Dünyanın beşinci büyük tahıl ihracatçısı Rusya, toprak mahsüllerinden sorumlu ofisleri tek bir çatı altında toplayarak, 3 yıla kadar ülkenin tahıl ihracatının yarısını bu kurum üzerinden yürütmeyi planlıyor.
İngiliz Financial Times gazetesinin cuma günü yayımladığı habere göre, bu hamle özellikle ABD'li tarım diplomatları tarafından 'Sovyet dönemine dev bir geri dönüş adımı' olarak nitelendiriliyor ve Rusya'nın daha önce doğalgaz devi Gazprom'u kullanarak enerji alanında yaptığı gibi gıda ihracatını diplomatik bir silah olarak kullanabileceği endişelerine neden oluyor.
Gıda ihracatını kontrol etme kararı artan gıda fiyatlarının tarım endüstrisini nasıl yeniden şekillendirdiğine de örnek olarak gösteriliyor. Habere göre Sovyet tarzı ticaretin yeniden canlandırılması, gıda ithal eden ülkelerin bağımsızlıkları konusundaki endişelerinin artmasına neden olacak.
Türkiye Rusya'dan buğday alıyor
Küresel ısınma ve kuraklık gibi etkenler gıda fiyatlarının rekor seviyelerde yükselmesine yol açarken, aralarında Rusya'nın da bulunduğu bazı ülkelerin bu yıl içinde gıda ihracatına yasak ya da sınırlamalar getirmeleri, ithalatçı ülkeler arasında huzursuzluk yaratmıştı.
Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev, gelişmiş sanayi ülkelerinin oluşturduğu G-8 grubunun Japonya'da gerçekleştirdiği son zirvede, gıda ürünleri ticaretine hükümetlerin katkıda bulunmaları gerektiğini belirterek, gelecek yıl Moskova'da fiyat politikalarının ve istikrar önlemlerin konuşulacağı bir tahıl zirvesi yapılmasını önermişti. Bu açıklama her ne kadar Medvedev'in ağzından yapılmış olsa da, daha önce enerji, havacılık, silah ve metalürji alanlarında ulusal şampiyonlar yaratma politikası izleyen eski devlet başkanı, yeni Başbakan Vladimir Putin'in etkisi hissediliyor. zaten Rus halkı da gerçek iktidarın Putin'de olduğunu düşünüyor. TürkRus.com sitesinde cuma günü yayımlanan habere göre, Rus halkının yüzde 80'i ülkede hâlâ Putin'in politikalarının devam ettiğini ve Medvedev'in kendisine ait bir politikasının olmadığını düşünüyor.
Türkiye'nin buğday ithal ettiği ülkeler arasında Rusya'da yer alıyor. Geçen yıl 13 milyon ton tahıl ihraç eden Rusya 3.5 milyar dolarlık gelir elde etti. Hükümet ihracatı 25 milyon ton seviyesine çekmek istiyor. Bu da ihracat gelirinin 2 kat artacağı anlamına geliyor.
Hitler'in de silahıydı
Aslında gıdayı bir silah ya da savaşta avantaj sağlayacak bir enstrüman olarak kullanmak yeni değil. En eski savaşlarda bile karşı tarafın tarım araziler ve depolarının yakılıp yağmalanması, müttefiklere gıda yardımı yapılarak morallerinin yükseltilmesi yöntemlerine sıkça başvurulmuş. 31 Mart 1941 tarihli Time dergisinde 'Gıda: Bir Silah' başlığıyla yayımlanan makalede, Hem Stalin'in hem de Hitler'in gıdayı muhalefeti yok etmek, uyum sağlayanları ödüllendirmek, başarısızlığı cezalandırmak ve kurulan yeni düzende sınıf ayrımlarını oluşturmak için bir silah olarak kullandıkları anlatılıyordu. Nazilerin tarafsız ülkelerdeki düşmanlarını dize getirmek için dev boyutlu gıda satın almaları teklif ettikleri ve böylece çiftçilerin yarattığı baskıyı kullanarak hükümeti isteklerini kabul etmeye zorladıkları, işgal ettikleri ülkelerde sivilleri kontrol etmek için yine gıdayı kullandıkları belirtiliyordu.
Ortadoğu merkezli internet sitesi Middle East Online'da geçen ay Dallas Darling imzasıyla yayımlanan bir yazıda Başkan Ronald Reagan döneminde hazırlanan Santa Fe belgesinde yer alan 'Savaştaki dünyada gıda bir silahtır' ifadesi hatırlatılıyor, Kızılderililerin bufalosuz bırakılmasından, Orta Amerika'da Sovyetlere yakın olan grupların tasfiyesinde gıda tedariklerinin kesilmesine kadar birçok örnek veriliyordu. Clinton döneminde Sudan'da kökten dincilere karşı savaşan gruplara yapılan gıda yardımı da bir diğer örnek. Bu tür yaptırımlara sadece gelişmiş ülkeler başvurmuyor. ABD merkezli insan hakları kuruluşu Human Rights Watch haziran başında yaptığı açıklamada Zimbabve Devlet Başkanı Robert Mugabe'nin gıdayı bir silah olarak kullandığını belirtmişti. Kuzey Kore'ye nükleer programından vazgeçmesi karşılında yapılan gıda yardımları da bu silahın ne kadar etkili olabileceğini gösteriyor.
Tamer Çetin / Analiz
Kaynak: Referans