Barselona, Akdeniz?in etkisi altındaki ılıman iklimi, sıcakkanlı insanları, çiçek cümbüşü içindeki balkonları, parıldayan güneşi, sokaktaki hareketliliği ve her biri dünyalara bedel sanat eserleriyle İspanya?nın bir incisidir. Bu güzel şehri her yönüyle anlatmak için kelimeler kifayetsiz kalır. Bu nedenle, yalnızca kentin beli başlı tarihî mekânlarından bahsederek dikkatlerinizi bu nadide şehre çekmek isteriz.
Kentin simgesi sayılan ?Kutsal Aile? Katedrali Sagrada Familia?nın yapımına 1882 yılında Mimar Villar başlamıştır. Bir yıl sonra Mimar Antoni Gaudi görevi devralmış, fakat ömrü ancak kilisenin ön cephesi ve planlanan on sekiz kuleden sekizini tamamlamak için yetmiştir. Gotik tarzın örneği olan ünlü kilise henüz tamamlanamadığı için ?Bitmeyen Kilise? olarak da bilinmektedir.
İstanbul'da İstiklâl Caddesi?ne benzetebileceğimiz Las Ramblas Caddesi akrobatları, çiçekçileri, kafeleri, sokak müzisyenleri ve ressamlarıyla çok canlı ve hareketli bir sokaktır.
Katalonya Meydanı ise heykellerle süslenmiştir. Katalonya Meydanı?nın yukarısı, Gracias Bölgesi, Gaudi?nin yapılarının sıkça görüldüğü alanlardan biridir. Şehrin dokusuna hayat veren Mimar Gaudi 20. yüzyılın başında Katalonyalı zenginler için estetik binalar yapmıştır. Peribacalarına benzeyen Casa Batllo ve Casa Mila bunlardan birkaçıdır. Ayrıca, UNESCO tarafından dünya mirasına dâhil edilen Parc Guell, Gaudi tarafından Kont Guell?in 20 hektarlık özel mülkünün park haline getirilmesiyle ortaya çıkmıştır. Şehre tepeden bakan bu simgesel parkta Gaudi?nin mozaiklerden oluşan eserlerini seyretmenin tadına doyum olmaz.
Picasso Müzesi (Museo Picasso) de görülmesi gereken yerlerden biridir. Bu müzeye adını veren Picasso, belirli bir dönem Barselona?da bulunmuş ve ?Mavi Dönemim? dediği ürünlerini burada ortaya çıkarmıştır. Ünlü ressamın 2.500'den fazla eserini Moncada Caddesi üzerindeki Orta Çağ?dan kalma bir yapı olan bu müzede görmek mümkündür.
Kente damgasını vuran yerlerden birisi de Akdeniz'in en hareketli limanı olan Barselona Limanı?dır. Bu limana yılda 700.000'den fazla gemi uğramaktadır.
Şehre tepeden bakmanın zevkini yaşamak ve uzun uzun Akdeniz?i seyretmek isteyenlere şehrin özellikle deniz tarafına bakmalarını öneririz. Tepeden denizin tadını alamayanlar ise sahil yürüyüşü yapmalıdır. Size bu önerilerde bulunduktan sonra söz konusu şehri daha iyi tanımak için sizi Barselona Belediye Başkanı?yla yaptığımız röportaj ile baş başa bırakıyoruz.
İstanbul ve Barselona pek çok kültürün izini taşıyan şehirler, tarihe de bakarak Müslüman ve Katolik dünya arasında bir bilgi değişimininden söz edebilir miyiz?
İstanbul ve Barselona kültür beşiği olan şehirlerdir. Bu şehirler başkent olmasalar dahi bulundukları bölgede ekonomik ve kültürel değer açısından birinci sıraya oturmuşlardır. İki şehrin de stratejik coğrafi konumu vardır. Barselona, Akdeniz ve Avrupa arasında, İstanbul ise iki kıta; Asya ve Avrupa arasında bağlantı noktası olmuştur. Kültürel ilişki her zaman beraberinde geniş bir bakış açısını da getirir. Yani, bu ilişkinin pozitif bir etkisi vardır. İki şehirdeki Katolik ve İslam kültürlerinin etkisi, tarih boyunca önemli bir özelliğe sahip olmuştur. İki geleneğin birlikte yaşaması, kültürlerarası diyalog ve karşılıklı anlaşmayı beraberinde getirmiştir. Bu çerçevede belirtmek isterim ki; demokratik kültür, kültürlerarası iletişimin ayrılmaz bir parçasıdır ve farklı kültürlerin birlikte yaşaması sosyal ve bölgesel birleşme şekilleri oluşturan yeni kavramlar yaratır. Barselona şehrinde birlikte yaşamayı sağlayan ve temel olarak kültürlerarası diyaloga dayanan bir şehir modeli istiyoruz. Saygı gösteren, kimliğini paylaşan, hoşgörü çerçevesinde diğer kültürlerle zenginleşen, çoğul ve farklı bir Barselona istiyoruz.
Türkiye?de bazı yetkililer Barselona?nın şehircilik anlamında örnek alınması gerektiği söylüyorlar. Siz onlarla aynı fikri paylaşıyor musunuz?
Son senelerde Barselona?nın şehir gelişimi model olarak alındı. Barselona?da şehircilik her zaman hümanist, sosyal ve teknik yönleriyle adından bahsettirmiştir. Bütün teknik, politik, ekonomik, sosyal ve çevre faktörleri bizim şehir projemizi tanımlamaktadır. Barselona bugüne kadar toplumsal ve kentsel dokusunu yeniden düzenlemek, sahil şeridini düzeltmek ve ulaşım sistemini iyileştirmek için onay görmüştür. Bu büyük projede şehrin tümünde kentin dinamik aktörlerini bir araya getirdik. Çünkü biliyoruz ki kaliteli alanlar/hizmetler yaratmak ve çok kullanımlı/işlevsel kamu alanlarını saygı ile paylaşmak, birlikte yaşama ruhunu kuvvetlendirir. Barselona bu yeni aşamada özüne bakmalıdır. Yani, onu oluşturan ve ona kimlik veren mahallelerine, çevre alanlarına bakmalı, kamu alanlarına bakım yapmalı, onları temiz tutmalı ve korumalıdır.
Barselona?ya kentsel altyapı sorununu büyük oranda çözmüş bir kent diyebilir miyiz?
İspanya?nın endüstri kenti ve Katalonya?nın başkenti olan Barselona gün geçtikçe biraz daha büyümektedir. Bu da mevcut altyapının ilerde bunu kaldırmayacağını göstermektedir. Dolayısıyla şimdiden önümüzdeki 10 sene içinde Barselona?nın ve metropoliten çevresinin gerekliliklerini yerine getirecek altyapı planlamasını yapmaktayız.
Alternatif kişisel ulaşım araçlarının (bisiklet, motosiklet) kullanımının artırılması hususunda nasıl çalışmalar yapıyorsunuz?
Şehrin mahalleleri, sokakları, meydanları, bulvarları, şehrin gündelik hayatının bir sahnesidir. Son zamanlarda Barselona Belediyesi olarak şehrin ulaşımını iyileştirmek için birçok girişimde bulunduk. Örneğin, Barselona?da ?Bicing? sistemi 2007?de başladı ve şehirde emsalsiz bir başarı oldu. Bu hizmet bisikleti şehir içinde farklı bir taşıma aracı olarak kullanmayı sağlamaktadır. Bu uygulamamız, bir senede, yüz bin aboneyi geçmiştir. Böylece Barselona, Roma?dan sonra en fazla motosiklet olan ikinci Avrupa şehri olmuştur.
İstanbul?da 'Kültür Mirasını Koruma Projesi' çerçevesinde açılan Fener-Balat iyileştirme ihalesini Barselona Belediyesi?nin ortak olduğu bir şirket kazandı. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
Fener ve Balat mahallelerinin iyileştirilmesi ve restorasyonu, Avrupa Birliği ve Fatih Belediyesi?nin birlikte yürüttüğü programın bir parçasıdır. Bu projenin amacı buralarda yaşayan insanların yaşam kalitesini ve oturma şartlarını iyileştirmek ve binaların tarihini korumaktır.
Şu sıralar, proje ikinci evresinde bulunmaktadır ve yaklaşık olarak yedi milyon avro tutacağı tahmin edilmektedir. Bu evrede 84 yaşam alanı, 33 ticari bina ve Balat Çarşısı restore edilecek; sosyal hizmetler merkezi kurulacaktır. Aynı zamanda proje, bu mahallelerin atık yönetim sistemleri hakkında çalışmalar gerçekleştirmeyi de içermektedir. Belediyemizin bir firması olan Foment de Ciutat Vella SA, Fener ve Balat bölgelerinde geliştirilen işlerde geniş bir deneyime sahiptir. Bu şirketin 90?lı yıllarda gerçekleştirmiş olduğu Barselona?daki tarihî Raval Mahallesi restorasyonu tek başına referans olarak verilebilir.
İstanbul ile Barselona arasındaki kardeşlik köprüsü ne zaman kuruldu ?
Gerçekleştirilen bir dizi teknik temastan sonra, İstanbul ve Barselona 1997 senesinde kardeş şehir ilan edildiler. İstanbul?un yukarıda bahsi geçen yerlerinde restorasyon çalışmalarına ve kenti koruma projelerine katılmak için 2003 senesinde Foment de Ciutat Vella SA belediye şirketinin seçilmesi, Barselona şehrinin Akdeniz?in diğer noktasında bulunan kardeş şehrine verdiği sözleri yerine getirdiğini gösteren bir gelişmedir.
Türkiye?deki yerel yönetimlerle olan ilişkileriniz nasıldır?
Barselona ve İstanbul arasındaki işbirliği dışında, Barselona?nın diğer Türk şehirleriyle de sıcak ve süregelen ilişkileri mevcuttur. İstanbul?un içinde bulunduğu Marmara bölgesindeki Marmara Belediye Birliği?nin altını çizmek isterim. Bununla birlikte, Diyarbakır ve Barselona?nın da üye olduğu Akdeniz kentleri ağının bir üyesi olan İzmir?le de ilişkilerimiz mevcuttur. Geçen sene, Bursa Belediye Başkanı Hikmet Şahin ile bir toplantıya katıldım. Kendisi Barselona?ya ziyaretinde, diğer sorunlar arasında özellikle Raval Mahallesi?nin restorasyonuna özel bir ilgi gösterdi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş?ın UCLG?Dünya Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler Teşkilatı Başkanlığı hakkında ne düşünüyorsunuz?
Şehirlerin ve bölgesel hükümetlerin arasında İstanbul?un liderliğinin pozitif olacağına inanıyorum. Barselona Belediyesi olarak bunun için en samimi desteğimizi vermekteyiz. Doğu ve Batı arasında köprü olan Türkiye?nin dünyada jeopolitik bir önemi vardır. Belediye Başkanı Kadir Topbaş?ın kişisel azmi ve cesaretiyle Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler Teşkilatı?nda İstanbul?un öncü bir rol üstleneceğini ve bu organizasyonun politik rolünü güçlendireceğini düşünüyorum. Gelecek sonbahar İstanbul?da gerçekleşecek Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler Teşkilatı toplantıları sırasında İstanbul Belediye Başkanı ile kişisel olarak görüşme fırsatına sahip olacağımı umuyorum. Bölgelerin özel ağırlıkları ile birlikte Avrupa şehirleri ve belediyeleri arasındaki bu diyalog, gelecek Avrupa?nın kurulumunda önemli karar noktalarından biridir. Şehirlerarasındaki bu diyalog, XXI. yüzyılın büyük şehirlerindeki ortak problemlere paylaşılan çözümler bulmak için bir anahtardır.
Akdeniz?in en büyük limanına sahip olan Barselona bu avantajını nasıl kullanıyor?
Barselona Limanı, büyüyen ticaret ve yolcu hacmi ile Avrupa?nın Akdeniz?deki önemli bir noktasıdır. Bugün Barselona Limanı?nda 118 armatör tarafından yürütülen 450 deniz yolu mevcuttur. Bu yollar Barselona?yı 5 kıtadaki 850 nokta ile birleştirmektedir. Bu durum, uluslararası transitlerde Barselona Limanı?nı birinci İspanyol limanı haline getirmektedir. 2008 senesinde en yüksek kapasiteli ve donanımlı gemilerin Barselona Limanı?na gelmesini sağlayacak yeni terminal hizmete girecektir. Limanın genişletilmesi, hızlı trenin gelmesi ve yakın bölgelerdeki demir yolları ağlarının iyileştirilmesiyle birlikte Barselona ekonomik, ticari, kültürel ve millî ticaret döngüsünün merkezine oturacaktır.
Barselona?nın turizmde büyük ilerleme kaydetmesinin nedeni nedir ?
Barselona kongrelerin, iş çevrelerinin, büyük festivallerin ve uluslararası sergilerin merkezidir. Müşteriye iyi, kaliteli ve çeşitli hizmet sunmak başarılı olmamızda anahtar bir rol oynamaktadır. Ayrıca kültür, yetenek ve yaratıcılık Barselona?nın kişiliğiyle özdeşleşmiştir. Bunun için Barselona?nın kucakladığı sanatçıları, aşçıları, müzisyenleri incelemek yeterli olacaktır. Bu da Barselona?nın turizm potansiyelini artırmaktadır.
Belediye olarak dünya veya Avrupa çapında organize etmeyi düşündüğünüz programlar var mıdır?
Barselona?yı yeni bir Davos?a dönüştürmek istiyoruz. Şehir, çeşitli biçimlerde yabancı yatırımı kendine çekmektedir zaten. 2006 senesinde Katalonya tüm İspanya genelinde yabancı yatırım kurumlarının (IEDE) %30?unu kendine çekmiştir. Çeşitli uluslararası pazarlarda, Barselona?nın dış yatırıma sunduğu olanakları anlatmak için teşvik faaliyetleri düzenlenmektedir. Yabancı şirketler, Barselona?nın danışmanlık hizmeti sunduğunu ve bölgesinde çalışan veya çalışmak isteyen bütün firmalara yardım ettiğini bilmelidirler. Mesela aramızda çalışan şirketlerin veya kurulumu henüz bitmiş şirketlerin memnuniyet seviyesini yükseltmek için şirket sadakatleştirme işleri yapmaktayız. Bununla birlikte, şehirde yatırım projeleri gerçekleştiriyoruz. Son dört sene de, 32 projenin hazırlanmasına katkıda bulunduk. Bu da yaklaşık olarak 40 milyon avroluk bir yatırım hacmi anlamına gelmektedir.
Sizce Barselona?yı farklı kılan en önemli kültür-sanat programları ya da festivaller hangileridir?
Barselona, Sónar, Primavera Sound ve Summer Case gibi uluslararası müzik festivallerine ev sahipliği yapmaktadır. Tiyatro, sinema, dans, opera, moda ve gösteri sanatları gibi diğer sanat kollarının da şehrin uluslararası kültürünü pekiştirmesi için çalışmalarımız sürmektedir. Barselona?nın 10 mahallesinden her birinin şehir merkezi seviyesinde ? kültür beşiği? olması için özel bir çaba gösteriyoruz. Diğer yandan, şehrin sanayi geçmişinden gelen ve ülkenin sanatsal ve kültürel mirasını oluşturan binaları düzenliyoruz ve onları kamunun kullanımına açıyoruz. Amacımız ek bir değer yaratmak ve toplumu iyileştirmektir.
Göçmen toplumu ile ilişkilerin geliştirilmesi ve iyileştirilmesi için ne gibi çalışmalar yapılıyor?
Barselona, çok fazla göç alan İspanya şehirlerinden biridir. Bugün, Barselona nüfusunun %16?sı göçmendir ve bizim şehir projemiz, çeşitli kültürlere saygı çerçevesinde birlikte yaşama ve toplumsal uyuma dayanmaktadır. Bu, her mahallemiz için, komşulukla birlikte, günbegün arttırdığımız bir anlayıştır. Bu sıralar Pakistan, Hindistan ve Bangladeş topluluklarının liderleri ile önemli bir çalışma yürütüyoruz. Her yıl Belediye İstatistik Departmanı, Barselona şehrinde göçmen nüfusun gelişimi hakkında bir rapor hazırlıyor. Bununla birlikte, göçmen nüfusun uyum sürecini inceliyoruz ve entegrasyonu sağlayan çeşitli göstergeleri topluyoruz.
Barselona Belediyesi fiziksel genişlemesinin arkasındaki itici güç olan ekonomik büyümeyi nasıl harekete geçiriyor?
Barselona sınırlı bir bölgede konumlanmıştır. Irmaklar (Besòs ve Llobregat) ve Akdeniz ile sınırlanmış, Collserola ve Montjuïc dağları ile çevrelenmiştir. Barselona aynı zamanda kalabalık bir şehirdir. Dolayısıyla bölgesel ve toplumsal dengeyi sağlamak için şehrin kamu alanlarını dönüştürmemiz gerekiyor. Bu sıralar, Marina ve Vernada sanayi mahallelerinin yapılandırılması konusunda yeni adımlar attık. Amacımız üçüncü bölgelerde kaliteli üretim faaliyetleri gerçekleştirmek ve 25.000 konut inşa etmektir. Marítimo ve Sant Andreu-Sagrera?da bulunan teknoloji bölgesinde de stratejik şehir planlamaları yapıyoruz. Bu bölgede Barselona şehrine hızlı trenin gelmesi ile oluşan sinerjiyi yeni yaşam alanları ve üçüncü bölgeler oluşturmak veya düzenlemek için kullanıyoruz. Bununla birlikte, bu yeni teknolojinin önemli bir odak noktası vardır: Eski askerî ve sanayi alanlarını kamu kullanımına açmak için öncellikle şehrin tarihî yapısını ve kimliğini korumamız gerekiyor.
İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkentliği için neler düşünüyorsunuz?
İstanbul bu sıfatı hak etmektedir. İstanbul?un çok çekici ve rekabet edebilir bir proje sunduğuna inanıyorum ve uluslararası mevki kazanmak için bu tarihî fırsattan yararlanması gerektiğini düşünüyorum. Bu, şehir ve şehrin sivil toplumu için aşılanan bir güvendir. Bununla birlikte, Avrupa?nın kültür başkenti olmak, yeni şeylerin yapılmasına kapı aralamaktadır. Ayrıca, Avrupa Kültür Başkentliği, Türkiye?nin Avrupa kültür döngüsünde yer alabilmesi için Boğaz?ın iki tarafında yer alan bu şehrin geleneklerini, kendine has tarihî kültürel mirasını tanıtması için bir fırsattır.
Türkiye?nin Avrupa Birliği?ne üyeliği hakkında neler söylemek istersiniz?
İstanbul?un Avrupa Kültür Başkenti adaylığı ile Türkiye?nin Avrupa Birliği üyeliğine büyük bir adım attığına inanıyorum. Bu, Türkiye?nin Brüksel?de diplomatik temasları başlatması için yararlanması gereken uluslararası bir destek oluşturmaktadır. 17 Aralık tarihinde müzakerelerin başlamasından sonra, üye 25 ülkenin Türkiye?nin 2015 tarihinden itibaren birliğe katılması için olumlu bir tutum sergilemelerini umuyorum. Türkiye?nin birliğe girmesi çok önemlidir. Çünkü Türkiye?nin AB?ye girmesi bölgenin stabilize olmasına katkıda bulunacaktır. Türkiye, Avrupa için yabancı bir ülke değildir. Türkiye Avrupa Konseyi?nin kurucu üyelerindendir ve bir NATO üyesidir. Avrupa Birliği?nin, birliğe girmek isteyen %70 oranındaki Türk vatandaşının düşüncesine saygı göstereceğine inanıyorum.
Aylin DOĞAN?ın röportajı 1453 Dergisi?nin 4. Sayısında yer almıştır.