Başörtülü, Başörtüsüz Üniversiteliler 'Türbanlı Olmayı' Konuşuyor İstanbul Üniversitesi öğrencileri Anayasa Mahkemesi'nin kararından sonra durumu anlattılar. 'Zaten hemen hallolacağını düşünmüyorduk. Aramızda sorun yok, durum ekranlardaki gibi değil.'
Nilay VARDAR - Ceyda ULUKAYA bianet Anayasa Mahkemesi'nin başörtüsü kararı tartışılırken, başörtülü öğrencilerin karardan önce de sonra da başörtülerini çıkararak girebildikleri İstanbul Üniversitesi'nin öğrencilerine tepkilerini sordu.
'Zaten hemen hallolacağını düşünmüyorduk'
(Kadın, Matematik, 1.sınıf, başörtülü) Kendimizi Türk vatandaşı gibi değil, farklı bir şey gibi görüyoruz, ucube gibi.Başörtüsü laikliğe zarar vermiyor, bizim için önemli olan, onlar için önemsiz. Yargıya güveniyoruz aslında ama karar şoke edici, şekil bakımından incelenecek zannediyorduk, çok şaşırdık. Yargıya söz etmemek en iyisi.. Zaten hemen hallolacağını düşünmüyorduk, herkes her şeye hemen uyum gösteremez.
'Bunun ırk ayrımcılığından farkı yok'
(Kadın, İngiliz Edebiyatı, 4.sınıf, başörtüsüz) Türbana karşı değilim. Şartlı demokrasi olduğunu düşünüyorum. İnsanlar açıkken yaptıklarını kapalıyken de yapabilir. Eşit hak sağlanmalı. Aynı sınıfta okuduğumuz insanlarla aramıza duvar örmeye çalışıyorlar, bunun ırk ayrımcılığından bir farkı yok. 50-60 yıl önce siyahları üniversiteye sokmuyorlardı, bugün siyah bir başkan adayları var. Şimdi, keşke 60 yıl önce siyahları üniversiteye alsaydık diyorlar.
'Siyasiler insanları geriyor'
(Kadın, İngiliz Edebiyatı, 4.sınıf, başörtülü) Resmen başörtülülere ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapılıyor. Siyasiler 'türbanı' bir güç olarak görüp insanları geriyorlar.
'Türbana karşıyım, aramızda sorun yok'
(Kadın, Sosyoloji, 4.sınıf, başörtüsüz) 'Türbana' karşıyım. Başörtülü arkadaşlarımla aramızda fikir ayrılığı olmasına rağmen bir sorunumuz yok.Yasanın çıkmasıyla birlikte bir gerginlik hissedildi, bunun da planlanmış olduğunu düşünüyorum. Buna karşın İstanbul Üniversitesi'nde bir sorun olacağını düşünmüyorum fakat Anadolu'daki üniversitelerde baskı ve sindirme aracı olarak kullanılabilir, o zaman da biz azınlık durumuna düşeceğiz.
'Hiçbir şey ekranlardan yansıtıldığı gibi değil'
(Kadın,Yüksek Lisans öğrencisi, başörtülü) Kendimi çok kötü hissediyorum. Okula girerken açılmak zorunda kalmak hakaret gibi bir şey, yok şurada takamazsınız, yok burada takabilirsiniz... Başörtüsü takmayan arkadaşlarımız bize karşı hoşgörülüler, hiçbir şey ekranlardan yansıtıldığı gibi değil.. Kutuplaşma yok.
'Dışarıdan göründüğü gibi kutuplaşmalar yok'
(Erkek, Fizik, 1.sınıf) Dışardan göründüğü gibi kutuplaşma yok. Ben Alevi öğrenci olmama rağmen ' türbana' karşı değilim, ama bunun alet edilmesine karşıyım. Farklı bir hükümet döneminde olsaydı 'türbanın' serbestliğini savunabilirdim ama insanın iktidardakiler otur dediğinde oturası gelmiyor.
'Kılık kıyafete karışılmamalı'
(Kadın, Türk Dili ve Edebiyatı, 4.sınıf, başörtüsüz ) Aramızda kutuplaşma söz konusu değil, dört yıl içinde başörtülü öğrenci sayısı arttı ama bu arkadaşlara karşı fikrim değişmedi; çünkü başörtüsünü dini bir görüş olarak kabul ediyorum. Üniversite lisenin bir uzantısı değilse, kılık kıyafete karışılmamalı, biri mini etek giyiyorsa diğeri başörtüsü takabilir.
'Kararı bekliyordum'
(Erkek, Matematik, 3.sınıf) Anayasa Mahkemesi'nden bu kararı bekliyordum. Sadece üniversiteye girip girmeme meselesi değil, kamplaşma var ve 'türban' bunun bir aracı olarak kullanılıyor.
'Hükümet kullanıyor'
(Kadın, Sosyoloji, 2.sınıf, başörtüsüz) Özgürlük anlamında serbest olmalı. Bu dönem türbanın hükümet tarafından kullanıldığını düşünüyorum, bu yüzden yasağı doğru buluyorum. Aramızda kutuplaşma olduğunu söyleyemem ama hayat tarzlarımız farklı, iletişimde bir sorun yok sadece ortamlar ayrışıyor. Ben başörtülü arkadaşlarım için üzülüyorum, dışlanıyormuş gibi oraya geçip 'örtünmek'...
'Zorluğunu sadece yaşayan bilir'
(Kadın, matematik, 4.sınıf, başörtülü) Anayasada olmayan bir şey yorumla geliyor, hukukçuların hukuksuzluk yapması saçma. Biz okulda birlikte okuyoruz bir sorunumuz yok. 'Türbanı' okula girerken çıkarıp, çıkarken takmanın zorluğunu sadece yaşayan bilir.
'Yarım kalmışlığa dayanamadık...'
Konuştuğumuz kadın öğrencilerden üçü, 30'lu yaşlarında, evli ve çocuk sahibiydi. 1998'de başörtüsü yasağı nedeniyle eğitimlerine ara verip yıllar sonra kendi deyimleriyle 'yarım kalmışlığa' dayanamayıp üniversitelerine geri dönmüşler.
'Bu ideolojik kaygıya boyun eğseydik evde oturacaktık. Şimdi hem okuyoruz hem çalışıyoruz hem de çocuk yetiştiriyoruz' diyen kadınlar mezun olunca hangi alanda çalışacaklarını düşünüyorlar. 'Türban' serbest olsaydı biri akademik kariyer, diğer ikisi de devlet okullarında öğretmenlik yapmak istediklerini, ama bu durumda özel sektörde çalışmak zorunda bırakıldıklarını belirttiler.
'Ben özel sektör yanlısı değilim, bizi eğiten hocalarımın yerinde olmak isterdim ama başka seçeneğim yok.'
(Kadın, Türk Dili ve Edebiyatı, 4.sınıf, başörtülü) Ekranlarda, cumhurbaşkanının karısı türbanlı diye bu trendin yükseldiği söyleniyor; evet, bazı kesimler için böyle ama ben evden çıkarken türban taktığımda insanların beni farklı algılayacaklarını biliyorum; geri kafalı olarak görülüyoruz.. Ben bu etiketi taşımak istemiyorum, nasıl bir ülkede yaşadığımı anlayamıyorum.
'Hepimiz bir ağacın dalları değil miyiz?'
(Kadın, Türk Dili ve Edebiyatı, 4.sınıf, başörtülü) Türban yasağını mantıksız bir dayatma olarak rencide edici buluyorum. Anayasa Mahkemesi'nin aleyhimize karar verebileceği endişesi vardı ama sağduyu hakim olmalıydı, yanlış yoldan dönerler diye düşünüyordum. Biz Türkiye vatandaşı değil miyiz, o zaman vergimizi de almasınlar, biz yokmuşuz gibi davransınlar. Hepimiz bir ağacın dalları değil miyiz?
'Karar hayal kırıcı'
(Kadın, Türk Dili ve edebiyatı, 4.sınıf, başörtülü) Bu kararı çok hayal kırıcı buluyorum. Bizim okul içinde bir kamplaşma durumumuz yok, gayet iyi anlaşıyoruz, dışardan göründüğü gibi değil.
Kaynak: BİA