Asıl mesleği mimarlık olan Mürsel Işık yeni albümü Aşk Neydi ki yayınladı. Sanatçı albümün her şeyiyle kendisi ilgileniyor. Rock bu kadar ilgi görürken bunda ne var demeyin, Mürsel Işık?ı diğer rock?çılardan ayıran özellikler var. Bir kere o, bu tarz müziği belki de hiç dinlemeyen bir şairin, Prof. Dr. Hüsrev Hatemi?nin şiirlerini besteleyerek başlamış işe. Onunla o kadar yakın olmuş ki, kendi terimiyle ?Hoca? nikah şahidi olmuş. Işık?ın kendi parçalarını seslendirdiği düğünde gelinin şahidi ise yine tanınmış biri; Abdullah Gül!
Mürsel Işık şöyle anlatıyor müziğe başlama öyküsünü. ?1993?te İstanbul Teknik Üniversitesi?ne girdim, müzikle hep ilgiliydim, keşke ailem bu ilgimi değerlendirseydi de konservatuara gitseydim. Bir gün içimde gitar çalma isteği oluştu, Tünel?e indim, bir gitar metodu, bir de gitar aldım ve kendi kendime çalmaya başladım. Metallica ve Guns?n Roses dinlerdik o zamanlar. Hadi bunları üniversitenin bahar şenliklerinde çalalım dedik. Bu arada edebiyata da ilgim vardı. Sahafları dolaşıyordum, elime geçen şeyleri okuyordum. O yaşlarda insanın kültürel açlığı var, onu bir yere oturtmak istiyor. Şairleri, özellikle cumhuriyet döneminden günümüze bütün şairleri okumaya çalıştım. Derken bir gün Kadıköy Sahaflar?da elime Grili Çocuk diye bir şiir kitabı geçti.?
BESTELEDİKTEN SONRA TANIDIM
Kitap Hüsrev Hatemi?ye aittir ama Mürsel Işık?ın onun kim olduğuyla ilgili en ufak bir fikri yoktur. Kitabı alır, şiirleri beğenir ve arkadaşlarıyla bunları bestelemeye ve bahar şenliklerinde çalmaya karar verirler. ?Okuldaki son iki yılıma denk geldi bu, bahar şenliklerinde bu şiirleri besteleyip söylemeye başladık. O arada Hoca ile tanışmadık ama şiirlerine vakıf oldum? diyor.
1998 yılına kadar da tanışmazlar. Gerisini Mürsel Işık şöyle anlatıyor: ?O yıl haziran ayında televizyonda bir program gördüm, arkada klasik Türk müziği çalıyor, Hüseyin ve Hüsrev Hatemi, ağır ağır konuşuyorlar, hayran bir şekilde onları izliyorum. O sırada doktor ve şair Hüsrev Hatemi diye bir laf oldu, ?Aaa benim şiirlerini hemhal ettiğim kişi bu? dedim. İkili ilişkilerde biraz tutuk biriyim. Kasım ayında tanışmaya karar verdim, bir arkadaşımı aldım yanıma ve Hüsrev Hatemi?nin kapısını çaldım. Bir demo yapmışım, bir dakika kalacağım, onu verip çıkacağım. O bir dakika için kırk dakika bekledik. Arkadaşım son anda girmeye cesaret edemedi, ?O zaman bir dakika bekle dışarıda? dedim ve içeride bir buçuk saat kaldım. Hoca önce ajandasını çıkarttı, adımı, adımın manasını sordu, etimolojik kökenini çıkarttı. Elinde 8-9 tane şiir kitabı vardı, ?Seni haftaya bekliyorum? dedi. Şiirlerini besteleyip bahar şenliklerinde çaldığımı söyledim çok şaşırdı. ?Ben şiirlerimin bilinmediğini düşünüyordum. Şiirlerimin bir genç tarafından, üstelik de gitar eşliğinde yorumlanıp söylenmesi çok güzel? dedi. 1998 kasım ayında 2000?e kadar olan süreç içerisinde kendisini sık sık ziyaret etmeye başladım. Derken 2000 yılında Hüsrev Hatemi şiirlerinden oluşan bir albüm çıkartmak istedim. Bunu ona söyledim ve şunu dedim, ?Siz kendi sesinizle yer alır mısınız?? Yani benim bestelediğim şiirlerini ben söyleyecektim o da kendi sesinden şiirlerini okuyacaktı. Kabul etti. O yıl Gün Akşamlıdır adı albüm çıktı; hocanın şiir kitabının adı. O albüm büyük şehirlerde bulunmadı ama enteresan yerlerden, örneğin Bartın?dan yerel radyodan telefon geldi. ?Hocanın şiirini çok seviyoruz? diye.
KIRIKIKANAT DA BEĞENİYOR
Mürsel Işık o arada çevre mühendisi Menekşe Koral?la evlenir. Nikah şahidi Hüsrev Hatemi?dir, eşininki ise baba tarafından aile dostu olan Abdullah Gül. Işık kendi düğününde de gitarı alır eline. Orada kendisini dinleyen Abdullah Gül?e albümlerini ve Hüsrev Hatemi?nin şiir kitaplarını gönderir. Bir gün karşılaşırlar. ?Yanına gittim, ?Biliyorsunuz Hatemi Hoca?nın şiirlerine besteliyorum, başka şairler de var? dedim. Bana ayaküstü bir şeyler söyledi, onları not ettim, ?Bunları albümümde kullanabilir miyim?? dedim. Kabul etti.? O sözler Işık?ın yeni albümünün kartonetinde yer alıyor, tabii Hüsrev Hatemi?nin sözleriyle birlikte. Onların yanında Mine Kırıkkanat?ın, albümle ilgili köşesinde yazdığı yazıdan kısa bir bölüm de var. Evet, doğru okudunuz, Abdullah Gül?ü kıyasıya eleştiren Mine Kırıkkanat?ın. Mürsel Işık bunu ?Amaç gerçek hayatta bir araya gelemeyecek insanları bir şekilde bir yerde toplamak? diye açıklıyor.
Sen rock devletine ben Itri?nin devletine bağlıyım
MÜRSEL Işık, gerek şiirlerini bestelediği Hüsrev Hatemi?den gerekse Hüseyin Hatemi?den çok şey öğrendiğini söylüyor: ?Hem Nazım Hikmet spor kulübüne hem de Mehmet Akif Ersoy spor kulübüne üye olmayı öğrettiler bana. Hoca çok mütevazıdır, insanlara yardım etmeyi sever. Klasik Türk müziği, klasik Batı müziği dinler, gençliğinde Beatles dinlemiş tabii. Şiirlerini çoğunda da vardır o terimler; örneğin Obladi Oblada. Bana ?Rock bir devlettir? dedi, ?Ben Itri devletine bağlıyım ama iki devletin valileri arasında bir görüşme olabilir.? Hatemi Hoca?nın ağzından ne çıkarsa not ediyorum. Bende Sezen Aksu?dan tutun Nazan Öncel?e kadar Hatemi Hoca?dan menkıbeler var. Örneğin yorgun bir anında televizyonu açar, Petek Dinçöz?ü görür, ertesi sabah onunla ilgili bir menkıbe söyler.?
Parçam ABD?de çalınıyor
MÜRSEL Işık ünlü müzisyen Rod Stewart?la da bağlantı kurup müziğini dinletmiş. Bunu şöyle anlatıyor. ?Bir arkadaşım vasıtasıyla Duene Hitchings adlı bir müzisyenle tanıştım, ona İstanbul?u gezdirdim. O arada ona kendimin de müzisyen olduğunu söyledim. O ayrılırken bana birkaç kaydını bıraktı. Bunun üzerine biraz araştırınca onun Michael Bolt, Alice Cooper, Jimi Hendrix gibi isimlerin aranjörü olduğunu gördüm. Bir irtibat telefonu bırakmıştı, ona bir parçamı gönderdim. Üç ay sonra bir mail geldi, benim parçamı radyolara göndermiş, ?Şu şu radyolarda parçan çalınıyor? diyor. Ben şöyle düşünüyorum, kendi işiyle uğraştığın için Yaradan karşına güzel şeyler çıkartıyor hep. ?Dinleyenlerden birisi de Rod Stewart, bu da onun yorumları? dedi. ?Harika bir gitar, Neil Young ve Bob Dylan tarzı bir yorumun var? diyor.?
STAR
