Emine K. Arslaner / TIMETURK / Almanya
İslam ülkelerindeki misyonerlerle ilgili olumsuz hadiseler Avrupa medyasının en sevdiği haber konularındandır. Özellikle İran?daki misyonerler hayatlarını tehlikeye atan kahramanlardır, çünkü İran Hıristiyan misyonerler için bir anlamda cehennemdir. Geçtiğimiz hafta içinde Avrupa ülkeleri tarafından 'Ortadoğu?nun en demokratik ülkesi' olarak kabul edilen bir ülkede, İsrail?de üst üste gerçekleşen iki olay Avrupa?da medyanın ne kadar yapay ve subjektif bir dil kullandığını gösterdi.
Alman basını haberi yayınlamadı
İsrail?de Talmud (Yahudi?lerin kanun kitabı) öğrencilerinin evleri dolaşarak topladıkları İncilleri ateşe vermeleri Alman ulusal medyasında yer almadı. Olay sadece bir Almanca haber sitesinde yayınlandı. İncil yakma hadisesinin akabinde İsrail?de okuyan bir Alman Üniversite öğrencisinin misyoner çalışmalar içinde olduğu gerekçesi ile sınır dışı edilmesi de çok yankı uyandırmadı. İsrail?de misyonerlerin nasıl karşılandıklarını ve ülkenin dini özgürlükler açısından ne kadar demokratik olduğunu gösteren bu iki olayın Avrupa basınında yeteri kadar işlenmemesi, İsrail?in Avrupa ve hatta dünya medyası üzerindeki gücünü de ortaya koydu.
İnciller nasıl yakıldı?
Almanca freace.de haber portalında yer alan habere göre, olay geçtiğimiz hafta içinde İsrail?in Or Yehuda şehrinde gerçekleşti. Belediye Başkan vekili Uzih Aharon Perşembe günü şehrin içinde arabayla dolaşarak hoperlörden anonslar yaptı ve bir önceki gün civarda Mesih Yahudi?lerinin (Hz. İsa?nın Tevrat?da geleceği müjdelenen Mesih olduğuna inanan Yahudi?ler) dağıttıkları İncil'lerin iade edilmelerini istedi. Aharon daha sonra Talmud öğrencilerinden ev ev dolaşarak İncil?leri toplamalarını istedi. Öğrenciler topladıkları kitapları şehirdeki Sinagog?un yakınlarında bir yerde yaktılar.
Belediye Başkanı çelişkili konuştu
Jerusalem Post gazetesinde yayınlanan bir habere dayanan Alman haber portalı, Belediye Başkanı?nın basına yaptığı çelişkili açıklamalardan da bahsetti. Habere göre İsrail askeri radyosuna konuşan Başkan, 'içimizdeki kötüleri eliyoruz' dedi. Şehir halkının, ?misyonerlere karşı sert tutumu?nu bildikleri için kendisini telefonla arayarak İncil dağıtan misyonelerden şikayet ettiklerini söyleyen Başkan, bu açıklamasından bir saat sonra bir Televizyon kanalına verdiği röportajda, Mesih Yahudi?lerinin şehirdeki Etyopya?lı göçmenleri Yahudi aleyhtarlığı yapmaya teşvik ettiklerini ileri sürerek, ? kanunları çiğneyerek misyonerlik yapanlara karşı savaşmalıyız? çağrısında bulundu. Başkan aynı gün öğleden sonra yaptığı açıklamada İncil?lerin yakılmasını istemediğini ancak yadırgamadığını söyleyerek, yakma olayını ilahi bir emir olarak nitelendirdi. Aharon daha sonra bir gazeteye verdiği demeçte kitapların yakılmasından derin üzüntü duyduğunu ve bu olayın Hıristiyan?larla Yahudi?ler arasındaki ilişkileri gereceğinin de farkında olduğunu söyledi. Haberde yer alan bilgilere göre Başkan Aharon konuşmasını şöyle sürdürdü: ?Gençler İncil?leri yakmak üzere Sinagog?un çevresine yığdıklarında orada değildim. Olay yerine gittiğimde kitaplar tutuşturulmuştu. Bir kitabı zorla da olsa alevlerin arasından kurtarmayı başardım. O incil şu an arabamda. Olaydan derin üzüntü duyuyorum. Bu olayı ben organize etmedim. Olay kendiliğinden gelişmiştir. Başkalarından nasıl bizim dinimize saygı göstermelerini bekliyorsak, biz de başka dinlere karşı saygılıyız. Yeni Ahit?lerin yakılması çok üzücüdür. Biz kötü birşey yapmak istemedik, insanların dini duygularını rencide ettiğimiz için üzgünüm?. Başkan, bütün bunlara rağmen evleri dolaşarak Yahudi aleyhtarı Propagandalarda bulunan ve genç Yahudi?leri dinden çıkarmaya çalışan Mesih misyonerlerine izin verilmeyeceğini sözlerine ekledi.
Bir Yahudi kitabı yakılsa 'Antisemitizm' yaygarası yaparız
Yakılan İncil?lerin bir kısmının da yayıncısı olan İsrail İncil teşkilatı başkanı Victor Kalisher şehir halkının olaya karşı sessiz kalmasını eleştirerek, 'Oysa biz, deniz aşırı ülkelerin birinde Yahudi kitaplarından bir tanesi yakılsa derhal Antisemitizm yaygarası koparırız' dedi.
Alman öğrenciyi sınır dışı ettiler
İsrail?de din özgürlüğünün sınırlarını gösteren bir başka olay da Kudüs?de yaşandı. Kudüs fakültesinde Felsefe okuyan bir Alman Üniversite öğrencisi, Mesih Yahudi?si olduğu ve misyoner faaliyetlerde bulunduğu gerekçesiyle sınır dışı edildi. İç işleri Bakanlığının kendisini, dini aidiyeti ve misyoner faaliyetleri konusunda sorguladığını belirten öğrenci L. , Mesih Yahudi?si olup olmadığı sorusunu, ?Hıristiyan bir ailenin çocuğu olarak İsrail?e dini bir kimlik edinmek için geldim. Yahudi gibi yaşıyorum ve din değiştirmek üzereydim. Ancak bunu Bakanlık engellemiş oldu. Mesih Yahudisi değilim. Dini bir kimlik arayışı içindeyim? şeklinde cevapladı.
Mesih Yahudileri
İsrail?de 10 bin Mesih Yahudi?si yaşıyor. Mesih Yahudi?leri Yahudi olmakla birlikte Hz. İsa?yı Tevrat?ta geleceği bildirilen kurtarıcı Mesih olarak kabul ediyorlar ve Tevrat?la birlikte İncil?e de inanıyorlar. Mesih Yahudi?leri Yahudi?ler tarafından Hıristiyan kabul ediliyorlar ve dışlanıyorlar.
İsrail?de misyonerlik kanunen yasak
İsrail?de deşiğik dinlerden insanların Yahudi?lere dini propagandalarda bulunmaları, dinlerini anlatmaları, kitap dağıtmaları yasak. İsrail?de bu yasağı çiğneyen, hatta çiğnediğinden şüphe edilen yabancı din mensubu insanlar derhal sınır dışı ediliyorlar. Geçen sene misyonerlik yaptığı tahmin edilen bir Protestan Papaz ve eşi İsrail?den kovulmuştu.