Dhruba Adhikary*
Geçtiğimiz haftalarda Nepal eski Kral Gyanendra?nın sarayından vakur ayrılışı 28 Mayıs gününü resmi olmayan bir şekilde cumhuriyetin ilan günü haline getirdi. Ancak Nepal?in hırgürcü politikacıları henüz devlet başkanı olarak çalışacak bir cumhurbaşkanını seçmiş değiller.
Geçici başbakan Girija Prasad Koirala?nın kraliyet bayrağı yerine Nepal milli bayrağını göndere çektiği Pazar günü, saray çevresinde düzenlenen tören herhangi yakın bir zamanda ülkenin münasip bir hükümete sahip olacağına dair güvenilir herhangi bir ipucu sunmadı.
Mevcut kargaşa ve belirsizliklerin daha büyük milli meydan okumaları oluşturacağı hissi karşısında Nepal ordu komutanı çabucak ön saflara geçerek kamuoyuna ordunun demokrasinin koruyucusu ve ana destekçisi olarak kalacağı sözünü verdi. Kralın sarayı terk etmesinden bir gün sonra Nepal?in dünya genelinde Birleşmiş Milletler Barış Gücü faaliyetlerine katılışının 50. yıldönümünü kutlama münasebetiyle bir dinleyici grubuna yaptığı konuşmasında General Rookmangud Katawal: ?Ordu doğmakta olan demokrasinin önümüzdeki günlerde kök salması ve yaygınlaşması için bir zemin olarak kalacaktır.? dedi.
Generalin dile getirdiği bir diğer kısa ve özlü mesaj ise politikacılara ordunun halk tarafından vekalet verilen meşru bir hükümetten geldiği müddetçe emirleri uygulayacağını hatırlatmaktı. Yine General ordunun kesinlikle milletin egemenliği ve toprak bütünlüğü üzerinde taviz vermeyeceğini ekledi. Bu geçiş dönemlerinde demokrasiyi koruma ve kollamayı teklif ederken Katawal aynı zamanda tüm muhtemel fırsatçılara bir uyarı geçme imkanını da kullanarak şunları söyledi: ?Bizler demokratikleşme adı altında güçlü bir şekilde inanmaktayız ki ordunun kutsallığı ve sağlamlığından da ödün verilmemelidir.?
Pazar günü yayımlanan bir yorumda Nepal Newsmagazine adlı dergi ordu komutanının demeçlerinin ordu bakış açısından, görevli sivil otoritenin kendi öz meşruiyetine ve aynı zamanda ülkenin egemenliğine karşı yükselen tehdit meselesinde ihmalkar davrandığı yönünde bir emareye işaret ettiği ifade edildi..
Analizciler aynı zamanda Kataval?ın demecinin zamanlamasına da büyük bir önem atfediyorlar. Konuşma ilk olarak geleneksel manevi genel komutan olan Kralın tard edilmesinden hemen sonra geldi. İkinci olarak konuşma aynı zamanda manevi komutanın görevlerini yapacak olan yeni devlet başkanının seçiminden önce ortaya saçıldı. Bir kurumdan bir diğerine sadakatın makas değiştirmesi açıktır ki süreçlerde ve prosedürlerde yapılacak değişiklik şartına bağlı. Eğer akıp giden siyasi anlaşmalar Maoculara başkanlık makamını ele geçirmeleri yolunu açarsa konu daha da hassas bir hale gelecek.
10 Nisandan bu yana seçimler, ülkenin ilk kurucu meclisini oluşturmak için seçilecek partiler arasında net bir galip ortaya çıkarmadı. Eski Maocu isyancılardan oluşan siyasi parti en büyük grup olarak, iki yıl içinde yeni bir anayasa hazırlığına nezaret etmesi beklenen yeni bir koalisyon hükümetine başkanlık etme iddiasında bulundu. Muhalif partiler Maocuların bu iddiasını reddetme yönünde meşru bir zemine sahip değiller; ancak liderleri Maocuların Nepali ele geçirme ihtimali karşısında endişeliler. Bu esasa karşın onlar resmi olarak Nepal Komünist Partisi (Maocular) olarak bilinen Maocu liderliğinin önüne evvela bir takım ön şartlar koydular.
Bu şartların arasında en önemli olan hususlar 20.000 üyesi bulunan Halkın Kurtuluşu Ordusu (HKO) olarak adlandırılan örgüt ile ülke genelinde yayılmış bulunan ve yarım milyon üyesi olduğu söylenen Genç Komünist Birliği (GKB) ile ilgili olanlardı. Maocuların 2006 Kasım ayında hükümetle bir barış anlaşması imzalamasından hemen sonra eski milisler isimlerini Genç Komünist Birliği olarak değiştirmişti.
Halkın Kurtuluşu Ordusu üyeleri bir Birleşmiş Milletler saha misyonu tarafından idare edilen hükümet denetimindeki kantonlarda barınıyorlar. Silahları da stilize edilmiş konteynerlerde muhafaza ediliyor.
Maocular şimdi barış anlaşması maddeleri ve geçici anayasa gereğince bu savaşçıların milli ordu ile entegrasyonunu istiyorlar. Bununla birlikte diğer ileri gelen partilerin liderleri halkın Kurtuluşu Ordusu?nun dokunulmamış olarak kaldığı müddetçe Maocu yönetimin hiç bir çeşit hükümeti yönetmeye izin verilmemesi gerektiğini ileri sürüyorlar. HKO hemen feshedilmeyi hak ediyor; çünkü Nepalin bir cumhuriyet olarak deklare edilmesi ve yeni bir anayasa yazacak meclisin seçilmesi hedefleri zaten çoktan yerine getirildi. Bir ülke nasıl olur da aynı anda rekabet eden iki orduya sahip olabilir?
Maocular üstü kapalı olarak HKO üyelerine sahip çıkma taahhütlerine ve akabinde onların ?uyum ve rehabilitasyonunu? sağlama hususlarının yer aldığı geçici kanuna referansta bulunuyorlar. İşte bu temel üzerinde onlar Halkın Kurtuluşu Ordusu?nu (HKO) Nepal ordusu ile entegrasyonu talebinde bulunuyorlar. Aksi yöndeki bir tartışma ise uyum veya rehabilitasyonun sıkı bir şekilde sadece ordu ile bağlantılı bir şey olarak anlaşılmaması doğrultusunda yapılıyor. Bir kere HKO dağıtıldığında üyeleri sivil polis veya silahlı polis güçleri için yetiştirilmek üzere alınabilirler. Şahıslar olarak bunlardan bazıları eğer fiziksel ve eğitim nitelikleri uyuyorsa orduya da katılabilirler. Temel düşünce HKO gibi siyasal ideolojik bir grubun bütün olarak profesyonel askerlik yürüten bir orduya katılmasına izin verilemeyeceği. İşte bu nokta ordu komutanın gözlemlerinin konuyla ilgili olduğu kısım.
Maocuların hızlı bir şekilde yeni bir hükümete başkanlık etmeleri yönünde cesaretlendirilmemesi veya olanak tanınmaması görüşü sadece Koirala-güdümlü Nepal Kongresi ve Terai merkezli Bölgesel Parti Madhesi Janaadhikar Forum (MJF) gibi komünist olmayan gruplar tarafından paylaşılan bir bakış açısı değil. Örneğin (Markist Leninist) Nepal Komünist Partisi, Maocu ordu ve silahları meselesi çözülmeksizin kurulacak yeni bir hükümetin anlaşmazlığı yeniden artıracağı yönünde kasvetli bir tahminde bulundu.
Pazar günü bir gazetede yayımlanan röportajında Markist Leninist Komünist Nepal Partisi Genel Sekreteri olan Chandra Prakash Mainali : ?Egemenlik; meseleler....rayına oturtulmadığı müddetçe isyancı güçlere devredilemez.? dedi. Mainali?nin partisi 601 kişilik mecliste temsil edilen 25 parti arasında altıncı büyük parti.
Bununla birlikte Maocu lider Prachanda bu ön koşulların partisinin geçerli bir hükümet oluşturmada öncülük yapmasını durdurmak için yapılan büyük bir komplonun bir parçası olmaktan başka bir şey olmadığını hissediyor. Cumartesi günü Kathmandu?daki bir izleyici kitlesine Maocu lider şunları söyledi: ?Bazı uluslararası güçleri bizleri iktidarda görmek istemiyor.?
Kendisi bu güçlerin kimler olduğunu belirtmedi ancak görünen Amerika?nın işaret edildiği yönünde. Çünkü Hintliler ? ve Çinliler- mümkün olduğunca erken bir şekilde Maocuları iktidarda görmeye hevesliler.
Hindistan temsilcisi Rakesh Sood?un Nepal üst düzey liderleriyle yaptığı yüksek-profilli görüşmeler medyanın önemli ölçüde dikkatini çekti. Bu faaliyetlerinin Maocular tarafından eleştirilmemiş olması vurucu bir kanıt olarak en azından yüzeysel şekilde Hindistan desteğinin yeni seçilmiş devrimcilere yönelik olduğunu gösteriyor.
Öte yandan merkezciler ve ılımlı komünistlerin bir partisi olan Birleşik Marksist Leninist Partisi (BMLP) ile Nepal Kongresi, Sood?ın inisiyatiflerini Nepali?in iç siyasetine bir müdahaleler olarak tanımladılar.
Hindistan yapılanmasının bir parçasında görünen o ki Delhi?nin Maoculara yardım ederek iki gözle görünür fayda elde edeceğine inanılmaktaydı. Bunlardan birisi Maocuların hassas bir güvenlik paktı üzerinde anlaşmasını sağlamak; ikincisi ise Hindistan?daki Maocuları mevcut siyasete katılmaları ve seçimler yoluyla iktidarı elde edebilmek için Nepal örneğini takip etmelerinin yerinde olduğu yönünde ikna etmekti.
Ancak New Delhi kaynaklı basın haberleri bazı etkili yazarlar ve eleştirmenlerin Nepal üzerindeki mevcut Hindistan politikasının hasara uğrayacağını düşündüklerini gösteriyor. Eski Dışişleri Sekreteri olan Kanwal Sibal de böyle düşünenlerden bir tanesi.
11 Haziran tarihinde Hindistan Express?de yayımlanan makalesinde Sibal şunları söyledi: ?İlişkilerimizi karmaşıklaştıran altı çizili faktörler şimdiki gelişmelerle daha iyi bir değişikliğe yol açmadı; bazıları daha kötü bir şekilde değişti.? Kendisi ?Çin faktörünü? de ele aldı ve Çin?in Maocuları Hindistan ila yapacakları anlaşmalarında zorlu olmaları için teşvik edebileceğini öne sürdü. Prachanda son günlerde gelecek kendi hükümetinin Hindistan ve Çin devletlerine yönelik ?eşit uzaklıkta? bir politika takip edeceğini söylemekteydi. Zaten kendisi çoktan en kısa sürede Beijing?i ziyaret etmek istediğine işaret etmişti.
Güç Oyunları
Siyaset oyuncuları şimdi bir tartışmada kilitlenmiş durumdalar. Bunun da çoğunlukla partilerin kazandıkları koltuk sayıları esasına dayalı güç-paylaşımı düzenlemelerini ortaya koyması bekleniyor.
Üç esas parti liderinin üst düzey üç koltuğu paylaştırma ameliyesindeki gayretler göze batar şekilde. Bunlar resmi (temsili) devlet başkanlığının Koiralaya?ya, tam bir yürütme yetkisiyle başbakanlığın Maocu lider Prachanda?ya ve yeni seçilen anayasal meclis başkanlığının da Birleşik Marksist Leninist Partisi?nden eski sözcü Subas Nembanga verilmesi yönünde. Bu makamların bakanlık koltukları da akabinde diğer önde gelen partilere dağıtılacak. Hepsi en azından yeni anayasasının hazırlandığı zamana kadar birlikte çalışmalarını gerekli kılan 10 Nisan seçim vekaleti hakkında konuşuyorlar.
Fakat sağlığı iyi olmayan seksenlik Koirala, devletin başı olarak sorumluluk altına sokulmalı mı?
Bu soru birkaç parti liderinin zihnini kurcalamaya devam ediyor. Bununla birlikte Koirala?nın taraftarları onun 60 yılı aşkın bir süredir demokratik sürece verdiği katkılardan dolayı şeref ve saygıyı hak ettiğini düşünüyorlar. Ancak Koirala-güdümlü Nepal Kongresinde başkaları da bulunuyor. Bu kesimler Maocuların bir kere rejimleri meşruiyet kazandıktan, uluslararası kamuoyundan destek ve kabul gördükten sonra Koirala?yı devlet başkanlığından uzaklaştırmak için akla yatkın bahaneler bulabileceklerine dair şüpheler taşımaya yatkınlar.
Koirala bu tür düşüncelerle canını sıkmıyor ve kendisinin iktidar/güç arzusu çok iyi biliniyor. 2006 Mayısında mevcut geçici oluşuma başkanlık eden Koirala?dan bu yana resmi konutun düzenli bir ziyaretçisi olan etkili bir hükümet görevlisi şunları söyledi: ?Onun (Koirala) koltuk sevgisi o kadar fazla ki kendisi eğer üstünde bulunduğu zemin sellerle yutulsa ve tüm bölge Bengal körfezine kaysa bundan haberi bile olmaz.?
Bununla birlikte Nepal Ordusu Liderliği?nin bir arka koltuk alıp almayacağı, esasında Koirala?nın sembolik riyasetinde Maocuların iktidara yükselmesini gözetleyip gözetlemeyeceği ise diğer bir mesele.
*Dhruba Adhikary Kathmanduda yaşayan bir gazetecidir.
Bu makale Ömer Saitoğlu tarafından TİMETURK için tercüme edilmiştir.