Müşerref Yönetiminin Sonu: Ne kadar hızlı, ne kadar kötü?
?Görünen o ki Müşerref?in kariyeri kısa zamanda yok olabilecek ve o bir daha hiçbir zaman Cumhurbaşkanlığı Köşkü?ne ulaşamayacak.?
Murtaza Shibli*
2006 Mayıs ayında Keşmir?in Hindistan tarafında yer alan Srinagar?da Keşmir Direniş Lideri Seyid Ali Şah Geylani?nin evinde otururken kendisi bana Cumhurbaşkanı Müşerref ile New Delhi?deki Pakistan Yüksek Komisyonu?nda gerçekleştirdikleri enteresan görüşmesini anlattı. Keşmir? yetersiz uluslararası destek konusunu ele almalarının ardından Müşerref kendisinin yeni Keşmir politikası için Geylani?nin desteğini kazanmaya çalışır. Uzun öğütleriyle sinirleri bozulan Geylani?nin bu yeni politikanın hayata geçirilebilirliği sorusu üzerine Müşerref cevabı hemen yapıştırır: ?Bush ve Blair benimle birlikte ve onlar bu formülü destekliyorlar.? Geylani?nin daha ileri ihtarıyla bu, Pakistan halkı veya Keşmirliler için kabul edilemez bir şey derken Bush?un ve Blair?in desteğiyle ilgili hususta da aynı cevap geldi. Tony Blair ile biraz birlikte giden ve Başkan Bush ile daha uzun gidemeyecek olan General Müşerref?in seçenekleri hızla tükeniyor. Ve görünen onun sonunun çok yakın olduğu yönünde.
MÜŞERREF?E ORDUDAN DARBE!
Sona dair spekülasyon şimdiki Genelkurmay Başkanı General Pervez Eşfak Kayani?nin 28 Mayıs 2008, Çarşamba günü Cumhurbaşkanı?yla yaptığı gece yarısına kadar süren üç buçuk saatlik uzun toplantının akabinde geliyor. Pakistan?ın önde gelen gazetelerinden The News?e General Kayani?nin eski patronunun gözlerinin içine baktığını söyleyerek ?birinin birisiyle en uzun yüz yüze gelişininin? önemli olduğunu iddia etti. Ki görüşme Genelkurmay Başkanı?nın önemli komutanlarıyla birlikte gün boyu süren istişarelerinin ardından gerçekleşti. Bir gön öncesinde General Kayani, Müşerref?in elit 111 Tugayı?ndaki (1) sadık komutanı Tuğgeneral Asım Bacva?nın yerini değiştirdi. Bu tugaydakiler ülkenin çalkantılı tarihinde gerçekleşen daha önceki tüm askeri darbelerde aktif olarak yer almışlardı. Buna ek olarak yeni ordu komutanı devlet başkanının güvenliğini sağlayan elit komandoları görevlerinden alarak yerlerine başkalarını getirdi. Oysa resmi yoruma göre yapılanlar normal işlemlerdi. Pakistan?ın üst düzey iki savunma analizcisi ve eski ordu generalleri olan General Talat Mahmud ile General Muidin Haydar bu yer değiştirmeleri olağandışı olarak isimlendirdiler. Bu değişikliklerin Müşerref?in yeni ordu komutanının atanmasında anayasanın devlet başkanına verdiği yetki gücünü kullanarak genelkurmayı değiştirmeye çalıştığı yönündeki söylentilerin sadece birkaç gün sonrasında gerçekleştiğini not etmekte fayda var.
Bu hafta sonu gelir gelmez Müşerref?in paketlenebileceğini öne süren bazı belirtiler var. Son raporlara göre eli kulağında olan özel güvenlik önemli gelişmeleri takip etmek için ikiz şehirler olan İslamabad ve Ravalpindi?de konumlandırıldılar. Yine özel birlikler ordu konutu da olmak üzere önemli yerleşkelerde görevlendirildiler. Eski Genelkurmay Başkanı Mirza Alsam Beg, ayrılmasını -belki de Türkiye?ye -? tamamlayan Müşerrefin ordu tarafından ev hapsi altında tutulduğunu iddia ediyor. Pakistan?ın önde gelen günlük gazetelerinden The News haberlerinden birisinde önemli ailelerin yurt dışı çıkışındaki yöntemlerin sona erdirildiğini ve tam çıkış için komşu bir ülkede bir uçağın Ravalpindi?deki önemli bir evden bunları alıp götürmek için beklediğini iddia etti.
Cumhurbaşkanı gitgide siyaseten yalnızlaşırken durum geçtiğimiz birkaç yıl içerisinde çarpıcı bir şekilde değişti. Geçen hafta iktidardaki Pakistan Halk Partisi (PPP)?nin Genel Başkanı Asif Zerdari ortalığa esip gürledi. Zerdari açık bir şekilde Müşerref?e saldırarak onu problemin bir parçası olarak nitelendirdi ve istifa etmesini istedi. Artan eşya fiyatları ve yükselen kamuoyu öfkesine yönelik dikkatleri çeken Zerdari?nin cevabı halkın yükselen fiyatları kaldırabileceği ancak Pervez Müşerref?in daha fazla görevde kalmasına tahammül edemeyecekleri yönündeydi. Pakistanlı gözlemcilere göre Zerdari Cumhurbaşkanı Müşerref?e karşı duruşunu gittikçe sertleştirdi. Zira bir yanda artan kamuoyu öfkesi varken öte yanda Pakistan Halk Partisi ile önde gelen müttefiklerinden Pakistan Müslüman Birliği ? Nevaz (PML-N)?nin seçim kampanyalarında söz verdiği yargıçların görevlerine iadesine yönelik sabırsızlıklar var.
HÜKÜMET?E SİYASET VE KAMUOYU BASKISI
Hükümetin yargıyı ihya etmedeki başarısızlığı zaten koalisyonda çatlaklar meydana getirdi. PML-N Bakanları protesto için istifa ederken PPP liderliğini kamuoyu nazarı altında bıraktı.
PPP hükümetine zaten yargının ihyası noktasında artmakta olan bir medya baskısı varken birçok basın organı ve eleştirmenler de kızgınlıklarını Müşerrefi safdışı bırakma veya yargıyı ihya etmedeki başarısızlığı nedeniyle direk olarak Asif Zerdariye?ye yöneltiyorlar. PPP?nin kendi içindeki saflarında da öfke hakim. Bunun bir kanıtı da sözkonusu meseleler üzerinde fiili bir başkaldırıya neden olan başkan yardımcısı Asif Zerdari?nin başkanlık ettiği ve birçok parti liderinin bulunduğu PPP?nin son toplantısıydı. Birçok PPP üyesi Cumhurbaşkanı Müşerref ile yumuşak huylu geçinmenin partinin imajını ve yeni kurulmuş hükümeti zedelediğine inanıyor. Kamuoyu öfkesine ve siyasi baskıya cevaben Pakistan Halk Partisi (PPP) geçen hafta kapsamlı bir anayasal değişiklikle Cumhurbaşkanı?nın nüfuzunu kıracağını, onu tek-hakim konumundan temsili bir şahıs haline dönüştüreceğini deklare etti.
Asif Ali Zerdari?nin Cumhurbaşkanına yönelik tutumundaki değişiklik kendisine Başbakan Geylani?de yer buluyor. Yusuf Rıza Geylani son açıklamasında Cumhurbaşkanına karşı muhtemel dava açılmasını reddederek hükümetinin kanun adamlarından gereken desteği almaya muktedir olduğunu ifade etti.
ABD?in halen Müşerrefi desteklemesine ve Asif Zerdari ile Cumhurbaşkanı Müşerref?i direk aralarında konuşmaya itelemesine rağmen, burada Zerdari için teşvik edici herhangi bir şey bulmak çok zor. Aslında böylesi bir güzergah da sayısız tehlikelerle dolu. Birçok yönden Müşerrefin acıklı kalıntılarını izale etmek yönünde gelen baskılar büyüyor. Gözle görünür Amerikan desteği aynı zamanda Müşerref?in aleyhine işliyor. Pakistanlı kitlelerin maslahatına veya herhangi bir çağrısına neredeyse hiç karşılık vermeyen Müşerref tamamıyla bir ABD şamar oğlanı olarak görüldü.
ABD?NİN TERCİHİ VE PAKİSTAN?DA ABD ALGISI
Afganistan ve Irak?taki stratejik budalalık yolunu takip eden Bush Yönetimi ABD?nin bölgedeki imajının zedelenmesi pahasına da olsa Müşerref?i hiç aklından çıkarmadı. Varlığının üzerinden geçen 60 yıl boyunca Pakistan?a yönelik destek ve yardımlarda milyarca dolar pompalanmasına rağmen Pakistanlıların çoğunun ABD?ye son derece olumsuz bakması şaşırtıcı değil. Şüpheli ?Amerikan Eli? bugün Pakistan?a musallat olan tüm başarısızlıklar ve hastalıkların bir müsebbibi. Müşerref?in demokratik olmayan diktatör yönetimini destekleyen ABD, Pakistan laik sivil toplum kuruluşlarının hüsnü niyetini ve desteğini dahi kaybetti. Ki onlar sosyal değişim ve bağımsız yargı için öncülük eden bir hareketti.
Pakistanlıların Amerika hakkında neler hissettiklerine dair bir demet sunalım. Pakistan gazeteleri, internet forumları ve bloglar Amerikan karşıtı duygularla dolu. Buralarda Pakistan Sivil Toplumu ve entelejansiyasının oldukça nefret edilen ve sevilmeyen bir devlet başkanını destekleyen ABD tarafından ihanete uğradıklarını hissettiklerini görebilirsiniz. Müşerref?in büyük ölçüde halen Cumhurbaşkanı olarak kalmasının sebebinin Amerikan desteği olduğuna inanılıyor. Birçok Pakistanlı bunu, diktatörlüğe karşı oy kullanan ve ülkeyi yönetmek için ezici şekilde laik siyasetçileri seçen kendi halkına karşı hakaret olarak adlandırıyor. ABD?nin Pakistan üzerindeki etkisine göndermede bulunan kıdemli ve laik Pakistan siyasilerinden Resul Baksh Palejo, Pakistan?ın Amerikan?ın Waterloo?su (2) olacağını ve Irak ile Afganistan?dakinden daha felaket olacağını kanıtlayacağını iddia etti.
Cumhurbaşkanı?na baskılar artarken ABD ve batılı destekler Müşerrefi daha fazla ayakta tutmaya yetmeyebilir. Ve görünen ?Bush ve Blair? yağlamalarının da ilgisini kaybettiği yönünde. Yeni Genelkurmay Başkanının eylemleriyle ve devam eden kamuoyu öfkesiyle cesaretlenen politikacılar şimdi Müşerref?in kellesini istiyor. Eski Başbakan Navaz Şerif Müşerref?in mahkemeye sevk edilmesi talebini yinelerken Pakistan Halk Partisi de aynı zamanda Parti Başkanı Asif Zerdari?yle birlikte sert bir çizgide seyrediyor. Bunlar Müşerref?i kamuoyu ve hükümet arasında başlıca ayak bağı olmakla isimlendiriyorlar. Pakistan Müslüman Birliği?nin üst düzey liderlerinden Şahbaz Şerif, Müşerref?e çağrıda bulunarak hemen istifa etmesini yoksa geride hiçbir şeref olmaksızın tahtından indirileceğini söyledi. Büyük eyaletlerden Pencap?ta parti başkanı ve önde gelen diğer bir lider olan Zülfikar Khosa daha da ileri giderek Müşerref?in isminin yurt dışı kontrol listelerinde ve ayrılması yasaklananlar listesinde yer alması gerektiği yönünde talepte bulundu. Khosa aynı zamanda Müşerref rejimince işlenen ?suçların? kapsamlı bir soruşturmasının yapılması çağrısında bulunarak Cumhurbaşkanının çıkış yolu hakkında konuşanlara da verdi veriştirdi. Müşerref?in kellesini isteyen öfkeli sesler daha da güçlenecek. Avukatlar Hareketi ülke genelinde büyük ölçüde ABD yönetimine muhalif olarak bilinen yargıçların yeniden görevlerine iadesinde başarısız olan hükümete karşı ?uzun yürüyüşler? düzenlemeye hazırlanıyor. Planlanan yürüyüş Pakistan Halk Partisi liderleri ve Cumhurbaşkanı Müşerref?in yargılanması çağrısında bulunan meşhur Avukat Atizaz Ahsan tarafından idare edilebilir.
MÜŞERREF GİTTİKÇE YALNIZLAŞIYOR
Şimdiki durum Müşerref?in bir zamanlar kendisine yakın olan siyasi müttefiklerini geri adım atmaya zorladı. Pakistan Müslüman Lig- Kaid (PML-Q) ve Müttehida Qaumi Hareketi (MQM) geçmişte devlet başkanının güçlü destekçileri idiler; ancak şimdiki gelişmeleri kendisine herhangi bir destek sunmaksızın seyrediyorlar. Göstergeler krizin yeni sivil hükümeti ve orduyu birlikte hareket etmeye ve belki de güç kullanarak inatçı Cumhurbaşkanını yerinden etmeye zorlayabileceği yönünde. Böylesi bir adım büyük ölçüde hem ordunun hem Pakistan Halk Partisi?nin hem de hükümetin kamuoyu nazarındaki imajını yeniden ikame edebilir ve popülaritesini kanıtlayabilir.
Önde gelen birçok gazete de aynı zamanda Müşerref?in istifa etmesi çağrısında bulunuyor. Pakistan?ın önde gelen Urduca günlük gazetelerinden Nawa-i Waqt?in ?Kral Müşerref? başlıklı başyazısında kendisinin seçenekleri tükettiği ve Nepal Kralı Gyanendra?dan ders alması gerektiği yazılıyordu. Bu hafta parlamentonun ülkenin cumhuriyet olması yönünde oy kullanmasının akabinde Nepal kralı alaşağı edilmişti. Diğer etkili bir İngilizce gazete olan The Daily Times da Cumhurbaşkanına istifa etmesini tavsiye ederek ayrılışını geciktirmesiyle Müşerref?in ?sadece muhaliflerinin sayısını artıracağını ve onları daha kararlı kılacağını? yazdı. Tuhaflıklar boşluğu herhangi bir manevrayla her an doldurulacak olan Cumhurbaşkanının döndüğü sabık seçkin ordu komandolarına karşı aşırı bir şekilde gelişiyor. Baskılar aynı zamanda geçen yıl ordu komutanı olarak istifa etmesine rağmen General Müşerref?in seçilmiş güç koltuğunu, ordu konutunu terk etmesi üzerinde de yükseliyor. Eski mesai arkadaşları ve danışmaları dâhil olmak üzere birçok emekli ordu generali son olarak Müşerref?i ordu konutundan çıkartmaya zorlamak için genel bir kampanya başlattı. Müşerref?i daha küçük düşürmek için yasadışı olarak sahiplendiği binadan çıkartılması yönünde mahkemeye bir dilekçe verildi.
Bazı söylentilere göre yeni Genelkurmay Başkanı General Kayani de Müşerref?ten ordu konutundan ayrılmasını ve mukadderatını Cumhurbaşkanlığı konutunda beklemesini söyledi. Göstergeler Müşerref?in ordu konutunu terk edeceğini; ancak cumhurbaşkanlığı konutuna geçişinin oldukça belirsiz olduğunu işaret ediyor. Tüm bir ülke onu haklamak için koşuştururken, Müşerref ve onun yeni güç konumu arasındaki mesafe de gittikçe büyüyor. Görünen o ki Müşerref?in kariyeri kısa bir zamanda yok olacak ve o bir daha hiçbir zaman Cumhurbaşkanlığı Köşkü?ne ulaşamayacak.
(1) 111 Tugayı temelde Cumhurbaşkanı?nın güvenliğini sağlamakla sorumlu olan bir askeri birimdir. Ancak Pakistan tarihinde her zaman için seçilmiş hükümetleri darbe ile alaşağı etmede bir araç olarak kullanıldı.
(2) Waterloo: Belçika?nın merkezinde yer alan bir kasaba olup, 1815 yılında Napolyon?un Prusya ve İngiliz güçlerine yenildiği bir savaşa sahne olmuştur. Kelime anlamı olarak nihai yenilgi veya kesin mağlubiyet anlamında kullanılmaktadır.
*Keşmirli Şair ve Yazar. Londra?da ikamet etmektedir.
Bu makale Rojdan Tekin tarafından TİMETURK için tercüme edilmiştir.