Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Dünyadaki mülteci gerçeği

Onlar, şu dünyada yatacak yeri olmayanlar. Bir yerde soluklanıp, sadece hayatta kalabilmek için yollarda tükeniyorlar. Onlar, mülteci. ölümcül serüvenlere atılan vatansız kalmışlar..

18 Yıl Önce Güncellendi

2008-06-13 15:01:00

Dünyadaki mülteci gerçeği

 

Haber Merkezi / TIMETURK

Zulüm tehdidi altında bulunduğu için ülkesini terk etmek zorunda kalmış kişilere ?mülteci? deniyor. 1951 yılında imzalanan ve bugün itibariyle 144 devletin kabul ettiği Cenevre Sözleşmesi bu kavramı şöyle tanımlıyor: ?Irkı, dini, milliyeti belirli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi görüşleri sebebiyle zulüm görmekten haklı nedenlerle korku duyan, bu yüzden ülkesini terk etmiş bulunan ve vatandaşı olduğu devletin korumasına sığınamayan veya sığınmak istemeyen, zulüm korkusu sebebiyle ülkesine dönemeyen kişi.?

Toplam olarak 140 ülke 1951 Cenevre Mülteci Sözleşmesi'ni ve/veya 1967 Protokolü'nü imzaladı ve mültecileri bu belgeler ve diğer bölgesel araçlarda tanımlanan şekilde tanıdı.

Geçen yıllarda savaşın doğasının değişmesiyle ve devletler arası savaşların yerini iç çatışmaların almasıyla birlikte, kendi ülkelerinde yerlerinden edilmiş (ÜYE) insanların sayısı gözle görülür bir şekilde yükseldi.

DÜNYADAKİ MÜLTECİ KAMPLARI

FİLİSTİN
Filistin İstatistik Bürosu tarafından yapılan açıklamada 2003 yılı sonu itibariyle dünyadaki Filistinli sayısının 9,7 milyon olduğu belirtilmektedir. Bu rakamdan sadece 3,7 milyonu Filistin topraklarında, bir milyona yakını ise İsrail sınırları içinde yaşarken, geriye kalan 5 milyonu aşkın Filistinli ise başta Arap ülkeleri olmak üzere dünyanın değişik ülkelerine dağılmış vaziyette vatanlarına serbestçe dönecekleri günü bekliyor. Sürgündeki Filistinlilerin en fazla yaşadığı ülke Ürdün. Bu ülkede yaklaşık 2,8 milyon Filistinli bulunuyor. Ürdün?ü, 436.000 kişi ile Suriye, 415.000 ile Lübnan, 62.000 kişi ile Mısır izliyor. Amerika?daki Filistinlilerin sayısı ise 236.000?i buluyor. Bu rakamlara göre Filistin bölgesinde 5,1 milyon Yahudiye karşın 4,6 milyon Filistinli yaşamaktadır.

A. Batı Şeria?daki Mülteci Kampları

1. Ammar
2. El-Calzon
3. El-Fevvar
4. El-Arub
5. El-Far?a
6. Nur Şems
7. Cenin
8. Tulkarim
9. Balata
10. Askar
11. Camp Number 1
12. Kalandia
13. Aida
14. El-Dehişe
15. Akabet Cebr
16. Ain El-Sultan
17. Şufat
18. Beyt Cibrin
19. El-Amari
20. Deişeh

B. Gazze?deki mülteci kampları

1. El-Nuseyrat
2. El-Bureyc
3. Beach (El-Şati?)
4. Han Yunis
5. Cebeliye
6. Rafah
7. Deir El-Balah
8. El-Magazi

C. Lübnan?daki Mülteci Kampları

1. Tel El-Za`tar
2. El-Bedevi
3. Burj El-Barajna
4. Jal El-Bahr
5. Sabra ve Şatilla
6. Ain El-Helva
7. Nahr El-Bared
8. Raşidiye
9. Burc El Şimali
10. El-Buss
11. Vavel
12. Mieh Mieh
13. Dbayeh
14. Mar Elias

D. Ürdün?deki Mülteci Kampları

1. El-Bak`a
2. El-Hussien
3. El-Vihdet (Yeni Amman)
4. El-Zarka
5. Hiteen (Marka)
6. Ceraş (Gazze)
7. Souf
8. El-Talbiye
9. Irbid
10. Al-Husn
11. El-Suhne
12. Madaba
13. El-Amir Hasan Kuartır
14. Dikvane ve Nebatiye

E. Suriye?deki Mülteci Kampları

1. Ramana
2. Al-Neirab
3. Al-Yermük
4. Hims
5. Sbeina
6. Han Eshieh
7. Dera`a
8. Hama
9. Kabr Essit
10. Caramana
11. Lazkiye
12. Ain El-Tal

ÇEÇENİSTAN

1994 yılında Rusya Federasyonu'nun Çeçenya'yı işgal etmesinin ardından ülke nüfusunun yaklaşık dörtte biri dünyanın çeşitli ülkelerine sığınmak zorunda kaldı.
Türkiye'de de resmi makamlara göre 1100, gerçekte ise yaklaşık 2000 Çeçen mülteci bulunduğu tahmin ediliyor.

Bu mülteciler İstanbul Beykoz, Fenerbahçe ve Ümraniye'de bulunan kamplarda ve İstanbul da dahil olmak üzere Türkiye'nin çeşitli şehirlerinde kamp dışı konutlarda yaşamaya çalışmaktadırlar.

Çeçenistan?da 1999 yılında başlayan ikinci savaştan sonra yüzbinlerce Çeçen mülteci olarak komşu ve yakın ülkelere sığınmak zorunda kaldı. Türkiye?ye sığınan bir grup Çeçen mülteci İstanbul?un Anadolu yakasında üç ayrı yerde hayatlarını zor koşullarda devam etmeye çalışıyor. Çeçenistan?da devam eden savaş ve çatışma ortamı ile ağır insan hakları ihlalleri, şimdilik mültecilere vatanlarına geri dönme imkanı vermiyor. Türkiye, ?Mültecilerin Hukuki Durumuna Dair 1951 Cenevre Sözleşmesi?ne taraftır ve Sözleşme?ye coğrafi olarak ?Avrupa?da meydana gelen olaylar?larla sınırlayacağını beyan etmiş olmasına rağmen, Sözleşme kapsamında yer alan (ve coğrafi sınırlama dışında kalan) Çeçen mülteciler halen hukuken geçerli bir mülteci statüsü elde edebilmiş değildirler. 1951 Sözleşmesi kapsamında yer aldıklarından BMMYK?ya başvuramıyorlar. Çeçen mülteciler, Türkiye?de mevcut durumda en dezavantajlı mülteci grubunu oluşturmaktadır.

DARFUR

Birleşmiş Milletler, Darfur?da dünyanın en büyük insani felaketlerinden birinin yaşandığını bildiriyor. Şu ana kadar bölgede 50 bin kişinin öldüğü tahmin edilirken, bir milyondan fazla insan da yerlerinden edildi.

Mülteci konumuna düşürülen insanların yaklaşık 200 bini, komşu Çad?a sığındı. Sudanlı iki isyancı örgüt ve hükümet tarafından desteklenen Cancavit milisleri arasındaki çatışmalar, iki yıldan beri sürüyor.

AFGANİSTAN

Geçen 25 yıl boyunca 5 milyonun üzerinde Afganlı, komşu ülke İran ve Pakistan?a kaçmış ve 1 milyondan fazla insan ülke içerisinde yer değiştirmiştir. Ülkeyi terk eden mültecilerin bazılarının Afganistan?a geri dönmesine karşın yarısından fazlası hala ülke dışındadır.

Ancak 120 binden fazla Afgan mültecinin, yıl başından bu yana evlerine döndü. BM Mülteciler Yüksek Komiserliğince Kabil'de yapılan yazılı açıklamaya göre, mayıs sonu itibariyle yıl başından bu yana toplam 123 bin 244 mülteci, BM'nin gönüllü dönüş programı kapsamında ülkeye döndü. Mültecilerin yüzde 99'dan fazlasının Pakistan'dan, diğerlerinin de İran'dan geldiği belirtildi. BM'nin 2002 yılında başlattığı program çerçevesinde şimdiye kadar 4 milyondan fazla mülteci Afganistan'a döndü. 2 milyonu Pakistan, 1 milyonu İran'da olmak üzere 3 milyon Afgan ise hala mülteci hayatı yaşıyor.

IRAK

Irak Savaşı Ortadoğu'da, İsrail devletinin 1948'deki vahşi doğumu sırasında Filistinlilerin yaşadığı büyük göçten sonraki en vahim mülteci krizine yol açtı. Ve Irak'taki talihsizliğin baş sorumlusu olan ABD ve Britanya'nın krizi yatıştırmak için bu kadar az şey yapması karşısında hepimizin mahçup duruma düşmesi gerekir.
BM Mülteciler Yüksek Komisyonu'na göre, Mart 2003'ten bu yana yaklaşık 2 milyon Iraklı ülkeyi terk etti ve 1,8 milyonu da Irak içinde yer değiştirdi. Yolları, sınırları ve bazı bölgeleri kontrol altında tutan milisler, direnişçiler ve eşkıyalarla, haftada yaklaşık 1000 can alan mezhep savaşı, başta komşu Ürdün ve Suriye'ye olmak üzere umutsuz bir toplu göçe yol açtı. Mezhepçi katliamlar nedeniyle daha da umutsuz biçimde yapılan iç göç de cabası... Her yedi Iraklıdan biri yerinden edildi. Durumda bir değişiklik yaşanmazsa yıl sonunda, her beş Iraklıdan biri yerinden edilmiş olacak.

BOSNA HERSEK

Üzerinden 12 yıl geçmesine rağmen Bosna Savaşı?nın açtığı yaralar hala kapanmıyor. Ülkelerine dönen Boşnak mülteciler, yıkılan evlerini ve hayatlarını tekrar inşa edebilmek için çareyi böbrek gibi organlarını satmakta arıyor. Organ satışının hukuken yasak olmasına rağmen gazete ilanıyla organlarını satışa çıkaran veya organ nakli için Asya ülkelerine gitmeye çalışan Boşnakların sayısının giderek çoğaldığı alınan haberler arasında.

Savaşın sona erdiği 1995 yılında bu yana hükümet ülkenin altyapısını kalkındırmak için çalışmalarını sürdürüyor. Fakat evsiz kalan yaklaşık 2,2 milyon insan için inşa edilen 320 bin konut halkın ihtiyaçlarını gidermeye yetmiyor. Hükümetin yaptığı açıklamaya göre hala 45 bin eve ihtiyaç var. Bu yıl ülkelerine dönmek için başvuran 135 bin kişi içinse gerekli olan bütçe açığı 705 milyon dolar civarında.

GÜNEY AFRİKA

Göçmen işçilere yönelik saldırılarda elliyi aşkın insanın öldüğü ve en az 80 bin kişinin evsiz kaldığı Güney Afrika'da ülkenin farklı yerlerine yedi kamp kurulması karar verildi.
Güney Afrika hükümeti bu kamplara, şu anda, saldırılardan kaçıp, polis karakolları ya da kamu binalarının çevresine sığınmış, koşulları giderek kötüleşen 70 bin civarında göçmeni yerleştirmeyi planlıyor.

TÜRKİYE'DEKİ MÜLTECİLER

Türkiye, mülteciler konusunda sürekli gündeme gelen köprü ülke. Önemli bir kısmının yolu Türkiye'den geçiyor. Birkaç yıl önce ABD Dışişleri Bakanlığı'nın insan kaçakçılığına ilişkin raporunda kara listeye alınan 23 ülkeden biri olan Türkiye, coğrafi koşullarının denetime elvermemesi, doğusunda sorunlu ülkeler olması nedeniyle her yıl on binlerce mülteciye istemeden ev sahipliği yapıyor.

Kanada ve tüm Avrupa ülkelerinin aksine, Türkiye, Cenevre Konvansiyonu'nu coğrafi sınır ile uygulamakta ve sadece Avrupa'dan gelen mültecileri kabul etmekte. İnsan tacirlerine hayat boyu edinebildikleri bütün parayı vererek bu topraklara adım atmayı başarmış mültecilerin, mülteci statüsü edinebilmek için Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'ne başvurmaları gerekiyor. Üçüncü bir ülkeye yerleştirilebilmeleri için bu statüyü almaları şart. Çoğu İranlı, Iraklı, Somalili, Eritreli, Etiyopyalı, Afgan, Sri Lankalı, Kongolu, Filistinli olan mültecilerin büyük bir bölümü eğitimsiz olduğu için yapmaları gerekeni bilemiyorlar. BMMYK'nın işleyişi hakkında bilgi sahibi değiller. Katliamlardan, her türlü kıyım ve zulümden canlarını zor kurtarmış, fiziksel ve duygusal travma içindeki bu insanlar, dil ve kültür engellerinin önünde donup kalıyor. Kendilerinden anlatmaları beklenen hayat hikâyelerini uygarlığın soğukkanlı ve yargılayıcı gözleri önünde ikna edici bir dile dökmeyi beceremiyorlar çoğunluk. Yoksul olduğunu, çocuklarının aç kaldığını anlatıyor ; köyünün saldırıya uğradığını, bütün ailesinin katledildiğini anlatmıyor sözgelimi. Somalili kadın, kadın bir tercüman olmadığı için tecavüze uğradığını anlatamıyor. Zaten mültecilerin çoğu, kendi yerel dilleri dışında bir dil konuşmadıkları için çoğunun tercüman hizmetinden yararlanma şansı yok. Mültecileri seçmekle görevli uygarlık memurlarının da fazla vakti yok oysa. Çoğuna mülteci statüsü vermeyi reddediyorlar. Kalanı da uzun bir 'bekleme'ye alıyorlar. 6 ay sonrasına randevu veriliyor, bazen yıllarca sürüyor.

Sayılarla mülteciler

Türkiye?de kayıtlı, Avrupalı olmayan mülteci ve sığınmacı sayısı 8090. Bu kişilerden sadece 2312?si mülteci statüsü kazanabilmiş. 5778 kişi, iltica başvurularının kabul edilmesini bekliyor. Türkiye?deki mülteci ve sığınmacılar arasında, en kalabalık grubu İranlılar oluşturuyor. Oran, %49. İkinci sırada % 29?la Irak var. Somali % 8?le üçüncü ve Afganistan % 4?lük oranla dördüncü sırada yer alıyor. (BGHA)

Hangi ülkeler yerlestirme kotasi uyguluyor?

Birlesmis Milletlerin 185 üyesinden yalnizca 10 tanesi sinirlarindan geçecek kisilerin kabulüne iliskin yillik yerlestirme kotalari uygulamakta. Bu 10 ülke: ABD, Kanada, Avustralya, Yeni Zellanda, Norveç, Finlandiya, Isveç, Danimarka, Isviçre ve Hollanda?dir. Diger ülkeler duruma göre BMMYK?den, normalde aile birlesmesi ve güçlü kütürel baglar bazinda, yerlestirme talep etmekteler.

TÜRKİYE'DE MÜLTECİ DOSYASI

Türkiye de, 1951 Cenevre Sözleşmesi?nin altına imza atan ülkelerden. Ancak Türkiye, mültecilerin korunmasıyla ilgili yükümlülüklerini, ?Avrupa?da meydana gelen olaylar nedeniyle mülteci durumuna düşmüş kişilerle? sınırlandırıyor. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) Türkiye Temsilciliği, Avrupa dışından gelen bu tür kişilere, ?geçici sığınmacı statüsü? veriyor. Kayıt altına alınan ve ABD, Kanada, Avustralya gibi üçüncü bir ülkeye iltica başvurusunda bulunan geçici sığınmacılar; en az bir buçuk yıl süren değerlendirilme süreçlerini Türkiye?deki 25 uydu kentte geçiriyorlar. Bu kentler; Afyon, Ağrı, Aksaray Amasya, Bilecik, Burdur, Çankırı, Çorum, Eskişehir, Hakkâri, Isparta, Karaman, Kastamonu, Kayseri, Kırıkkale, Kırşehir, Konya, Kütahya, Nevşehir, Niğde, Silopi, Sivas, Tokat, Van ve Yozgat.

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği Ankara Ofisi'nin verilerine göre 31 Ağustos 2007 itibarıyla Türkiye'de bu kuruma kayıtlı 10 bin 942 mülteci ve sığınmacı var. Bunun 4 bin 842'si 2007'nin ilk sekiz ayındaki yeni kayıtlardan oluşuyor. Helsinki Yurttaşlar Derneği üyeleri, göçmenlerin durumunu görmek için İstanbul, İzmir, Ankara, Van, Yozgat, Hatay, Edirne ve Kırklareli'ndeki misafirhanelerle İstanbul'daki polis karakolları, çocuk gözaltı merkezleri, Atatürk Havalimanı'ndaki transit bölgenin yanı sıra İzmir ve Van'daki jandarma karakollarında incelemede bulundu. Bu merkezlerde 2004 yılından bu yana kalan, çoğu erkek ve Afrika'dan 40 mülteciyle Ekim 2006-Kasım 2007 arasında görüşüldü ve rapor hazırlandı. Rapordaki iddialar şöyle:
Polisin muamelesini 'hasmane', 'saldırgan' ve 'kayıtsız' diye niteliyorlar. Sözlü taciz, dayak, tokat, tartaklama ve sopayla vurma gibi davranışlar var. Bütün erkekler bir biçimde polisin fiziksel kötü muamelesine tanık olmuş veya uğramış. Kırklareli Gazi Osman Paşa misafirhanesinde Haziran 2007'de misafirhaneden kaçmaya çalışan iki kişi, Mayıs 2007'de de kavgaya karışan, aralarından kadınların da bulunduğu sekiz kişi falakaya yatırıldı. En ciddi itham, yine Kırklareli'nde Moritanyalı bir mültecinin, diğer tutuklular ve polislerin önünde çıplak durmaya mecbur edilmesi.

AB?de yasadışı göçle mücadele sertleşiyor

Avrupa Birliği, yasadışı göçle mücadelede caydırıcı önlemleri artırmayı planlıyor. Bu kapsamda kaçak göçmenlerin 18 aya kadar hapis cezalarına çarptırılmaları öngörülüyor.

Kaçak göçmenleri caydırıcı önlemler üzerinde müzakereleri sürdüren AB üyesi ülkeler, yasa dışı yollardan gelenlerin ya da vize süreleri dolduğu halde dönmeyenlerin resmi makamlara direnmeyerek üzerine düşeni yapmaları durumunda 6 aya kadar, bunu yapmamaları durumunda ise ek olarak 12 ay daha hapsedilebilmeleri konusunda uzlaştı.

BM askerlerine tecavüz suçlaması

İngiltere merkezli çocuklara yardım kuruluşu Save the Children'ın hazırladığı bir rapor; çatışma ve felaket bölgelerindeki çocukların; bizzat kendilerini korumakla yükümlü görevlilerin tecavüz ve kötü muamelesine hedef olduklarını ortaya koydu.

İstanbul?da mültecilik sempozyumu 

İHH İnsani Yardım Vakfı, savaş, işgal vb. sebeplerle mülteci durumuna düşmüş insanların sorunlarını gündeme getirmek için ?Mültecilik Sempozyumu? düzenliyor. Sempozyuma BM de destek veriyor.  

İstanbul, 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü öncesi önemli bir sempozyuma ev sahipliği yapıyor. 14 Haziran 2008 Cumartesi günü saat 10:00?da Topkapı Barcelo Eresin Otel?de başlayacak olan sempozyumda dünya üzerinde sayıları 200 milyonu bulan mültecilerin yaşadıkları sorunlar ele alınacak.

Tanıklıklar, sorunlar ve çözüm önerileri başlıklı sempozyumda İHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım, BMMYK Türkiye Temsilcisi Michel Gaude, TBMM İnsan Hakları Komisyonu Üyesi Cemal Yılmaz Demir birer konuşma yapacaklar. Daha sonra Ahmet Faruk Ünsal?ın yönettiği ilk oturumda Prof. Dr. Kemal Kirişçi iltica kavramı ve tarihçesini, Prof. Dr. Ahmet Yaman İslam hukuku açısından mülteciliği, Fuat Özdoğru dünyada mülteci hareketlerini ve Türkiye'nin konumunu,  Av. Taner Kılıç BMMYK Mültecilik mevzuatından kaynaklanan sorunları ve çözüm önerilerini, Dr. Bertan Tokuzlu ise uygulama açısından Türkiye'de mültecilik sorunlarını anlatacak.

Öğleden sonra Av. Gülden Sönmez?in yönettiği ikinci oturumda ise Ahmet Emin Dağ, Av. Halim Yılmaz Mülteci sorunlarının çözülmesinde STK'ların rollerini irdeleyecekler. Sempozyum Iraklı, Filistinli, Somalili, Doğu Türkistanlı ve Çeçen mültecilerin hayatlarından tanıklıklarla ve film gösterimiyle son bulacak.

İHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım, sempozyumla ilgili olarak, ?Dünyada yaklaşık 200 milyona yakın mülteci var.  Bu mültecilerin çoğu savaş, işgal vb. sebeplerle vatanlarını terk etmişler. Ama gittikleri yerde de sıcak bir yuva kuramamışlar. Mülteci kamplarında sefalet içinde derme çatma çadırlarda yaşam mücadelesi veriyorlar. Çoğu kendi kaderlerine terkedilmişler. Kimse mültecilerin sorunlarını gündeme getirmeye yanaşmıyor. Biz mültecilerin sorunlarını gündeme getirmek ve bu sorunlara çözüm bulmak için bu sempozyumu düzenliyoruz? dedi.  

 

SON VİDEO HABER

İstanbul2da 4 katlı otelde yangın

Haber Ara