Haber Merkezi/ TIMETURK
Komor Adaları Hint Okyanusu'nda, Mozambik ve Madagaskar arasında, stratejik bir konumda yer alan Doğu Afrika ülkelerindendir. Osmanlı kaynaklarında ve tarihi kayıtlarda ismi Kamer Adaları olarak geçen adalar, Fransızlar tarafından Komor Adaları olarak isimlendirilmiştir. Komorlar, Büyük Komor Adası (Ngazidja), Moheli, Anjuan ve Mayotte adalarından oluşmaktadır. Komor Adaları 15. yüzyılda İslamiyet?le tanışmış ve Müslümanların adalara girmesiyle bölge kalabalıklaşmaya başlamıştır. Nüfusu 650.000 olan ülke halkının %99?u Müslüman, %1?i ise Hıristiyan ve Hindulardan oluşmaktadır. Ülkenin etnik yapısını Svahililer başta olmak üzere, Araplar, Malaylar, Hintliler, Malgaşlar ve sömürge döneminde yerleştirilmiş Fransızlar oluşturmaktadır.
15. yüzyılda Müslüman tüccarların girdikleri bu topraklarada bir sultanlık kurulur. Zamanla bu sultanlık bölünerek, dört büyük adada farklı sultanlıklar kurulur. Komor Adaları, 1841?de dönemin hükümdarı Sultan Ahmed zamanında Fransızlar tarafından saldırıya uğrar ve ilk olarak 1841 yılında Mayotte Adası işgal edilir. Bu işgalin ardından Büyük Komor 1875?te, Anjuan Adası ise 1886?da Fransa tarafından işgal edilir. Komorlar?daki geleneksel sultanlık idaresi, 1912 yılına kadar Fransızların yönetimi altında sürdürülür. 1912 yılından sonra bütün yerel yönetimlere Fransızlar tarafından son verilir. Sonraki yıllarda, Fransız yönetimine karşı bağımsızlık mücadelesi giderek halk arasında yayılır ve örgütlenme hız kazanır. Ada Müslümanlarının mücadelesi sonucunda Fransa 1974 yılında adaların geleceği ile ilgili bir referandum yapmak zorunda kalır. Referandum sonuçlarına göre sadece Mayotte halkının %65?i Fransa idaresi altında yaşamayı tercih eder. Diğer adalardaki halk ise büyük çoğunlukla bağımsızlıkları yönünde oy kullanır. Fransa, 1 Ocak 1976?da Mayotte Adası dışındaki adaların bağımsızlığını kabul eder; ancak kurulan bağımsız hükümetin başına Batı hayranı bir başkan olan Fransa?yla ilişkileri kuvvetli Ali Süveylih?i getirir. Fakat Fransızların beklediğinin aksine sosyalist ve izolasyonist politikalar benimseyen Ali Süveylih, Fransız ve Güney Afrika hükümetlerinin desteğiyle yapılan bir darbeyle devrilir ve yerine Ahmed Abdullah getirilir. Ardından 1978 yılında anayasa, yeni başkan tarafından değiştirilerek ülke ?Komorlar Federal İslam Cumhuriyeti? adını alır.
Komor Adaları Birliği, iç işlerinde özerk olan Büyük Komor, Moheli ve Anjuan adaları ile yedi yerel yönetimden oluşmaktadır. Komor Adaları'nda yargı, İslami kurallar ile Fransız hukuku sentezinden oluşmaktadır. Ülke, 7 Haziran 1992?de yürürlüğe konan anayasa ile yönetilmektedir.
Komorlar, her ne kadar Fransa?dan bağımsızlığını almış olsa da, dış işlerinde Fransa'nın ağırlığını hissettirdiği ülkenin iç işlerinde sürekli olarak siyasi bir istikrarsızlık yaşanmaktadır. Ülkenin temel siyasi sorunlarından biri, Anjuan Adası'ndaki bağımsızlık hareketleridir. 1997 yılında Anjuan ve Moheli adaları tek taraflı olarak Komorlar'dan bağımsızlıklarını ilan etmiştir. Fakat adalar, 2002 yılında tekrar Komorlar olarak birleşti ve yeni anayasaya göre her adaya bir başkan ve bunların bağlı olduğu federal yönetim seçildi.. 2001 yılından beri ayrılıkçı hükümeti yöneten Muhammed Bacar, beş yıllık bir dönem için Anjuan?ın başbakanı olarak seçimle başa getirildi.
Çeşitli darbelerin yaşandığı ülkede hüküm süren siyasi istikrarsızlık, kendine hayran bırakan doğal güzelliğine rağmen, ülkede turizm endüstrisinin büyümesine ve bu sektörün gelişmesine imkan tanımamakta. Seyşeller, Mauritus gibi komşu ülkelerle olan benzerliklerine ve aynı tabiata sahip olmasına rağmen Komor Adaları'nın bu ülkeler kadar çok turist çekememesinin sebebi olarak bu durumu gösterebiliriz.
Yüzyıllar boyunca muhtelif milletlere beşiklik eden Komorlar?da zamanla, karışık bir kültür meydana gelmiştir. Günümüz Komor kültürüne bakıldığında bu çok kültürlülüğün farklı alanlara nasıl aksettiğini görmekteyiz. Örneğin ülkenin mimarisinde Afrika, Fransa ve Ortadoğu bölgelerinin mimari tarzı göze çarpmaktadır. Ayrıca Komor mutfağı, birçok kültürün de damak tadını ihtiva etmektedir.
İslamiyet adalara geldiği dönemde bölgede büyük bir popülarite kazandı. Bunun da etkisiyle ülkede halen dini hayatın merkezi konumunda olan geniş camiler inşa edildi. Birleşmiş Milletler, İslam Konferansı Örgütü, Afrika Antiller ve Pasifik Sözleşmesi, Uluslararası Para Fonu, İslam Kalkınma Bankası gibi uluslararası örgütlere üye olan Federal Komor Adaları İslam Cumhuriyeti, esas olarak tarıma ve balıkçılığa dayalı bir ekonomiye sahiptir. Yılang Yılang gibi kokulu bitkiler, tahıl ve Hindistan cevizi gibi çeşitli meyveler, ülkenin birinci dereceden tarım ürünlerini oluşturmaktadır. Bunların haricinde Komorlar?da kümes hayvancılığı da yapılıyor olmasına rağmen dünyanın en fakir ülkesi olarak nitelendirilen ülkenin hâlâ gıda üretiminde ve ekonomide geri kalmış olmasının sebebi, Fransızların ülkeyi sömürge döneminde kasıtlı olarak geri bırakmış olmasıdır. Topraklarının %45?i tarım alanı, %7?si otlak, %16?sı ormanlardan oluşan Komorlar?da tropikal ve yağışlı bir iklim hakimdir. Komor Adaları?nın en verimli tarım alanına sahip olan Mayotte Adası?nın hâlâ Fransa?nın hakimiyetinde olması da Komor Cumhuriyeti için ekonomik olarak bir dezavantaj durumundadır. Komor Adaları sağlık sektöründe dünyada sefalet ve sıkıntı yaşanan ülkeler arasına girmektedir. Toplam 20 hastanenin bulunduğu ülkede tıbbi personel, malzeme ve modern imkanların kısıtlılığı büyük sıkıntılara sebep olmaktadır. Eğitim alanında ise her fakir ülkede olduğu gibi çocukların büyük çoğunluğu ya yetersiz eğitim almakta ya da hiç okula gitmemektedir. Öğretim hem Kur?an-ı Kerim eğitimi veren geleneksel İslami okullarda hem de Fransız eğitim sistemini örnek alan ve Fransızlar tarafından kurulan devlet okullarında sağlanmaktadır. Devlet okullarına çoğunlukla fon sağlanamamaktadır. Nüfusun onda dokuzu Komor Arapçası okuyup yazabiliyorken, yaklaşık yarısı hükümetin yönetim dili olan Fransızca eğitim almıştır. Kendi gelirleri ihtiyaçlarını karşılamaya yetmeyen Komorlar, başta İslam ülkeleri olmak üzere muhtelif ülkelerden karşılıksız maddi destek alarak ayakta kalmaya çalışmaktadır.
Resmi adı: Komorlar Federal İslam Cumhuriyeti
Bağımsızlık tarihi: 1 Ocak 1976
Yönetim biçimi: Cumhuriyet
Başkenti: Moroni (Büyük Komor?dadır.)
Nüfusu: 650.000
Yüzölçümü: 1.862 km2
Dil: Komor Arapçası, Fransızca (resmi dil) ve Svahilice
Din: %99 İslam (resmi din), %1 Hıristiyanlık ve Hinduizm
KOMOR'DA NELER OLUYOR?
İç problemleri:
Ülkenin en önemli iç meselesi siyasi istikrarsızlıktır. Bunda Fransız müdahalesinin de etkisi olmaktadır. Ülke başarılı darbelerin yanı sıra birkaç da başarısız darbe teşebbüsü yaşadı. Bunların sonuncusu olan Eylül 1992'deki darbe teşebbüsünden dolayı bir suikast sonucu öldürülen eski başkan Ahmed Abdullah'ın iki oğlu da dahil 9 kişi önce idam sonra ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Siyasi istikrarsızlık yüzünden 1993'te üç kez hükümet değişikliği oldu. Halk ülkenin İslâmi kimliğinin korunmasından yana olan eski başkan Ahmed Abdullah'ın öldürülmesi sonrasında işbaşına gelen yeni başkanı pek benimsememektedir. Buna rağmen Aralık 1993'te gerçekleştirilen genel seçimlerde parlamentodaki 42 sandalyeden 21'ini başkanı destekleyenler kazandı. Bu durum seçimlere hile karıştırıldığını ortaya koyuyordu.
KOMOR İSLAMİ HAREKETİ:
Komorlar Müslümanları dinlerine bağlılıklarıyla bilinirler. Ancak gerek Fransız işgali döneminde, gerekse eski başkan Ali Suveylih zamanında halkın dinini öğrenmesine fırsat verilmedi. Bununla birlikte halk inancını samimiyetle korudu. 1978'de devletin resmi adının 'Federal İslâm Cumhuriyeti' olarak değiştirilmesinde ve bazı İslâmizasyon faaliyetlerinde bulunulmasında halkın dinine bağlılığının etkisi olmuştu. Ancak halkın fakirliği ve Fransa'nın siyasi ve ekonomik baskısı ülkedeki İslâmi çalışmaları olumsuz yönde etkilemektedir. Ülke iyice fakir duruma getirildiğinden Fransa ve Arap ülkelerinin ekonomik yardımlarına mahkum durumdadır. Bu yardımlar siyasi karar mekanizmasını da etkilemektedir. Ayrıca Fransa bu ülkede paralı asker ve çok sayıda casus bulundurmaktadırAğustos 1992'de Komor Adaları'nda İslâm faaliyetlerin yaygınlaştırılması konusunda birçok İslâm ülkesinden düşünürün ve temsilcinin katıldığı sempozyum düzenlendi. Bu sempozyumda adalarda yapılacak İslâmi faaliyetler konusunda Komor Adaları yönetimiyle uluslararası İslâmi kuruluşlar arasında işbirliğine gidilmesi konusunda bazı kararlar alındı..(Ülke ile ilgili bilgiler İHH 'Düşünce Gündem Dergisi'nden alınmıştır. Teşekkür ederiz.)
2001'DE AMERİKA KOMOR'A SALDIRDI
Komor İslam Cumhuhireti'ne bağlı adalara çıkan ABD askerleri, ordu, jandarma ve polis teşkilatını ele geçirdi. Çatışmalarda 4 kişi öldü. Saldırı 11 Eylül'ün intikamı olarak tanıtılmıştı.
İSLAMİ İKTİDAR SÜRECİ'NİN TARİHİ
Uluslararası gözlemciler, Komor Adaları'nda 2006'da yapılan devlet başkanlığı seçiminin 'serbest ve adil' geçtiğini bildirdi. Gözlemciler, yaptıkları ortak açıklamada, seçimin Komor standartları ile uluslararası standartlara uygun olduğunu ifade etti. Nihai olmayan sonuçlara göre, seçimi İslamcı aday Ahmed Abdullah Sambi kazandı. Sambi, oyların yüzde 58.27'sini aldı. 'Ayetullah' lakabı ile bilinen Abdullah Sambi Suudi Arabistan, Sudan ve İran'da eğitim gördü. Sarığı ve cüppesiyle dolaşan Sambi, ülkede İslam toplumunun oluşumu için çalışacağını söyledi. Bazı basın-yayın organlarının kendisine 'Radikal Müslüman' denmesine kızdığını belirten Sambi düzenlediği basın toplantısında, başörtüsü konusu dahil kimseyi İslami kurallara uymaya zorlamayacağını açıklamıştı.
Sambi, İran Devrim lideri İmam Hamaney ve Cumhurbaşkanı Ahmedinecat ile birlikte...
Ayetullah Sambi İran ile müttefik olduklarını açıklamıştı. Hint Okyanusunda stratejik bir konuma sahip olan tropik adalar bu sebeple ABD'nin tehditi altında bulunuyor.
HAZİRAN'DA TEKRAR SEÇİMİ KAZANDI
Komor Adaları Federal İslâm Cumhuriyeti'nde gerçekleştirilen başkanlık seçimlerini İslâmcı görüşleriyle tanınan Ahmed Abdullah Sambi tekrar kazandı. İslâmî hareketin Filistin ve Mısır'da önemli başarılar gerçekleştirmesinden sonra Komorlar'da böyle bir başarı elde edilmesi artık İslâm coğrafyasında halk iradesinin İslâmî hareketten yana bir çizgiye doğru kaydığını gösteriyor. Bu gelişme tabii geçmişte 'demokrasi' söylemlerini bir prim aracı olarak kullanan çağdaş emperyalist güçlerini iyice endişelendiriyor. Bu yüzden İslâm dünyasında herkese açık bir demokrasi yerine sadece 'bizim çocuklar' diye nitelendirdiklerine açık bir demokrasi modelini nasıl geliştirebilecekleri üzerinde kafa yoruyorlar. Gerçi geçmişte uyguladıkları modeller zaten bu türdendi. Ama artık mızrak çuvala sığmamaya ve sahtekârlıklar her taraftan dökülmeye başladığı için bir 'demokrasi ihracı'ndan söz etmeye başlamışlardı. Şimdi hem çuvalın yırtıklarını dikme hem de aynı oyunu sürdürme işini nasıl başarabilecekleri üzerinde düşünüyorlar.
Tropik Komor Adalarının görüntüleri için galerimizi tıklayın