Gizemi ve sıradışılığı ile fark yaratan ünlü Alman yazar Franz Kafka, bundan 125 yıl önce, 3 Temmuz?da doğmuştu. Kafka?nın biyografisini yazan Alman yazar Reiner Stach, DW?den Heide Soltau?ya Kafka?yı anlattı...
Kafka?yı çoğumuz karanlık, donkişotvari bir hayalperest ve aile içindeki çekişmelerde garip davranan biri olarak biliriz. Fotoğraflarına baktığımızda ise ciddi, ama yanakları çökmüş ve üzgün gözlerle bakan genç bir adam görüyoruz. 1919?da babasına yazdığı mektuplardan ise nasıl acılar çektiğine tanık olduk. Reiner Stach ise Kafka´nın biyografisini yazdığı muhteşem eserinde yazarın çok farklı bir resmini çiziyor.
Stach, Kafka?yı nasıl anlattığını şöyle dile getiriyor: ?Kafka?nın savaş yıllarında tanık olduğu, aynı zamanda dahil de olduğu politik olayları göstermek istedim. Onu örneğin savaş fonu almaya iten nedenleri araştırdım. Bu, şu anlama geliyordu: Kafka, bir kenara para koyarak aslında, ileride yazar olarak çalışmayı aklına koymuştu. Garantili işini bırakınca bu para çok çabuk tükendi.?
Reiner Stach, Kafka'nın biyografisinin ikinci cildini yazdı
Hayat mücadelesi
Franz Kafka, 1883?te Prag?da Yahudi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Liseyi Almanya?da bitiren yazar, babasının isteğiyle Prag Üniversitesi´nde hukuk okudu, 1908?de İşçi Kaza Sigortası şirketinde çalışmaya başladı. Bir avukat olarak başarılı, yetenekli bir çalışandı, ancak işverenlerin pek de hoşlanmadığı bir partiye üyeydi. Stach, kitabında Kafka?nın girişilen her tartışmayı kazandığını belirtiyor.
Ama Kafka, her zaman Prag?dan ayrılmayı hayal ediyordu. Kendini ailesinin pençesinden kurtarmak ve Berlin?de serbest bir yazar olarak çalışıp nişanlısı Felice Bauer ile birlikte yaşamak istiyordu. Ancak savaş her şeyi değiştirdi. Seyahat özgürlügü kısıtlanmıştı ve Kafka, daha fazla çalışmak zorundaydı. İş arkadaşlarının çoğu cepheye gitmişti. Bu nedenle uzun süre yaptığı tek şey, öğleden sonraları eve gidip yazı yazmaktı.
Reiner Stach devam ediyor: ?Her şey bitmişti. Akşamları, öğleden sonra 5´te ofisteydi. Cumartesi günleri de ofiste olmak zorundaydı, bu yüzden hiç zamanı kalmıyordu. Bunu görmezlikten gelmeye çalıştı, ancak uykusuzluk problemi ortaya çıkmıştı. Süreci tamamlayamamasının en önemli nedenlerinden biri de budur. Hem ofiste yoğun bir şekilde çalışmak hem de yazmak bütün enerjisini almıştı, daha fazla böyle gidemezdi.?
Doğduğu kent Prag'daki Kafka heykeli
Kısa düz yazıları
Yoğun bir iş temposu içinde olan Kafka, kısa düz yazılara yöneldi. 1916-1917 yıllarında ?Bir Taşra Doktoru?, ?Köprü? gibi harika eserler ortaya çıktı. Kriz anlarında, kendini sıfır noktasında hissettiği zamanlarda, hayal bile edilemeyecek eserler yaratıyordu. Ama genelde hoşnut değildi ve mükemmelliyetçi biriydi. Çok sağlam bir tabiyatı yoktu, ancak pek çok sanatçı gibi bazı nevrozları olan zor bir insandı.
Reiner Stach, ?Çok katı alışkanlıkları vardı, kendini komik bir hale düşürdüğünü biliyordu, ancak bunlar onunla birlikte yaşamayı imkansız hale getirecek kadar kötü değildi. Bunu bazen kendi de söylüyordu? diyor.
Kadınlar ve Kafka
Ve kadınları ele aldığımızda; Kafka?nın bir rahip gibi yaşadığı söylenemez. Ama kendi iç dengesiyle ilgili sorunları vardı, bu nedenle yakın ve uzak durmak arasında iyi bir denge kurmuştu. 1920?lerin başında tanıştığı Milena Jesenska, her zaman içindeydi, eğer sağlıklı olsaydı bu aşk için mücadele edebilirdi.
Kafka 41. doğum gününden kısa bir süre önce 1924´te verem hastalığı nedeniyle hayatını kaybetti. Kafka, ölmeden önce yakın arkadaşı Max Brod'a verdiği vasiyetinde tüm yazdıklarının imha edilmesini istemişti. Ancak Brod, Kafka'nın ölümünün ardından gelecek nesilleri düşünerek yazarın eserlerini yayımlamaya başladı. Kafka?nın eserlerini okudukça insan her defasında tekrar yeni bir anlayış ediniyor. Reiner Stachs´in yazdığı Kafka´nın biyografisi de bunun son örneği.
Reiner Stach: ?Her zaman söylüyorum, kafasında sürekli resimler vardı, çok büyük bir olasılıkla böyleydi, bizlerin uyuşturucu aldığında ya da ergenlikte yaşayabileceklerimiz türden.?
Kaynak: DW