sayısını belirlemek imkansız. UNESCO yetkilisi, ?Bu bugünün çok kritik bir problemidir zira arkeolojik sit alanlarının yağmalanması hız kesmeden devam ediyor. Bu alanların kanunsuz şekilde kazılması Irak mirasını yok ediyor özellikle güneydeki Isin, Umma ve Um el-Garip gibi önemli bölgelerde? diye açıklıyor.
Suçlu Irak Hükümeti
Ülkenin merkezi bölgelerinde yer alan Irak?ın arkeolojik sit alanları en kötü durumda olanlar. Kazı uzmanı Velet durumun vahametini şu sözlerle anlatıyor: ?Güvenlik eksikliği buradaki ana konu. Bu şekilde çeteler deneyimsiz insanları kullanarak bu alanları yağmalıyor. Yağmalanan sadece Irak değil tüm dünya tarihi? Bölgelere daha fazla yatırım yapılmalı ancak bir kenara atılmış duruyorlar. Hükümetin herkesten daha fazla Irak tarihini korumu yükümlülüğü var!?
Başka bir Iraklı arkeolog Abdüllatif, hükümeti acil olarak göreve çağırıyor: ?Çocukların dahi kazı yaptığını düşünürseniz ne kadar büyük bir yıkımla karşı karşıya olduğumuzu anlarsınız. Polis olaya seyirci kalıyor ve hükümetin konuyla uzaktan yakından alakası yok. Yardım etmek isteyen Irak?taki arkeologlar çeteler tarafından tehdit ediliyor. Sit alanlarını koruyacak yeterli personel, yatırım yok. Elektrik bulmak bile o kadar nadir ki, güvenlik görevlileri gece alanları görebilsinler.?
Kültür Bakanlığı, Irak?ın 10 binden fazla arkeolojik sit alanı için 1.000 kadar az bekçinin görevli olduğunu itiraf ediyor.
Saddam Hüseyin rejimi sırasında antika hırsızları 15 ile 20 yıl ağır hapis cezasına çarptırılıyordu. Antikanın değerine göre bu ceza idam bile olabiliyordu.
Polisin gözü önünde satış
Bab el-Mudham ve merkezi pazarlarda çete üyeleri yerel polisin gözü önünde ve korkusuz bir şekilde antika pazarlığı yaparken görülebiliyor. Kadim paralar, mühür olarak kullanılan Sümer silindirleri, altın sikkeler, porselen tabaklar ve hatta kadim Tanrıların eski heykelleri pazarlarda rahatça bulunabiliyor. Pazarlık hızlı yapılıyor ve fiyatlar 10 dolardan 100 dolara kadar çıkabiliyor.
Bağdat?ta eski eser satıcısı adını vermek istemeyen Ebu Hüseyin, ?Eğer biz bu antikaları almazsak Amerikalılar petrolümüzü aldıkları gibi onları da alacak? diyor ve ekliyor: ?Biz bunları onları koruyacak insanlara satıyoruz ve bu şekilde de ailemizin karnını doyuruyoruz. Hükümetin takip ettiği bir şey yok herkes buralardan bir şeyler çıkarabilir. Her hafta Babil?den gelen iki gençten içlerinde bir çok eser olan torbalar alıyorum.?
Bağdat?ta sahaflık yapan antika koleksiyoncusu Beşir Ali, bu tarz eserleri 20 dolardan aza satın alıp Ürdün ve Suriye?deki koleksiyonculara 3 binden 10 bin dolara ulaşan fiyatlara satıyor. Ali şöyle anlatıyor: ?Kazıyı yapan ve satan insanların ne sattıklarının farkında değiller ve eserler arasında farkı anlamayacak kadar cahiller. Onlar için eski olan her şey karşılığında bir tabak yiyecek ya da giyecek karşılığında değiştirilebilecek metalar anlamına geliyor. Bu işin yasal olmadığının farkındayım anca hükümet kazı yapanlara engel olmalı bunların satışını yapan iş adamlarına değil?.
Bazı uzmanlar Necef, Kerbela ve Bağdat?taki arkeolojik alanların çöp toplama merkezleri olarak kullanıldığını görmüşler. ?En azından bazı eşyalar uzmanlara ve koleksiyonculara satılarak korunmuş oluyor? diyen Ali şöyle devam ediyor: ?Bu kadar önemli eserleri çöpler arasında bırakmaktan ya da askeri operasyonlarda yok olmasından çok daha iyi?.