Dolar

35,4856

Euro

36,4774

Altın

3.091,70

Bist

9.977,94

MÜSİAD'dan eğitime yeni vizyon

MÜSİAD Türkiye'de artık büyük bir sorun haline gelen teknik eleman yetişmesine yönelik meslekî teknik eğitim konusunda 'Sorunlar ve Öneriler Raporu' hazırladı.

18 Yıl Önce Güncellendi

2008-06-26 14:14:00

MÜSİAD'dan eğitime yeni vizyon

 

Haber Merkezi / TIMETURK

MÜSİAD Genel Başkanı Ömer Cihad Vardan,  gençlerin ilköğretimin başından itibaren meslek edinmeye yöneltilmeleri gerektiğini belirterek, mesleki ve teknik eğitim sisteminin AB ile uyumlu hale getirilmesini istedi.

MÜSİAD'da, Milli Eğitim Bakanlığı'na sunulmak amacıyla hazırlanan 'Mesleki - Teknik Eğitimin Sorunları ve Çözüm Önerileri' başlıklı raporun, açıklandığı panelde konuşan Vardan, iktisadi gelişme için ise 'Eğitim ve istihdam' birbirinden ayrılmaz iki temel unsur olduğunu belirterek yaşanan sıkıntıların çözümü için öncelikle bu şuurun yerleşmesinin önemini vurguladı. 

Mesleki ve teknik eğitimin ilköğretimden itibaren başlatılması ve ilköğretimde kademeli eğitime geçilmesi gerektiğini ifade eden Vardan, ?İnsanlar mesleklerini ilköğretimle birlikte kazanırlar. Halbuki bizdeki tek tip ilköğretim, mesleki eğitimin etkinliği açısından en önemli eksikliğimizdir. Bu nedenle meslek ve teknik eğitimde eksiklikler giderilmelidir. Mesleğe yönlendirme aileler ve okul yönetimiyle birlikte genç yaşta yeteneklere göre belirlenmelidir? dedi.

Rekabet için beşeri sermaye gücü şart

Dünyamız hızlı bir değişime sahne olduğunu devrin artık rekabet devri ve her alanda kıyasıya yarışın başladığını belirten Vardan, ülkelerin bu ortamda rekabetten sıyrılarak diğerlerinin önüne geçmesi için iyi yetişmiş nesillere ve insan gücüne ihtiyacı arttığını vurguladı. Vardan, 'özellikle bizim gibi sürekli büyümek durumda olan bir ülke için bugün tek çözüm, iyi yetişmiş beşeri sermaye gücünün acilen oluşturulması ve kullanılmasıdır.' dedi.

Sıkıntıların temelinde yatan sebep!

Ülkemizin yaşamakta olduğu sıkıntıların temelinde, eğitim ve bilgi seviyesinin ve üretim düzeyinin yeterli olmamasının yattığının altını çizen Vardan,  Ekonomideki dış ticaret ve cari açık probleminin ana kaynağı ve çözümü için şunları söyledi: Ekonomideki dış ticaret ve cari açık probleminin ana kaynaklarından birisi üretimi, imalatı yüksek ve teknolojik bilgi seviyesi gerektiren, yüksek katma değerli ara malları ve ekipmanı pahalı bir şekilde ithal edip, bunlarla ürettiğimiz düşük değerdeki ürünleri ihraç etmeye çalışmamızdır. Bu durumun değiştirilmesi için ülkedeki beşeri sermayenin geliştirilmesi gerekmektedir. Çünkü beşeri sermaye, günümüzde iktisadi gelişmenin temel belirleyicisi olarak kabul edilmektedir. İktisadi gelişme için ise 'Eğitim ve istihdam' birbirinden ayrılmaz iki temel unsurdur.

Kaynaklar daha artırılmalı

Ülkemizde yıllardır genel eğitim ve mesleki eğitim arasında çok keskin ayrımlar yapıldığına dikkat çeken Vardan, uygulamadan ve modern eğitim yapısından uzak bir mesleki eğitim anlayışı nedeniyle uygulama pratiğinden yoksun gençler yetiştirilip piyasaya sunulduğunu söyledi. Vardan sözlerini şöyle sürdürdü:

Bu nedenle, teknolojiyi anlayan ve aynı zamanda uygulayabilen, verimli, kaliteli, mal ve hizmet üretebilen vasıflı işgücüne duyulan talep bugün daha da öne çıkmıştır. Hepimizin bildiği gibi, Türkiye nüfusunun yüzde 65'ini 30 yaşın altında olan oldukça genç bir kesim oluşturmaktadır. Bu potansiyelin aktif işgücüne çevrilmesi ve istihdamda etkin olarak kullanılması için, söz konusu kesimin yeterli ve gerekli eğitime kavuşturulması şarttır.

Bugün hepimizin yaşadığı gerçek; vasıflı - iyi eğitilmiş eleman bulunamamasıdır. İşletmeler kendilerine uygun ara ve teknik eleman bulamazken, okullardan diplomalı işsizler yetişmekte, İŞKUR?un bilgi bankasında milyonlarla ifade edilen işsizler, iş bulmak için sırada beklemektedirler.

Bilmeyi yapabilmeye çevirmeliyiz

Vardan, bu çerçevede nitelikli işgücü sağlayan meslek eğitimi sisteminin öneminin giderek arttığını ve meslek eğitiminin geliştirilmesi, yenilenmesi ve yaygınlaştırılmasının sürekli gündemde tutulması gerektiğinin altını çizdi.

Meslek eğitimi; 'bilmeyi', 'yapabilme'ye çevirmek; teorik eğitimi de pratik eğitimle tamamlama ve istihdama yönlendirebilmektir diyen Vardan, meslek eğitim sisteminin amacının iş gücü piyasasının nitelikli eleman ihtiyacını gidermek ve çalışan nüfusun nitelik düzeyini yükseltmek olduğunu söyledi. Vardan, bu sebeple; MÜSİAD olarak yıllardır 'Mesleki ve teknik eğitimin önünü açmak, Türkiye'nin önünü açmak demek' olduğunu söylediklerinin altını çizdi. Vardan şunları kaydetti: 

Nitelikli işgücü açığı had safhada

Uygulamaya baktığımızda eğitim sistemi üzerinde yıllardır sürdürülen kısır çekişmeler, maalesef mesleki ve teknik eğitime büyük darbe vurmuş, dünyanın büyük bir dönüşüm geçirdiği yıllarda, en çok ihtiyaç duyduğumuz eğitimli işgücünü iş dünyasına sunma fırsatının kaçırılmasına sebep olmuştur. Sonuçta işletmelerimizde nitelikli işgücü açığı bugünlerde had safhaya ulaşmıştır. 

Mesleki ve teknik eğitime devam edenlerin oranı gelişmiş ülkelerde yüzde 65 iken, Türkiye'de bu oranın yüzde 40 dolaylarında olduğunu görüyoruz. Katsayı değişikliği yapılmadan önce bu oran ülkemizde de aynı şekildeydi. Fakat insanların elinden üniversiteye girmek hayali alınınca o zaman gençlerimiz, daha sonra üniversiteye gidebilmek için düz liseleri tercih ettiler ve bu oran tersine döndü. Üniversitelerimizin de kapasiteleri sınırlı olduğu için her isteyen yine üniversiteye giremedi ve sonuçta elimizde milyonlarca düz lise diplomalı işsiz stoku oluştu. Elbette bu oranın tekrar düzeltilmesi ve gelişmiş ülkelerdeki şekle getirilmesi, meslek eğitiminin kalite kazanması için belli bir süre ve uygun stratejilere ihtiyaç vardır. Ülkemizin ihtiyaçları göz önünde tutularak 'Eğitim ve İstihdam' şuuru acilen benimsenmelidir. 

Başarının anahtarı erken başlama

Avrupa Birliği süreci devam ederken eğitim sisteminin AB ile uyumlu bir şekilde yürütülmesi için çalışmalar yapılmasını ifade eden Vardan, Milli Eğitim Bakanlığı'nın MEPEG Projesi ile yaptığı çalışmalar bu stratejinin yaygınlaştırılması adına önemli çabalar olduğunu kaydetti. Ömer Vardan sözlerine şöyle devam etti:

'Ancak başarılı bir mesleki ve teknik eğitim için, bu eğitim sürecinin erken yaşlarda başlaması, bu okullara öğrencilerin yönlendirilmesinin yine erken yaşlarda olması ve işyeri pratiğinin uzun tutulması son derece önemlidir. Hatta gençlerimiz daha ilköğretimin başında meslek edinmeye yöneltilmelidirler. Meslek derslerinin tamamı atölye, laboratuar ve uygulama birimlerinde yapılmalı ve en önemlisi meslek odaları, belediyeler, il özel idareleri, kooperatifler, halk katkıları gibi yerel kaynaklar harekete geçirilerek meslek eğitiminin geliştirilmesi yoluna gidilmelidir.  Meslek eğitimi cazip hale getirilmelidir.'

Reel ekonominin ihtiyaçlarını dikkate alan bir yapı oluşturulmalı   

MÜSİAD Başkanı Vardan, eğitimde beklentilerin özel sektör etkisinin önümüzdeki yıllarda artacağı yönünde olduğuna dikkat çektiği konuşmasında, Türkiye'nin 2023 Vizyon Belgesi'nde de eğitim harcamalarında özel sektörün, devlet dışı kurum ve kuruluşların önemli roller üsteleneceği açıkça görüldüğünü söyledi. Vardan ayrıca, özel sektörün eğitim yatırımlarına 'doğru olarak' yönlendirilmesi gerektiğini savundu. 

Dünyada meydana gelen değişim rüzgârlarının eğitim anlayışlarını da etkilediğini belirten Vardan, bugün neredeyse tüm ülkeler eğitim sorunlarının nasıl çözüleceğini araştırmakta ve reform projelerinin ardı arkası kesilmemektedir' dedi. 

Vardan, MÜSİAD olarak eğitim sistemini yeniden gözden geçirmek ve reel ekonominin ihtiyaçlarını dikkate alan yapıya kavuşturulmasını sağlamak amacıyla hazırladıkları 'Mesleki - Teknik Eğitimde Sorunlar ve Öneriler Raporu' kamuoyuna sundu. MÜSİAD'ın raporunda sunulan öneriler şöyle:

Ortak çalışmalar yürütülmeli

Bölgesel Kalkınma planlarına uygun olarak kısa ve uzun vadede geliştirilmesi hedeflenen sektörler ve bu sektörlere uygun nitelikli insan kaynağının yetiştirilmesi hedeflenmeli, özelikle önümüzdeki dönemde ihtiyaç duyulan eğitim dallarının belirlenmesinde devlet, STK'lar, reel sektör temsilcileri ve eğitim kurumlarının temsilcileri ortak çalışmalar yürütmelidirler. 

Tasnif edilmiş işsizler için çıraklık okullarında, kurslarda ve meslek liselerinde kısa dönemli eğitim programları uygulayarak hızla reel sektörün hizmetine verilmelidir. Reel sektörün de, Çalışma Bakanlığı'nın katkıları ile yetiştirilmiş bu elemanları alması sağlanmalıdır. 

İŞKUR'un STK'larla birlikte geliştirdiği ve uyguladığı, 'Aktif İşgücü' programlarının çoğaltılarak devam ettirilmesinde son derece yarar vardır. 

Meslek liseleri sayı olarak yetersiz olduğu kadar, kalite ve nitelik bakımından da günümüz endüstrisinin ihtiyaç duyduğu insan kaynağını eğitecek donanıma sahip değildir. Bu nedenle bir yandan meslek lisesi sayısı artırılırken, diğer yandan da mevcutların teknik donanımı ? laboratuarları ? atölyeleri yenilenmeli, güncellenmeli ve geçerliliği kalmayan eğitimlerin yerine yeni gelişen meslekler eğitimi konulmalı ve eğiticilerin çağdaş teknolojik gelişmeleri tanımaları için sanayi tesisleri ve yurtiçi-yurtdışı fuar ziyaretleri sağlanmalıdır.

Yakın geleceğe umutla bakabilmek için köklü bir eğitim reformu yapılmalı

Meslek Liseleri ile MYO arasındaki müfredat uyumsuzluğu iş dünyasının ihtiyaçları dikkate alınarak acilen giderilmelidir.

Sonuçta; büyüme ve gelişme sürecinde bizlerin en çok güvendiği çalışabilir, genç nüfusumuz her anlamda etkin, yetkin, mesleki ve teknik donanıma sahip olarak hazırlanması yolunda Türkiye?nin ?Meslek Yüksek Okulları? için köklü bir eğitim reformuna ihtiyacı vardır. 

Ülkemizin bölgesinde ve tüm dünyada etkinliğini artıracak 'doğru' ve 'sürekli' eğitim anlayışı ile politikalar üretmek, bu politikaları el birliği ile uygulamak, küresel tehditlere karşı daha güçlü olmamızı ve yakın geleceğe daha umutla bakmamızı sağlayacaktır.'

 

Haber Ara