Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

OECD'den trilyonluk fon önlemi

OECD trilyon dolarlık fonlara önlem amacıyla fonları kabul eden ülkeye bazı koşullarda yetki verdi.

18 Yıl Önce Güncellendi

2008-06-07 09:29:00

OECD'den trilyonluk fon önlemi


OECD Bakanlar Konseyi, küresel çapta hareket eden trilyon dolarlık bağımsız varlık fonlarının (SWF) gittiği ülkelerde 'güvenlik' sorunu oluşturmaması için, bu fonları kabul eden ülkelerin saydam olmak koşuluyla kısıtlamalar getirebilmesini benimsedi.

OECD Bakanlar Konseyi 4-5 Haziran'da Paris'te gerçekleştirdiği toplantısından sonra bağımsız varlık fonları 'Sovereign Wealth Funds - SWF' hakkında bir deklarasyon yayımladı. Özellikle son yıllarda büyük sermaye birikimi sağlayan Çin, Hindistan, Uzak Doğu ve Körfez ülkelerinde yüz milyarlarca dolarlık varlığa ulaşan ve ülkesel karakter taşıyan fonların dünyada dolaşımı bir süredir IMF dahil uluslar arası kuruluşların incelemesi altındaydı. Söz konusu fonların yöneldiği ülkeler açısından güvenlik endişesi doğurabileceği, kara para aklamada kullanılabileceği tartışılıyordu. Söz konusu fonlar yeni zenginleşen yörelerden batı Avrupa ve ABD'nin köklü kurumlarına girerek önemli hisseler edinmişlerdi.

Bakanlar Konseyi'nin 'Bağımsız Varlık Fonları ve Alıcı Ülke Politikalarıyla İlgili OECD Deklarasyonu' başlıklı sekiz maddelik Deklarasyonu'nda, ilk olarak SWF'lerin bu fonların ait olduğu ve gittiği ülkelerin ekonomik kalkınmasına yönelik yapıcı katkısının memnuniyetle karşılandığı bildirildi. Deklarasyonda, 'Bugüne değin söz konusu fonlar güvenilir, uzun vadeli, ticari olarak yönetilebilen yatırımlar ve küresel mali istikrar için bir güç olmuştur' denildi.

'Ticari' amaçlardan çok 'siyasi' amaçlarla motive edilmeleri halinde SWF'lerin endişe kaynağı olabileceği ve ulusal güvenlik kaygılarının yükselmesine haklılık kazandırabileceği belirtilen OECD Bakanlar Konseyi Deklarasyonu'nda şu maddeler yer aldı:

'-SWF'ler hakkında, bunların ait bulunduğu hükümetler ve alan hükümetlerle ilgili uluslar arası tartışmalar olumlu karşılanmıştır. Bunlar konuyla ilgili kavrayışı artırmış, karşılıklı sorumluluk ve güvene katkıda bulunmuş ve ekonomik büyüme ve kalkınmaya zarar verebilecek korumacı tepkilerden sakınılmasına yardımcı olmuştur.

-SWF sahibi ülkeler ve bizzat SWF'lerin kendisi; yönetişim ve saydamlığı güçlendirme yönündeki adımlarla söz konusu fonlara duyulan güveni geliştirebilir.

-Bakanlar Konseyi, IMF'nin en iyi SWF uygulamaları üzerine yaptığı çalışmayı temel bir katkı olarak desteklemektedir.

-OECD bu tür fonları kabul eden ve en iyi uygulamanın görüldüğü ülkeler üzerine çalışmalar yapmaktadır. IMF ve OECD birlikte ana güvenlik konularını teminat altına alırken, SWF'ler için açık bir uluslar arası yatırım ortamını koruyup ve genişletecektir.' 

SWF'LER GÜVENLİK SÖZ KONUSU OLDUĞUNDA KISITLANABİLİR

Deklarasyonda OECD'nin yabancı hükümet kontrollü finansal yatırımlar üzerinde daha dikkatle durulması, bu alandaki politika gelişmelerinin karşılıklı izlenmesiyle ilgili, yükselen ekonomiler dahil gelen verileri değerlendiren başarılı raporları bulunduğu kaydedildi.

Söz konusu raporlar temelinde OECD Bakanlar Konseyi'nin SWF yatırımlarını kabul eden ülkeler için bazı 'Politika İlkeleri' onayladığı bildirilirken bu ilkeler şöyle sıralandı:

'-Fonları kabul eden ülkeler yabancı yatırımın önüne korumacı engeller koymamalıdır.

-Fonları kabul eden ülkeler benzer koşulları taşıyan yatırımcılar arasında ayrımcılık yapmamalıdır. Fonları kabul eden bir ülkede ek herhangi bir kısıtlama sadece yabancı ve yerli yatırımcılara uygulanan genel politika, meşru ulusal güvenlik kaygılarına hitap etmede yetersiz kaldığında söz konusu olmalıdır.

-Bu gibi ulusal güvenlik endişelerinin arttığı yerde, yatırımcıların fonları kabul eden ülkeler tarafından korunması; saydam ve önceden bilinebilir, açıkça tanımlanmış ulusal risklerle orantılı olmalı, uygulamada hesap verilebilirliğin sağlanması gerekmektedir.'

Haber Ara