Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Hece dergisinin 16. özel sayısı çıktı

Hece dergisi, 16. özel sayısını okuyucusuyla buluşturdu: ?Düşüncede, Edebiyatta, Sanatta Modernizmden Postmodernizme?

18 Yıl Önce Güncellendi

2008-06-16 12:33:00

Hece dergisinin 16. özel sayısı çıktı

Derginin özel sayısı 736 sayfadan oluşuyor. İlk bölümde, konuya düşünsel, felsefî bir arkaplan eşliğinde açıklamaya getirmeye çalışan 27 yazı yer alıyor.

Sunuş yazısı ve Hasan Aycın'ın çizgisiyle başlayan özel sayı 5 bölümdün oluşuyor:

İlk bölümde, konuya düşünsel, felsefî bir arkaplan eşliğinde açıklamaya getirmeye çalışan 27 yazı yer alıyor. Yasin Aktay, Işık Yanar, Mustafa Aydın, Necdet Subaşı, Alev Erkilet, Kadir Canatan, Ali Emre, Ragıp Duran, Cemal Şakar, Abdürrahim Karadeniz, Ahmet Oktay ve Mehmet Ali Aydemir; bu bölümde yazıları ilgiyle okunup tartışılabilecek yazarlar.

İkinci bölümde, modernizm ve postmodernizme edebiyat ekseninde değinen makaleler öne çıkıyor. Bu bölümde de 27 farklı yazarın çalışmasına yer verilmiş. Edebi metinler, kimi şair ve yazarlar, edebi eleştiri ve edebiyat tarihi gibi olgular modern / postmodern anlayışlar çerçevesinde okunup yorumlanmış.

Üçüncü bölüm, aynı kavramları sanat, mimari, resim, sinema, tiyatro, televizyon gibi araçlar / sanat dalları bağlamında irdeleyen yazılardan oluşuyor. 9 yazı yer alıyor bu bölümde.

Özel sayının dördüncü bölümü 'Soruşturma' başlığını taşıyor. Çeşitli aydınlara, sanatçılara konuyla ilgili sorular yöneltilen bu bölümde 16 isimle karşılaşıyoruz. Bunlar arasında Atasoy Müftüoğlu, Talat Sait Hamlan, İskender Savaşır, Ömer Lekesiz, Hüseyin Atlansoy, Hilmi Yavuz, Mustafa Şerif Onaran, Zeynep Sayın, Robert D. Vivian sayılabilir.

Özel sayının beşinci ve son bölümü 'Kaynakça'. Bu bölümü Yusuf Turan Günaydın hazırlamış. Modernizm ve postmodernizm konusuyla ilgili yazı, kitap, röportaj, soruşturma, açıkoturum, özel sayı, dosya ve akademik tezlerin dökümü yapılmış bu bölümde.

Atasoy Müftüoğlu'nun, 'Tamamlanmamış Bütünlükler' başlığı altında soruşturmaya verdiği cevaptan bir bölüm:

'Modernizm yansızlık iddiasıyla ortaya çıktığı halde, modern olmayan toplumlar hakkında hiçbir şekilde yansız kalmayı başaramadı. Modernlik, kimi durumlarda ırçılık / sömürgecilik biçiminde sahnede oldu. Irkçılığa / sömürgeciliğe dayalı bir 'uygarlaştırma' projesi hayata geçirildi.

Modernizm hep tek kültürlü olarak kaldı.

Avrupalı olmayan kültürler, modernizmin saldırılarından hiçbir zaman kurtulamadılar. Modern zamanlarda bilim, ideolojik ve politik amaçlarla kullanıldı. Üretimi amaçlayan bilgi ve rasyonel özçıkar kutsallaştırıldı. Fiziki gerçeklikle sınırlı bir dünya / hayat algısı öne çıkarıldı. Aydınlanmanın, modernliğin ve postmodernliğin değerleri, insanlığı mutlu kılmaya yetmedi. Modernlik bilgi yoluyla ahlâka ve mutluluğa ulaşılabileceğini iddia etti; ancak, laik bilgi ile mutluluk ve ahlâka ulaşılamadı. Yeni dünya düzenini, küresel liberal ekonomi, enformasyon toplumu ve pazar kapitalizmi oluşturdu.

Modernlikle birlikte hayatın her alanında bölünmeler yaşandı. Bütünlükler bozuldu. Hayatın her alanı araçsal rasyonalitenin baskısı altına girince hayat, insanî boyutlarını / derinliklerini yitirdi. Sekülerleşme ve araçsal rasyonalite, bütün anlam / ahlâk / erdem / bilgelik kaynaklarını, sistemlerini / söylemlerini hayatın dışına sürgün etti. Aklın ve bilimin efsaneleştirilmesi, bağnazca putlaştırılması, bir davranış mühendisliği şeklinde eğitim hayatında egemenliğini sürdürüyor. Rasyonalite, teknoloji ve bürokrasi, hayatın, toplumun, tarihin, insanın, felsefenin ruhunu yok etti; dini, ahlâkı ve kültürü marjinalleştirdi. Modern elitizm kendisini hiçbir değer sistemine ihtiyaç duymaksızın ifade etmeye çalışan bir sanat / edebiyat akımı oluşturdu.

Postmodern dönem, eşya fetişizminin, imajların, enformasyonun ve medyanın belirleyici olduğu bir dönem oldu. Kültür, tüketim kültürüne, eşya ve haz kültürüne dönüştü. Yığınlar manipülasyonların nesnesi haline geldi. Postmodernizm bir tür nihilizme yol açtı.

Türkiye çok çarpık, çok biçimsel, çok yüzeysel, çok öykünmeci bir modernleşmenin, postmodernleşmenin etkisi altındadır. Farklı halk ve kültürlerin, ötekilerden ne daha iyi ne de daha kötü, yalnızca farklı olduğu iddiası; postmodernliğin temel yaklaşımıydı. Ancak görülebileceği üzere bu yaklaşım Müslümanlar için hiçbir şekilde hayata geçirilemedi. Modernlik / postmodernlik, Türkiye'de bir maneviyata, ahlâka karşı savaş biçiminde temsil ediliyor. Modernlikler, değer yargılarını, bilgelikleri, erdemleri bilgi alanının dışına çıkarıyor.'

Kaynak: H.H.

SON VİDEO HABER

Iğdır'da AK Parti İl Başkanlığı binasına molotoflu saldırı

Haber Ara