Haber Merkezi/ TIMETURK
Kıbrıs barışı konusunda, KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile Kıbrıs Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas'ın 21 Mart'ta yaptıkları görüşmenin ardından yeni bir süreç başladı. Bu sürecin ardından çeşitli kesimlerde iyimser bir hava oluşurken, bazı kesimler de Kıbrıs konusunda çözüm adı altında oluşturulan havanın aslında tam bir çözümsüzlük olduğunu vurguluyorlar.
Bu konuda en sert tepkiyi de KKTC'nin 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş verdi.
Denktaş, Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin olarak, KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile Kıbrıs Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas'ın 21 Mart'ta yaptıkları görüşmeyle başlayan süreçten umutlu olmadığını ifade ederek, ?Teslimiyete gidiyoruz. Bir çıkmaza gidiyoruz? dedi. Rauf Denktaş, Kıbrıs Genç TV'de bu akşam yayımlanan Basın Kulübü programında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Yabancıların, ?fırsat penceresi açıldı, bu iş artık olur? havasını her dönem yarattığını, bunların aldatmaca olduğunu dile getiren Denktaş, sürece bakınca, ?barış resmi göremediğini, korku ve endişe içinde yaşayacakları bir resim gördüğünü? kaydetti. Çözüme dair ?hiç umutlu olmadığını? belirten Denktaş, ?çünkü, Rum'un kilisesi ile Yunanistan'ın hiç değişmediklerini? söyledi.
Tek egemenlik ve tek vatandaşlığın, kendilerini Rum'a mahkum edeceğini savunan Denktaş, endişelerini, fırsat buldukça KKTC Cumhurbaşkanı Talat ile paylaştığını, yazılı olarak da ilettiğini anlatarak, ?Kendileri benim bu korkularımın gerçekleşmeyeceği kanısında ve bu kanısı da devam ediyor? dedi. Kıbrıs konusunda yaşananlardan endişeli olduğunu dile getirerek ?Teslimiyete gidiyoruz? diyen Denktaş, ?Hapishanede yattığım günlerde dahi bu kadar tedirgin olmadım? dedi.
4.5 SAATLİK GÖRÜŞMEDE ANLAŞTILAR...
KKTC lideri Talat Kıbrıs Rum Kesimi başkanı Hristofyas'ın, önceki gün BM Genel Sekreteri'nin Özel Temsilcisi ve BM Misyon Şefi Zerihoun'un BM kontrolündeki ara bölgedeki ikametgahında gerçekleşen yaklaşık 4.5 saatlik görüşmede, kapsamlı müzakere sürecinin 1 Eylül'de başlaması konusunda mutabık kaldıkları, ancak bu kararlarını 25 Temmuz'da yapacakları görüşmede açıklayacakları öğrenildi
L DOWNER'İN HUZURUNDA AÇIKLAYACAKLAR...
Talat ile Hristofyas'ın, Temmuz ayı sonunda adaya gelmesi beklenen BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon'un yeni Kıbrıs Özel Temsilcisi, Avustralya Dışişleri eski bakanı Aleksander Downer'in huzurunda doğrudan görüşmelerin 1 Eylül'de başlayacağını açıklaması bekleniyor.
İki toplum liderinin dünkü üçüncü görüşmesinin ardından yapılan ortak açıklamada, iki liderin tek egemenlik ve vatandaşlık konularını ele alarak, bu konuların uygulamasının detaylarını özlü müzakerelerde ele alma konusunda bir 'ilke anlaşmasına' vardıkları bildirildi. Açıklamada ayrıca, liderlerin 25 Temmuz'da yeniden bir araya gelerek, çalışma grupları ile teknik komitelerin çalışmalarını nihai değerlendirme konusunda uzlaştıkları da belirtildi.
Siyasi gözlemciler, dünkü liderler görüşmesi sonrasında yapılan bu ortak açıklamayı, sonbaharda doğrudan müzakerelerin başlama yolunun açılması şeklinde yorumluyor. Doğrudan müzakerelerin sonbaharda başlayacağı yönündeki en güçlü belirtinin ise BM'nin Kıbrıs Özel Temsilcisi ataması olduğunu ifade eden siyasi gözlemciler, müzakerelerin başlayacağı yönünde güçlü belirtiler olmasa BM'nin böyle bir atama yapmayacağı inancını dile getirdi.
Sonbaharda müzakerelerin başlama olasılığının yüksek olduğu görüşünü bildiren siyasi gözlemciler, bunun, taraflar arasında önemli konulardaki görüş ayrılıklarının giderildiği anlamına gelmediğin, görüş ayrılıklarını giderme görevinin, doğrudan müzakerelerde liderlere ait olacağını ifade ettiler.
Muharip dernekler ve bazı sivil toplum örgütlerinin oluşturduğu Kıbrıs Türk Milli Konseyi, dün yapılan görüşmede, 'Kıbrıs Türkü'nün milli davasının kırmızı çizgilerinin aşıldığını'' savundu.
Cumhuriyetçi Türk Partisi Genel Başkanı Başbakan Ferdi Sabit Soyer, iki lider arasındaki görüşmenin, iyi ve verimli bir görüşme olmadığını söyledi.
Demokrat Parti Genel Başkanı Serdar Denktaş ise görüşmenin ardından yapılan ortak açıklamaya karşı çıkarak, prensip ve içeriği ne isterse olsun, tek egemenlik yaklaşımını asla benimsemeyeceklerini ve bu yaklaşıma sonuna kadar karşı çıkacaklarını söyledi.
Toplumcu Demokrasi Partisi Genel Başkanı Mehmet Çakıcı ise başlayan yeni süreçten ihtiyatlı bir iyimserlik içinde olduklarını ifade etti. Çakıcı, hedeflerinin çözüm olduğunu söyleyen her iki lidere çözüm yönünde gerçekçi adımlar atarak zamana oynamadan kapsamlı müzakereleri başlatma çağrısını da yineledi. Çakıcı 'Temennimiz, toplumların birbirlerinden daha çok uzaklaşmasına neden olacak çözümsüzlük sonucunun çıkmamasıdır' ifadelerini kullandı.
Görüşmenin Güney Kıbrıs basınına yansıması:
Rum gazeteleri, Talat ve Hristofyas'ın önceki gün gerçekleştirdikleri 3'üncü görüşme sonrasında okunan ortak açıklamayla ilgili haberlere genellikle manşetlerinde geniş yer verdiler.
Fileleftheros gazetesi; 'Ok Yaydan Çıktı - Doğrudan Müzakereler Başlıyor, Lefkoşa Müzakere Zemininde Netleşme Görüyor' başlıklı manşet haberinde, Kıbrıs sorunundaki zorlukların ve önemli meselelerin netleşeceğini bildirdi. Önceki günkü görüşmede Kıbrıs Rum tarafının, ilk baştan talep edilen ve Kıbrıs sorununun çözümüyle alakalı olan iki temel mesele olan tek egemenlik ve vatandaşlık konularını ortaya koyduğunu yazan gazete, bu konunun görüşüldüğünü ve 'uygulanmasının detaylarının doğrudan müzakereler sırasında görüşülmesi'ne göndermede bulunan bir 'ilke anlaşması'na varıldığını ifade etti.
Politis gazetesi; 'Downer'in Huzurunda Doğrudan Müzakere Prömiyeri - Hristofyas ve Talat Eylül'de Müzakereler Konusunda Uzlaştı - 'Nihai Değerlendirme' İçin Yeni Randevu 25 Temmuz' başlıklı manşet haberinde, önceki günkü görüşmenin hiç de kolay olmadığını, 4 saatten uzun süren görüşmeden; taraflardan her birinin istediğinden bir parçayı alması sonucunun çıktığını yazdı. Gazete, şunları yazdı:
'Dünkü görüşme; oldukça düşük beklentilerle başladı, çünkü Mehmet Ali Talat saatlerce; Kıbrıs sorununa çözüm zemini olarak tek egemenliği, tek vatandaşlığı ve tek uluslararası temsiliyeti olan iki bölgeli iki toplumlu federasyonun yeniden teyit edileceği yazılı açıklamayı kabul edemeyeceğinde ısrar etti. Sürekli olarak; Kıbrıs Türk tarafının bu şartları Annan Planı'nda kabul ettiğini ve yinelenmelerinin gereği olmadığını söyledi.
Hristofyas ise, çözüm zemini olarak yukarıdaki teyidi yazılı olarak almaması halinde doğrudan müzakerelere gidemeyeceğinde ısrar etmekten vazgeçmedi. Çıkmazın ilan edilmesi ve prosedürün kesilmesi tehlikesi karşısında Kıbrıs Türk tarafı; doğrudan müzakereleri gündeme getiren alternatif senaryoyu uyguladı. Sonunda, prosedürün ilerlemesine olanak sağlayan ver-al 'takasını' kabul etti.
AKEL Basın Sözcüsü Kiprianu:
Doğrudan müzakerelere gidilebilmesi için iki toplumun yaklaşımları arsındaki uçurumun üzerine köprü kurulması gerektiğini söyledi. Kiprianu önceki günkü açıklamada 'Siyasi eşitlik temelinde iki bölgeli iki toplumlu federasyon ifadesinin ötesinde şimdi -23 Mayıs ve 1 Temmuz ortak açıklamalarında- yaratılacak devletin tek uluslararası temsiliyeti, tek egemenliği ve tek vatandaşlığı olacağına işaret ediliyor' ifadesini kullandı.
DİSİ Partisi beklemede
Rum Ulusal Konsey toplantısında almayı bekleyen DİSİ, herkesi sorumlu, ciddi ve ılımlı olmaya çağırırken; EDEK Basın Sözcüsü Dimitris Papadakis, yazılı açıklamasında şu görüşleri ortaya koydu : 'Herhangi önemli bir gelişme olmuş görünmüyor. Tek egemenlik ve vatandaşlığa ilişkin ilke anlaşması; Kıbrıs Türk tarafının, bunları kabul ettiğini kesin ve net şekilde açıklığa kavuşturmuyor. Doğrudan müzakerelerin ön şartının; çalışma gruplarında özlü ilerleme ve yeterli müzakere zemini olması olduğu inancımızı sürdürüyoruz.'
KKTC Meclis Başkanı Fatma Ekenoğlu: 'Tek egemenlik ve Tek vatandaşlık'ın altı doldurulmalı
Görüşmede ele alınan 'tek egemenlik ve tek vatandaşlık' konusunun altının nasıl doldurulacağının önemli olduğunu vurguladı. Ekenoğlu, dün bir kabulü sırasında gazetecilere, liderler görüşmesiyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. 'Önemli olan görüşmelerin sürmesidir' diyen Ekenoğlu, doğrudan müzakerelerin biran önce başlamasını istediklerini söyledi.
Birleşik Kıbrıs Partisi (BKP) Genel Sekreteri İzzet İzcan, önceki günkü 'Talat-Hristofyas görüşmesinde', çözüm zemini olarak BM Güvenlik Konseyi kararlarında belirtildiği gibi tek egemenliği, tek uluslararası kimliği ve tek vatandaşlığı olan, iki toplumlu, iki bölgeli Federal Kıbrıs Cumhuriyeti'nin bir kez daha teyit edildiğini; bu çerçevede görüşme sürecinin başlaması gerektiğini savundu.
ABD: Umutluyuz, kapsamlı çözüm istiyoruz
ABD'nin Avrupa ve Avrasya'dan Sorumlu Dışişleri Bakanlığı Yardımcılığı'nda üst düzey yetkili Matthew Bryza, 'Washington'un Kıbrıs'ta BM Genel Sekreteri önderliğinde kapsamlı çözüm istediğini' söyledi.