DOKAP ( Dostluk ve Kardeşlik Platformu Derneği-Ankara) Endonezya Banda Açe den 20 Tsunami yetimini Türkiye de ağırlıyor. DOKAB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Emin Aydındaş tarafından bir basın açıklaması yapıldı. Açıklamada şöyle:
Derneğimizin kuruluş temelleri 24 Aralık 2004 te Güneydoğu Asya daki Tsunami felaketi sonrasında atıldı. Ankadaki 20 kadar sivil toplum kuruluşu bir araya gelerek ortak bir yardım platformu oluşturduk ve Banda-Aceh ( AÇE) de bir yetimhane yaptırdık. Daha sonra Platformumuz bir derneğe dönüşerek DOKAP Derneği adını aldı. Faaliyetlerimizi yurtiçi ve yurt dışında genişletmeye başladık. 2005 te vuku bulan Pakistan Keşmirdeki deprem felaketinde zarar gören depremzedelere ayni ve nakdi yardım gönderdik . 2006 yılından itibaren Filistin de Gazze şeridinde cereyen eden insanlık dramının kurbanların acılarının az da olsa hafifletilmesi amacıyla düzenli gıda yardımları göndermeye devam ediyoruz. Yurt dışında felaket ve savaş şartları dolayısı ile acı çeken ve insanlık dışı şartlarda yaşayan çocuklara yardım ulaştırırken, ülkemizde de olumsuz şartlarda yaşam mücadelesi veren çocuklarımızı da görmezden gelemezdik.
SHÇEK ile imzaladığımız bir protokol çerçevesinde SHÇEK in denetim ve gözetiminde? ÇOCUK EVLERİ? açmaya başladık. İlk hamlede Ankarada iki tane çocuk evi açtık. Bu evlerde SHÇEK in tavsiye ettiği himayeye muhtaç çocuklarımızı topluma kazandırmaya, eğitimli yararlı ve iyi insanlar olarak geleceğe hazırlamaya çalışıyoruz. İkinci hamlede bu evleri İstanbulda da açmaya hazırlanıyoruz.
2008 yılında da önemli bir projeye imza attık. Tsunami Yetimi 20 AÇE?li çocuğumuzu Türkiyede ağırlıyoruz. Bu konuyu daha iyi anlatabilmek için biraz geriye dönmeliyiz. Güney Doğu Asya daki Tsunami felaketi Hint Okyanusuna kıyısı olan ülkelerde çok büyük yıkımlara ve toplam 300.000 insanın canını kaybetmesine yol açtı . Fakat en büyük yıkım, depremin merkez üssünün 8 mil uzağındaki Banda Açe bölgesinde gerçekleşti. Tsunami dalgalarının ilk ve en şiddetli çarptığı yer burasıydı. Dalgalar ardında sadece sular altında harabe bir kent, parçalanmış gemiler,hurda otomobiller bırakmadı. Yalnızca bu bölgeden 200 bin insan hayatını kaybetti, ortada kalan yetim çocukların sayısı ise 40.000 civarında idi. Felaketin ilk şaşkınlığı içinde birçok misyoner örgütü eğitim ve koruma görüntüsü altında yüzlerce çocuğu helikopterlerle veya yakındaki Medan Kentinden uçaklarla başka ülkelere taşıdılar. Endonezya Hükümeti hemen çocukların yurtdışına çıkışını yasakladı. Bu durum bize felaket bölgesine yapılabilecek en iyi ve kalıcı yardımın orada bir yetimhane inşa etmek olduğu fikrini verdi.
Bu amaçla Endonezya da PKPU(Pos Keadilan Peduli Ummah) adlı bir STK ile ilişki kurduk. Araştırdık ve güvenilir olduğunu gördük. Açtığımız yardım kampanyasından 5 ay sonra AÇE de idik. Bize felaket bölgesini gezdirdiler. Aradan 5 ay geçmesine rağmen manzara yürek burkan bir durumda idi. PKPU ile partnerlik sözleşmesi imzaladık. Arsayı ve bina projesini onlar sağladılar. Biz de binayı inşa ettirdik. İçindeki ihtiyaç duyulabilecek her türlü eşya ve donanımı sağladık. Fakat bu da yetmiyordu. Bu yetimhaneye yerleştirdiğimiz çocukların en temel ihtiyaçlarının karşılanması ve eğitimleri için de kaynak gerekiyordu. Bu amaçla Türkiyede manevi aile (sponsor) kampanyası açtık. Allaha şükür yetimhanemizde kalan 30 Açeli cocuğa buradan manevi aile bulduk. Aileler bu çocukları görmeden sadece resminden ve kağıt üstündeki bilgilere bakarak seçmişlerdi. Bu aileler 4 yıl boyunca ayda 85 USD olmak üzere çocukları desteklemeye devam etti. Aradaki irtibatı seyrek te olsa günderilen mektuplar, resimler, elişi minik hediyelerle sürdürdük. Aradaki 10.000 km lik mesafe daha çok tanışıp kaynaşmayı engelliyordu.
2008 yılı başında geliştirdiğimiz projeyi TİKA(Türk işbirliği ve Kalkınma Ajansı) na sunduk. Amacımız hem manevi aileler ve onların çocuklarıyla Açeli yetimleri kaynaştırmak, hem de Türkiye yi ve kültürümüzü tanıtarak geleceğe uzanan uzun vadeli dostluk köprüleri inşa etmekti. TİKA 20 Tsunami yetiminin 15 günlüğüne Türkiye ye getirilmesi için gereken uçak bileti masraflarının sponsorluğunu üstlendi. Dört yıldır büyüyen merak ve özlem nihayet sona erecekti. Bu gezinin bir haftasını Ankara, ikinci haftasını da İstanbul da geçirmek üzere planladık. Çocuklar Türkiye de Manevi Ailelerinin yanında kalacaklardı. Nihayet beklenen gün geldi. 27 haziran 2008 de Esenboğa Havaalanında ailelerin ve Endonezya Büyükelçisinin de bulunduğu kalabalık bir heyet ve çiçeklerle karşılandılar. Ankara Büyükşehir Belediyesi çocukların hoşça vakit geçirmesi için tüm imkanlarını seferber etti. Özel Çağrı Okulları, Ceceli okulları, Hayat Okulları ve Özel Öncü Okulları da yemekler ve hediyeler konusunda çok cömert davrandılar. SHÇEK ve Ank. B. Şehir Bl. Çocuk Folklor ekipleri katılımıyla Açe li çocukların otantik kıyafetleriyle folklor gösterileri sundukları ?çocuk şenliği? düzenlendi. Kanal a televizyonu aynı gösteriyi stüdyolarında canlı yayınla izleyicilerine ulaştırdı.
Ertesi gün Açe li çocuk heyeti Devlet Bakanı Sn Nimet Çubukçu tarafından da kabul edildiler. Sn başbakanımız da gündeminin yoğunluğu nedeniyle görüşemedi ise de çocukların hepsine değerli hediyeler gönderdi. Bu arada bir günlük Konya gezisi ile de Mevlana ve sufi geleneği tanıtıldı. Bir hafta çabuk geçti. Ankara dan ayrılma sabahı gelip çattığında bir taraftan aileler, bir taraftan da Açeli yetimler gözyaşlarıyla duygu dolu bir tablo oluşturdular. Karayoluyla İstanbul a gelirken Abant a uğramamak olmazdı. Abant ta neşe dolu bir piknik yapıldıktan sonra nihayet İstanbul. Çocukların çok merak ettiği Osmanlı payitahtı İstanbul.
Gezimizin bundan sonraki bölümü Deniz Fenerinin katkılarıyla devam edecekti. O akşam Deniz Fenerinin Cerrahpaşa daki Osmanlı medresesinden dönüşmüş misafirhanesine yerleştik. Hergün çok güzel organize edilmiş programlarla hem çocukların hoşça vakit geçirmeleri sağlanıyor, hem de tarihimiz ve kültür değerlerimiz tanıtılıyor. İstanbul halkının meraklı bakışları ve gösterdikleri sevgi ve ilgi Açe li yetimlere yeni tanıdıkları bir mutluluk yaşatılıyor. Kimi dondurma ikram ediyor, kimi de yemeğe davet ediyor. Yemek davetlerini programımız dolu olduğu gerekçesiyle nezaketle reddetmek zorunda kalıyoruz. Bu arada İstanbul daki muhtelif STK lardan bu çocukların ilerideki Üniversite tahsillerini Türkiye de yapmaları için burs teklifleri aldık. Bu teklifleri de zamanı geldikçe gerçekleştirmek Bu mutluluğu sadece 20 yetime yaşatabildik. Ama Açe de bunlardan daha yüzlercesi var. Onlar da Sponsor aile veya burs bekliyor. Sadece onlar mı? Ya Gazze şeridinde babası şehit edilen, evi buldozerle yıkılan ve Utanç duvarı yüzünden okula gidemeyen çocuk, ya Sudan ve Eritrede açlıktan susuzluktan ölümü bekleyen bebeler. İslam Dünyası, Osmanlıların torunlarının bir gün çıkagelip kendilerine sahip çıkılmasını bekliyor. Bunun için gönüllülere, bağışçılara, manevi ailelere ihtiyacımız var. Başka STK larla kendi alanlarında işbirliğine ihtiyacımız var.