Orgeneral Saygun, Genelkurmay Başkanlığı Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı'na (ATASE) bağlı Stratejik Araştırma ve Etüt Merkezi (SAREM)tarafından Harp Akademileri Komutanlığı Atatürk Harp Oyunu ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen 'Orta Doğu: Belirsizlikler İçindeki Geleceği ve Güvenlik Sorunları' konulu uluslararası sempozyumun kapanışında konuştu.
Üç büyük dinin bu bölgede doğduğunu ifade eden Orgeneral Saygun, 'Su, enerji ve dinin Ortadoğu'nun kaderi üzerindeki etkisi, yapılacak her türlü değerlendirmede dikkate alınmak mecburiyetindedir' dedi.
Dinin bir iç dinamik olarak bölgeyi şekillendirdiğini anlatan Orgeneral Saygun, günümüze kadar uzanan bir süreklilikle yaşanan ve halen yaşanmakta olan din eksenli çatışma ve savaşların bölgeye zarar vererek dinsel ve etnik kimlikleri farklı olan toplulukları sınırlı bir coğrafya üzerinde birbirine kattığını belirtti.
Saygun, 'Müslümanlık üst kimliğinin normal olarak birleştirici ve katalizör rol oynaması beklenebilir. Ancak dinin Orta Doğu'da böyle bir rol oynadığını söylemek mümkün değildir' ifadelerini kullandı.
Saygun, 'Bu konuda çok fazla örnek bulunmakla beraber, Kıbrıs gibi çok haklı bir davamızda dahi İslam dayanışmasını Türkiye'nin ve Kıbrıs Türkü'nün yanında görmenin mümkün olamadığını hatırlamadan edemeyeceğiz. Irak'ta çoluk ve çocuğunun nafakasını kazanmaktan başka hiçbir amacıolmayan işçilerimizin, şoförlerimizin acımasızca gene başka Müslümanlarca katledilmesi bu konuda akla gelen diğer bir örnektir' diye konuştu.
'Sınırlar başka hesaplara göre çizildi'
Orgeneral Saygun, Ortadoğu'da dikkate alınması gereken bir diğer hususun da dış etkenler olduğunu ifade ederek, Ortadoğu'daki sınırların bölgesel dokuyu ve farklı özellikleri yansıtmayan bir yaklaşımla başka menfaatler, beklentiler ve hesaplara göre çizildiğini söyledi.
Orgeneral Saygun, I. Dünya Savaşı sonrasında çizilen bu sınırların, barışa ve bir arada yaşamaya değil, müteakip çatışmalara ve savaşlara kolayca yol açabilecek bir ortam meydana getirmeye daha uygun olduğunun açıkça görüleceğini belirterek 'Bugün geldiğimiz nokta, bu değerlendirmemizin haklı olduğunu göstermektedir. Bunlara literatürde 'yapıcı istikrarsızlık' veya 'yaratıcı kaos' deniyor' dedi.
Ergin Saygun, Türkiye'nin müttefiki olan Avrupa ülkelerinin uluslararası kurallara ve kararlara uygun davranarak birinsanlık suçu olan teröre ve teröristlere sağladıkları himaye ve desteğe son vermeleri çağrısında da bulundu.
Ilımlı-radikal İslam
'Batı; bugünkü kökten dinciliği İslam'ın bir iç meselesi olarak görmekte,sorunun gene İslam'ın kendi içinde çözülmesi için 'radikal İslam'ın karşısında 'ılımlı İslam'ın güçlenmesini savunmaktadır' diyen Orgenerel Saygun, 'Ancak bugün gelinen noktada, ılımlılar ve radikaller olarak gruplamanın beklenen sonucu sağlamadığı, tam tersine radikallerin bu yaklaşımdan cesaret ve yürek kazanarak ılımlılardan bazılarını saflarına katarak daha da güçlenmesine yol açtığı görülmektedir' dedi.
Avrupa Birliği ile NATO'nun kurumsal şekilde başlattıkları girişimlerini sürdürmeye ve derinleştirmeye çalıştıklarını dile getiren Orgeneral Saygun, ancak bu girişimlerin bölge ülkelerinde beklenen heyecanı yaratmadığının da açık olduğunu vurguladı.
Silahlanma yarışı
Ortadoğu'daki güç dengesizliklerinin ve güvenlik çelişkilerinin silahlanmayı artırdığını belirten Orgeneral Saygun, bölgede silahlanmayı kontrol eden herhangi bir güç ve anlaşmanın da bulunmadığını söyledi.
Silahlanmayı denetleyenlerle, silahlanmayı teşvik edenlerin aynı güçler olmasının onların çıkarları dışında kararlar alınmasını olanaksız hale getirdiğini belirten Orgeneral Saygun bunun da durumu daha içinden çıkılmaz hale soktuğunu söyledi.
'Çatışmalar İslam dinine zarar veriyor'
Organeral Saygun, birleştirici ve katalizör rol oynayan İslam'ın Ortadoğu'da böyle bir rol aldığını söylemenin mümkün olmadığını ifade etti.
18 Yıl Önce Güncellendi
2008-06-07 08:58:00
Haber Ara