İzmir Polisi tarafından 11 ilde düzenlenen suç şebekesine yönelik operasyonda gözaltına alınan 67 kişi, emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevkedildi.
Özel yetkili Cumhuriyet Savcısı Murat Gök'ün talimatıyla yürütülen 'Anafor' operasyonunda şebeke elebaşı A.T.B. (Ahmet Tekin Baykal) ile bir emekli hakim, emekli askeri savcı, emekli emniyet müdürü ve emekli albay da gözaltına alınmıştı.
Elebaşı: ATB
Operasyon, 7 Temmuz 2008 saat 06.00 sularında, başta İzmir olmak üzere İstanbul ve Aydın ile Ege Bölgesi'nde bulunan 11 ilde yapıldı. Elebaşının daha önce suç örgütü kurmaktan hüküm giyen ve Şartlı Salıverme Kanunu ile tahliye edilen A.T.B. olduğu belirlendi.
Müstefi Danıştay üyesi de var
Örgüt adına faaliyet gösterdikleri iddia edilen bir emekli albay, emekli askeri savcı, emekli emniyet müdürü, bir emekli polis, iki emekli uzman çavuş, bir müstafi Danıştay üyesi ve iki avukat da gözaltına alındı. Örgüt adına faaliyette bulunduğu belirlenen bir avukatın da arandığı öğrenildi.
Yargıtay'a müdahale iddiası
Suç şebekesinin birçok işyerini ele geçirme, tehdit, gasp, ihaleye fesat karıştırma, zorla çek senet imzalatma, çek senet tahsilatı, adam kaçırma ve alıkoyma, kumar oynatma gibi eylemlerin yanısıra Yargıtay'da görülmekte olan bazı dava dosyalarının kararlarına üçüncü şahıslardan gelecek talebe göre dolaylı yoldan müdahale ederek karar onatma ya da bozdurma gibi eylemler yaptığı yönünde iddialar ortaya atıldı.
Susurluk raporunda adı geçiyor
TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu tarafından hazırlanan raporun 'M' bendinde, çeteyle ilgili şu ifadeler yer alıyor: 'Silahlı çete oluşturmak, adam öldürmek, adam yaralamak, haraç toplamak amacıyla Ege Bölgesi'nde kurulmuştur. Bu çeteyle ilgili olarak 91 kişi hakkında fezleke hazırlanmıştır. 1991 yılından bu yana 18 kişiyi öldürdükleri, 7 kişiyi yaraladıkları, adam kaçırma, işkence, haraç toplama, ayrıca şahısların arazi, para vs. sebebiyle aralarında oluşan ihtilafları gayrinizami yollardan çökme yoluna gittikleri...'
Şifreli konuşmalar
Elebaşı A.T.B.'nin, ülke genelinde yapılan operasyonlarla birçok şebekenin çökmesi sonucu kendini ulusal bir örgüte dönüştürmeye çalıştığı iddia edildi. A.T.B.'nin çetesindekilerin genellikle cezaevinde yatmış kişiler olduğu, şebekeden 'teşkilat' diye sözettikleri, olaylara gönderilen elemanlara 'ekip' denildiği ortaya çıktı. Örgüt mensuplarının teknik takibe yakalanmamak için cep telefonu kullanmadıkları, eylem talimatlarını A.T.B.'nin bizzat yanına çağırarak verdiği iddia edildi. A.T.B.'nin, yasadışı eylemlerini sürdürürken bir yandan da legalleşme sürecine girmek istediği ve bu amaçla bazı basın organlarında işadamı kimliğiyle demeçler verdiği belirlendi.
Kumarbazlara 'izin'
Suç şebekesinin Ege Bölgesi'nde kumar organizasyonlarını tekelinde topladığı, kumar oynatmak isteyen kişilerin önce elebaşı A.T.B.'den izin aldığı ve bunun karşılığında elde edilen gelirden bir payı örgüte verdikleri, elebaşından habersiz kumar oynatan şahıslara örgüt tarafından 'ceza kesme' adı altında çeşitli eylemler yapıldığı belirlendi. Ayrıca, elebaşının düzenlediği kumar günlerinde zengin işadamlarına zorla kumar oynatıldığı ve borçlandırıldığı, faiz uygulanarak anaparadan çok daha fazla miktarda para tahsil edildiği ileri sürüldü. Şebekenin bu şekilde kumar oynatarak borçlandırdığı işadamlarından sadece birinden 1.5 yıl içinde 2 milyon YTL'ye yakın para tahsil ettiği, otomobiline iki defa el koyduğu ve kumar batağına düşürdükleri işadamını devamlı ailesiyle tehdit ettikleri öne sürüldü. Suç şebekesinin ayrıca diğer küçük çetelere taşeronluk yaptığı, onların halledemeği işleri kendilerinin bir pay karşılığı çözdüğü ileri sürüldü. Şebeke elemanlarının, borcu olan şirket sahiplerine yardımcı olma bahanesiyle yaklaştıkları ve bir süre sonra şirketleri zorla ele geçirdikleri iddia edildi.
Danıştay hakiminin rolü
Suç örgütü içinde yer alan ve geçen yıllarda Danıştay'daki tetkik hakimliği görevinden, hakkında açılan soruşturmalar tamamlanmadan istifa eden kişinin, görevli olduğu dönemden kalan yüksek adli görevlilerle olan diyaloglarını kullandığı, Yargıtay'daki bazı daire üyelerine menfaat sağlayıp mevcut nüfuzunu da kullanarak dosyalar hakkında verilen kararlara tesir ettiği ve bu işlemler karşılığında, işini hallettiği şahıslardan yüksek miktarda kazanç sağladığı iddia edildi. Gözaltına alınan avukatların ise örgütün avukatlığını yapmaktan ziyade avukat müvekkil ilişkisi dışında örgütün eylemlerinde faal rol aldıkları, ele geçirilen şirket hisselerinin devri, tahsilat ve tehdit eylemleriyle ilgili olarak mağdurları usulsüz işlemlere maruz bıraktıkları iddia edildi.
67 gözaltı
Operasyonlarda 67 kişi gözaltına alındı. İkisi cezaevinde, biri askerde, biri vefat etmiş, 16'sı firar eden 20 kişi hakkında daha evrak hazırlandı. Zanlıların ev, işyeri ve arabalarında yapılan aramalarda 20 adet ruhtasız, 4 adet ruhsatlı, 6 adet kurusıkı olmak üzere 30 adet tabanca, 1 adet el bombası, 14 adet av tüfeği, 1 adet havalı tüfek, bin 366 adet çeşitli çapta fişek, 99 adet kovan, 46 adet kurusıkı fişeği, 33 adet havalı tüfek fişeği, 240 adet av tüfeği fişeği, 33 adet şarjör, 4 adet el telsizi, 1 adet gece görüş dürbünü, 1 adet çelik yelek, 4 adet kesici delici alet, 3 kök dişi Hint keneviri, tarihî eserler ve çok sayıda döküman ele geçirildi. Emniyetteki işlemleri tamamlanan 67 zanlı, Çınarlı ve Bozyaka hizmet binalarından çıkarılarak polis otobüslerine bindirilip adliyeye sevkedildi. Firari çete üyelerinin yakalanması için çalışılırken yeni açılımlarla soruşturmanın devam edeceği belirtildi.
ATB kimdir?
Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan 'Ulusal Çete' raporunda adı Alaaddin Çakıcı, Kürşat Yılmaz ve Sedat Peker gibi isimlerle birlikte geçen A.T.B., son günlerin en çarpıcı operasyonlarından biriyle Çeşme'de gözaltına alındı. Eşzamanlı baskınlar kapsamında yapılan aramalarda, beşi ruhsatlı 21 tabanca, 11 pompalı tüfek, el bombaları, çelik yelek, telsizler, çok sayıda mermi ve evrak ele geçirildi. 25 Ekim 1996 tarihinde, Ege Bölgesi'nde suç işlemek amacıyla silahlı çete oluşturdukları iddia edilen ve A.T.B.'nin elebaşılığını yaptığı ileri sürülen gruba yönelik operasyon düzenlenmiş, aralarında emekli binbaşı, başkomiser, Bandırmaspor eski başkanı ve yerel bir gazetenin sahibinin de bulunduğu 64 kişi yakalanmıştı.
Firari olarak aranmış
Operasyon yapıldığı sırada değişik suçlardan çeşitli cezaevlerinde bulunan 27 kişinin de çete üyesi olduğu belirlenmiş, bu kişilerin çete adına adam öldürme, yaralama ve gasp gibi suçları işlediği bildirilmişti. Çetenin elebaşı olduğu öne sürülen A.T.B. ise uzun süre firari olarak aranmış, kendisini bölücü örgüt yanlıları ve devlet aleyhine çalışan kişilere karşı devlet görevlilerinin bizzat görevlendirdiğini, 'Devletin vur dediğini vurduk.' diyerek, aldığı talimatları yerine getirdiğini ileri sürmüştü. Adı Susurluk raporuna, 'Ege Çetesi'nin elebaşı' olarak giren, Emniyet Genel Müdürlüğü'nün en büyük 10 çete sıralamasında da yer alan A.T.B., Haziran 1997'de yedi adamıyla birlikte İstanbul'da yakalanarak İzmir'e getirilmişti.
1991 yılında kurulmuş
Emniyet yetkililerinin açıklamasında, 1991 yılında kurulduğu bildirilen çetenin, İzmir ve Aydın bölgesinde 18 kişinin öldürülmesi ve 7 kişinin yaralanması olaylarıyla adam kaçırma, işkence, haraç toplama ve kişiler arasındaki para anlaşmazlıklarını kanundışı yollardan çözme eylemlerine karıştıkları belirtilmiş, operasyonlarda üçü kalaşnikof, biri susturuculu 4 adet tam otomatik tüfek, 2 adet dürbünlü suikast tüfeği, 16 adet tabanca, 6 adet pompalı tüfek, bu silahlara ait 32 adet şarjör, 870 adet fişek ve mermi, 1 adet çelik yelek, çok sayıda senet, çek ve döküman ele geçirilmişti. Çetenin, bütün suçların faili meçhul kalması için özen gösterdiği de raporlara yansımıştı. Konya'da düzenlenen Endüstri Holding operasyonunda da adı geçen A.T.B.'nin, bu oluşumda Ege Bölgesi sorumlusu olarak görev aldığı ileri sürülmüştü. A.T.B., geçen yıllarda tutuklu bulunduğu Aydın Cezaevi'nden tahliye edilmişti.