Dolar

34,8763

Euro

36,7786

Altın

3.047,35

Bist

10.140,43

'Zorunlu göç edenlerin sayısı rekor düzeyde'

BM Mülteciler Yüksek Komiserliği, 2007'de mülteciler ve zorunlu göç edenlerin sayısının 67 milyonla rekor düzeye çıktığını açıkladı.

18 Yıl Önce Güncellendi

2008-06-17 14:45:00

'Zorunlu göç edenlerin sayısı rekor düzeyde'

Haber Merkezi/ TIMETURK


BMMYK'nın bugün yayımlanan raporunda, zulüm ve çatışmalar nedeniyle ülkesinden kaçmak zorunda kalanların sayısının 9,9 milyondan 11,4 milyona yükseldiği, bu rakamın yarıya yakınını Iraklı ve Afgan mültecilerin oluşturduğu belirtildi.

Raporda, geçen yıl şiddet eylemleri nedeniyle ülke içinde göç edenlerin sayısının yüzde 6,5 artarak 26 milyona çıktığına dikkat çekilirken, 25 milyon kişinin daha doğal afetler nedeniyle evsiz kaldığı vurgulandı.

Bu sayılara 4,6 Filistinli mültecinin de eklenmesiyle 2007'de mültecilerin ve zorunlu göç edenlerin sayısının 67 milyonla şimdiye kadarki en yüksek seviyesine çıktığı bildirildi.

BMMYK Başkanı Antonio Guterres, üst üste iki yıl tespit edilen artışın endişe kaynağı olduğunu söyledi.

Irak, Afganistan ve diğer yerlerdeki çatışmaların yanı sıra yüksek gıda fiyatlarına bağlı yoksulluk ve çevresel faktörlerin de 2001-2005 yılları arasında düşen mülteci sayısının artmasına yol açtığını belirten Guterres, karmaşık küresel sorunlarla karşı karşıya olduklarını vurguladı.

BMMYK'nın raporunda, Orta Afrika Cumhuriyeti, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Somali ve Sudan'daki silahlı çatışmalar ve yoğun insan hakları ihlallerinin de mülteci sayısının artmasında etkisi olduğu kaydedildi.

BMMYK, en çok sayıda mülteciye ev sahipliği yapan ülkenin Pakistan olduğunu, bu ülkeyi Suriye, İran, Almanya, Ürdün, Tanzanya, Çin, İngiltere, Çad ve ABD'nin takip ettiğini bildirdi.

MÜLTECİ OLMAYA ZORLAYAN KOŞULLAR ISLAH EDİLMELİDİR


Bundan 100 yıl önce, Filistin halkının tamamı kendi topraklarında yaşıyordu. Ancak 1948?den bu yana İsrail işgalinden dolayı 5,6 milyon Filistinli yaşadıkları yerleri terk etmek zorunda kaldı. Ortadoğu?da Filistinlilerin üç kuşaktır yaşadığı mülteci şehirleri oluştu.


20. yüzyılın son yarısında Kosova, Bosna, Çeçenistan?da yaşanan savaşlar nedeniyle, bu ülkeler büyük göçler verdi.
Irak?ta ABD işgalinden bu yana 4,5 milyon kişi yurtdışına iltica ederken, 2 milyon kişi de ülke içerisinde yer değiştirdi. Sudan, Somali, Bangladeş, Sri Lanka, Pakistan, Afganistan gibi ülkelerde geniş insan kitleleri gerek ülke içerisinde yer değiştirdi; gerek sığınma talebinde bulunarak başka ülkelere göç etti.


İHH İnsani Yardım Vakfı?nın tespitlerine göre, bugün, Ortadoğu, Uzakdoğu, Doğu Afrika ve Orta Asya ülkelerinde, yaşadıkları bölgedeki siyasi krizler nedeniyle ülke içerisinde veya dışarısında yer değiştiren kişilerin sayısı 30 milyonun üzerinde.


Yerinden edilen bu 30 milyon kişinin yarısından fazlası, yasal mülteci olmadığı için gayri insani şartlarda yaşıyor.
En yoğun mülteci hareketleri, Irak ve Filistin?de yaşanan krizler nedeniyle, Ortadoğu ülkelerinde görülmektedir.
Dünyada yaşadığı topraklardan ayrılarak farklı ülkelere umut yolculuğuna çıkan her 100 kişiden 20?si kaybolmakta, 12?si ise yaşamını yitirmekte.


Yoğun mülteci hareketlerine komşu olan Türkiye ise, Asya ve Avrupa ülkeleri arasındaki konumuyla sığınma talep edenlere ev sahipliği yapıyor. Ancak Türkiye?nin 1951 sözleşmesine koyduğu ?coğrafi sınırlama? nedeniyle, Türkiye?ye Avrupa ülkeleri dışından gelen kişiler mülteci olarak kabul edilememekte ve koruma alamamakta. Bu nedenle, geçici yerleşim yoğunluğu ve sınırlarda sürekli hukuki ve insani sorunlarla ilgili problem yaşanıyor.


İç savaş, işgal, doğal afet, çatışma, insan hakları ihlalleri gibi nedenlerle her gün yüzlerce kişinin mülteci olduğu dünyamızda; mültecilik sorununun çözümü için yapılması gereken, insanları yaşadıkları yerleri terk etmeye zorlayan koşulları ortadan kaldırmaktır.

İnsanları sınır kapılarında, ara bölgelerde, sığınılan ülkelerde, iç hukuk ve uluslar arası hukuk kurallarından kaynaklanan sorunlarla yüz yüze bırakmak yerine, kriz yaşanan bölgelerde istikrarın sağlanması, bu bölgelerin kalkındırılması, bu bölgelerde insan hayatına ve insan haklarına saygılı bir ortamın oluşturulması gerekmektedir.

BAZI İSTATİSTİKLER

BMMYK?nın belirttiğine göre, 2007 yılında sığınma talep edilen ülkelerin başında, ABD, İsveç, Fransa, Kanada ve İngiltere geliyor. [1]


BMMYK?ya göre, 2007 yılında sığınma talebinde bulunan kişilerin yarısını Asya ülkelerinin vatandaşları; %21?ini Afrika ülkeleri, %15?ini Avrupa, %12?sini Latin Amerika ve Karayipler, %1?ini de Kuzey Amerika vatandaşları oluşturuyor.


Bosna: Bosna Savaşı nedeniyle yerlerinden edilen 400 bine yakın Boşnak halen evlerine dönemedi.


Çeçenistan: Devam eden Çeçenistan Savaşı nedeniyle yurt içinde ve dışında 400 bin Çeçen yer değiştirdi.


Azerbaycan: Karabağ Savaşı nedeniyle 1 milyon kişi bölgeyi terk etti. Ayrıca ülkede 4.500 Çeçen muhacir bulunmakta.


Afganistan: 4,1 milyon Afganlı muhacir başta İran ve Pakistan olmak üzere farklı ülkelerde yaşamakta. Ülke içindeki muhacir sayısı ise 1,5 milyon civarında.


Bangladeş: Burma askeri rejiminin siyasi baskıları nedeniyle yer değiştiren 600 bin Arakanlı Bangladeş?te yaşıyor. Ayrıca 500 bin Biharlı muhacir de Bangladeş?te yaşıyor.
Arakan: 4 milyonluk Arakan nüfusunun 2 milyonu, Burma?nın siyasi baskıları nedeniyle ülkeyi terk etmiş durumda.


Sudan: Sudan?ın Kesele bölgesinde 700 bin Eritreli muhacir yaşamakta. Darfur?da ise yer değiştiren 2 milyon kişi bulunuyor. Ayrıca Hartum ve çevresinde güneyden göç eden 1 milyonu aşkın insan bulunuyor.


Somali: Ülkede yaşanan çatışmalar nedeniyle 1 milyon Somalili ülke içerisinde yer değiştirirken, ülke dışında da yoğun bir Somalili nüfusu bulunmakta.


Sri Lanka: Ülkede yaşanan iç savaş nedeniyle 600 binden fazla kişi ülke içerisinde yer değiştirmek zorunda kaldı.


Suudi Arabistan: 600 bin Arakanlı Suudi Arabistan?da yaşıyor. Bunun dışında Doğu Türkistan, Özbekistan, Sri Lanka ve daha birçok Asya ülkesinden muhacir bu ülkede bulunmakta.


Doğu Türkistan: 2 milyondan fazla Doğu Türkistanlı, mülteci konumunda.


Özbekistan: Siyasi baskılar ve ekonomik nedenlerle 1 milyondan fazla Özbek yurt dışında yaşamakta.


MÜLTECİ HAYATLAR VE KAMPLARDAN ÖRNEKLER

İki sınır arasında, Araf?ta yaşam


Tenf Kampı, Amerikan?ın Irak?ı işgalinden sonra Suriye?ye sığınan Filistinli mülteciler tarafından kuruldu. Bu mülteciler, 1948 yılında İsrail?in Filistin topraklarında kurulduğu tarihten beri Irak?ta yaşıyorlardı. Şimdi ise Suriye ile Irak arasındaki sınırda, ara bölgede, kimliksiz bir şekilde yaşam mücadelesi veriyorlar.


Kampta 660 mülteci kalıyor. Kamp, çölde olduğu için özellikle geceleri hava sıcaklığı eksilere iniyor. Mülteciler bu nedenle ısınma problemi yaşıyor. Özellikle çöl fırtınalarında büyük sıkıntı yaşıyorlar. Birçok ailenin bu fırtınalarda çadırları yıkılmış.


Kampta elektrik, jeneratörlerle sağlanıyor. Derme çatma bir çadır, okul olarak kullanılırken, acil durumlarda insanlara sağlık hizmeti verebilecek bir sağlık kliniği bulunmuyor. Kampta barınan insanların su ihtiyaçları da dışarıdan getirilen tankerlerle sağlanıyor.


Filistinli mülteciler, Birleşmiş Milletler 'mülteci statüsü' vermediği için kampın dışına çıkamıyorlar. Bu yüzden Şam?a veya başka bir bölgeye gidip çalışmaları yasak. Ancak hastaları olduğu zaman kamptan dışarı çıkabiliyorlar. Onlar, kamptan kurtulmak için bir ülkenin kendilerini vatandaş olarak kabul etmesini bekliyorlar.


Bataklık üzerinde hayatlar


Bangladeş?in Teknaf bölgesinde Nayapara kampında bulunan ve mülteci statüsü de olmayan 11000 Arakanlı, bataklık üzerindeki kamplarda yaşam mücadelesi veriyor. Burma askeri rejiminin baskısından kaçarak Bangladeş?e göç eden Arakanlıların toplam sayısı ise 600 bin civarında. (Arakan?ın toplam nüfusu 4 milyon civarında; bunun iki milyonu ülke dışında)


Çeçen mülteciler


Ülkelerinde devam eden savaş ve çatışma ortamı nedeniyle Türkiye?ye sığınan Çeçen mülteciler, yasal mülteci kabul edilmedikleri için, oturma, çalışma, eğitim gibi temel haklardan mahrumlar. İstanbul?daki üç kampta, İstanbul ve Yalova?nın muhtelif bölgelerinde ve Türkiye?nin farklı illerinde bulunan tüm Çeçenler yardımlara bağlı olarak yaşıyorlar.


Çeçenler fiilen mülteciler; ancak, hukuki olarak kendilerine mülteci statüsü tanınmamış olduğu için, hukuki güvencelerden ve temel bazı haklardan yoksun olarak, belirsiz koşullarda yaşamaktalar. Çoğunluğu kadın ve çocuk olan mültecilerin geçerli bir pasaportları yok; bir kısmı pasaport olmaksızın ülkesini terk etmiş, pasaportu olanların ise geçerlilik süresi bitmiş.


Gazze açık hava hapishanesi


Gazze?de, 1948 işgalinden sonra bölgeye gelen Filistinlilerin yaşadığı 9 mülteci kampı bulunuyor. Gazze nüfusunun %80?ini Filistin?in diğer bölgelerinden buraya gelen mülteciler oluşturuyor.


Batı Şeria?da inşa edilen utanç duvarı ise ayrı bir mülteci trajedisi üretti. 730 km uzunluğundaki duvar 200 bin yeni mağdur ortaya çıktı. Toprakları elinden alınan insanlar başkalarına muhtaç duruma düşürülürken, evsiz kalan aileler 4 bine ulaştı. Bunun anlamı ise 20 bin yeni göçmen demek.


Ürdün


Ürdün, nüfusunun önemli bir bölümünü mültecilerin oluşturduğu bir ülke. Ürdün?e göç eden 2 milyon Filistinlinin 500 bini halen mülteci konumunda. Ürdün?de 1 milyon da Iraklı mülteci bulunuyor.


Diego Garcia


Hint Okyanusu?nda, Afrika ve Endonezya arasında kalan küçük Diego Garcia adasında, ABD?nin dünyada en gizli tuttuğu askeri üslerinden biri bulunuyor. Üssü yapılandırmak için ABD İngiltere?nin de yardımıyla Diego Garcia ve etrafındaki Chagos takımadalarında yaşayan bütün yerlileri sürgüne gönderdi. 1968 ve 1973 yılları arasında, Amerikan ve İngiliz yetkilileri, Chagoslular olarak adlandırılan 2000 kişilik bir halkı Hint Okyanusu?nun batısında yaşadıkları adaların 1200 mil uzağına gönderdi. Chagos?taki kökleri 18. yüzyıla dayanan Chagoslular Mauritius ve Seyşeller?de rıhtımlarda terk edildi ve tekrar yerleşebilmeleri için hiçbir yardım almadan, sürgünde gittikçe yoksullaştı.

MÜLTECİLİKLE İLGİLİ TEMEL TANIMLAR

Mülteci kimdir?

?Irkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi görüşü sebebiyle? zulüm görmekten haklı nedenlerle korku duyan ve bu nedenle başka bir ülkede yaşayan kişidir.

Mülteciler, uluslararası koruma altına alınırlar; çalışma, barınma, sağlık, eğitim, hareket özgürlüğü gibi hakları koruması altında olduğu mekanizma tarafından temin edilir.

Ülkesinde yerinden edilen kişi kimdir?

Silahlı çatışmalar, genel şiddet halleri, insan hakları ihlalleri veya doğal veya insan ürünü felaketlerin etkilerinin sonucu gibi nedenlerle kendi ülkesi içerisinde yer değiştiren kişilerdir. Resmi olarak mülteci olarak kabul edilmedikleri için, hukuki statü olarak mültecilere tanınan uluslararası kurallardan yararlanamazlar.

Sığınmacı kimdir?

Sığınmacı, muhtemel sığınma ülkesi tarafından sığınma talebi veya başvurusu henüz nihai karara bağlanmamış kişidir. Sığınma hakkı verilen kişiye mülteci denmektedir. Sığınma, sığınmacıya sığınma ülkesi sınırları içerisinde kalma izni ve insani standartlarda muamele görme hakkını verir.

Göçmen kimdir?

Tamamen ekonomik sebeplerle veya hayatlarını maddi yönden iyileştirme amacıyla kendi ülkelerini terk eden kişiye göçmen denir. Göçmenlerin kabulü için her ülkenin farklı kabul kriterleri bulunmakla beraber, göçmenler mülteciler gibi uluslararası bir koruma alanına da sahip değillerdir.

Vatansız kimdir?

Hiçbir ülkenin hukuku altında vatandaş olarak kabul edilmeyen kişidir. Dünya üzerindeki göç hareketi sırasında devletlerin kendi hukuk kuralları arasında fiilen bu duruma düşen insanlar için kullanılan bir tanımlamadır.

Muhacir kimdir?


Muhacir, kelime anlamı itibariyle bir yerden başka bir yere göç eden kişidir. Bu, İslam?da bir durum ve statü ifade eden bir kavramdır. İslam kaynaklarından çıkarılabilen tanımı ise ?zulüm ve baskılar nedeniyle İslam?ı tamamen yaşayamayan ve bunun için mücadele edemeyen, başkaca çaresi kalmadığından Allah için tüm kurulu düzenini ve yakınlarını terk ederek göç eden kişi? olarak belirtilebilir.


Muhacirlikle ilgili statüde esas ölçü İslam?dır. Burada bir Müslüman, muhacire yardım etmek için onun ülke dışında olmasına, ırkına, tabiiyetine veya bir ülke korumasından yararlanıp yararlanmamasına bakmaz.

Haber Ara