Buna bir misal verebilir misiniz?
Evet, örnek olarak, Ali Şeriati?nin Aşura?yı, İmam Hüseyin?in başına gelenleri, Hz. Zeyneb?in esirliğini, İmam Hüseyin?in ailesinin içine düştüğü esaret öyküsünü bir bütün olarak Kerbela olayını canlandırması, diri tutması onun eserlerinin şaheser olarak belirmesine vesile oluyordu. O bu destanın geliştirilmesinde, Şiilerin damarlarında gayret kanını coşturmada gerçekten sihirli bir kabiliyete sahipti. Şuana kadar da bu hususta onun kadar başarılı olan kimse çıkmamıştır.
HZ. HÜSEYİN BİR İSTİSNADIR
Fakat burada eleştirilecek bir noktayı açıklamak isterim, o da şudur, bir kere İmam Hüseyin?in benimsemiş olduğu üslup şiaların imamları arasında benimsenen, kabul gören istisnai bir durumdur, kaide değildir. Merhum Şeriati bu istisnayı kaideye dönüştürdü. İmam Ali?nin siretine bakıldığında -ki İmam Ali şiaların inancına göre peygamberin yerine gelecek yegâne kişidir- onun vuku bulan hadiseler karşısında farklı bir üslup ve tarzı seçtiği görülecektir. Şöyle ki Nehcül Belağa?da geçtiği gibi üçüncü halife katledildiğinde halk onun yanına gitmiş, ondan halife olmasını istemişlerdi. Hz. Ali onlara ?gidin, başka birini bu iş için seçin, benim vezir veya müşavir olmam emir ve hâkim olmamadan çok daha iyidir? demiştir, işte bu, Emire?l Müminin?in tarzıdır, üslubudur. İmam Hasan?ın da tarzını biliyorsunuz sonuç olarak Muaviye ile sulha ulaşmıştı. Diğer imamların da üslubunu biliyorsunuz, onlardan hiç biri savaşa ve cenge tutuşmamışlardır. Hatta Hz. İmam Rıza, Halife Me'mun?un hilafetini kabul etmişti. Belki de şiaların imamları arasında yedinci imamın tarzı Hz. Hüseyin?in tarzına benziyordu, ömrünün çoğunu Harun Reşid?in zindanında geçirdi ve nihayet zindanda vefat etti. Yani mevcut on bir imam içinde ?ki kayıp İmamı burada göz önünde tutamayız- sadece İmam Hüseyin?in üslubu Şia imamları arasında istisnai bir yere sahiptir. Fakat Şeriati gözle görülür biçimde bir tercihte bulundu ve Şia tarihini öyle bir biçimde kaleme aldı ki tarafsız hiçbir tarihçi bunu kabul edemez.
Caferi Şia tarihi ?İmam Hüseyin?in hareketi? bakış açısıyla yazılamaz. Bu hareket şia tarihinde istisnai bir yere sahipti, bir kaide değildi. Elbette Şeriati ne yaptığını biliyordu. O inkılâpçı, devrimci bir İslam inşa etmek ya da İslam ile inkılâp düşüncesini yan yana getirmek için Kerbela hadisesine ihtiyacı vardı. Aynı zamanda o böyle bir ihtiyacı Ebuzer?in şahsiyeti üzerinde de duyuyordu. O bütün İslam tarihi içinde Ebuzer?i seviyordu ve tabii İmam Hüseyin?i, elbette Hz. Ali?ye de çok saygı duyuyordu. Onun yalnızlığından dolayı ağlıyordu. Kendi ismi de Ali?ydi zaten onda bir tür babalık hissi buluyordu. Ali Şeriati?nin düşüncelerindeki böyle bir yöneliş benim eleştirilerimin mahallini oluşturuyordu.
Yani siz Ali Şeriati hakkındaki bu düşüncelerinize İngiltere?de iken sahip miydiniz, bu düşünceler dikkatinizi çekmiş miydi?
Evet, ben bu eleştiriye sahiptim özellikle onun bu tür bir yönelişi ve tercihinin olmasına karşı.
Bu meseleyi daha iyi anlamamız için o zamanlar Şeriati?ye eleştiri yönelten farklı yelpazelerdeki kişilerin eleştirel yönlerine biraz değinebilir misiniz? O zamanlar bir tarafta Mutahhari Bey Şeriati?yi Kur?ani delillere ve hadislere dayanmadığını ileri sürerek tenkit ediyordu, diğer taraftan da Hakani medresesindeki Ayetullah Misbah Yezdi bey Ali Şeriati?nin dini meselelerde Şia akidesine aykırı düşünceler ileri sürdüğünü beyan ederek eleştiriyordu. Bunların yanında Mühendis Mehdi Bazergan?a da değinmek gerek her ne kadar Mutahhari ve Yezdi?den farklı bir dini görüşe sahipse de Ali Şeriati?nin dini görüşlerinin meşruluğu konusunda pek iyimser değildi. Şeriati hakkında onun ve Mutahhari Bey tarafından eleştirel bir bildiri yayınlanması bu hoşnutsuzluklara şahitlik etmektedir. Siz o zamanlar Ali Şeriati?yi eleştiri hususunda kendinizi hangi güruha daha yakın hissediyordunuz? Misbah Yezdi Bey'e mi yoksa Mutahhari Bey'e mi ya da Mühendis Bazergan?a mı?
O zamanlar Misbah Yezdi Bey'in ve Mutahhari beyin sözleri kulağıma ulaşıyordu. Bu duyduklarım da çok etkili değildi. Merhum Bazergan?ın Şeriati?nin solculuk düşüncesi tesir altında kaldığı yolundaki eleştirisini duyuyordum. Ama ben Şeriati?nin Bazergan?ın gittiği yolu kemal eriştirdiğini düşünüyordum. Bazergan?ın yolunun bir takım güçlükleri vardı ama Ali Şeriati İslamı devrimcileştirerek bu zorlukları aşmaya çalışıyordu. Yine Misbah Yezdi beyin sözlerini duyuyordum, kendisini kısa bir müddet Londra?da görmüştüm, onun sözleri çok farklıydı. Misbah Bey, Şeriati hususunda çok kötümserdi. Uygunsuz yakıştırmalarda bulunuyor hatta sözlerini küfürle niteliyordu. Daha sonraları açık ve sarih bir şekilde şahit olduğum Mutahhari beyin eleştirileri ki o merhum Şeriati?nin İslami bilgisinin sağlam olmadığını iddia ediyordu. Ama Mutahhari bey, daha sonraları Londra?da Şeriati?nin ilmi konumunu bahis konusu etmeyen sözler söyledi. O Ali Şeriati?nin açıkça SAVAK (Şah'ın istihbarat teşkilatı) ile işbirliği içinde olduğu hatta yurtdışı gezilerini de SAVAK?ın tasvip ve hoş görmesiyle gerçekleştirdiğini, fitne kastıyla diğer İslam ülkelerine gideceğini iddia ediyordu. Bunları ben bizzat Mutahhari Bey'den duydum. Daha sonraları gördüm ki Mutahhari bey Şeriati?nin ölümünden önce İmam Humeyni'ye yazdığı bir mektupta bu iddiaları dile getirmiş ve Şeriati?nin fitneleri hususunda onu uyarmış. Hatta Mutahhari Şeriati?nin ölümünden dolayı mutluluğunu açıkça izhar etmiş ve bunu Allah?ın bir inayeti olarak görmüştü.
Ben gerek Mutahhari beyin, gerekse de Misbah beyin bu şekildeki eleştirilerini onaylamıyordum. Diğer taraftan da Ali Şeriati?nin öyle taraftarları ve bağlıları vardı ki ona yapılan herhangi bir eleştiriye kesinlikle izin vermiyor bu hususta olabildiğince mübalağada bulunuyorlardı. Bu mübalağaları Şeriati bey de hoş görmüyordu. Bu sevgiler ve muhalefetlerin gürültüsü patırtısı içinde Şeriati?nin duruşu ve düşünceleri belirginlik kazanamadı. Elbette bu gün yine aynı atmosfer içindeyiz, umarım bir gün toz toprak diner, yere oturur da
Dr. Şeriati?nin düşünceleri yeni bir nur içerisinde kendini gösterir. Ben o zamanlar da Ayetullah Mutahhari'nin ve Ayetullah Misbah Yezdi'nin Şeriati hakkında radikal karar verdiklerinden emindim. Şeriati aleyhinde o gün ulemadan imza toplamaları, maalesef onlar arasında Allame Tabatabai de vardı, uygunsuz ve yakışıksız bir davranıştı.
Ayetullah Misbah Yezdi Ayetullah Tabatabai
Röportajın başlangıcı
Devamı:
MOLLALAR, ŞERİATİ?YE KARŞI MIYDI?
PUT KIRICILIK HER ZAMAN BİR VAZİFEDİR
ŞERİATİ SARTRE?DEN ETKİLENMİŞTİ
LİBERALİZM İLE SOSYALİZM ARASINDA FARK YOK